16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR EKRANIN ARKA PLAN RENG , FARKLI ETK LER YAPIYOR zilim analizi (sekanslama) yapılmakta.. Fakat yeni bir teknik sayesinde yine de kaliteli bir çalışma yapılmış. Üç yıl devam eden proje yaklaşık olarak beş milyon Avro,ya mal olmuş. Çalışmanın amacı Neandertal ve Homo sapiens (modern insan) kalıtımının karışıp karışmadığını öğrenmek. Neandertal ve Homo sapiens kalıtımı arasındaki benzerlik %99’dan fazla. selecek ve suyu çevreye zorlayacak. Fakat bu tehlikenin kısa vadede değil yüzlerce yıl içinde meydana gelmesi bekleniyor. Batı Antarktika buz tabakası yaklaşık Texas ve Oklahoma eyaletlerinin toplamı büyüklüğünde, Kuzey Amerika’daki tüm büyük göllerin toplam hacimlerinden yaklaşık olarak yüz misli suya sahip. talama sıcaklığın 3840 derece arasında seyrettiği tahmin edilmekte. Kanada’daki British Columbia Üniversitesi’nden Ravi Mehta ve Rui Zhu tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya göre ekrandaki mavi arka plan yaratıcılığı arttırırken, kırmızı arka plan ayrıntıların daha dikkatli algılanmasını sağlıyor. Sonuçlar, ders ve çalışma ortamlarının, hatta reklamların tasarlanmasında bile yardımcı olabilir (Science). Araştırmaya katılanlar kırmızı, mavi veya beyaz arka planlı ekranlar üzerinde altı çeşit testi çözerlerken, bilimciler de arka plan renginin, test sonuçlarını ne şekilde etkilediğini izledi. Buna göre kırmızı arka plan, konsantrasyonu arttırarak, katılımcıların daha başarılı olmasını sağlamış. Mavi arka plan problemleri daha yaratıcı bir şekilde çözmelerine yardımcı olmuş. Mavi elementlerle biçimlendirilmesi gereken oyuncaklarda da daha yaratıcı sonuçlar elde edilirken, kırmızı oyuncaklar amaçlara uygun olarak tasarlanmış. Kırmızı renk genelde tehlike ve uyarıyla mavi ise huzur ve barışla ilişkilendirilir. Bilim insanları, katılımcıların başarılarını işte bu ilişkilendirmeye bağlıyor: Kırmızı, insanların dikkatli davranmalarını sağlarken, mavi güven hissi vererek cesaretli bir şekilde yenilikler yaratmalarına yardımcı oluyor. Ancak bu süreçler bilinçsiz olarak işlemekte. Katılımcılar çoğunlukla mavi arka planı seçmiş. İklim değişimi özellikle de Kuzey Amerika kıyılarını tehdit ediyor. Batı Antarktika’daki buz tabakasının erimesiyle deniz seviyesi altı metre kadar yükselecek. Buna bağlı olarak da Washington, New York, San Francisco ve Seattle gibi kentler yüzyıllar içinde sulara gömülebilir diyor Science dergisinde, Kanadalı jeofizikçi Jerry Mitrovica. Deniz suyu seviyesi en çok da New York kıyılarından başlayarak aşağı doğu yükselecek. Hatta batı kıyısında biraz daha yüksek olması beklenebilir. Fakat deniz seviyesinin yükselmesi, küvete dolan suyla karşılaştırılamaz diyor Mitrovica. Daha çok dünyanın rotasyon eksenini kaydırarak etkileyecek. Bu şekilde güney Atlantik ve Pasifik’teki su kütleleri Kuzey Amerika ve Hint Okyanusu’na kayacak. Böylece buzun ağırlığından kurtulan deniz yük NEW YORK VE WASHINGTON SULARA GÖMÜLECEK DEV YILAN FOS L Alman bilim insanları kısa bir süre önce keşfedilen uzun yaşam geninin rolünü kanıtlamayı başardı. Kiel Üniversitesi’nden Stefan Schreiber’a göre Fox03A genindeki bir varyasyon, yüz yaşını aşkın insanlarda daha çok görülüyor ve tüm dünyada uzun yaşam üzerinde olumlu etki yapıyor. Bilim insanları yüz yaşındaki 388 Almanın DNA örneklerini daha genç olan 731 kişinin örnekleriyle karşılaştırmış. Amerikalı bilim insanları da 2008 yılında, Japon kökenli çok yaşlı Amerikalı erkeklerde ay UZUN YA AM GEN AVRUPALILARDA DA BULUNDU Dünyanın en büyük yılanı 60 milyon yıl önce Güney Amerika’da yaşıyordu. Kuzeydoğu Kolombiya’daki fosili inceleyen bilim insanları, yılanın 13 m uzunluğunda ve bir ton ağırlığında olduğunu açıkladılar. Yılanın bilimsel adı “Titanoboa cerrjonensis”; yaklaşık “Cerrejon’daki dev Boa yılanı” anlamına geliyor. Cerrejon, fosilin bulunduğu kayaç formasyonunun adı. Dev yılan günümüzde yaşayan ve uzunluğu üç metreyi geçmeyen Boa yılanlarıyla akraba. Soğukkanlı hayvanların ulaşabileceği maksimum uzunluk, çevrenin sıcaklığına bağlı. Titanoboa’nın olağanüstü uzunluğundan yola çıkan araştırmacılar, günümüzden 65,5 55,8 milyon yıl önce yaşanan Paleosen devri için ortalama 3034 derecelik bir hava sıcaklığı hesapladı. Yeni veriler, ekvator civarındaki sıcaklıkların tahmin edilenden daha yüksek olduğunu gösteriyor. Paleosen’den Eosen’e geçişte ise or nı gen varyantını saptamışlardı. Almanya’daki DNA karşılaştırmaları ve Fransa’daki incelemelerle artık uzun yaşam ve Fox03A arasındaki ilişki kanıtlandığı gibi aynı gen varyasyonunun varlığı kadınlarda da tespit edilmiş oldu. Sonuçlar, Japonların ve Avrupalıların genetik açıdan göreceli olarak farklı olmaları nedeniyle önem taşımakta. Artık söz konusu genin dünya genelindeki uzun yaşamda önemli bir rol oynadığını söyleyebiliriz diyor uzmanlar. Nilgün Özbaşaran Dede Leipzig MaxPlanck Evrim Antropolojisi Enstitüsü’nde Svante Pääbo ve arkadaşları, Neandertal insanının kalıtımını çözdü. Aynı ekip Kasım 2006’da Neandertal kalıtımının ilk bölümlerini çözerek yayımlamıştı (Nature). çözülen DNA, Hırvatistan’da bulunan 38.000 yıllık bir Neandertal kemiğine ait. Kalıtımı çözme çalışması, yaklaşık üç milyar harflik DNA’nın bin yıllar içinde 50 yapıtaşlık uzunluklara bölünmesi nedeniyle zordu, diyen araştırmacılar, kalıtımın her harfini şimdilik sadece bir kez okumuşlar. Oysa normalde hataları azaltmak için tüm kısımlar defalarca okunana dek di NEANDERTAL KALITIM ÇÖZÜLDÜ GenetikEvrim S YAH KURDUN EVR M AYDINLANDI Amerikalı bilim insanları gri kurtları siyaha dönüştüren bir gen keşfetti. Genin Amerika’nın ilk sakinleri tarafından evcilleştirilen köpeğe ait olması sürpriz oldu. Kurtlar, Pleistosenin sonlarından itibaren, yani yaklaşık olarak 300.000 yıldan bu yana bozkırlarda ve karlı bölgelerde avlanıyor. Grimsi, kahverengi bazen de beyaz olan tüy renkleri uzun bir süre değişmemişti. Fakat birkaç bin yıl önce Kuzey Amerika’da birden bire siyah postlu kurtlar da görülmeye başlandı. Üstelik bunlar daha dayanıklı ve daha baskındı. Nitekim genleri Kuzey Amerika kurt popülasyonu içinde hızla çoğaldı. Kanada’nın kutup bölgesinde örneğin günümüzdeki kurtların üçte ikisi siyahtır. Zoologlar bu evrim sürecinin ne şekilde işlediğini çözememişlerdi. Amerikalı genetikçi Greg Barsh 2007 yılında, köpeklerde koyu renk tüyden sorumlu olan bir mutasyon keşfetti. Science dergisindeki yazıya göre bu mutasyon kıl hücrelerindeki melanin üretimini değiştiriyor. Barsh ve arkadaşlarının son araştırması şimdi aynı şeyin kurtlar ve kır kurtları için de geçerli olduğunu CBT 1144/ 4 20 Şubat 2009 gösterdi. Amerikalı genetikçilerin teorisine göre, mutasyon yaklaşık olarak 50.000 yıl önce ilkel köpekte ortaya çıkmış. İnsanlar bundan 10.00015.000 yıl önce Bering Boğazı’nı geçince kurtlar ve köpekler çiftleşmeye başlamış. Bu süreç, kurdun gen havuzunda da okunabilmekte. Bu durum köpeğin evcilleştirilmesine yeni bir bakış açısı sunuyor. Evcil hayvanların, yabani hayvanların genetik rezervine olumlu etki yapabileceklerini görmek şaşırtıcı oldu. Kuzey Amerika’da soyları tükenmiş ilkel köpeklerin sadece kurtlarda yaşamaya devam etmesi de hayret verici diyor Barsh. Koyu post renginin, neredeyse her zaman karla kaplı bir bölgede üstün gelmesi çok ilginç. Biyologlar gerçi kurtların kamuflaj rengine ihtiyaç duymadıklarını söylüyor, ama Barsh’a göre burada farklı bir, immünolojiyle ilgili faktör söz konusu olabilir. Çünkü koyulaşmadan sorumlu mutasyon, normalde bakterilere karşı savunma maddeleri üretmekten sorumlu bir gende yer almakta. Söz konusu gen insanlarda iltihaplar ve enfeksiyonlar üzerinde etkili. Siyah kurtlar da enfeksiyonlara karşı daha dayanıklı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle