Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sağlık Yaşam biçiminizi değiştirerek inme riskini yüzde 90 azaltabilirsiniz! İnme, dünyada olduğu gibi ülkemizde de en önemli ölüm ve hastalık nedenleri arasında yer alıyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde yerel risk etmenleri değişiklikler gösterse de genel risk yönetimi, inmenin önlenmesinde en önemli adımdır. İnme, sigaranın azaltılması, kan basıncının ve kan şekerinin düşürülmesi, uygun koruyucu ilaç kullanılması gibi risk yönetimleriyle yüzde 90 önlenebilir bir hastalıktır. Dr. Bülent Kahyaoğlu; Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Nöroloji Bölümü Y aşam koşullarının denetlenmesinde, şehir efsaneleri ya da ticari kaygılarla dayatılmış yanıltıcı bilimsel veriler yerine, yaşam biçimini oluşturan çevresel etmenler, alkol, sigara içimi, fiziksel çalışma, şişmanlık, beslenme ve ruhsal durum değerlendirilmelidir. Çevresel etmenler: Yapılan birçok çalışma, hava kirliliği ile inme arasında anlamlı bir ilişkinin varlığını gösterir. Havadaki nitrojenoksit, karbonmonoksit ve benzeri parçacıkların akciğerlerde alveolar (akciğerin iç yapısındaki bölüm) zedelenme ve kan pıhtılaşmasını artırıcı bir etkisinin olduğu gösterilmektedir. (Joubert ve ark.) (1) Bu etkide uzun ya da kısa süreli etkilenme ile inme tipleri arasında farklılıklar belirlenmemiştir. Hava kirliliği, trafik yoğunluğu ve endüstriyel aktivitelerin artmasıyla birlikte stres etmeni de işin içine girmektedir. Miller ve arkadaşlarının 58.610 kadın üzerinde, ABD’nin 36 değişik kentinde yaptığı çalışmada, uzun süreli hava kirliliğinde yaşamanın, kalp damar hastalıkları sıklığı değerlendirilmiş, cm3’de her bir 10 mikrogram parçacık artışının beyin damar hastalıklarında yüzde 35 ve bu sebeplerden ölümde yüzde 83 risk artışı yaptığı saptanmıştır.(2) Hava kirliliği olmayan daha yeşil ortamlarda yaşamak, fiziksel çalışmanın artışıyla da ek yararlar sağlamaktadır. rülmüştür (4). Sonuç olarak alkolün az miktarda tüketilmesi ile inme riskinde bir azalmadan söz etmek mümkünse de, bunun bir nedensonuç ilişkisi olduğunu söylemek kolay değildir. Halk sağlığı uzmanları, erkeklerde günde iki kadeh, kadınlarda bir kadeh içki tüketmenin koruyucu etkisi olabileceğini söylerken, içki içmeyenlere başlamayı önermemektedirler. Sigara, damar hastalıkları için önemli ve değiştirilebilir bir risk etmenidir. İnme riskinin, pıhtı oluşumunun, damar sertliğinin 24 kat artmasına sebep olur. Pasif içicilik, kalpdamar hastalıkları gibi inmede de önemli risktir. İlginç bir çalışma ile sigara yasağının kalp krizi üzerine etkisi incelendi. Cesaroni ve arkadaşları, Roma’da 10 Ocak 2005’te başlayan sigara yasağının kalp krizine etkisini araştırdı. Araştırmada 3564 yaş aralığındaki kişilerde kalp krizinin yüzde 11.2’den daha az görüldüğünü saptadılar (5). Sigaranın inme riskinin anlamlı azalması, bırakmadan 2 yıl sonra başlıyor. Sigara bırakma girişimlerinin yüksek oranda başarısızlıkla sonuçlanması bilinmektedir. Bu yüzden aktif ya da pasif sigara dumanından uzak kalmak için bu süreyi göz önüne almak gerekir. Hangi etmenler ölüm oranını artırıyor? 1Joubert J, et al :J Neurol Sci 2007;262:7176; 2Miller KA,et al : N Eng J Med 2007;356:447458; 3Reynolds K,et al:JAMA 2003;289:579588; 4Athyros VG, et al:Angiology 2007;58:689697; 5Cesaroni G,et al: Circulation 2008;117:11831188; 6Fung TT, et al: Arc Intern Med 2008;168:713720; 7Brunner EJ,et al:Cochrane Database Syst Rev 2007: CDOO2128; 8Hooper L,et al: BMJ 2006; 332:752760; 9Bjelakovic G,et al: JAMA 2007;297:842857; 10Larsson SC, et al :Arch Intern Med 2008;168:459468; 11Goldstein LB, et al: Stroke 2006; 37:15831633 CBT 1144 / 13 20 Şubat 2009 Alkol tüketimi: Alkolün damar hastalıkları üzerine etkileri içilen Uzun süre hava miktar, cinsi, içme sıklığı ve kişiye gökirliliğinde yaşamak beyin re farklılıklar göstermektedir. Bilinen yararlı etkileri ise iyi huylu kolestedamar hastalıklarında rolü artırmak, trombosit yapışmasını %35 ve bu sebepten ve fibrinojeni (pıhtı oluşumunda etölümde %83 risk artışı kilidirler) azaltmaktır. Zararlı etkileyapıyor. Doğru beslenme, ri ise kan basıncını ve pıhtılaşmayı artırması, kan akım hızını yavaşlatmainme riskini %11 sıdır. Çeşitli çalışmalar, yoğun alkol azaltıyor. kullanımının inme riskini artırdığını Omega 3 ya asitleri: Ana gösterirken, alkol miktarının riski kaynağı balık ve deniz ürünleridir. çoğaltan sınırı henüz belirli değildir. Çok çeşitli etkileri olduğu söylense de, 48 kontrollü çaAz miktarda alkol alınmasının kalp damar hastalık lışmanın meta analizinde, kalpdamar hastalıklarının larından koruduğunu gösteren çalışmalar da vardır. Bir me hastalık ve ölüm oranlarında bir etkisi olduğu gösterileta analizde, 35 çalışmanın sonuçları değerlendirilmiş ve tı medi (8). Diyetle ya da ek besin olarak alınan omega 3’ün kayıcı inme ile alkol arasında J (1) şeklinde bir ilişki ku bitkisel veya balık kökenli olmasının farkı olup olmadırulmuştur. ğı, ek besinin diyetle etkisinin aynı olup olmadığı bilinBuna göre günde 1224 gram; bir ya da iki kadeh içen miyor. lerde risk en düşük, günde 60 gramdan çok içenlerde; beş kadehten fazla içenlerde en yüksek risk bulunmuştur (3). Antioksidanlar: C, E vitamini ve betakaroten, üzeYapılan bir Akdeniz bölgesi çalışmasında 4.135 Yunanlı rinde en çok çalışılan doğal antioksidanlardır. Çok sayıerişkin incelenmiş ve orta dereceli alkol tüketiminin da da yapılmış çift kör kontrollü çalışmada C vitamini ve bemar hastalıkları, diyabet, kalpdamar hastalıklarında azal takarotenin herhangi bir yararlı etkisi gösterilemedi, E vima sağlarken, inme üzerinde bu etkinin olmadığı gö taminin olası yararından bahsedildi. 232.606 katılımcıyı Beslenme: Beslenme başlığı altında genel ve ek besinler önemlidir. Meyveden zengin, sebze ağırlıklı (günde 5 porsiyon), düşük yağlı süt ürünleri, balık, az sodyum çok potasyumlu beslenme damar sağlığı açısından önerilmektedir. Fung ve arkadaşlarının hemşireler üzerinde yaptığı 24 yıllık izlemli bir çalışmada, düşük hayvansal protein alımı, düşük yağlı süt ürünleri kullanımı ve sebzeden zengin beslenmenin damar hastalıkları sıklığını anlamlı ölçüde azalttığı saptandı (6). Beslenmenin bu şekilde değiştirilmesi yıllık inme riskini %11 azaltır (7). kapsayan 68 çalışmanın meta analizinde, betakaroten, A ve E vitaminlerinin tek başlarına veya diğer antioksidanlarla birlikte verilmesinin ölüm oranını anlamlı derecede çoğalttığı görüldü (9). Elektrolitler: Magnezyum, kalsiyum, potasyum, sodyum alımı ile inme arasındaki ilişki için 5069 yaş aralığındaki 26.556 Finli üzerinde yapılan çalışmada, yaş, kalp damar risk etmenleri, beslenme farklılıkları düzeltildikten sonra, magnezyum alımının inme riskini azalttığı, kalsiyum, magnezyum ve sodyum için aynı etkinin olmadığı görüldü (10). Beslenmenin az sodyum, çok potasyum içermesi; kan basıncını düşürücü etki ile birlikte inme sıklığını azaltır. B vitaminleri ve Homosistein: Homosistein (kandaki aminoasit) düzeyi yüksek olanlarda inme riski fazladır. Bunun, B vitaminleri ve folik asit kullanımıyla indirilmesinin, riski azaltıp azaltmadığı tartışmalıdır. Her ikisini de destekler çalışmalar vardır. Ucuzluğu ve kullanım kolaylığı açısından B vitaminleri ile veya tek başına folik asit, homosistein düzeyi yüksek kişilerde kullanılabilir (11) KAYNAKÇA: