11 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Uzaktan Algılama GönüldenBilime Sevgiliyi Eleştirmek Ahmet İnam KUTAS Projesi ile imar takibi Kocaeli Uydu Takip ve Analiz Sistemiyle, kaçak yapılaşmaya mücadele ve takibi, doğal âfetlere hazırlık ve palanlama, belediye kuruluşlarıyla koordinasyon, âfet sonrası can ve mal kaybının belirlenmesi, hasar belirleme çalışmalarının hızlandırılması hedeflenmektedir. U zaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemi teknolojilerinin en yaygın kullanıldığı kurumlar yerel yönetimlerdir. Çünkü, yerel yönetimler, son derece dinamik değişen, gelişen ve yaşayan mekânlarda hizmet üretmek durumundadır. Yeni yerel yönetimler kanunumuzda da yerey yönetimlerimizin hizmetlerini daha süratli ve etkin yürütülebilmesi amacıyla coğrafi bilgi sistemi teknolojilerini yani Kent Bilgi Sistemi teknolojilerini kullanma zorunluluğu getirildi. Gelişen ve değişen yerleşim alanlarımızda özellikle büyük şehirlerimizde, özellikle kaçak yapılaşmanın takibi ve planlı gelişim amacıyla uydu teknolojileri kullanılmaya başlandı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi de ‘‘Kocaeli Değişiyor’’ sloganı ile KUTAS Projesi’ni hayata geçirdi. KUTAS Projesi, bugüne kadar yapılmış olan ilk imar takip projesidir. Gerek alanın büyüklüğü gerekse de yapı adedi olarak gerçekleştirilecek olan bu projede ilk adımda tüm Kocaeli il sınırı genelinde ilçe ilçe, köy köy tüm binaların envanteri çıkarılacak ve dev bir veri tabanı oluşturulacak, ikinci etapta ise imar takibi ve kaçak yapılaşma takibi yapılmış olacak. Böylelikle gerek Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, gerekse de ilçe ve belde belediyelerinin tüm altlık verileri sayısal ortamda hazırlanmış olacak ve bundan sonra gerçekleştirilecek olan tüm coğrafi bilgi sistemi projelerine güncelleştirilmiş olacak. * KUTAS Projesi şu ana kadar ülkemizde yapılmış olan en kapsamlı uydudan imar takip projesidir. İstanbul’da İSKİ Genel Müdürlüğü kendi sorumluluğu olan su havzalarının kaçak yapılaşma takibini yapmaktadır. İl genelinde ise ilk kez böyle bir proje yapılmaktadır. * 3.500 km2 alan ve 300.000 binanın tüm envanter bilgileri ve imar takibi yapılacaktır. Toplanacak envanter bilgileri: * Bina numarası * Yapı cinsi * Kat adedi * Çatı durumu (varfiliz) * Çatı var ise (kiremit, diğer, vb.) * Kullanım durumu (dolu boş) * Kullanım tipi (konut, sanayi, ticarethane, vb.) * Konut dışı kullanım varsa nedir? (fabrika, kamu binası, vb.) * Bu veriler, kurulacak her türlü bilgi sistemi için eşsiz bir altlık oluşturacaktır. Kent bilgi sismei projeleri, abone bilgi sistemi projeleri, valilik bilgi sistemi projeleri, güncel ve sağlıklı veriler üzerine inşa edilebilecektir. * Projenin ilk etabında 2006 OcakŞubat döneminde çekilecek olan IKONOS uydu görüntüleri harita hassasiyetine getirelcek, tüm binalar sayısallaştırılacak ve ardından arazi çalışması başlayacak. Yukarıda anlatılan bina envnater bilgileri ofis ortamında veritabına getirilecek ve her binanın dijital kamera ile fotoğrafları çekilecek. İkinci etapta HaziranTemmuz 2006 döneminde tekrar görüntü çekilecek ve eski bina verisi yeni görüntünün üzerinde display edilerek değişimler bulunacak. Bulunan değişimlere tekrar araziye çıkılacak ve verileri toparlanarak veritabanına girilecek. Böylece proje sonunda tüm Kocaeli’nin köy köy, ilçe ilçe bina envanterleri bitirilmiş olacak ve imar takip raporu sunulacaktır. Özellikle âfet bölgesi olan Kocaeli’de bina etüdleri de bu veritabanına eklenirse, mükemmel bir âfet bilgi sistemi oluşturulabilir. Selahattin Mazlumoğlu’ndan Muzaffer Sarısözen’in derlediği sevdiğim bir Diyarbakır türküsünün bir bölümünde, sevgiliye yöneltilen eleştirinin hası var. Ne zaman söylesem, çarpıp düşündürür beni: Hele yâr yâr, dinsiz yâr, imansız yâr, mürüvvetsiz yâr Al hançeri vur sineme, iki yâr, iki yâr Gör ki benim bu sinemde neler var, neler var... Sevmek zor zanaat! En büyük zorluklarından birisi de sevgiliye kendimizi nasıl ifade edeceğimizi bilememekten kaynaklanıyor. Sevgi nasıl anlatılmalı? Sevgiliyle iletişim nasıl kurulmalı? Sevgi iletişimini kurabilmek: Muhabbet erbâbı olabilmek demek. Sevmek bir esrime, kendinden geçme olarak anlaşıldığında sorun, anlamını yitiriyor. Coşkuyla söylenmiş "yalanların", ardı gelmeyen tıraşların sevgiyi sağlıklı bir biçimde besleyemeyeceği açık. Sevgi, esrime boyutu taşır. Tümüyle esriklik değildir. Serhoşun sevgisi sevgi değildir. Salt duygu dünyamızda dalgalanmaz sevgi; aklımızı da kuşatır. Eylemlerimizi içine alır. Sevmek, eylemdir. Sözde kalmış sevgi, duyguda cıvıklaşmış sevgi, sevgi değildir. Sevgi ötekine bir yolculuktur. Ötekimize. Sevgilimize. Zor bir yolculuktur. Çoğu kez haritasız, pusulasız çıkılır. Yol yürüdükçe bulunur. Tehlikelidir. Her türlü tehlikeye de değer. Sevgi aklı ve eylemi de kuşatıyorsa, insanın bütünlüğüyle ilgili demektir. Teslimiyet de vardır onda, isyan da. İşte söz konusu türkü, eleştirel bir isyanı dile getiriyor. Sevgiliden şikâyetimiz vardır. Sevgiliye itirazımız. SEVGİNİN DİNSİZLİĞİ Öncelikle, Sevgili dinsizdir. Bizim alıştığımız, kuramsal olarak bağlı olduğumuz değerleri paylaşmıyordur bizimle.Onunla ahlak boyutunda ayrıyız. Onun "dinsiz" oluşu, farklı bir kültürden geldiğinin belirtisidir. "Bizden biri değildir. Bir "el"dir sevgili, yabancımdır. Ötekimdir. "Ötedeki"mdir. "Aşkın" olandır, bir anlamıyla. Beni, benim dünyamı aşandır. Aynı "din"den olmadığı için, onu tanımam, töresini, davranışlarını önceden kestirmem zordur. Unutmayalım ki bizim kültürde çoğunlukla "dinsiz" sözü, dini olmayan anlamında değil de, bizimle aynı dinden olmayanlar için kullanılır.Burada "din"i alışılmış anlamıyla, İslamiyet, Hıristiyanlık gibi bir din değil de, bir değerler düzeni olarak anlıyorum. Bu değerler düzeninin yaşandığı dünya olarak da yorumlayabiliriz bu bağlamda "din"i. İmansızdır. İnancın gerektirdiği bağlanma yoktur, onda. Ne "töresel, törensel" gerekliliklerini, ne de bağlanma ile yapılması zorunlu görünen işleri yapıyordur. Mürüvvetsizdir çünkü. Mert değildir. Yiğit. Cömert, iyiliksever değildir. Sevginin mürüvvetini görememekteyiz. Ey sevgili! Neden aşka, neden bana inanmıyorsun? Neden saklıyorsun güzelliklerini? Neden, bağlanmıyorsun aşka ve bana ve elini uzatmıyorsun? Neden Benim egemen olduğum, denetleyebildiğim, alıştığım bir dünyada değil de, uzakta bir yerlerde, güvenilmez tutumlar, davranışlar içerisindesin? Vur o zaman, vur korkma, bir değil iki kez vur. Daha da fazla istersen. Çünkü ben aşka bağlandım. Sinem, bir aşk bahçesidir. Neden sen bu bahçede değilsin? Oysa benim bahçemde olsaydın, orada sevgi dolu yüreğimi, orada benim ince gönlümü, zenginliğimi, derinliğimi görebilirdin. Sen beni sevgi bahçene almıyorsun ama ben senin bahçeni, sinemde, bahçemde taşıyorum nicedir. Yar sinemi hançerinle, yar ve bak: Sinem senindir. Korkmuyorum. Sen korkaksın. Mürüvvetsizsin. Kaçırıyorsun kendini benden, saklıyorsun. Bu haksızlık. Hak yok sende. Dinsizim benim. Ben sana ders vermeye hazırım. Sana aşkı öğretmeye. Beni öldürmek üzere saplayacağın hançerin ucunda, derinliklerimin gizi var. Sapla ve gör. Sevgili sinemi yarıp, beni anlayacaktır. Peki ama neden? Beni anlaması için neden hançer darbeleriyle yarması gerekiyor ki? Yâr yarandır. Hançeriyle. "Yâr, beni yar!" Bu meydan okuma yazık ki aşkı henüz becerememiş insanımın feryadıdır. Şiddet gündemdedir. Yâr beni hançerleyip, beni tanıyacaktır. Olağan ki, yarılmış sinemde gördüklerinden etkilenmeyebilir. Beni öldürüp gidebilir. Cesaretim, tek başına, aşkın sürmesine yetmeyebilir. Yârin bendeki kendini görebilmesi için sinemi hançeriyle yarıp bakması gerekiyor. Ne ilginç! Sevgiliyi yaralamadan, hançerlemeden, ondaki kendimiz göremiyoruz! Sevgililer birbirlerinin içlerindeki kendilerini aramak için birbirlerini hançerlemek zorundalar ! Sevgilinin beni sevip sevmediğini onu hançerleyip, yüreğini yararak, yüreğinde kendimin olup olmadığına bakarak anlayabiliyorum. Peki ne olmalıydı? Bence hançer, ham yârda hem de bende olmalı. Birbirimizi yarıp içlerimize bakabilme cesareti gerek. Hançer çift olmalı. Karşılıklı. Kendini bana hançerletmeyecek sevgiliye sinemi neden açayım ki? İyi de, şu hançerlemeyi kaldırsak olmaz mı? Dostça dokunsak birbirimize. Kardeş kardeş anlaşsak. Görsek sinelerimizdeki bahçeleri. Görüşsek. Aşkta şiddet yazık ki (iyi ki!) hep olacaktır. Hangi evliya tersini söylüyorsa, o Allah yoluna girmiştir. Kullar birbirlerini kanatarak sevecekler. Elbet bir gün hançerleşmenin bilgeliğini (hikmetini) öğrenecekler. Sevgilim hançerleştiğimdir. Aşkın kutsallığının gizi, hançerin ucunda. PROJENİN AMAÇLARI * Uydu görüntüleri ile ilk kez tüm bir il sınırı kapsamında bina envanter ve değişim belirleme çalışması yapılması. * Depremden sonra yeniden yapılanma sürecine olacak büyük katkısı. * Uygulanmakta olan Kentsel Dönüşüm Projesi’ne katkı sağlaması. * Kent Bilgi Sistemi enteğrasyonu için hem Büyükşehir hem de İlçe ve Belde Belediyeleri için en önemli altlık veriler üretilmesinin sağlanması. * ‘‘Kocaeli Değişiyor’’ konsepti içinde teknolojinin en ileri imkânları kullanılacak olması. * 300.000 civarında bulunan tüm binaların tümbilgilerinin bilgi sisteminde var olacak olması. * Bundan sonra başlayacak olan AFKOM (Afet Koordinasyon Merkezi) Projesi için altyapı oluşturacak olması. 988/15 25 Şubat 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle