24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BilimAraştırma Bilimsel açıklaması olmayan Uzaydan gelen mesajlar. llaç özelliği olan su. Bir metal parçasından elde edilen sınırsız enerji. Giineş sisteminin kenarında devasa bir cisim. Bütiin bunlar doğru değilmiş gibi görünse de, hepsi gerçek bilimsel gözlemlere dayanıyor. Bilimsel olarak açıklanamayan bu olaylardan bazıları şunlar: 1) PLASEBO ETKİSİ Plasebo etkisinin gücünü anlamak için şu deneyi evde bile gerçekleştirilebilirsiniz. Günde birkaç kez, birkaç gün boyunca birinin canını yakın. Deneyin son gününe kadar ağrıyı morfın ile kontrol altına alın. Bu son gün morfin yerine tuzlu su kullanın. Sonuçta tuzlu suyun ağnyı azalttığını göreceksiniz. Buna plasebo etkisi denir. Nasıl olduğu bilinmemekle birlikte bu etki çok güçlü olabiliyor. Söz konusu deneyi İtalya'da Turin Üniversitesi'nden Fabrizio Benedetti yürüttü. Benedetti, son yaptığı deneyde, son gün tuzlu suya morfinin etkisini bloke eden "nalokson" kattı. İlginç olan tuzlu suyun ağrı kesici özelliğinin yok olmasıydı. Bütün bunların anlamı nedir? Doktorlar plasebo etkisinin onlarca yıldır farkında. Ve nalokson katkılı sonuç, plasebo etkisinin bir şekilde biyokimyasal bir özelliği olduğunu gösteriyor. Bu deneyden elde ettiği sonuçlardan destek alan Benedetti, Parkinson hastalarında plasebo etkisini araştırdı. Tuzlu suyun plasebo etkisinin hastalarda titreme ve kas sertliğini azalttığını gören (Nature Neuroscience, vol 7, p 587) Benedetti ve ekibi, hastalara tuzlu su verirken be yinlerindeki nöronların faaliyetlerini ölçtü. Deneyde "subthalamik çekirdek"teki nöronların tuzlu su verildikçe daha az tetiklendiği anlaşıldı. Bu şekilde hastalığın semptomları düzelirken nöron faaliyetleri de azalıyordu. Benedetti bu deneyden elde edilen sonuçları şöyle değerlendiriyor: "Burada neler olup bitiğini öğrenmek zorundayız. Ancak bir şey kesin: Beklentiler ve terapötik sonuçlar arasındaki ilişki, beyinbeden etkileşimini anlamak için mükemmel bir model oluşturuyor. Şimdi bilim adamları plasebo etkisinin nerede ve ne zaman devreye girdiğini anlamaya çalışıyor. Hastalıklar farklı da olsa altta yatan mekanizma aynı olabilir. Ancak bu şu anda bilmiyoruz" 2) UFUK PROBLEMİ Evren anlaşılmaz bir şekilde tekdüzedir. Görülür evrenin bir ucundan diğerine, uzayı bütünü olarak incelerseniz, kozmosu dolduran mikrodalga geri plan radyasyonunun sıcaklığının her yerde aynı olduğunu görürsünüz. Bu ilk bakışta şaşırtıcı gelmeyebilir; ancak bir uçtan diğer uca mesafenin 28 milyar ışık yılı olduğu ve evrenin 14 milyar yaşında olduğu dü şünülürse, bu sonucun ne denli anormal olduğu ortaya çıkar. Hiçbir şey ışık hızından daha hızlı değildir. Dolayısıyla ısı radyasyonunun, big bang sırasında ortaya çıkan soğuk ve sıcak noktalar arasındaki farklılığı eşitlemek için iki ufuk arasında yol alması mümkün görünmüyor. Bu "ufuk problemi" kozmologların başını ağrıtan en önemli problemlerden biri. Bu yüzden "enflasyon genişleme" gibi akıl sınırlarının dışına taşan açıklamalarla problemi çözmeye çabalıyorlar. Ufuk problemini çözmek için bigbang'den hemen sonra evrenin aşırı bir hızla genişlediğini varsayabilirsiniz. Cambridge Üniversitesi'nden astronom Martin Rees, "Enflasyonun bir açıklama olarak kabul edilebilmesi için, gerçekten meydana gelmiş olması gerekir" diyor. Dolayısıyla enflasyon bir gizemi çözerken bir başkasının oluşumuna zemin hazırlıyor. Işık hızındaki farklılıklar da ufuk sorununu çözebilir. Ancak "Niçin" diye sorulduğunda bu açıklama çok yetersiz kalıyor. Sonuçta geri plan radyasyonunun tekdüze sıcaklığı bir anormallik olarak açıklama bekliyor. 3) AŞIRIENERJİK KOZMİK IŞINLAR 10 yıldan daha uzun bir zamandıt Japonya'daki fizikçiler varolması mümkün olmayan kozmik ışınları gözlüyorlar Kozmik ışınlar, evrende ışık hızına yakın bir hızda yol alan parçacıklardır çoğunlukla proton, fakat bazen de ağır atom çe kirdeği şeklinde. Dünya'da tespit edilen bazı kozmik ışınlar, süpernova gibi şiddet li olaylar sırasında üretilir hâlâ en yük sek enerji parçacıklarının kökeni bilinmi yor ve bunlar doğada görülen en enerjik parçacıklardır. Ancak gerçek gizem bu de ğildir. Kozmik ışın parçacıkları uzayda yol alırken, evreni dolduran düşük enerjili fotonlarla çarpışarak enerjilerini yitirirler Einstein'ın özel görelilik kuramına görc bizim galaksimizin dışındaki bir kaynak tan çıkıp Dünya'ya gelen kozmik ışınlar, c kadar fazla sayıda enerji azaltıcı çarpışma ya maruz kalır ki, bunların maksimum olası enerjisi 5 x 10 1 9 elektronvolta çıkar Buna GreisenZatsepinKuzmin sınırı adı verilir. Ne var ki son 10 yılda, Tokyo Üni versitesi'nden Akeno Giant Air Showet Array adı verilen 111 parçacık dedektörü GZK sınırının üzerinde birkaç kozmik ışın tespit etti. Kuramsal olarak bunların. enerji yitirmemiş olmaları için, bizim ga 944/8 23 Nisan 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle