Katalog

TartışmaEditöre Mektup Bergen'e ne kadar hazırız? 19 Mayıs 2005 te Bergen'de yapılacak önemli toplantıya hükümet ve üniversitelerin hazır olduğuna ilişkin tıiçbir ipucu yok! ~* s~\ Hazıran 1999 tarıhınde, 29 AvruI V^İPd ulkesınin yuksekogrenımden L %J sorumlu bakanları, Bologna DekIerasyonunu ımzaladılar Turkıye, daha sonra bu deklarasyonu benımsedıgıne daır bır bıldırı yayınladı ve boylece Avrupa Bırlığı ulkeler gıbı, Turkıye de 2010 tarıhı ıtıbarıyle tutarlı ve bağlayıu bır Avrupa Yuksekoğrenım sıstemının gelıştırılmeM ıçın onemlı he defler ortaya konulacağı ve Turkıye'nın de bu sıstem ıçınde yer alacağı Turkıye adına kabul edılmış oldu Bu deklarasyonun ımzalantnası, Avrupa Yuksek Oğrenımınde bır harmonızasyona gıden surecın de başlangıcı oldu Bologna Deklarasyonu ıle başlayan sureçte, hedeflerın şekıllenmesı, 19 Mayıs 2001 tarıhlı Prague ve bunu takıben 19 Eylul 2003 tarıhınde, yıne Avrupa ulkelerının sorumlu bakanlarının katıldığı Berlın Toplantıları ıle, onemlı gelışmeler gosterdı ve Avrupa Yuksekoğrenımmı butunleştırmeye yonelık çeşıtlı yaklaşımlar belırlendı toplumunun geleceğınde gerek kultur ve gerekse bılım ve teknolojı gelışımınde/gelıştırmesınde onemlı bır olgu duruma gelmıştır Bu konuda Turk hukumetının tavrı ıse belırsızlığını korumaktadır Maalesef, hukumet, 19 Eylul 2003 tarıhınde katıldığı ve ımza koyduğu Berlın Toplantısı'ndan bu yana, unıversıtelere ıvme kazandıracak, unıversıte yı gırılen sureçle ılgılı bılgılendırecek ve unıversıteyı bır karşıt cephe olarak değıl de çağdaş Turkıye'nın geleceğını sağlayacak bır yandaş kurum olarak gorebılecek eylem bıçımını gostermekten uzaktır Onumuzde 19 Mayıs 2005 Bergen Toplantısı vardır ve bu toplantıya katılması beklenen hukumet, bugune kadar amaçladıgı hedeflerın hangı konumunda olduğu yönunde unıversıtelerı bılgılendırme çabasını gostermemıştır Bergen'e katılımda unıversıte rektorlerı ve konuyu yakından ırdeleyen sıvıl kuruluş temcılcılıklerı de olacak rnıdır? Hatta, ogrencı temsılcılerının dahı Bergen'e katılması geregı duşunulebılır Ama ne yazık kı, hukumetın bu konudakı tavrının tum unıversıtelerde heyecan yaratacak ve projeler ureterek geleceğı belırlemede ortak davranış sergıleyeceğı bır yaklaşımın olmadıgının aslında farkındayız nel unıversıte sıstemı ıçınde cılız olarak kal makta, toplum açısından da esamesı bıle okunmamaktadır Bu kamuoyunun ılgısızlığı, yonetenle rın daha çok ışıne yarıyor Unıversıte camıasının sessızlıge burunmesı, Avrupa Bırlığı konusunda sureklı olarak ınısıyatıfi kendı amaçlarına yonelık olarak elınde tutmak ısteyen guçlere buyuk bır fırsat vermektedır Unıversıte rektorlerı bazında yenı bır organı zasyon surecının başlatılması ve sureklı olarak kamuoyu oluşturmak amacıyla gırışım lerde bulunulması, gerekmekte Unıversıte, kurumsallaşmanın sancılarının yaşandıgı bu ~ geçış donemınde kendı uzerıne duşen toplumsal mısyonunu gereğı gıbı ele almak zorundadır İNSANA YATIRIM SORUNU Bologna başlangıcının onemlı hedefle rı arasında, anlaşılabılır ve karşılaştırılabılır derecelerın yanı sıra, üniversitelerin verdığı mezunların kalıtesını ve ıstıhdam olanakları nı artırmak da yer almaktaydı Çunku, unı versıte mezunlarının toplum ıçın ışe yararlı lıgı olgusu da bu sureç ıçınde kalıtelı ınsan yetıştırmeyı hedeflemesı açısından onemlı Dir kavram olarak goruluyordu Dolayısıyla, \vrupa toplumlarının en onemlı hedefı, eğı ımlı ve çagdaş değerlere sahıp ınsana yapı dcak yatırım olarak on plana çıkmaktddır Bunda da, en onemlı guç unıversıtelerdır Turkıye'de ınsana yapılan yatırımın ne )lçude onemsendığı hala tartışılır durumda lır Ozellıkle çağdaş duşunceye sahıp ve egı tımlı ınsanların Turkıye'nın geleceğı oldugu olgusu, sureklı olarak gormezden gelındıgı bır sıstem ıçınde unıversıtelerımızın kendıle rıne bıçılen değerlere suskun kalmaları ve razı olmaları, kabul edılemez boyutlardadır Akademık, hukuk ve sıyası tepkılerın sade ve sadece turbana odaklanması, belkı de bellı çevrelenn daha çok ışıne gelmektedır Çunku, bu çevreler, soylemsel olarak 'bız demokratk ozgur ve AB ye uyumlu bır sıstem getırmeye çalışıyoruz ama unıversıte buna karşı çıkıyor" ımajını sureklı olarak vurgulamaktadır Unıversıte, oncelıkle bu ımajd karşı onlem almalıdır Bunun da yolu bılınçlı olarak çagdaş normlar uzerınde ortak davranışta bulunmaktır Çunku YOK'un koordınasyon rolu artık kaybolmak uzere dır Bergen/Norveç ve 19 Mayıs 2005 tarıhı bu uyanışın artık unıversıteler tarafından yapılması gereğıne onculuk etmesını beklıyoruz Unıversıtede kalıte yonetımı ve topluma nıtelıklı ınsan kazandırma faktoru, her aşa mada Turkıye'nın geleceğı ıçın çok onemlı bır konum olarak algınlanmalı ve artık AB'nın temel stratejısı durumuna gelen "Ya şam Boyu Eğıtım' olgusu ele ahnmalıdır Prof. Dr. Erdem Büyukbingöl Ankara Unıv Eczacılık Fak Eposta erdem@pharmacy ankara edu tr Makalelere ödül sorunu Sayın Bursalı, 23 Nısan tarıhlı Bı lım ve Teknık dekı yazınızı okumak fır satını buldum Ancak o sırada konferanslar ıçın Ibtanbul dışında bulundugumdan şımdı yazabılıyorum Yazınız ıçın sızı ıçten tebrık ederım Bır ıkı nok ta harıç hemen hepsıne katılıyorum Her konferansım ve toplantılarda makale sayısının tek başıııa gerek bırey gerekse ulke genelınde bır şey ıfdde etmedığını, bı lım ve teknolojı analızlerının gerektıgını vurgulamaktayım Vaktınızı almamak ıçın kısaca TU BITAK'ın, SCI ye gırmış makale başına odul odemek yerıne, en fazla atıf almış makalelere odul vermesı sayı yerıne ka lıteye yoneltmek ıçın uygun bır teşvık olur Bunun ıçın her bılım alanında ıkı yıl once basılmış makalelerden enfazla atıf alana, sayı çok azalacağından bugunkunun en az on katı bır odul verebılır Yanı 2005 vılında yayınlanan makale lerı 2006 yılı sonuna kadar SCI'de tarayarak her bılım alanında en fazla atıf alan makaleyı 2006 Aralık sonu ıtıbarıy la çıkarabılır ve 2007 Ocak'ta lısteyı ılan edebılır 2005 yılı sonu ıübarıyla bu tarama Ocak 2005'de ve Aralık 2005 yayımlanan makaleler açısından haksızlık yaratacağından, tespıtlerın 2006 yılı sonu ıtibarıyla yapılması, adıl ve doğru olacaktır ve bu her yıl tekrarlanabılır Tabıı bu tespıtın ıyı elemanlarca dogru ve durust olarak yapılması şart En ıyı dıleklerımle Özer Bekaroğlu obek@ıtu edu tr YÖK, YAVAŞ Dolayısıyla, anlaşılmaz bır bıçımde yavaş davranan bır sıstemde unıversıte olarak organıze olmanın sağlayabıleceğı yararları tartışmak zorundayız Bu sıstemı organıze etmesı beklenen YOK ıse ne yazık kı, yete rınce toparlayıcı bır fonksıyon gosterememekte Bazı üniversitelerin duzenledıklerı ve Bologna surecını tartıştıkları konferanslar, semınerler ya da toplantılar yapmaları da ge ÜNİVERSİTELER BİLGİLENDİRİLMİYOR Turkıye Avrupa Bırlığı ışlerlığınde eğer bır takım antlaşmalara ve planlamalara ımza atmışsa bu ımzanın gereğını yerıne getırmek zorundadır Avrupa Bırlığı normları gıderek Turk Arda Denkere Yılhk Mektup Sevgılı Arda, Bizlerı maddi anlamda terk edışınden bu yana beş yıl geçmış Ancak bu, manevı anlamda (senı sevenler açısından) pek bır şey ıfade etmiyor. Sozgelimı ben 196768 ders yılında ODTU'de rahmetlı Nusret Hızır hocamızın o olağan dışı derslerınde bırlıkte yola çıktığımız "felsefe oğrencılığı"nı hâlâ surduruyorum. Dolayısıyla da felsefecı ya da bencıleyın felsefe tutkunu dostlarla bır araya geldığımızde, senın adının geçmedığı bır soyleşıyı anımsamıyorum. Afşar Tımuçın hocamız YTU'de benım yürutmekte olduğum Planlama Felsefecı (yuksek lısans ve doktora) dersı kapsamında 1 Nısan 2005 gunu oğrencılerıme ve ılgılenen dostlarıma "Bugunun İnsanı Yarının Insanı" konulu bır konferans verdı Dınleyenler ve kendısı çok mutlu ayrıldılar bu soyleşıden; soru cevap bolumunde de (az once değindığım gibı) senın de adın geçtı Buruk ama gurur dolu, duygulu bir an idi benım ıçın. Mutlu olacağm bır haberim daha var sana Ardacığım Yıllardır ozlemini çektığımız şu "felsefenın tum eğıtım sıstemınden yaygınlaşması" konusunda, geçen yıl mektubumda ucundan kıyısından başladığına değindığım çabalarla olağanustu gelışmeler oldu. Senın kuşağından dobtların ve onları ızleyen yenı ler "liseler" duzeyinde başlattıkları felsefe edimlerinı gıderek yuksek oğrenıme yayma atılımına gırıştıler Daha sade bır deyışle, benım bıreysel çabalar ve bır avuç genç dostun katkıları ıle kendı dısıplınımız olan Mımarlık Kentsel Tasarım Kent Planlama dallarında psıkoloji sosyolojı felsefe konularındaki deneyımlerımın tum dığer dısıplınlere yayılacağını duşunmek hayal olmaktan çıkıyor. Gelecek mektubumda bu son ıkı yılhk çabaların (ve oğrencı makalelennden oluşan) urununu unıversıte yayını olarak sana anlatmayı sabırsızlıkla beklıyorum Işıklar ıçınde olduğunu bılerek, senı sureklı çoğalan ozlemle anıyorum, anıyoruz. Sümer Gürel (Eskı Hocan Yenı Oğrencın) 947/21 14 Mayıs 2005