28 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İmmünoloji vücudumuza girer ise bizi önce IgM daha sonra IgG savunur. Bunları yakalayıp vücudumuzdan dışarı atar veya diğer savunma hücreleri ve maddelerini harekete geçirirler. Gözyaşı, tükürük, solunum ve midebağırsak sistemini saran salgılarda yüksek miktarda bulunan IgA ise küçük canlıların üremesini ve buradan kana geçmesini önler. T lenfositleri bizi hastalıklara karşı savunan diğer önemli hücre topluluğudur. İşlevlerine göre iki gruba ayrılırlar. Yardımcı (Helper) T lenfositleri, B lenfositlerine vücudumuza giren yabancı etkene karşı antikor yapması için emir verir ve öldürücü hücreleri yardıma çağırır. Baskılayıcı (supressor) T lenfositleri ise küçük canlılar yok edilip, vücudumuz için tehlike kalmamışsa B lenfositlerine artık antikor yapmamasını bildirir. Doğal Katil (D.K.) hücreleri olarak isimlendirilen akyuvarlar virüslerin girdiği hücreleri ve tümör hücrelerini yok ederler. Akyuvar ve virüs bulaşmış hücrelerden salınan interferonlar virüslere karşı vücudumuzun direncini ve bu hücrelerin etkisini artırırlar. TÜBİTAK'taki Gelişmeler NATLJRE, Türkiye'de bilim ve TÜBİTAK'ı ele ald Saygm bilim dergisi Nature'm 28 Nisan 2005 tarihli sayısmda yer alan bir yazı, Türk hükümetini, ülkenin en büyük bilimsel araştırma kurumunun kontrolunu kendi politik çıkarları için ele geçirmeye çalış . makla suçlayan Türk bilim adamlarmm görüşlerine yer veriyor. Yazıda, son atamalann ve yasal değişikliklerin, geniş tutulmuş bilim bütçesinin hükümete yakm çevrelere kanalize edilmesi gibi bir sonuca yol açacağı korkusunun nedenleri üzerinde duruluyor. Yazı şöyle: u hafta Millet Meclisi'nde hükümetin TÜBİTAK üze'rindeki kontrolünü artırma çabaları yeniden tartışmaya açılacak. Hükümet, bu doğrultudaki ilk girişimini 2003 yılında yapmıştı. Ancak o tarihte meclisten çıkartılmaya çalışılan yasa ülkenin en büyük yargı organı tarafından geri çevrilmişti. Başbakan Recep Tayip Erdoğan son günlerde TÜBİTAK'ın bütçesini üçe katlayarak 300 milyon dolara çıkarttı. Bu karar, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik müzakereleri çerçevesinde alındı. Ancak bu arada kesin olan şu ki Erdoğan paranın nasıl harcanması gerektiği konusunda daha fazla kontrole sahip olmak istiyor. 1963 yılında bağımsız bir kuruluş olarak kurulan TÜBİTAK, üyeleri seçen bir Bilim Kurulu'na sahip. Başkanı da ayrıca Bilim Kurulu seçiyor. Bu seçimin Cumhurbaşkanı tarafından da şu anda Ahmet Necdet Sezeronaylanması gerekiyor. Bu konuda ilk sorunlar 2003'te başladı. O tarihte Erdoğan TÜBİTAK'ın 6 yeni Bilim Kurulu üyesinin atamasını onaylamadı. Ayrıca Kurul'un başkan önerisini de fizikçi Namık Kemal Pak onaylanmak üzere Sezer'e iletilmesini enğelledi. Daha sağ kanatta yer alan Erdoğan, sol kanada daha yakın olan Sezer arasında bu konuda tartışmalar yaşanınca, hükümet hızlı bir şekilde yeni bir yasa çıkartarak, başkan ve boşalan bilim kurulu üyelerini bir kereye mahsus olmak üzere başbakanın seçmesini sağladı. 6 Bilim kurulu üyesi ve Marmara Üniversitesi'nden mühendis Nöket Yetiş vekaleten başkanhğa atandı. Ancak bu yeni atamalar bilim çevrelerinde sert tartışmalara yol açtı. 4 başkan yardımcısı TÜBİTAK'ın "hükümetin kontrolü altına girdiği" gerekçesiyle istifa etti. Bazı bilim adamları yeni bilim kurulu üyelerinin bu konuma uygun olmadıkları yönünde itirazlarda bulundular. Ana muhalefet partisi yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Ve geçen yıl ocak ayında Anayasa Mahkemesi yasanın yürürlüğünü durdurdu. Fakat Pak ve bazı meslektaşları Erdoğan'ın atamalarının iptal edilmesi için hâlâ yasal mücadelelerini sürdürüyor. Pak, hükümeti TÜBİTAK'ın bağımsızhğına gölge düşürdüğü için suçluyor. "Benim geri dönmeboyutta bir skandaldır." Kurumun içinde bulunduğu bu durumu çözüme kavuşturmak için hükümetin yasa değişikliğine gitmesi gerekiyor. Geçen hafta hükümetin hazırladığı bir yasa tasarısında, Bilim Kurulu'na atanacak olan üyelerin bir kısmının hükümet, bir kısmının ise bağımsız kurumlar tarafından seçilmesi öneriliyor. Aralarında ABD'nin de bulunduğu pek çok ülkede, hükümetler, kamusal bilim fonlarını dağıtan enstitüleri yönetecek yetkilileri atıyor. Ancak paranın nereye harcanacağı konusunda alınacak kararlar, sağlam, hakemli sistemler tarafından gözden geçiriliyor. Türkiye'de pek çok bilim adamı projelerin, bilimsel kriterlere göre değil siyasi kriterlere göre destekleneceği korkusunu taşıyor. Şengör, "Bu da bilimsel araştırmaların bağımsızlığının sonu anlamına geliyor" diyor. TÜBİTAK başkan yardımcısı ve Orta Doğu teknik Üniversitesi'nden ENFEKSİYON DURUMU Mikroplar vücudumuzda bulunan tüm bu savunma silahlannı geçip üremeye başlar ise kendinizi yorgun hissedersiniz, ateşiniz yükselir, öksürürsünüz, boğazınız, göğsünüz veya karnınız ağrır. Bu duruma enfeksiyon denir ve en kısa zamanda doktora başvurmanız gerekir. Bağışıkhk sisteminde görev yapan bir veya birden fazla hücrenin doğuştan yetersizliğie primer mmün yetersizlik hastalıkları olarak tanımlanır. İlk <ez 1952 yılında tanımlanan ilk primer immün /etersizlik (Xe bağlı Agammaglobulinemi) hasalığından bu yana 100'den fazla primer immün /etersizlik belirlenmiştir ve bu konuda araştırmalar /ine inanılmaz bir hızla ilerlemektedir. Olkemizde ıkraba evliliklerinin sık oluşu bu hastalıklarında Jatı ülkelerine göre daha sık görülmesine yol açnaktadır. Bu şekilde çocuklarda bakteri, virüs, manar ve parazitler ile ağır ve ciddi enfeksiyonlar 'elişir. "Bi itaMsh govemment accused of boosted science budget The (Bovernment of Turkey u wrattng u m troJ of the cuuntry'ı nuın rcacaıdı councü fur pulıtKal OM1» That'ı the jumatıon of proounent Turiısh socntBts who fcar that reccnt appoıntmenu and \epA changes ırifert atiempts lo channd J gnnvıı^ scıence budgrt lınvanUthı pıwmmcnl'i Mjpporterv Thu weck, pjriumcm u ct>n»klcrınj( the gDvrrtunent't sccund ıllempt h> nKrease rt» amtroİ owr TÜBnAK, Turkry* maın soeiKcfundıngbody Tlvgovcrnmentnudeıts fınt alietnpl ııı 2ÜÜA. hui the Uw ıı loncıf thnnıgh w> bier ovrrtumeit bv Ihe uMin try'ıhıghedıourt Pnme Mınıfler Recep Tayyıp Enlogan rcccnlry tripbd the council'ı bud^ei lo 10 BELİRTÎ Primer immün yetersizlik hastalıklarının 10 lyana belirtisi tüm dünyaya Morell Vakfı tarafınlan dağıtılan posterler ile duyurulmaktadır; 1 Bir yılda 8'den fazla enfeksiyon geçirme 3 Bir yılda 2'den fazla ciddi sinüs enfekiyonu 3 2 aydan uzun süren etkisiz antibiyotik kulınımı 4 Bir yılda 2'den fazla pnömoni 5 Büyüme ve gelişme geriliği 6 Yineleyen derin doku veya organ apseleri 7 Bir yaşından sonra ağızda veya ciltte süre,en mantar enfeksiyonu 8 Enfeksiyonu iyileştirmek için damar içi anibiyotik kullanımı gereksinimi 9 2'den fazla derin doku yerleşimli enfekiyon 10 Ailede primer immün yetersizlik öyküsü Bu yakınmaları olan hastalar primer immün etersizlik hastalıklan açısından incelenmelidirler. Bağışıkhk sistemi kanserli hastalar, şeker hasıJığı, böbrek ve karaciğer yetersizliği, otoimmün azı hastalıklar, immünsupressif ilaç (kortikostero1, siklosporin) tedavisi sırasında, ağır beslenme boukluğunda (malnutrisyon) zayıflamaktadır. Bu rup hastalarda sekonder immün yetersizlik başlığı Itında toplanmaktadır. Bu kişilerde bakteri, virüs, ıantar ve parazitler, boğaz, kulak, akciğer, karacier, idrar yolları, deri ve bağırsak enfeksiyonlarına eden olurlar. i ü k r r A ' mi engellemek için yasa değişikliğine gittiler" diyor. Türkiye'deki bilimsel çevreler böylece bir karmaşa içine itildi. Araştınna enstitülerindeki bazı yöneticiler istifa etti veya işten çıkartıldı. Bunlann arasında Marmara Araştırma Merkezi'nin direktörü Naci Gorur de yer alıyor. YASAL KARIŞIKLIK 2003 yılındaki yasanın iptali ile TÜBİTAK'ın yasal durumu iyice belirsizleşti. College de France'de şu anda misafir öğretim görevlisi olarak bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi'nden jeolog Celal Şengör'e göre, TÜBİTAK tarafından desteklenen bazı araştırmacılar, projenin diğer ortaklarının avukatlann konuya karışmamaları yönünde uyarısı üzerine uluslararası projelerden uzaklaştırıldılar. Şengör bu konuda şöyle konuşuyor: "TÜBİTAK'a şu anda olanlar bugüne dek görülmemiş makine mühendisi Ömer Anlağan TÜBİTAK'ın bağımsızlığının tehdit altında olduğu savını reddediyor ve "Tam tersi, çok daha iyi olacak" diyor. Anlağan'a göre bu yeni sistemde TÜBİTAK üyeleri arasındaki kayırma sorunu ortadan kalkacak: "Eski Bilim Kurulu üyeleri hep aynı kişileri seçiyordu". Anlağan ayrıca yeni kurul üyelerinin yetersiz oldukları yönündeki iddiaları da "Bu üyeler ülkenin en iyi üniversitelerinden gelmiştir" diyerek reddediyor. Bilkent Üniversitesi'nden kurul üyesi elektrik mühendisi Abdullah Atalar, TÜBİTAK'ın fonları konusunda iyimser ve umutlu yorumlarda bulunuyor: "200 genç bilim adamına yıllık 100.000 dolarlık fon ayırdık. Bu şimdiye dek TÜBİTAK tarihinde ilk kez oluyor. Ancak üye Şevket Ruacan bıraz tedirgin: "Bu desteklerde hangi kriterlerin kullanıldığından emin değiliz." 947/19 14 Mayıs 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle