Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VI. Uluslararası Atatürk Kongresi Başbakanlık / Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu'na bağlı Atatürk Araştırma Merkezi tarafından 1216 Kasım 2007 tarihlerinde Ankara'da “VI. Uluslararası Atatürk Kongresi” düzenlendi. 1987'den beri her 4 yılda bir geleneksel olarak gerçekleştirilen kongre, “ortak bir değer”e odaklandığı için tüm sosyal bilimlere açıktı. Dr. İrfan Kalaycı, İnönü Üniversitesi İİBF, ikalayci@inonu.edu.tr K ongre'de “inkılap tarihi”nin dayanılmaz bir ağırlığı vardı ve bu ağırlığı dengeleyebilecek iktisat, yönetim, siyaset gibi diğer sosyal bilimlerden pek az bildiri sunuldu. Bunun iki nedeni olabilirdi; ya bildiri seçicilerin tercihi bu yöndeydi ya da diğer sosyal bilimcilerin ilgisiz kalmış olmasıydı. Çokdisiplinli bildiri seçimi yapılabilseydi, örneğin “Atatürkekonomikalkınma” ilişkisi çerçevesinde disiplinler arası denge kurulabilirdi. Yine de bir iktisatçı olarak, bu akraba disiplinin egemen olduğu kongreden pek çok bilgi ve kanaatler edindik. Öğrendiğimiz kadarıyla, 450 civarında bildiri önerisinin yapıldığı, ancak 200 kadarının kabul edildiği kongrenin açılış konuşmalarını, sırayla, Kurum Başkanı Prof. S.Tural, Devlet Bakanı Prof. M. Aydın ile Başbakan R.T. Erdoğan yaptılar. Sn.Başkan, önce, “katılımcıların, hem bilinenlerin tekrarından, hem de kendi söylediklerini tekrar etmekten kaçınmalarını bekliyoruz” dedi, sonra, dünya liderleri SAPTAMALAR Kongrede bazı yapıcı diyaloglar kurma fırsatını bulduk; Atatürk/çülük ve etrafında oluşan gelişmeler dünyasının saygın dergilerinden Storage tarafından, “2006 Yılının En İyi Ürünü” ödülüne layık görülmüştür. Türkiye'nin bilişim sektörünün önde gelen firması Datacore, dünya çapında başarısı kanıtlanan Sepaton ve ülkemizin elektroni devi Aselsan, bu proje için bir araya geliyorlar. www.datacore.com.tr CBT1082/21 14 Aralık 2007 sıralamasıyla ilgili iki ilginç veri sundu: 'The Nature of Political Leadership' adlı eserde A.M. Ludwig adlı ünlü bir psikiyatrın yaptığı 20 yılda tamamlanmış araştırmanın ve Eylül 2002'de ABD Kongresi’nin televizyonunda tüm dünyaya açıklanan sonuçlarına göre, 20. yüzyılda yaşamış 1941 Devlet Başkanı arasından Atatürk, 20. yüzyılın en büyük lideri seçilmiştir. 377 liderin bulunduğu son istatistik listesinde ise 31 puanla en başta Atatürk ve onu Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı Mao Zedong ve ABD Başkanı F. D. Roosvelt izlemiştir.' Sn.Bakan, “Bilim, Hürriyet ve Atatürk” üzerine felsefi tadı iyi ayarlanmış, çeşitli çarpıcı göndermelerle pek keyifli bir sunuş yaptı. Sn. Başbakan ise, bu kongrenin Atatürk Haftası içinde gerçekleştirildiğini hatırlatarak, “Atatürk'ün en büyük eseri Cumhuriyet'in temel ilkelerini korumanın hepimizin görevi olduğu”nu vurguladı. Bu resmi konuşmaların ardından, Atatürk'le ilgili bilimsel çalışmalarıyla tanınan dört kişiye onur ödülleri verildi. Ödül alanlardan ünlü İngiliz tarihçi Prof. A. Mango, Türkçe konuşmasında, “Atatürk'ün en büyük başarısı nedir?” diye sordu ve çok haklı ola rak “1923'ten itibaren Türkiye'yi maceralardan kurtarması” olduğunu belirtti. Özel açılış oturumunda panelistlerden Prof. A. Mumcu'nun, entelektüel düzeyde de yaygın bir şekilde tartışılan “ulus devlet”e ilişkin önemli açıklamaları oldu. Ona göre, 'ulus devletin varlığı sona ermemiş' olup, 'ulus kavramı ırkçılık dışına çıkarılarak şekil değiştirmiş'ti; hatta, 'bugünkü Avrupa Birliği bile ulus devlet ilkesine dayalı bir bütünleşme projesi' idi. Kongre programı, (aynı anda) dörder paralel sunumlardan izleyebildiğim ve dikkate değer bulduğum kısa değinmeler yapmam gerekirse… * Kırgizistan'dan Manas Üniversitesi öğretim üyesi R. Abdıkulova, ülkesinde, Azerbaycan'daki gibi bir “Atatürk Araştırma Merkezi” nin kurulmasına gereksinim duyduklarını ve Türkiye'den yardım istediklerini söyledi. * Bulgar Bilimler Akademisi üyesi ve Balkan Çalışmaları Direktörü Doç. A. Garabedyan, “193038 yılları arasındaki TürkYunan ilişkileri”ne damgasını vuran Atatürk'ü, (kendi deyimi olan) “ev Türkçesi” ile anlattı ve sempati topladı. * İtalya Chieti Üniversitesi'nden Prof. S.Trinchese, “20. yüzyılda Avrupalı Türkiye” konulu sunuşunda Türkiye'nin AB üyeliğini savundu. * Rusya Bilimler Akademisi'nden baba oğul iki profesör de katıldı. Akademiye bağlı Doğu Çalışmaları Enstitüsü'nün Başkanı D. Vasilev, Rus ordusu belgeleriyle Jöntürk Devrimi’ni anlatırken, A.Vasilev ise Balkan Savaşı'nda Rusya'daki Müslümanlar üzerine polis örgütünün yaptığı gözetimlere ilişkin belgeleri sergiledi. * Kemalizmin bir ideoloji sayılıp sayılamayacağı tartışması da gündeme alınmıştı. M. A. Demirer, “Ekonomik seferberlik” konulu bildirisiyle, ünlü “Şark Raporu”na ve Atatürk'ün önce iktisat bakanı ve daha sonra başbakan olarak görevlendirdiği C. Bayar'a önemli göndermeler yaptı. Çarpıcı ve heyecan dolu sunuşunda Kemalizm’in bir ideoloji olduğunu her vesileyle yineledi. * Biz de, mali disipline verilen önemden hareketle, “Atatürk döneminin para politikası”nı ve “günümüz Türkiye ekonomisine yansıAselsan, veri yedekleme alnında geri dönme sürelerini maları”nı ortaya koyarak küçük bir düşürecek, aynı zamanda bu verilerin saklandığı kartuş sayılarında katkı yapmaya çalıştık. ciddi azalma sağlayacak Türkiye'deki ilk Sanal Teyp Gördük ki, kongrenin bilimsel Kütüphanesi'ne sahip oluyor. Veri depolama ve iş sürekliliğine ve sosyal programları son derece odaklanan ilk ve tek firma Datacore, bu projenin altyapısını profesyonelce hazırlanmıştı. Ankuruyor. Aselsan, bu önemli proje için Datacore'un tam hizmet cak, pek alışık olunmayan bir kararanlayışını tercih ediyor. Datacore, Sanal Teyp Kütüphanesi projesi la, oturumlarda soru sorulmasına için bu alanda bir dünya lideri olan Sepaton'un ürünlerini pek izin verilmedi. kullanıyor. Sepaton, sunduğu VTL uygulamalarıyla bilişim konusunda şu saptamaları yapma gereğini duyuyoruz. * Yabancı katılımcıların çoğu, (Çin, İtalya, Küba, Polonya, Rusya, Hindistan, vb. saymazsak), Kafkasya, Ortadoğu, Orta Asya, Kuzey Afrika ve Balkanlar'dan gelmişti. Bu durum, ister istemez şu çağrışımları yaptı: Birincisi, bu bölgelerdeki ülkelerin neredeyse hepsinin kökeni Osmanlı'ya dayanıyordu. İkincisi, o ülkelerin akademisyenleri, Atatürk'ün ulusal uyanış / bağımsızlık hareketlerinden etkilenmişlerdi. * Atatürk'ün “yurtta barış, dünyada barış” sözünün tüm zamanların geçerli akçesi olduğu bir kez daha anlaşıldı. Dünyanın her yerinden onu, onun dönemini anlatmak, fikir ve eylemlerini tartışmak için “Atatürk, 20. yüzyılın çok farklı uluslara mensup en büyük lideri seçilbilim insanları, Atadi. 377 liderin buluntürk'ün adının, bu kongre zemininde de birleştirici duğu son istatistik lisolduğunu gördüler. tesinde ise 31 puanla * Atatürk, bağnazlığı en başta Atatürk ve yok etmeye çalışmıştı; faonu Çin Halk Cumhurikat onun arkasından, “Atatürk bağnazları” ortayeti Başkanı Mao Zeya çıktı. Ayrıca, her türlü dong ve ABD Başkanı dogmayı reddetmiş ve biliF. D. Roosvelt izledi” mi rehber edinmiş Atatürk, eğer yaşasaydı, fikirlerinin dogmalaştırılmasına da karşı çıkacaktı. * Ayrıca, Atatürk hiç kimsenin tekelinde değildir. Özellikle akademik çevrelerde, görülebildiği kadarıyla, Atatürk'le ilgili başat üç farklı grup türemiştir: 1 Atatürk'e gerekli değeri ve önemi verenler; “mütevazi grup”. Bu grubun Atatürk'ün kişiliği, fikir ve eylemleriyle hiçbir sorunları yok. Onun devrimci kişiliğine sonsuz saygıları var; ancak onun putlaştırılmasına karşılar. Atatürk'ün kendisi de yaşamı boyunca putları yıkmaya çalışmamış mıydı? 2 Atatürk'le, onun fikir ve eylemleriyle kendilerini özdeşleştiren, “samimi ve duyarlı” bir grup var. Bunlar daha çok “Kemalist sol/cular” olarak bilinir; “Kemalist sağ/cılar” var mı? 3 Bir de, Atatürk'e ilgisini abartanlar, yani “şovmenler” var ki, onlara ne demeli? Onun arkasına gizlenerek başkalarını ötekileştirmeyi huy etmeleri bir yana, onun üzerinden siyaset yaparak rant peşinde koşanlara karşı uyanık olunmalı. Türkiye'nin İlk Sanal Teyp Kütüphanesi TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP