Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kanbeyin bariyeri, Nobel’i arıyor Ortak hedef, KBB’yi istenildiği anda açıp ve kapatabileceğimiz fizyolojik mekanizma/ları bulmak.. Prof. Dr. Mehmet Kaya, İstanbul Tıp Fakültesi, Fizyoloji KBB’den beyine madde taşıma yolları. Löscher W, Clin Cancer Res., 2007). Bu bağlamda irdelendiğinde hemen hemen her yıl işlenen konular; • Kanbeyin bariyerini hedefleyen terapötik yaklaşımlar • Endotel bariyerlerinde kan hücrelerinin beyine göçü • Kanbeyin bariyerinin patofizyolojisi Resim 2: beyinde kan ve damar • Kanbeyin bariyer fenotipinin düzor değil. Bu konuda çalışan bilim insanları bilim zenlenmesi • Kanbeyin bariyerinde immun düzenleme hırsları ile çözüme biraz daha yaklaşmakta ve genç nesli de motive etmektedir. • Kanbeyin bariyerinde taşıyıcı proteinler Bu konuda ülke olarak biz ne yapıyoruz? • Kanbeyin bariyerinde sıkı bağlantı proteYıllardır birlikte çalıştığım gruptaki bilim insaninleri ve sinyal mekanizmaları • Nörolojik bozukluklarda kanbeyin bariye ları dışında ülkemden sayısal olarak kayda değer bir katılım söz konusu değil. ri’nden oluşmaktadır. Bu sempozyumda ilk defa, sunulan konuşma veAraştırmacılar, yukarıda sıralanan her bir özelleşmiş konu ile ilgili çalışmalarını sundu. ya bildirilerde, önceliğin hemen hemen konuşAraştırmaların ortak hedefi, KBB’yi istenildiği an macıların tamamına yakınında, kırk yaş altında olda açıp ve kapatabileceğimiz fizyolojik mekaniz masına özen gösterildi. Nedeni, genç araştırıcılar ma/ları bulmaktı. Bu, fizyolojik anlamda açılma ve üzerinde kıdemli araştırıcıların telkin veya baskısını ya kapanmanın mekanizma/larını öğrenmek; be azaltmak, belki de günümüzde baş döndürücü bir yin dokusu içindeki herhangi bir patolojiyi dü hızla gelişen biyoteknolojinin öğrenilmesi ve zeltmenin yanında, aynı zamanda beyine özellikle kullanılmasına daha yatkın olan genç beait herhangi bir patolojik koşula eşlik eden yinlerin önünü açmayı hedeflemekti. Kongre sırasında genç katılımcılara hangi paKBB geçirgenliğindeki düzensizliği de onarrasal kaynağı kullanıp geldiklerini sorduğumda, ma şansı verecektir. araştırıcıların birçoğu bu etkinliğin onlar için biKBB’ye ait fizyolojik ve patolojik mekalimsel anlamda bulunmaz bir fırsat olduğunu, yenizmaları anlamak özellikle önemli. Zira, beni bir veya birçok bakış açısını kaçırmamak onyin kaynaklı çeşitli sendrom, bozukluk veya hastalıklara ait patolojik değişimlerin teda lar için çok önemli olduğunu, bu nedenle katılım visi için kullanılan ilaçların büyük bir oranı bütçesinin neredeyse yarısını kişisel bütçelerinden (%95) asıl etkili olmaları gereken yer olan be karşıladıklarını söyledi, aralarında Japon araştırıyin dokusuna, KBB’nin mükemmel bir görev cılar dahi vardı. Sonuç: Ancak, gerçekten ve yürekten bilime yapmasından dolayı ulaşamıyor. inanmış ve bilimsel inançla donatılmış insanların KBB’nin istenilen tarzda açılıpkapatıl• Hücrelerin fonksiyonel durumu kan ve beyin arasında dinamik bir yapı çoğunlukta olduğu bir ülkede bilimsel yeni fikirmasını sağlayacak mekanizma/ları bulan araşoluşturur. • Morfolojik olarak endotel hücreleri birbirlerine sıkı bağlantılar ler üretilebilir. Bu fikirler filiz verir, fidan olur, bütırmacı grubunun en azından Nobel ödülünü ile bağlanır. • BBB nöronal fonksiyon için iyonik homeostazisi sağlar, beyine hak edeceğini, ayrıca ülke ekonomisine de büyür dallanır ve nihayet öncelikle altında yaşayan besin taşır ve toksik maddelerden korur. yük maddi olanaklar sağlayacağını öngörmek insanlara mutluluk sunacak meyveleri verir. Reseptör yardım Emici cılı Endositoz Endositoz Insulin Transferrin Albumin, diğer plazma proteinleri 18–20 Eylül, 2008 tarihleri arasında Amsterdam’da 11. kez gerçekleştirilen “Signal Transduction in the BloodBrain Barriers” sempozyumuna sekizinci katılışımda bazı aktivitelere ve Türkiye’ye olası yansımalarına değineceğim. Bu sempozyumda yıllardır ele alınan konu; Kanbeyin bariyeri (KBB) beyin dokusunda bulunan damarların % 95’ten fazlasını kapiller (kılcal) damarlar oluşturur ve endotel hücrelerinin oluşturduğu bu yapıda kanbeyin bariyeri/engeli ismi verilir üzerinedir. KBB’nin görevini tam olarak yapabilmesi için perisit, astrosit ve nöron gibi komşu hücreler anatomik ve fonksiyonel anlamda bu yapıya önemli bir destek verirler (Resim 1; KBB yapı ve fonksiyonları). Sempozyum başlıca, Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Güney Kore ve Japonya’dan bilim insanlarının katılımı ile gerçekleşti. Çalışma konuları; insanların normalde günlük yaşam kalitesini etkileyebilecek düzeyde olan ve aynı zamanda beyin dokusunu besleyen kan damarlarının (Resim 2; Beyindeki kan damarları) normal veya anormal koşullarda beynin ihtiyaç duyduğu maddeleri nasıl sağladığı veya atmaya çalıştığı maddeleri nasıl uzaklaştırabildiği üzerine yoğunlaşmıştı (Resim 3; Transselüler Taşıyıcı proteinler Lipofilik Glikoz Yağda eriyen Aminoasit ajanlar Nükleoidler ‘MUSTAFA’ nasıl bir belgesel adı? 28 CBT 1130 / 20 14 Kasım 2008 Resim 3. KBB’den beyine Ömer Demircan ekimde gösterime giren Can Dündar’ın belgeseli “Mustafa”, tıpkı Tolga Örnek’in ‘Gelibolu’ adlı belgeseli çizgisinde, yabancılaştırıcı bir yapım. Atatürk’ün adı: Mustafa (1881), Mustafa Kemal (1893), Mustafa Kemal Paşa (1916), Gazi Mustafa Kemal Paşa (1921), Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1934) olarak evrilmiştir. O nedenle Atatürk’ün ‘insan yanı’nı öne çıkarmak için o belgesele verilen ad doğru seçilmiş sayılamaz; adı üstünde: ‘belgesel’. Osmanlı geleneği izlense, iki ad kullanılması gerekirdi: Mustafa Kemal. Ancak, devrimci “Mustafa Kemal” adı sağcı yönetimler ile tarikatlar ve cemaatlerin tepkisini çektiği için silinmiş. Uluslaşma sürecine de katkı sağlamak için çıkarılan Soyadı Kanunu ile verilen en gerçek soyadı Atatürk bile bir yana bırakılmış. Üstelik seçilen ad geleneğe de uymuyor. Seyircilerden yaşlı olanlar öyle bir adlamayı bir hakaret sayacaklar, Atatürk’ü bilen gençler ise içten içe bir algısal çelişki yaşayacaklardır. Bu belgesel adı Coni’ce, Coni’ler ve Conileşenler için seçilmiş. “Mustafa” adının 1893 sonrası ile ne ilgisi var! Bu seçim Dede Korkut öykülerinde anlatılan ad verme geleneğine bile uymuyor. “Mustafa Kemal Atatürk” adına sondan iki çapraz çekilmiş. Ne yaptığını görmesi için, o işlemi yapımcı kendi adında deneyebilir. Belgesel öyle adlanır mı? Getiri ile götürüye mi bağlı?