Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TEKHARF ARAŞTIRMALARI: Halkımız sağlığında çığır açması gereken bilgiler Koruyucu Apolipoprotein AI Halkımızda Şeker Hastalığı ile Koroner Kalp Hastalığının Gelişmesini Kolaylaştırıyor: Kronik hastalıklardan koruyucu proteinlerden önemli biri olan apo AI, damar sertliğine ve yangıya karşı koruyucu işlevlerini yetişkinlerimizde yerine getiremeyip tersine yangıyı körükler niteliğe bürünmüştür. Sonuçta her iki cinsiyette şeker hastalığına, kadınlarımızda da koroner kalp hastalığına sürüklemektedir. Bu risklerin boyutu LDLkolesterol’ünkine eşit, Creaktif protein’inkinin iki katı düzeyindedir. Bu sakıncalı durum muhtemelen giderek artan şişmanlığın yarattığı artmış düşük düzeyli yangı ortamına bağlıdır. Prof. Dr. Altan Onat, TEKHARF Çalışması Yöneticisi, İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Em. Öğretim Üyesi, altonat@yahoo.com.tr; TEKHARF Çalışması Mensupları adına yon yetişkin yurttaşımızdan, yılda en az 50 binden fazlasının koroner kalp hastalığına, daha büyük sayıdaki yurttaşımızın da diyabete yakalandığı kanısındayız. Bu kadar geniş bir kesimi ilgilendiren durumdan meslekdaşlarımızın, yetkililerin ve kamuoyunun artık bir an evvel haberdar edilmesini önemsediğimden, buluşlarımızın bütününün tıp çevrelerinde yayınlanması için geçecek bir yılı aşkın bir süreyi beklemeyi doğru bulmadım. APO AI: KORUYUCULUKTAN RİSK FAKTÖRLÜĞÜNE Bu koruyucu proteinlerden apo AI üzerindeki çarpıcı bulgularımızı bu yazının geri kalan bölümünde özetlemeye çalışacağım. Kanda çeşitli yağlar, yağ ve proteinlerden oluşan büyük lipoprotein molekülleriyle taşınır. Bunlardan yüksek yoğunluklu nitelikteki parçacıklar damarlarımızı damar sertliğinden koruma işlevinde başı çeker. Bu parçacıkların yüzeyindeki başlıca proteine apo AI terimi verilir ve dokulardan karaciğere ‘ters kolesterol nakli’ni kolaylaştıran etkisiyle, kalpdamar hastalıklarında önemli koruyucu etkiye sahiptir. Üstelik yangıya karşı koruyucu işlev gördüklerinden, örneğin şeker hastalığı gelişmesinden korurlar. Gerçekten de, çeşitli ileriye dönük çalışmalar ve yeni bir metaanalize göre, başlangıçta apo AI değerleri üst üçtebir dilimine göre alt üçtebir diliminde bulunan bireylerin, ileride koroner kalp hastalığı gelişme riski 1.62 oranında artmıştı. Apo AI’i taşıyan yüksek yoğunluklu parçacıklardan belirli niteliktekilerinin oranı fazla olan kişilerdeki yüksek apo AI düzeylerinin çevre dokulardan kolesterolü taşıyıcılıkta iyi olmadığı ise, birkaç çalışmada bildirilmiştir. TEKHARF Çalışması’nda 1998 yılındaki apo AI değerlerinin daha sonra yeni gelişen hipertansiyon, metabolik sendrom, diyabet ve koroner kalp hastalığından ne ölçüde koruduğunu incelemeye çalıştık. Başlangıçtaki ortalama yaşı 49 olan 1044 erkek ile 1067 kadının kanda apo AI ölçümleri elimizdeydi. Bu katılımcılar ortalama 7.4 yıl süresince izlendi. Önce, kanda yüksek apo AI değerlerinin bağımsız belirteçleri araştırıldı. Kadın cinsiyet, yaşlanma, alkol alımı ve (ters yönde) sigara içiciliği her iki cinsiyette, ayrıca kadınlarda sistolik kan basıncı, anlamlı belirteçlerdi. B Koruyucu protein APO A1 CBT 1120/ 14 5 Eylül 2008 u yaz 18’inci takip yılını tamamlayacak olan TEKHARF (Türk Erişkinlerinde Kalp Hastalığı ve Risk Faktörleri) Çalışması, halkımızın kalpdamar sağlığı ile ilgili bir araştırma projesidir. Ülkemizin tıp alanında yürüttüğü çok önemli ve eşsiz bir projedir. Yedi coğrafi bölgemize yayılan 59 kırsal ve kentsel yerleşim biriminde 1990 yılında rastgele aldığı ve ülkemiz yetişkin nüfusunu temsil eden 3687 kişi, son 12 yılda her iki yılda bir taranarak izlenmiştir. Katılımcıların yaşantısıyla ilgili birçok bilgi edinildi, ölçümler yapıldı, kanları alınarak merkezi bir laboratuvarda çeşitli biyokimyasal maddeleri ölçülmüş ve elektrokardiyogramları kaydedildi. Bu veriler dosyalar halinde muhafaza edildiği gibi, bilgisayara denetlenmek suretiyle yüklendi. Metabolik sendrom, şeker hastalığı, koroner kalp hastalığı gibi tanılar belirlendi. Her 8 katılımcıdan birinin bu takipte hayatını yitirdiği saptandı, bunu ve özellikle köyden kente göçme sonucu küçük bir bölümünün takipten kaybedilmesini gidermek üzere, üç ayrı dönemde 1300 dolayında yeni katılımcı Çalışmaya dahil edildi. Derinlemesine biyoistatistik analizler sonucu, TEKHARF Çalışması günümüze dek son derece önemli bilgiler sağladı. İlk on yılda kan basıncından kanda kolesterol ve trigliserid gibi yağ değerleri, şişmanlık ve göbeklilikten yangı göstergesi Creaktif protein, apolipoprotein (apo) değerlerine ve daha birçok değişkene kadar uzanan verilerin halkımızdaki dağılımı, anlamı ve bellibaşlı ilişkiler ortaya konuldu. Şeker hastalığı ile koroner kalp hastalığının yaşa ve cinsiyete bağlı sıklıkları meydana çıkarıldı. Daha sonraki aşamada böbrek fonksiyonunu gösteren glomerüler filtrasyon hızı tahminine, uyku apnesi sendromu belirlenmesine, kanda insülin ve ürik asidden birçok hormona kadar varan verilerle zenginleşen Çalışma, metabolik sendromun halkımızın kalpdamar hastalıklarının altında yatan temel durum olduğunu 7 yıl önce saptadı. Bu çerçevede bel çevresi ölçütü olarak erkeklerimizde Batı’dan alınan kriterin yeterli olmadığını, bunun 95 santime çekilmesi gerektiği konusunda çok önemli bilgi sağlandı. Ayrıca metabolik sendrom ile şeker hastalığının çeşitli etmenleri ile sonuçları ve koroner kalp hastalığını uzun vadede öngördüren etkenler hakkında bilgiler üretildi. Uluslararası üst düzey bilim dergilerinde 50 kadar makale aracılığıyla fevkalade ilgi çeken TEKHARF Çalışması, giderek artan atıf sayısına, toplam 700 atfa ulaştı, son 12 ay içinde 230 atıf alma gibi ülkemizde tıp fakültelerinin, hatta üniversitelerin yarısının sağlayamadığı uluslararası yankı hacmiyle karşılaştı. Popülasyona dayalı takip çalışmaları arasında TEKHARF Çalışması kadar önemli bilgiler üreten dünyadaki benzerleri sayıca herhalde 20’yi aşmaz dersem, abartmış olmam. Çalışmanın 3. aşamasında edinilen bilgilerden biri, iki yıl önce üst düzey bir dergide yayınlanan ve sigara içiciliğinin Türk kadınlarını metabolik sendrom ve şeker hastalığından koruduğuna ilişkin, mevcut bilgilere ters düşen ama doğruluğundan kuşku duymadığımız saptamaydı. Halkımızda düşük düzeyli yangının farklı nitelik taşıdığına ve bu konuda erkekle kadın arasında önemli farkların bulunduğuna dair ilk tespitti. Bu hususları biraz ayrıntılı yazmamın sebebi, Çalışma adına övünmek amacı değil, bu Çalışmada elde edilen verilerin çok güvenilir olduğunun bilinmesine yardımcı olmak içindir. Son 1 yıl içerisinde birbiri üzerine binen ve birbirini destekleyen, vücudumuzda kronik hastalıklardan koruyucu olduğu tıpta bilinen başlıca proteinlerin şu veya bu işlevlerinde önemli kusurların varlığını saptamış durumdayız. Bu kusurlar milyonlarca yetişkinlerimizi ilgilendiriyor. Benzeri işlev bozuklukları başka toplumlarda henüz tanımlanmadığı, bir kısmı ancak test tübünde veya sıçanlarda gözlemlendiği için daha da önem kazanmaktadır. Kritik olan, yalnızca bu proteinlerin koruyucu işlevlerinin bozukluğu nedeniyle, tahminen 10 ila 20 mil ŞAŞIRTICI SONUÇ Daha sonra lojistik regresyonda kullanılmak üzere cinsiyete özgü apo AI üçtebir dilimleri oluşturuldu ve yukarıda saydığımız akıbetlerle ilişki araştırıldı. Regresyon modeline cinsiyet, yaş, beden kitle indeksi, Creaktif protein, HDLkolesterol ve lipid düşürücü ilaç kullanımı alındı. Sonuç şaşırtıcı olduğu kadar çarpıcıydı. Apo AI üst üçte bir dilimindeki bireyler alt üçte bir dilimdekilere göre şeker hastalığına daha az yakalanacağına, nispi risk her iki cinsiyet bir arada tutulduğunda 1.98 [%95GA 1.31; 3.0], p=0.001) bulundu. Başka bir ifadeyle, yaş, beden kitle indeksi, Creaktif protein, HDLkolesterol’den bağımsız olarak ve bunların yarattığı risklere ila