Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Canlılar Dünyası Yeşil kaplumbağaların geleceği parlak Dünya Doğal Hayatı Koruma Birliği’nin (IUCN) soyu tehlikede olan türleri içeren Kırmızı Listesi’nde yer alan yeşil kaplumbağaların geleceği bazı deniz biyologlarına göre düşünüldüğü kadar karanlık değil. Bu görüşe göre bugün 2 milyon yeşil kaplumbağa yaşıyor ve bunların sayısı giderek artıyor. UCN’in deniz kaplumbağaları ekibinden Annette Broderick, örgütün 2004’te tamamlanan bir sayımdan sonra kaplumbağaları soyu tehlikede olan hayvanlar sınıfına dahil etmesini hata olarak değerlendiriyor. "Soyu gerçekten tehlikede olan türler üzerine yoğunlaşmamız gerekirken dikkatimiz dağılıyor" diye konuşan Broderick, "Kırmızı Liste’de genel bir yanlışlık söz konusu. Bazı bilim adamlarının yerel bazdaki gözlemlerini küresel bir tehdit olarak değerlendirmemek gerek" diyor. İngiltere’deki Exeter Üniversitesi’nden öğretim görevlisi Broderick, bazı küçük kaplumbağa popülasyonlarının azalmaya devam etmekle birlikte, yeşil kaplumbağaların genel olarak sayılarının arttığını, özellikle Atlantik Okyanusu’ndaki 8 bölgenin 6’sında dramatik bir artış kaydettiklerini bildiriyor. I Modern köpekbalıklarının dişleri atalarınınkinden farklı 5 milyon yıl önce okyanuslarda yaşayan iri sürüngenler, dinozor kuzenleri gibi yeryüzünden silinip gittiler. Şaşırtıcı olan, bunlardan kalan ekolojik boşluğun sonraki 15 milyon yıl boyunca doldurulmamış olması. Daha sonra deniz memelileri bu boşluğu doldurdu. Ohio, Celina’daki Wright State Üniversitesi’nden Chuck Ciampaglio, 100 milyon yıl önce yaşamış deniz yırtıcılarının dişlerini inceledi. Bunun için dişlerin kesiti, testere dişi gibi dizilip dizilmediği, uçlarının sivriliği ve eğimi gibi 10 farklı ölçümden yararlandı. Eski deniz sürüngenlerinin pek çoğunda avını ısırmaya ve tutmaya yarayan kalın, ince uçlu, konik dişler bulunuyordu. Bu dişler kemikleri bile parçalayabilecek güçteydi. Bu sürüngenlerle birlikte yaşayan köpekbalıklarında ise çeşitli diş tipleri bulunuyordu. Bunlar genellikle küçüktü ve kalın kabuklu avlarının kabuklarını açmaya yarayacak şekilde evrilmişti. Ancak bu dönemde hiçbir köpekbalığında konik şekilli diş bulunmuyordu. Bu arada sürüngenlerden kalan boşluk uzun süre boş kaldıktan sonra bugünkü köpekbalıklarında olduğu gibi konik, sivri uçlu dişleri olan memeliler ortaya çıktı. Uzun süredir modern deniz memelileri ile eski, soyları tükenmiş deniz sürüngenleri arasında benzerlikler arayan paleontologlar, yunusların dinozor dönemindeki ichtyosaur’ların vücut şekline sahip olmasını bu benzerliğin bir kanıtı olarak değerlendiriyor. Avustralya’nın yeni istilacıları Şekerkamışı kurbağaları olarak bilinen zehirli bir tür kurbağa, evrim geçirerek uzun bacaklara sahip oldu. Bu nedenle daha uzun mesafelere zıplıyor ve kıtanın iç kısımlarına doğru hızla yayılıyor. 935 yılında şekerkamışlarına musallat olan zararlıları yok etmesi için Queensland’e bırakılan kurbağalar, kendilerine ayrılan bölgenin dışına çıkarak yerel türleri hızla tüketmeye başladılar. Sydney Üniversitesi’nden Rick Shine ve meslektaşları Kuzey’de, Darwin’in 60 kilometre doğusunda kurbağaların yaşam alanlarını incelediler. Bunların arka bacaklarını ölçtükleri zaman, uzunluğunun vücutlarının yüzde 45’i civarında olduğunu saptadılar. Bir yıl önce aynı bölgedeki ölçümlerde bu oran ortalama yüzde 40 civarındaydı, çünkü daha uzun bacaklılar iç kısımlara göç ettikleri için geride daha kısa bacaklılar kalmıştı. Bu ölçümlerin 60 yıllık geçmişine bakıldığı zaman, kurbağaların iç kısımlara yayılma hızı ile birlikte görece bacak boyunun uzadığı ortaya çıktı. Daha uzun bacak, kurbağalarda daha uzun sıçrama yeteneği anlamına geliyor. Bu kurbağaların üç günlük bir süre içinde kısa bacaklı kurbağalara göre 500 metre daha uzağa gidebildikleri gözlendi. Shine, uzun bacakların evrimsel açıdan daha avantajlı bir konum yarattığını belirterek, "Çünkü uzun bacaklar sayesinde rakiplerin daha az olduğu, yiyecek bakımından daha bakir bölgelere gitme şansına kavuşuyorlar" diyor. Modern köpekbalıkları çevrelerine dehşet saçmalarına karşın, ataları, dişleri yeterince gelişmediği için korku yaratmak bir yana doğru dürüst avlanamıyorlardı. Avlanma söz konusu olduğunda aynı dönemlerde yaşayan sürüngen veya memeli rakipleri.daha becerikliydi. Köpekbalığı fosillerindeki dişleri inceleyen bilim adamları bunun nedenlerini keşfetmeye çalışıyor. 6 1 990/24 11 Mart 2006