Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Topluluk davranışlarında Dalga Prensibi ve Sosyonomi “Korkarım ki, bu çalışmayı pek az ekonomist ve sosyolog ciddiyetle ele alacaktır. Bu nedenle net bir biçimde ifade ediyorum ki bugün insan bilimleri, fizik bilimlerinin üç yüz yıl önce bulunduğu yerdedir. Fizik bilimleri için Newton yasaları neyse, insan bilimleri için de Dalga Prensibi odur.” Tuncer Şengöz, tsengoz@borsanaliz.com u satırlar, 1999 yılında yayımlanan Wave Principle of Human Social Behavior and the New Science of Socionomics (İnsan Topluluklarının Davranışlarında Dalga Prensibi ve Yeni Sosyonomi Bilimi) isimli kitabın önsözünde Robert R. Prechter’ın yazdıklarıdır. Prechter, 1976 yılından beri piyasa yorumları yazıyor. 1979 yılından beri de Elliott Wave International isimli kuruluşun başkanlığını ve Socionomics Institute isimli bağımsız araştırma kurumunun yöneticiliğini yapıyor. Bugüne kadar 13 kitabı yayınlanan Prechter, 1980’li yıllarda, finansal piyasalarla ilgili olağanüstü dakik Piyasa hareketleri toplam tahminleri nedeniyle, beş dalgadan oluşan itkiCNBC tarafından Onyılın Gurusu sıfatına sel ve üç dalgadan oluşan da layık görüldü. düzeltme kalıplarından Prechter’ın çalışmaoluşur. Tüm dalgalar, sülarının temelinde, 1940’lı yıllarda yazdığı resi ve büyüklüğü sınırlı, kitap ve makalelerle, ölçülebilir ve tahmin ediletüm finansal şablonlara bilir ritmik bir hareketin meydan okuyan Ralph sonucunda ilerler ve her Nelson Elliott isimli bir bağımsız araştırmacının dalga, aynı kalıplarla daha teorisi yatıyor. 1940 yıbüyük dalgaların oluşmalında yayınlanan The sına neden olur. basis of the Wave Principle isimli makalesinde Elliott şöyle diyor: B büyük ses getirmiş, ancak daha sonra unutulup gitmişti. 1970’li yıllarda Robert Prechter ve A.J. Frost, Elliott’ın yazılarını toparlayarak Elliott Wave Principle isimli bir kitap yayınladılar. O tarihten beri de pek çok finans analisti bu teoriyi, piyasa analizlerinde başarıyla kullanıyor. Her ne kadar Elliott Dalga Prensibi bir piyasa analiz yöntemi olarak kullanılsa da, teori finansal değişimin çok ötesinde ufuklar açıyor ve Prechter’ın sosyonomi adını verdiği yeni bilim dalı, içinde finansal davranış da olmak üzere, insanın tüm toplumsal etkinliklerine yepyeni bir açıklama getiriyor. KİTLE DAVRANIŞININ İZDÜŞÜMÜ Finansal piyasalar, insan etkinliklerinin rakamsal ölçümlerinin en kolay ve ayrıntılı analizi yapılabilen alanı olduğu için, kitle davranışlarının izdüşümü olarak da görülebilir. Bu nedenle okuyucu, makalenin devamında “finansal davranış” ifadesini, “tüm insan topluluğu davranışları” olarak da okuyabilir. Elliott’ın modeli özünde oldukça basit: Piyasa hareketleri toplam beş dalgadan oluşan itkisel ve üç dalgadan oluşan düzeltme kalıplarından oluşur. Tüm dalgalar, süresi ve büyüklüğü sınırlı, ölçülebilir ve tahmin edilebilir ritmik bir hareketin sonucunda ilerler ve her dalga, aynı kalıplarla daha büyük dalgaların oluşmasına neden olur. Başka bir anlatımla, en küçükten en büyüğe doğru, sürekli aynı kalıplar oluşturarak ilerleyen dalgalar, kalıp tamamlandığında düzeltme kalıpları ile geri çekilir ve ritmik bir salınımla, gene aynı kalıpları oluşturur. Dalgaların ritmi ise, botanikten astronomiye, kristal yapılarından DNA’ya kadar pek çok alanda karşımıza çıkan Fibonacci sayıları ile ilişkilidir. Elliott’ın modelinde, ilerleme aşaması beş, düzeltme ya da geri çekilme aşaması ise üç dalgadan oluşur. Model basit olmakla beraber, Elliott her dalganın yapısı ile ilgili ayrıntılı kurallar koymuştu. Beş dalgalık modeli, insan yaşamının dönemleri gibi de düşünmek mümkün: 1)BebeklikÇocukluk dönemi 2) Ergenlik çağı 3) GençlikOrta yaş dönemi 4) Orta yaş sonu durgunluk dönemi (Andropozmenopoz) 5) Yaşlılık ve ölüm. Ardından düzeltme ve yenilenme. Bir “derece” daha yukarıda bu standart kalıp, kendi benzerini yaratarak sona erer ve her bir dalga da bir “derece” daha küçük ölçekten bakıldığında yukarıdaki 5+3 döngüsünden oluşur: Bu şekilde bir 5+3 döngüsü tamamlandıktan sonra, ilerleme aşamasını oluşturan beş dalgalık aşama daha büyük bir dalganın (1), düzeltme aşamasını oluşturan üç dalgalık aşama ise (2) no’lu dalgasını oluşturur ve ka UYGARLIK DEĞİŞİME DAYANIR “Uygarlık değişime dayanır. Bu değişim kökeni ve yapısı gereği döngüseldir. Aşırı değişimlerin ritmik toplamı, bir döngüyü oluşturur. Bir döngü tamamlandığında başka bir döngü başlar. Büyüklüğü ve süresi farklı olsa da, yeni döngünün ritmi de öncekinin aynısı olacaktır. Döngü, hareketin doğa yasası ile ilişkili olarak ilerleyecektir. Bu döngüsel değişimler, insan davranışlarının farklı duygusal dönemleri de dahil olmak üzere herşeyi yöneten değişmez bir doğa yasasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, uzun vadede döngünün ilerlemesi içinde nedenler göreceli olarak önemsizdir. Bu temel yasa, insan yasaları ve kısıtlamalarla tersine çevrilemez ve bir tarafa atılamaz. Mevcut haberler ve politik gelişmeler, sadece anlık öneme haizdir, kısa zaman içinde unutulacaktır; piyasa trendleri üzerinde olduğu varsayılan etkileri, sanıldığı kadar ağırlıklı değildir. Doğal değişimin bu yasası kaçınılmazdır ve iklimlerin, gelgit hareketinin ve gezegenlerin davranışlarının da nedenidir. Haklı olarak denir ki, değişim, ‘yaşamın tek değişmez gerçeğidir.’ Doğal bir fenomen olarak, kaçınılmazdır ki tüm insan etkinliklerini bu yasa yönetir, biyoloji ve botanik bile bu yasaya tabidir. Bir saatin en küçük biriminden, onyıllık, yüzyıllık binyıllık büyük dönemlere kadar zaman ve matematik uygulamaları bile bu doğa yasasına tabidir.” Makale ilk kez yayınlandığında finans çevrelerinde CBT 1130/ 10 14 Kasım 2008 lıp kendi benzerini daha büyük ölçekte tekrarlayarak yoluna devam eder. Elliott değişimin, bu şekilde oluşan kalıplar halinde bir günün içindeki en küçük dalgalardan yüzyıllarca süren dalgalara kadar sürekli aynı ritmlerle ilerlediğini ileri sürmüştü. Dalgaların süresi ve büyüklükleri ise, 1,1,2,3,5,8,13,21,34,… şeklinde sonsuza kadar ilerleyen Fibonacci sayıları ile ilişkilidir. Seriyi oluşturan ardışık sayılar, ilk birkaç sayıdan sonra küçük sayı büyük sayıya oranlandığında 0.618..’i, büyük sayı küçük sayıya oranlandığında 1.618…’i verir. Bu sayılar Altın Oran olarak bilinir ve parmaklarımızı oluşturan kemikler, DNA’mız, kredi kartları, iskambil kağıtları, sigara paketleri, A4 kâğıt, kitaplar, kapılar, pencereler ve hayatımızı oluşturan pek çok şey Altın Oran’da oluşmuşyapılmıştır. Doğal olarak Altın Oran, insan etkinliklerinde de karşımıza çıkar. İnsan etkinliklerinin en kolay ölçülebilir alanı olan finansal etkinliklerde de kaçınılmaz olarak Fibonacci sayıları ve Altın Oran’la karşılaşırız. Örneğin 19901992 döneminde I r a k ’ ı n Kuveyt’i işgali ile başlayıp, ABD’nin askeri müdahalesi ile devam eden süreçte İMKB endeksinin fiyat hareketi grafiğe yukarıdaki biçimde yansımıştı: Eliptik bir alanın içinde borsa endeksi önce genişleyen, sonra daralan bir alanda salınmış, üç sene süren bu salınım, trendin kaldığı yerden devamı ile sona ermişti. Salınımın başladığı T1 tepesi ile T3 tepesi arasında geçen süre 379 gün, bu tepe ile son dibin görüldüğü D5 dibi arasında geçen süre ise 616 gündü. T1 tepesi ile en derin dibin görüldüğü tarih arasında geçen süre 609, en derin diple son dip arasında geçen süre ise 386 gündü. Grafik üzerinde oluşan kusursuz simetri bir yana, simetriyi oluşturan sürelerin Fibonacci sayı serisindeki sayılar olan 377 ve 610’a yakınlığı, tesadüfün çok ötesinde bir durumun sözkonusu olduğunu apaçık gösteriyor. İMKB’nin tarihsel hareketi içinde buna benzer örnekleri sonU100 HAFTALIK 19891992 suz sayıda bulmak mümkün. 199093 dönemine biraz daha geriden baktığımızda karşımıza çıkan görüntü de oldukça çarpıcı: Yukarıdaki grafik, yükselişin başladığı 1989 yılı ile düzeltmede en derin dibin oluştuğu 1992 arasını göste