Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Siber Uzayda Macera Dolu Bir Yolculuk Jos De Mul KitapYayınevi Doğa ve Bilim Dizisi Rotterdam’daki Erasmus Üniversitesi felsefi antropoloji kürsüsünde profesör olan Jos de Mul’un “Bu kitap bir büyüden doğmuştur. Siberuzayda neredeyse on yıl süren bir yolculuğun kayda geçirilmesidir. Yolculuğumun başlangıcı, 1990’ların başında Dünyayı Saran Ağ’ın (www) ve sanal gerçekliğin ortaya çıkışına rast geldi…” sözleriyle kitabına başlıyor ve yeryüzünde her gün milyonlarca insanın “içinde” dolaştığı İnternet’i bir filozofun derin bakışıyla ve tazeliğini hiç kaybetmeyen çocuksu bir merakla inceliyor, bizleri de kendisiyle birlikte tarihsonrası zamanın coğrafyasonrası bir gezgini olmaya davet ediyor... İnsangillerin 5 milyon yıl önce ortaya çıkışı, insanın zaman ile uzay içindeki maceralı yolculuğunun başlangıcıydı. Elinizdeki kitap, bu büyüleyici yolculuğun yeni aşamasını, siberuzayın araştırılmasını ele alıyor. İnternet gibi bilgisayar ağlarının geçen onyılda gelişmesiyle, yeni bir insani deneyim alanı açıldı. İnsanoğlu bu yeni alana daldıkça, günlük hayatın siberuzay tarafından sömürgeleştirilmesi gibi tersine bir süreç de başladı. Siberuzayda Macera Dolu Bir Yolculuk, siberuzayın keşfinin dünyamızı nasıl değiştirdiğini gösteriyor ve bunun biyolojik ve kültürel kimliğimizde yaratacağı sonuçları araştırıyor. Tarihsonrası zamanı ve coğrafyasonrasını zihnimizde nasıl canlandırabiliriz? İnsan ile bilgisayarın sürüp girmekte olan bütünleşmesi üstün bir Siborg’la mı sonuçlanacak, yoksa insanlık akılsız bir Homo zapiens olarak mı sona erecek? Yazar bu soruları coşkunun ve nostaljinin ötesinden, felsefi bir konumdan ele alıyor. Gelecek onyıllarda gündemin başına oturacak olan bir süreci nüanslarıyla ve derinlemesine analiz ediyor. De Mul’a göre dijital devrim kültürümüzü tepe den tırnağa değiştirecek, biyolojik evrime teknolojik evrim eşlik edecek ve sanat, politika, gibi alanlarıyla insanlık tümden değişime uğrayacak. Yazar, edebiyatın ve görsel sanatların bir süredir bu sürecin köklerini beslediğini de gösteriyor. Jos de Mul Rotterdam’daki Erasmus Üniversitesi felsefi antropoloji kürsüsünde profesör. Yayınları arasında Romantic Desire in (Post) Modern Art and Philosophy (1999) ve The Tragedy of Finitude. Dilthey’s Hermenutics of Life (2004) var. Cyberspace Odyssey’nin (Siberuzayda Macera Dolu Bir Yolculuk) Flamanca baskısı 2003’te yılın en iyi felsefi kitabı olarak Sokrates Ödülü’nü aldı. (Metin kitaptan alındı). Çeviri: Ali Özdamar 400 sayfa, 25.YTL; Mayıs 2008 Realite var mıdır? Hazırlayan: Osman Bahadır K uantum dünyası, tuhaf bir evrendir. Foton veya elektron gibi, davranışları bizim olağan dünyamızın kurallarına uymayan atom altı parçacıkların dünyasıdır kuantum dünyası. Bu parçacıkların her şeyden önce ikili bir doğası vardır. Onlar aynı zamanda hem bir parçacık (bir noktada lokalize edilmiş maddesel bir parçacık), hem de bir dalga (uzayda yayılan bir titreşim hareketi) gibi davranırlar. Dahası, bir parçacık eş zamanlı olarak birden fazla durumda bulunabilir. Diğer şaşırtıcı bir durum da şudur; bir parçacık, belirli bir anda belirli bir yerde lokalize edilemez (yerinin tam olarak saptanmasını başaramayışımızla ilgili bir şey olarak değil, fakat parçacığın aynı anda kısmen birçok pozisyonda bulunabilmesi yüzünden). Bir parçacığı gözlemlemek için yapılacak tüm girişimler onun durumunu değiştirir ve bu nedenle de parçacığın yeri ve momentiyle ilgili kesin bir saptama yapılamaz. Kuantum fiziğinin bu tuhaf dünyası, fizik yasalarının doğası ve hatta realitenin statüsü konusunda felsefi tartışmalara yol açmıştır. Fizik bize reeli veya basit gözlem olgularını betimlemiyor muydu? Peki, o halde nedir bizim olağan realitemize uymayan bu reelin doğası? Bu tartışma iki büyük kampı karşı karşıya getirmiştir; realistler ve antirealistler. Ve her iki kamp da ayrıca kendi içinde birçok farklı bölümlere ayrılmıştır. Realistler kendi aralarında naif realistler ve bilimsel realistler olarak ikiye ayrılmıştır. Naif realistler, reel ile ilgili olağan algımızın realiteye karşılık geldiğini ileri sürerler. Bilimsel realistler ise fizik tarafından belirlenmiş kanunlara karşılık gelen bir realitenin varlığını kabul ederler. Bu realiteler, reel ile ilgili olağan kavrayışlarımızdan farklı olsalar bile. BAŞKA “REALİZM”LER Bu geleneksel realizmlerin dışında, son zamanlardaki gelişmelerden doğan başka “realizm”ler ortaya çıkti. Bernard d’Espagnat’nın örtülü realizmine göre, reel vardır, fakat bizim aktüel fiziğimize uymaz. Nancy Cartwright’ın son kitabı How the laws of physics lie (Fizik Kanunları Nasıl Yalan Söyler, 1983) da işlediği fenomenolojik bir realizm vardır. Buna göre fizik kanunları yanlıştır (onlar yalan söylerler), zira onlar kısmi gözlemleri genelleştirmekten başka bir şey yapmazlar ve kısmi deneyimlerden hareket ederek modeller oluştururlar. Buna karşılık, fenomenolojik kanunlar, doğada veya laboratuarda somut bir biçimde sınanmaya tabi tutuldukları için gerçektirler. Pozitivist fizikçi Ernst Mach (18381916) Başka sözcüklerle söyleyecek olursak, dünyayla ilgili betimlemelerimiz daima yanlıştır, fakat görülen, ölçülen, sınanan veya deneylenen şeyler doğrudur. Teori yanıltıcıdır, oysa gözlemler vardırlar ve yalan söylemezler. Antirealistler de birçok kampa ayrılmıştır. Pozitivistler, şeylerin nihai realitesine asla ulaşılamayacağını ve zaten bu sorunla uğraşmanın da önemli olmadığını ileri sürerler. Enstrümantalistlere göre ise reel ulaşılabilir değildir ve sadece deney sonuçlarıyla yetinmek gerekir. Pragmatiklere göre, bilimsel teoriler sadece az veya çok güvenilebilir zihinsel araçlardır, fakat asla realiteyle bağdaşık (homojen) değillerdir. İdealistler, her şeyin sadece bir temsilden ibaret olduğunu ileri sürerler. Ve nihayet konstrüktivistler gelir. En ünlü konstrüktivistlerden biri, B.C. van Fraassen’dir. The Scientific Image (1980) adlı eserinde o şunları söylemektedir; “Konstrüktif sözcüğünü bakış açımı izah etmek için kullanıyorum. Buna göre bilimsel faaliyet, bir keşiften ziyade bir konstrüksiyondur. Gözlenemeyen realitelerle ilgili hakikatlerin keşfi değil, fenomenlere uygun olabilen modellerin konstrüksiyonu.” Nihayet en ilginç pozisyonlardan biri, iç realizmden konstrüktivizmin sofistike bir formuna geçen Hillary Putnam’ın durumudur. Putnam’a göre “ruh ve evren, birlikte ruh ve evreni oluştururlar.” Kaynak: Sciences Humaines HorsSerie, “Histoire et philosophie des sciences”, Sayı 31, Aralık 2000/OcakŞubat 2001, Paris, s.6162. Şehir Planlama ve İmar Mevzuatının Kentsel Dönüşüm ve Deprem Ağırlıklı İncelenmesi Prof. Dr. Yücel Ünal Yetkin Basım ve Yayın Dağıtım A.Ş email yetkin@yetkin.com.tr Bu kitap, düzenleyici ve idari işlemler olan imar planları ile bu düzenleyici idari işlemlerin devamı niteliğindeki idari işlemlerden sadece imar parselasyon düzenlemelerini içermektedir. İmar uygulamaları çerçevesinde, yapı izin ve denetimi, yapı kullanma izni ve imar kamulaştırmaları gibi ayrıntılara girilmedi. Ancak son yıllarda ülkemizde imar ve planlamayla ilgili olara tasarıların hazırlandığı; parsel bazında uygulamalardan geçilmesini, eylem planlamalarını öngören kentsel dönüşüm ve deprem odaklı çalışmaların yapıldığı dikkate alınarak; planlama ve imar konuları, hem kentsel dönüşüm hem de deprem odaklı olarak ele alındı. CBT 1120/ 16 5 Eylül 2008