25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hastaya ve koşullara öze ağrı yönetimi Ağrı yönetiminde günümüzde yaygın uygulama, hastaya ve çevresel koşullara uygun terapilerdir. Bu terapilerde aspirinden akupunktura, fizyoterapiden ipnoza dek, çok çeşitli yöntemler bir arada kullanılıyor. Yaşam şekfi değisikliği Bttş ngrıları çok çeşitli etmenlerden stres, kafein, alkol, parlak ımklar, havadaki tozlar*kaynakianabiiit Netien bımlardan biri ise, uzak durmakta fayd» vardır. Itaç tedavisi ParasBîamnl (Panadol) veya itıuproterı (Srufen veya Nuroten) veys naproksen (Ateve) gibi steroiü olmayan anıenflamahıar iiaclaı fNSAID) yarar sağlayabitir.Anacin ve Evcedrin haplan katein içertfiği için baş ağrtsım dahs df> ariırabitir. Stımariptan imiffran) gibi tripten pımıbımdaki ilaçim miffmni yattşttrabilir Ancak kaip hastaları trtpjan 'lart p Rahatiamn teknikteri ilaçla veya JAŞ AÜHI8I Belli başlı ağrı yönetimi merkezı bulmaya çalışır. Modern ağrı yöı ieğerlendirilir ve en uygunu seç lerden ipnoz yöntemine de BUTUNSEL AGRI h OSTEOARTERİT Kilo vermek 2 kilo bile fayda sağlar eklemlerin üzerindeki yükü azaitır. Kolay yapılan egzersizler yiizme, yiirüme, yoga gibi ağnları azaitır. Parasetamol ve NSAID'ler ağrıyan eklemleri rahatlatır.] Ancak parasetamoliin yiiksa dozlarda ve uzun süreli kuli mı karaciğere zarar verir. ID'ler ise mide kanamasına açabilir. Cerebrex ve fle bi C0X2 inhibitörleri, diğer 1 ilaçlarda olduğu gibi ağrıyı //afifletir ve mide kanaması açından daha zararsızdır. Ancak bunlar da kalp krizl ve inme riski yaratır. üm rahatlama teknikleri yararlıdır. Glukosamin sülfat haplan ağrıyı hafifletir; hâttâ kıkırdağır yeniden oluşmasına yol aça\ilir. Diğer çözümler: akupunk\r, sıcak/soğuk uygulamalan,. Sengay ve kapsaidin kreml \ A ğrı, Dünya Sağlık Örgütü'nden (WHO) sonraki en büyük tıbbi kuruluşlardan biri olan Uluslar arası Ağrı Araştırmaları Örgütü tarafından şu şekilde tanımlanıyor: "Ağrı, vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, organik bir nedene bağlı olan veya olmayan, insanın geçmişteki tüm deneyimlerini kapsayan, hoş olmayan özel bir duyudur". Ağrının birinci özelliği, vücudun belli bölgesinden kaynaklanmış olmasıdır. Vücuttaki bir tahribat, bir zarar bu ağrıyı başlatır. Bu anlamda ağrı bir uyarı sistemi olarak görev yapar. Yani hastanın doktora gitmesini sağlayan en önemli uyarıdır. Ağrının çok belirgin, hemen fark edilebilir bir uyarı olması bozukluğun erken evrede teşhisini kolaylaştırır. Ancak bu özellik her zaman, bugün tıpta kullanılan çeşitli tanı yöntemleriyle görülemeyebilir. Örneğin bir migrende veya nevralji adı verilen çok şiddetli, dayanılması mümkün olmayan ağrılarda ister bilgisayarlı tanı yöntemleri MRI gibi veya başka yöntemlerle bir bozukluk saptanmayabilir. Özellikle bu tip ağrılarda hastaya hemen ağrısının psikolojik kökenli bir ağrı olduğunu söylemekten daha yanlış bir şey yoktur. Çünkü tıbbın bugün geldiği nokta ile bundan 30 yıl öncesini düşündüğümüzde, bugün gerçek olarak kabul edilen birçok hastalığın da geçmişte psikolojikmiş gibi değerlendirildığini biliyoruz. Bu yüzden ağrının birinci özelliği organik bir nedene bağlı olup olmaması değil, hastanın bunu ağrı olarak nitelendirmesidir. Artık birçok şiddetli ağrı, geçmişe göre çok daha başarılı bir biçimde değerlendirilip, tedavi edilebiliyor. Ülkemiz de tıpta ağrının dal olarak kabul edildiği ülkelerin başında geliyor. 1986 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nde kurulan Algoloji Bilim Dalı ülkemizde çalışmaların öncülüğünü yürütüyor. 1997 yılında kurulan İstanbul Ağrı Merkezi'nin sorumlu müdürü olan Prof. Dr. Serdar Erdine ağrılı hastanın tedavisinin olduğu kadar, eğitiminin de önem taşıdığına geribtısiBme kf.mii kendine ipnoz gibi yontemteri kHnlktetf* öğrenir, mtonle ityffuiar AftBrnaîff tBFMpi • Sszf tıastalar aknmtnktur veyîı toazı bitkUertter, çok bimik saptadıktarmı ftade fldıyort Boiote entfiM't'/ıru da baıı mtffren vaUi.inımı taytia sagtass ttt tms aprtsı ıçir ötmr . iimiyor ? dikkat çekiyor. Prof. Erdine'ye göre artık tıp yalnızca hekimlerin veya sağlık personelinin değil, hastaların da tedaviye etkin bir biçimde katılması ile daha verimli bir hale geliyor. Bu nedenle hastaların ağrı konusunda bilgilendirilmesi, bilinçli davranması hastaya katkıda bulunuyor. Hastaların gelişıgüzel, hekime danışmadan, kendi kendilerini tedavi etmeleri, gelişigüzel ağrı kesici kullanmaları gibi sakıncalar ancak kamuoyunun aydınlatılması ile ortadan kaldınlabılir. AĞRI BİR YAN ETKİ DEĞİL; BAŞLI BAŞINA BİR HASTALIK Ağrı konusunu kapağına taşıyan 28 Mart 2005 tarihli Time dergisi, Batı ülkelerınde yaklaşık 6 kişiden birinin kronik veya tekrarlayan ağrılar çektiğini belirtiyor. Özellikle arterit gibi iltihaplı hastalıklara yakalanmış hastalar veya kronik bel ağrısı çekenlerin kullandığı Vioxx isimli ilacın geçen eylül ayında piyasadan çekilmesi, umut kırıcı bir gelişmeydi. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Vioxx'u yasaklamasının ardından, Bextra ve Cerebrex gibi diğer COX2 ilaçlarının, bazı kısıtlamalarla ABD piyasasında karar verdi. Avrupa'da geçerli ol lanma yasaları bir adım daha i> l kalp ve inme hastalarının bu ilaç masını yasakladı. Ancak Viox> sağlayan hastaların baskıları üz uzmanları ilacı yeniden piyasav hazırlanıyor. Vioxx'u üreten Mt ilacın yakında eskisi gibi satılac yor. Bu iyi bir haber mi? Alman berg'ten ağrı terapisti Michael U ğer ağrı kesiciler de benzer yan hiptir. COX2 inhibitörleri (bir bir enzimin veya herhangi bir ci ni önleyen) ihtiyacımız olan öne tik alternatiftir. Çünkü kronik a£ nan hastalarının yarısından fazla rına çare bulamıyor" diyor. Ge kronik ağrı iş gucü kaybına y < önemli unsurların başında geli> re'de yapılan bir araştırmaya go yon gün yalnızca bel ağrısı ned boluyor. Bu da ülke bütçesine 2( lara mal oluyor. Ağrı nedeniyle i bı ABD'de 100 mılyarı buluyor. Ağrı yönetimi konusunda ı torlar, bu kaybın önlenebılnıe; 947/1214 Mayıs 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle