Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
nikleri sayesinde önemli bilgiler elde edilmiştir. Yakın gelecekte birçok sorunun yanıtının da bulunacağını öngörebiliriz: M. tuberculosis’in hastalık yapan ve yapmayan farklı suşları var mıdır? BCG aşısındaki basil, M. bovis’in genomunun %99’dan fazlasını taşıdığı halde neden hastalık yapmaz? Koruyucu uygulamalar için basilin daha uygun hedef oluşturan özellikleri var mıdır? Basilin genomuna ait bilgilerle yeni aşılar, yeni ilaçlar, yeni tanısal yöntemlerin ortaya çıkmasını beklememiz gerçekçi olacaktır. VEREM BASİLİ NE İSTER? Verem basili, nasıl sağ kalır? Nasıl çoğalır? Nasıl yayılır? Bir canlı türü için en önemli şeyler bunlar değil midir? O halde bir hastayı örnek vererek bu basil için en iyi seçeneğin ne olduğunu bir verem hastasını sunarak ele almak istiyorum. Hasta, genç bir erkek. Bekçi olarak çalışıyor. Çok sosyal bir kişiliği var. Gördüğü herkesle konuşan birisi. Hastanın balgam yayması ARB pozitif bulunmuş (yani balgamının mikroskopla incelenmesinde basil görülmüş). Hem de bol basil görülmüş bir hasta. Bulaştırıcı. Bu hasta, son 6 yıl süresince, her yıl biriki ay tedavi alıp daha sonra kaybolmaktadır (tedavinin özet bir dökümü için Tablo 1’e bakınız). Balgamında mikrop olduğu için bulaştırmayı sürdürmüştür. Bu hasta, verem mikrobunun en sevdiği hastadır. Çünkü, tedavi yeterli süre yapılmadığı için hasta iyileşmiyor. Kısa süreli tedaviler olduğu için ölmüyor da. Sonuçta, hasta, bir miktar iyileşip yaşamayı sürdürüyor; fakat, mikrop temizlenmediği için bulaştırmayı da sürdürüyor. Yani, basil için en iyi koşullar sağlanmış oluyor. Verem basilinin insandan başka yaşayıp çoğalabileceği doğal bir ortam olmadığı için, bu hasta, basilin çoğalmasını ve yayılmasını sağlayan bir kaynak oluşturmaktadır. rülmüştür (4). Doğrudan gözetimli tedavi uygulanırken ilaç içirilen yer, hasta ile birlikte belirlenen, onun için en uygun olan yerdir. İlaçları içiren kişinin bir sağlık personeli olması tercih edilir. Bazen sağlık personeli dışı diğer bir kamu görevlisi ya da bir aile bireyi de bu işi yapabilir. Hergün ilaç içiren bir kişi olunca, hastanın ilaçlarını içmemesi olasılığı kalmaz. Tedaviye uyumsuz hastada toplum sağlığı gerektirdiği için karantina uygulanabilir. Bu uygulamaya, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu Madde 119’da yer verilmiştir; Avrupa ve ABD’de yasal açıdan uygun görülmektedir. Günümüzde, verem tedavisinde sorumluluğun, sağlık çalışanlarına ait olduğu kabul edilmektedir. Eskiden hastaya da sorumluluk yükleyen anlayış terkedilmiştir. Çünkü, toplumun sağlığını korumak için, verem hastasının tedavi edilmesi ve toplum için bulaştırıcı olmaktan çıkarılması gereklidir. Bu da profesyonel sağlık çalışanlarının görevidir. Yukarıda örnek verdiğimiz hastanın mutlaka doğrudan gözetimli tedavisinin yapılması ve gerekirse de karantina uygulanarak bu tedavinin tamamlanması zorunludur. ilginç sorular Patlayan piller Soru: Piller niçin patlar? Yanıt: Aslında piller patlamaz; yalnızca içindeki malzeme dış kısmına sızar. ABD’de satılan tüm pillerde plastik emniyet yarıkları bulunur. Bunların işlevi, beklenmedik hidrojen gazı birikimlerinin dışarı sızmasını sağlamaktır. Hidrojen gazı, pilin içinde elektrik şarjı oluşmasına yol açan kimyasal reaksiyonunun yarattığı bir yan üründür. Duracell’den bir yetkili bu konuda şöyle konuşuyor: "Piller nadiren patlar. Ama patlamalarının nedeni bu emniyet deliklerinin bulunmamasıdır." Pillerin içinde durup dururken hidrojen gazı niçin birikir? Örneğin pille çalışan bir MP3 çaları açık konumda unutursanız, pil, üretici şirketin önerdiği düşükvoltaj eşiği olan 0.7 voltun altına inebilir. Alkalin pilleri tükenirken, daha az alkalin haline gelir ve normalin üzerinde hidrojen gazı üretir. Biriken hidrojen gazının basıncı bir noktadan sonra güvenlik yarıklarını tetikler. Sonuçta, pilin iç kısmındaki gri madde dışarı sızar. Bu da kostik potasyum hidroksittir. Kaynak: Popular Science, Şubat 2006 Ampul flamanlarının dayanıklılığı Soru: Elektrik ampullerindeki filamanlar, çoğunlukla, uzun süre açık kalıp ısındıktan sonra değil de, elektrik düğmesine basar basmaz patlar. Bunun nedeni nedir? Yanıt: Işık filamanları elektrik düğmesine basar basmaz patlar, çünkü en yüksek akım ve en yüksek sıcaklık o evrede ortaya çıkar. Ampul soğukken direncini (rezistans) ölçerseniz, üzerinde belirtilen dirençten daha az olduğunu görürsünüz. 100watt’lık bir ampulde, soğuk direnç yaklaşık 6 ohm’dur. Oysa sıcak direnç 140 ohm civarındadır. Böylece elektrik düğmesine basıldığı zaman elektrik akımı ve üretilen ısı, filamanın üzerinde yazan sıcaklıktan daha fazladır. Bu özellikle filamanın uzun süre kullanma ve metalin buharlaşmasına bağlı olarak inceldiği durumlarda ortaya çıkar. İlk büyük akım, filamanın bu kısımlarının standart çalışma sıcaklığının üzerine çıkartır ve bu da sonuçta filamanı eritir. Bir ampulün filamanı ilk açılışta daha fazla çalışır ve ince kısımları normal işlem sırasındakinden daha yüksek sıcaklıklara kadar ısınır. Filamanın kırık uçları arasında açıklık oluştuğu zaman, elektriksel deşarj bu boşluk üzerinde bir kıvılcım veya ark oluşturur. Bu ark, filamana akım gönderen kurşunlara sıçrayabilir. Böyle bir durum söz konusu olduğu zaman, düşükdirençli ark büyük bir akımın ampul içinde dalgalanmasına yol açar. Sonuçta sigorta atar. Ve bu eark ampulün içinde göz kamaştırıcı bir ışık şeklinde görülür. (*) ozkaraseref@yahoo.com Doç. Dr., Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Sanatoryum, Ankara) KAYNAKLAR 1. Rothschild BM, Martin LD, Lev G, Bercovier H, et al. Mycobacterium tuberculosis Complex DNA from an extinct bison date 17,000 years before the present. Clin Infect Dis 2001; 33:30511. 2. (Webb GB’den aktaran) Iseman MD. Klinisyenler için Tüberküloz Kılavuzu. Çeviren: Ş. Özkara. Nobel Tıp Kitabevleri 2002; s. 2. 3. Behr MA. Genetic diversity of the Mycobacterium tuberculosis complex. Tuberculosis, 2nd Edition. Ed: WN Rom, SM Garay. Lippincott Williams and Wilkins Philedelphia; 2004:7584. 4. Chaulk CP, Kazandjian VA. Directly observed therapy for treatment completion of pulmonary tuberculosis. JAMA 1998; 279:9438. TEDAVİ: SORUMLULUK KİMİN? Hiç tedavi etmezsek ne olur? Hastaların yarısı 5 yılda ölür. Hastanın ölmesi, basilin de ölmesidir; çoğalması ve yayılmasının durmasıdır. Hastaların dörtte biri kendiliğinden iyileşir. Dörtte biri de basil saçmayı sürdürür; "kronik" hale gelir. (Kronik, TDK’nın önerdiği "süregen" karşılığı kullanılan Latince bir kelimedir ve uzun süren hastalık anlamındadır.) İyi bir tedavi ile hasta iyileşir. Basil temizlenir. Verem hastalığında tedaviye başlamak işin küçük bir kısmıdır. Esas olan tedaviyi sürdürmek ve tamamlamaktır. Hastalar kısa sürede iyileşirler ve tedaviyi terketme eğilimi başlar. Hasta iyileşmiş ve laboratuvarda mikrop saptayamaz duruma gelmiş olsak bile, tedavinin terkedilmesi durumunda hastalık nüks eder. Yeterli süre tedaviyi sağlamak gerekir. Tedaviyi tamamlamak için günümüzde doğrudan gözetimli tedavi (DGT) uygulanmaktadır. Görevli bir personel her gün hastayla buluşmakta ve hastanın ilaçlarını içtiğini bizzat gözlemektedir. Hastalara ilaçları verilir ve kendileri içmeleri söylenirse %61’inin tedaviyi tamamladıkları, DGT uygulanırsa %85’in üzerinde tedaviyi tamamladıkları gö Bulmaca elimize geçmediğinden bu hafta yayımlayamıyoruz. Okurlarımızdan özür dileriz. düsün bul Hatalı yazma Aşağıdaki toplama işleminde her harf 0’dan (sıfır) 9’a kadar belli bir rakamın yerine kullanılmıştır. "SARIBONCUK" ile "ONBANKANIN" toplamı şu şekildedir: SARIBONCUK +ONBANKANIN ASCBANKASI Not: Bu bulmacayı çözmeden önce, toplamanın ikinci satırında bir düzeltme yapmak gerekiyor. Çünkü, toplamın ikinci satırını oluşturan harflerden biri yanlış yazılmıştır. Soru: Bu duruma göre, ikinci satırdaki söz konusu harf doğru yazılmış olsaydı, düzeltilmiş sözcüğün simgelediği ikinci satırın 986/2311 Şubat 2006 doğru sayısal değerinin rakamları toplamı kaç olurdu? Düzenleyen: Süleyman Çeviker Düzeltme: 984.sayıdaki "Hatalı Daktilo Etme" isimli bilmeceyi düzenleyen Necah Büyükdura, değil Süleyman Çeviker’dir. Yanlışlıktan dolayı özür dileriz. 984.sayıdaki "Hatalı Daktilo Etme" isimli bilmecenin yanıtı: ASCNANKASI=7406763749=53 Bilmeceyi doğru çözen okuyucularımız: Necah BüyükduraAnkara, Sebahattin BektaşSamsun, Ender Aktulgaİstanbul, Nesrin Gönülİstanbul, Nuray Geyikİstanbul, Ali ErkılıçAdana