Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Doğa Zararlı mikroplar bağırsaklarda güçleniyor Hastalığa yol açan bakteri ordusunun, sığırların bağırsaklarındaki tek hücreliler tarafından yutuldukları zaman güçlendikleri ortaya çıktı. ugüne dek geviş getiren hayvanların bağırsaklarında yaşayan tek hücrelilerin (protozoa) zararsız oldukları düşünülüyordu. Yaygın görüşe göre bunlar, bitkileri ve bakterileri sindirerek sığırlara besin sağlıyordu. Şimdi Iowa’daki Amerikan Hayvan Hastalıkları Merkezi’nden bir ekip bu tek hücreli hayvanların karanlık yüzünü ortaya çıkarttı. Bilim adamları sığırların midelerinden topladıkları protozoa’ları bir salmonella türü ile karıştırdılar. Bu bakteriler protozoa’lar tarafından sindirilmemek için kendilerini savunabilme yeteneğine sahipti. Protozoa’lar tarafından yutulmuş, ancak sindirilmemiş salmonella yedirilen sığırlarda daha yüksek ateş ve daha fazla salmonella görülürken, protozoa’lara maruz kalmamış salmonella yedirilen sığırların ateşleri daha düşüktü (Infection and Immunity, vol 73, p 4668). Ekip ayrıca, bağırsaklarında protozoa olan sığırlara Klebsiella ve salmonella yedirildiği zaman nadir görülen bir antibiyotik direncinin Klebsiella bakterisinden salmonella’ya geçtiğini tespit etti. Oysa bağırsakları bir kimyasal ilaç ile protozoa’lardan temizlenmiş sığırlarda bu durum görülmedi. Bu bulgular Veterinary Microbiology dergisinde yayımlanacak. Bilim adamları protozoa’ların sindirim saldırısının ortaya çıkarttığı stresin, salmonella’daki saldırgan genleri tetiklediğini düşünüyor. B Fırıldak gibi dönen yunuslar Denizden fırlayarak havada fırıldak gibi dönen yunusların bu hareketi havadayken yapmadıkları, daha suda iken vücutlarını bu harekete hazırladıkları ortaya çıktı. zun süredir yunusları inceleyen Pennsylvania’daki West Chester Üniversitesi’nden biyolog Frank Fish, hayvanların büyük ölçüde kendi ekseni etrafında dönme kuvveti veya torkyardımıyla suyun dışında "spin atabildiklerini" ortaya koydu. Fish matematiksel bir model geliştirerek, hayvanın suda büyük miktarlarda tork yarattığını gösterdi. Bu tork, yunusun sırtındaki ve göğsündeki yüzgeçlerden gelen hidrodinamik direnç ile dengeleniyor. U Sonuçta ortaya sabit bir tirbuşon hareketi çıkıyor. Yunus suyun içindeyken, bu direnç kayboluyor. Bu da dönme süratinde ani bir hızlanmaya yol açıyor ve hayvan daha hızlı dönmeye başlıyor. Fish, Haifa’daki Technion İsrail Enstitüsü’ndeki meslektaşları ile birlikte çalışarak bu modelin doğruluğunu kanıtladı. Bilim adamları yunusların suyun üzerinde spin atarken çektikleri filmleri inceleyerek, bu hareketlerin bilgisayar modellerini geliştirdiler. Yunuslar sudan dönerek çıktıkları gibi, hızları da artıyor. Balıklar cinsiyet değiştirme konusunda şampiyon Cinsiyet değiştirme konusunda hayvanlar aleminin en becerikli türünün balıklar olduğu ortaya çıktı. okyo Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Goro Yoshizaki ve ekibi, yetişkin erkek alabalığının testislerinden aldıkları hücreler yardımıyla sperm üretim sistemlerini incelediler. Bu hücreleri yumurtadan çıkan dişi yavruların vücut boşluklarına yerleştirdiler. Hücreler, çok hızlı bir şekilde konakladıkları balığın yumurtalıklarına yerleştiler. Burada yumurta haline gelerek döllendikleri zaman sağlıklı bir yavru oluşturdular (Proceedings of the National Academy of Sciences, DOI: 10.1073/pnas.0509218103). Bu hücresel esneklik, sularda kirlilik yaratan östrojen hormonu benzeri maddelerin balıkları nasıl dişileştirdiğini açıklıyor. Hatta bazı türlerin üreme becerilerini en üst düzeye çıkartmak için cinsiyet değiştirmelerinin altında yatan özelliğin de bu olduğu düşünülüyor. Öyle ki bazı balıklar birkaç kez cinsiyet değiştirebiliyor. Yoshizaki bulgularının balık yetiştiricilerinin üretimlerini arttırmalarına yardımcı olacağını umut ediyor. Özellikle Japonya’da sushi yapımında kullanılan mavibalık tuna nüfusunun bu yöntemle arttırılabileceği düşünülüyor. 988/24 25 Şubat 2006 T