24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR ÇİN’DEKİ VİRÜS SALGINI ON DOKUZ ÇOCUĞU ÖLDÜRDÜ Çin’de en az on dokuz çocuğun ölümüne neden olan virüs halk arasında büyük bir korkuya yol açtı. Xinhua haber ajansından yapılan açıklamaya göre bugüne kadar 789 çocuk hastalanmış. Halen hastanede bulunan 200 kadar çocuktan dördünün sağlık durumu ciddiyetini korumakta. Açıklamalara göre tehlikeli Enterovirüs 71 martın başında Anhui eyaletindeki Fuyang’da yayılmış, ancak enfeksiyonun varlığı çok daha geç açıklanmış. Kurbanlar genelde altı yaşında çocuklar, hatta bazıları iki yaşında bile değil. Xinhua haberine göre Enterovirüs 71, elayakağız sendromuna neden olabiliyor. Çocuklarda yüksek ateş, ağızda kabarcıklar, ellerde ve ayaklarda döküntü gibi belirtiler görülmüş. Elayakağız sendromu gerçi çok bulaşıcı ama bir haftada kendi kendine iyileşebiliyor. Fakat Enterovirüs 71 öte yandan felç ve beyin zarı iltihabı gibi tehlikeli hastalıklara da neden olabilmekte leri için önemli bir faktör olduğunu söylüyor. Kumların sıçrayarak yer değiştirmesi saltasyon olarak adlandırılır ve iki evreden oluşur. Birinci evrede tanecikler rüzgârın etkisiyle yerden kaldırılarak hızlandırılırken, ikinci evrede yere çarparak enerjilerini diğer kum taneciklerine aktarır. Bu süreç Dünyamızda örneğin kum fırtınaları ve kumul hareketlerinde izlenir. Aynı görüngülerin Mars’ta da izlenmesi bilim insanlarını şaşırtıyordu. Sonuçta bir saltasyonun meydana gelmesi için Kızıl Gezegen’de, Dünyamıza kıyasla 10 misli rüzgâr hızı gerektirmekte. Ne var ki saniyede 2.5 m’lik hız Mars’ta son derece enderdir ve ancak on yılda bir görülür, diyor araştırmacılar. Son hesaplarla, kumun büyük alanlarda hareket edebilmesinin, taneciklerin eşsiz uçuş menziliyle ilgili olduğu anlaşıldı. Eşsiz uçuş menzili, tanecikleri yere çarpış sırasında Dünyamızdakine kıyasla beş ila on misli hızlandırmakta. Mars’ta yüz metrekarelik bir kumulun bir metre ileri doğru hareket etmesi 7000 yıl kadar sürüyor. hücrelerine bu sıcaklık işlevini veren genin bulunmadığını saptadılar. Araştırmacılar bu sonuçtan yola çıkarak, dinozorlarda da kahverengi yağ dokusunun bulunmadığını ve bu yokluğun da bir olasılıkla soylarının tükenmesine yol açtığını düşünüyor. Yetişkin insanlar ve yetişkin memeli hayvanların çoğu, gerekli durumlar için yoğun enerjili lipidlerin depolandırengi yağ dokusunun, ne de sıcaklık kaynağı işlevini mümkün kılan genin bulunduğunu saptadı. Balıklarda ve amfibyumlarda işlevini yitirmesine rağmen bu gen hale mevcut. Araştırmacılar bu yüzden, söz konusu genin kuşların ve kertenkelelerin ortak atasında kaybolduğunu sanıyor. Dinozorların evrim çizgisi kuşlardan önce kertenkelelerden ayrıldığı için bilim insanları sıcaklık üreten dokunun dinozorlarda da bulunmadığını düşünüyor. Bu sonuç aslında başka bir araştırma sonucunun bir yan ürünü. Mezentseva ve arkadaşları insandaki beyaz yağ dokusunu kahverengi yağ dokusuna dönüştürmenin yollarını arıyorlardı. Bu şekilde gereksiz enerji, depolanmak yerine yakılabilirdi. Bir deney sırasında söz konusu genin aşılanması sonucunda, tavuk embriyolarının sıcaklık üreten yağ dokusu geliştirecek duruma geldiği görülmüş. DİNOZORLARDA DA KAHVERENGİ YAĞ DOKUSU YOKTU Tüm memelilerde bulunan kahverengi yağ dokusu, yağ asitlerini oksitleyerek sıcaklık üretir. Amerikalı araştırmacılar şimdi kertenkele ve kuşlarda yağ MARS’TAKİ KUM TANECİKLERİ DAHA HAREKETLİ Ceara Üniversitesi’nde (Brezilya) Murilo Almeida ile çalışan araştırmacılar, Mars’taki kum taneciklerinin ğı beyaz yağ hücrelerine sahipler. Bu büyük hücrelerin içleri tek bir lipid damlasıyla doludur. Bebeklerde, yavru memeli hayvanlarda ve kış uykusuna yatan hayvanlarda buna karşın bol miktarda kahverengi yağ dokusu bulunur. Çok sayıda minik lipid damlacığı taşıyan bu hücreler ayrıca yağdaki enerjiyi doğrudan doğruya sıcaklığa dönüştüren mitokondriler açısından da çok zengindirler. Mitokondriler diğer tüm hücrelerde yağ ve karbondioksiti, adenosintrifosfat (ATP) maddesine dönüştürüyorlar. Nadejda Mezentseva ve arkadaşları, kuşlarda ve kertenkelelerde ne kahve TUZLU SUYLA DAHA SAĞLIKLI DOMATESLER İtalyan bilim insanları tuzlu suyla yetiştirilen domateslerin daha lezzetli ve daha sağlıklı olduğunu keşfetti. Kiraz domatesleri tuzlu suyla sulandığında, kanser ve kalp/dolaşım hastalıklardan koruduğu bilinen antioksidan maddesi çoğalmakta. Fakat domateslerin boyları küçülmekte. Tuzlu suyla sulama, su kıtlığı çeken ülkeler için alternatif olabilir diyor Pisa Üniversitesi’nden Cristina Sgherri. Genelde serbest radikaller olarak bilinen hızlı reaksiyon gösteren oksijen bileşimleri insan bedeninde birçok metabolizma sürecinde oluşmakta. Serbest radikaller kanser, katarakt ve kalp/dolaşım hastalıklarında etkilidir. C ve E vitaminleri, lipon ve klorojen asidi gibi antioksidanlar serbest radikallere karşı etkiyebiliyor. Bu bileşimler ise domateste bulunur. Cristina Sgherri ile çalışan ekip şimdi bu bileşimlerin, tuzlu suyla sulama sayesinde daha fazla üretildiğini buldu. Araştırma çerçevesinde sulama suyuna %12 oranında deniz suyu karıştırılan kiraz domatesler incelenmiş ve bu inceleme sonucunda domateslerin içindeki antioksidanların, tatlı suyla sulananlara kıyasla daha fazla olduğu saptanmış. Ancak bununla birlikte tuzlu suyla sula Nüfus araştırmaları 70 BİN YIL ÖNCE DÜNYA NÜFUSU İKİBİNDİ Son araştırmalara göre kötü iklim koşulları yüzünden 70.000 yıl önce dünyada sadece 2000 kişi yaşıyordu. American Journal of H u m a n Genetics dergisinde yayımlanan araştırma çerçevesinde 200.000 yıl önce yaşayan bir kadının kalıtımını incelenmiş. Söz konusu kadının DNA’sından Afrika kıtasındaki ilk göçün başladığı zamana kadar yaşayan insanlar gelişmiş. İsrail Ramban Tıp Merkezi’nden Doron Behar ve New York IBM Bilim Merkezi’nden Saharon Rosset, bundan 135.00090.000 yıl öncesine kadar Doğu Afrika’da şiddetli bir kuraklığın yaşandığını söylüyor. Bu iklim koşulları yüzünden küçük gruplara ayrılan insanlar neredeyse yok olma durumuna gelmişler. Yaklaşık olarak 40.000 yıl önce insanlar tekrar bir araya gelerek, Afrika’dan dünyanın çeşitli bölgelerine göçmeye başlamışlar. Araştırma, genetiğin insanlık tarihinin aydınlatılmasındaki önemini vurgulamakta, diyor araştırmayı kısmen finanse eden National Geographic Birliği’nden Spencer Wells. “ DNA’mıza yazılanlar gerçek bir kahramanlık öyküsü. Soyu tükenmekte olan insan, tüm dünyaya yayılarak 6,6 milyarlık bir nüfusa ulaşmıştır.” Dünyamızdakilere kıyasla 10 misli yükseğe ve 100 misli uzağa sıçradığını buldu. Dev sıçrayışların sebebi, Kızıl Gezegen’deki yerçekiminin düşüklüğüne ve atmosferinin seyrekliğine bağlanıyor. Mars’taki kum tanecikleri Dünyada olduğu gibi 15 cm. değil, beş metre kadar yukarı sıçrayabiliyor ve bu sıçrayış sırasında da aşağı yukarı 96 m’yi geride bırakıyor. Bilim insanları uzun uçuş süresinin, kum fırtınaları ve kumul hareket CBT 1104/ 4 16 Mayıs 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle