Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Evrim Kuşlar uretken" olarak tanımlamakta Evet aslında çok guçlu fikırlen vardı ve hata yaptığını çok ender olarak kabul ederdı, ama dığerlerının yaşamları nı fikırlerıyle besleyen bır bılım adamı olmuştur hep E s k ı moda Danvın gelenegıyle meslektaşları na bınlerce mektup gondererek, onla rı ovuyor, goz den kaçırdık ları bır kayna gı hatırlatıyor veya verılerı farklı bır şekılde yorumlamayı onerıyordu GönüldenBNime Ahmet Inam Anlayamayanlarım • * * Neredeyse kırk yıl oluyor Oğretmeye çabalayıp duruyorum Demek kı bırşeyler bılıyor olmalıyım kı suruyor bu seruven llkokul oğrencılennden unıversıte sonrası yetışkınlere yaşı hâlâ benden oldukça fazla bılgı aşıklanna hemen her konuda, yurttaşlık bılgısınden yabancı dıle, fızıkten sosyolo/ıye dersler verdım Gunde on dort saat ders verdığım gunler oldu Unıversıteye hazırlık kurslarında, fızık oğretmeye uğraştığımda Ne oğrendım bunca yıldır oğretırken? Öğrenmekteyım hâlâ öğrendıklenmın bu böluğunu yazdım Daha ne kadannı ya zacak zamanım kaldı bılmıyorum Bu yazımda benı anlayamayan oğrencılerımı yazmayı deneyeceğım Neden anlamıyorlau Insanların bırbırlerıne sunduklan ıletılenn hedefıne ulaşama masında zorluk nereden kaynaklanıyou Bu zorlukların, benı ılgılendıren en onemlı lennden bırı, anlatanla, anlayanın bırbırlerıne karşı duruşlarıdır Ben ve öğrencım bırbırımıze karşı oyle bır konumda durabılınz kı, bırbırbırımızı anlama şansımız hıç kalmayabılır Oğrefmen, oğrencıyı anlamıyorsa, öğrencı oğretmenı nasıl anlayacaktır? Örneğın, oğretmenhep "yukarıdan bakıyorsa" öğrencıye, onukafasız laf anlamaz bırı olarak goruyorsa ona guvenmıyorsa, "ne anlatırsam anlafırsam anlatayım bu ınsanın soyledıklerımı anlama şansı hıç yok" dıye duşunuyorsa, öğrencı de oğrefmen hakkında örneğın, "buınsan hıçbırşey bılmıyor, zekâsı, bılgısı, deneyımı çokyetersız" dıye bır kanıya sahıpse, anlama konumlarında, bırbırlerıne karşı duruşlarında, dıkkat çekıcı sorunlar olduğunu soyleyebılırız Kendı adıma, anlayamadığım öğrencımın benı anlayabıleceğını duşunmuyorum Hıç değılse, benı anlayıp anlamayacağı konusunda bır fıkrımın olmadığı oğrencılere ulaşmada zorlanabıleceğımı duşunuyorum 0 benı, ben onu anlarsa, aramuda bır anlaşma olabılır Anlama, anlamaya çalıştığımız konuyu sunan ınsana guven duymakla gerçekleşır Benım yolladığım ıletının hıç bozulmadan karşı tarafa ulaştığı, benzer bıçımde, karşıdan gelen ıletının hıç bozulmadan benım anlama gucumun sınırları ıçıne gırdığı "ıdeal ıletışımın" olanaksızlığını göz önune aldığımızda, bır öğretmenın herzaman buyuk olasılıkla, kendını anlayamayan, belkı de anlamak ıstemeyen en az bır oğrencısı olabıleceğını sbyleyebılırız Ironık bır bıçımde, anlama, anlaşılma konusunda söyledığım bu sozlerı anlamayanlar olacaktır (Bır öğrencım, bırgunbana, "sızı anlamak ıçın uzun sure yanınızda kalıp, sızı dınlemekgerek" demıştı, "sızın kullandığınız "hayat", "duşunme", "anlama", gıbı kavramların gunluk dıle aıt, anlamları çok açık sözcukler gıbı olduğunu sanırdım Oysa, anlıyorum kı, sızbunlarla bambaşka şeylen kastedıyormuşsunuz1) anlamanın onemlı bır boyutu, zaman ıçınde yuzyuze ılışkılerle gerçekleşır Kıtaplar okuyup bğrenemedığımız kımı şeylen, bır konuşma sırasında çabucak kavrayabılınz Onları anlayamadığım ıçın benı anlayamayan oğrencılerıme anlayamayanlarım dıyorum Anlayamayanlarım bır açıdan ıkıye ayrılabılır Farkında olanlar ve farkında olmayanlar Farkında olmayanlar ıçın yapılabılecek çok fazla şey yok Anlamadığını anlamamak, ustelık anlamadığı halde anladığını sanmak, gafletlerın en buyuğu olsa gerek Yınedeınsan bu konuda kolayca yanılabılır Yıllaronce, oğrencıyken, anladığımızı sandı ğımız konuları, örneğın, o konuların oğretmenı olduğumuzda anlamadığımızı göruruz Anlamak açık uçlu bır kavramdır, "tamam, ben anladım ve bu konuyu kapattım" demek, çok zordur Her anlama geçıcıdır Orneğın, omrumuz çok uzun olsaydı, bugun anladığımızı sandığımız bırçok şeyı anlamadığımızı anlayacaktık1 Anlamadığını farkedenlerın bır bolumu, ortada anlaşılması gereklı bır şeyın olmadığını duşunenlerdır Anlamamışlardır, çunku ortada anlaşılması gereklı bır şey yoktur Bır dığer grup, on yargılannı kıramayıp, anlatılanlardakı farklılıklığı, yenılığı gbremeyenlerden oluşuyor Kafalarındakı kalıplar çok katı olduğu ıçın, öğretılen konuyu merak edemıyorlar Dığer bır kume, antıpatı duyanlardan oluşuyor Eğer konuya ya da konuyu anlatana bır sevgı duymazsanız, anlamaya açılacak kapı ve pencerelerınızı kaybedebılırsınız Ekonomık durumu yerınde, zekı, nıce ınsanın yenı bılgılere ulaşamamasının boyle bır nedenı de var Sevgısızlık1 Sızden ozel ılgı bekleyen, ancak onlarla ılgılendığınızde, anlattığınızla ılgılenmeye hazır bğrencıler vardır Ilgı odağı olmaya çabalayan bu ılgınç kışılerın bır bolumu anlattığınızla değıl de sızle ılgılıdırler Bu açıdan, oğretmen olarak bu tur anlayamayanlannıza karşı dıkkatlı olmak durumundasınız Onları anlattıklarınızı anlamaya goturen yola, onlarla yolculuk arkadaşlığı yaparak çağırabılırsınız Anlamayı bılmek, anlamaya ısteklı olmak anlamaya hazır olmakla olanaklıdır Anlamak, bır bılgı ve deneyım bınkımınden kaynaklanan bır donanım gerektırır Bu donanımla, kendı kendınızı anlamaya çalıştığınız konuya açık tutmayı başarabılmelısınız Duvarlarını yıkmaya nıyetlı, bu konuda çaba harcamaya gonullu, sabır ve dırenç gucu olan ınsanlar, anlama ufaklarını genışletebılırler Bu da herşeyden once, dınlemeyı ve okumayı oğrenmekle sağlanabılır Anlayamayanlarımı anlamaya çabaladıkça, umutsuzluğa duştuğum olmuyor değıl Felsefe, edebıyat bılım ve duşunce alanında onların sayısının çok fazla olduğunu göruyorum Ben onları anladıkça, tuhaf ve paradoksal bıçımde sayılarının gıderek artacağını duşunuyorum Yıne de onların dılıyle, kendımı anlatmayı olunceye kadar dek surdurmeyı deneyeceğım (Bu yazımın da buyuk bır bolumunu anlayamayacaklarını duşunuyorum1) ANLATANAGÜVENDUYMAK Ö N C E BİLİM Mayr, en fazla cennetkuşu (Paradisaeidae) yiyen Avrupalı idi. Hatta genlerımızın uçte bırını de kırmızı Italyan salatasıyla (Radıcchıo) paylaşıyoruz Gerçı embrıyo evrımın her evresını aştnak zorunda değıl, ama bınlerce gen ve etkıleşımlerı (neredeyse) yalnızca belırlenmış yollarda gelışmekte Dollenmış her yumurta hucresı bu neden le sıfırdan başlamaz, evrımsel geçmışının paketını de yanında taşır Tum bu bıyolojık problemlerdekı Nedenı ve bunun anlamını da açıklamakta Nasıl soruldrını orneğın fızyologlar ve molekuler bıyologlar soruyorlar Bır hucre veya hucre çekırdeğı ıçındekı sureçler Nasıl ışlıyor? Mayr'a gore bılımsel sorunların bırçoğu, mantığa gore değıl geçmıs.lerını araştırarak çozulebılır BİYOLOJİDE BAŞYAPIT Bılım tarıhı açısmdan bır başyapıt olan The growth of bıologıcal thought kıtabında Mayr, bıyolojı, kımya ve fızık arasında bılım felsefesı açısından onemlı farklılıklar bulunduğuna dıkkat çeker Evrım, dolayısıyla da tum bıyolojının karmaşıklığı rastlantılardan daha fazla etkılenmekte ve dığer bılımlere kıyasla matematıksel kurallar ıçınde ele alınması daha zordur Bıyolojıde en ıyımser durumlarda kurallar olabılır, ama yasalar yoktur, bu açıdan bıyolojının bılım felsefesı fizığınkınden farklıdır Mayr, ozelhkle de bıyolojı felsefesıyle ılgılı makalelerıyle gurur duyar ve bu konuda ne kadar ıyı olduğunu da bılıyordu Dığer araştırmacı lara kıyasla çok fazla ulkenın akademık bırlıklerıne uyeydı Nobel odulu dışında alınabılecek tum odullerı aldı New York Tımes'ın Pulıtzer odullu yazarı Natalie Angier, onu "kanaat sahıbı, şık ve Ona göre blyolojide en iyimser durumlarda kurallar olabilir, ama yasalar yoktur, bu açıdan biyolojinin bilim felsefesi fiziğinkinden farklıdır. Mayr'a göre bilimsel sorunların birçoğu, mantığa göre değil geçmişlerini araştırarak çözülebilir. Telefonda ılk sorusu hep bılımle ıl gılı olurdu (' How ıs your research goıng?' (Araştı r m a l a r ı n nasıl gıdıyor?), ondan sonra 'And how are you?' (Sen n a s ı 1s ın bakalım?) dıye sorardı Onun bılıme olan düşkunluğu aılesı ıçın de fazlaca aşıkar ıdı Kızlarından bırı, onun her kuş turunu bıçımı veya otuşune gore tanıyabıldığını ama sabahları çekmeceden bırbırıne uygun çorapları bulamadığını soylemıştı bır seferınde Mayr'ın hayatta pışman olduğu tek şey 55 yıllık evhlıkten sonra 1990 yılında olen eşıyle yeterınce ılgılenememek ıdı Yaşamı boyunca gelırınin önemlı bır kısmını ve odul paralarını bılıme ve genç bıyologlara bağışlamıştır Bılım dünyası onunla bır devı yıtırdı Bazıları oğretmenlerını ve akıl hocalarını dığerlerı ıse buyukbabaları yaşında bır dostu kaybettıler Doktorasını finanse eden Stresemann onu bır kez "oluşmakta olan bır yıldız' olarak tanımlamıştı Bu yıldız asla sonmedı, ondan yansıyan fişek gıbı fikırler, bıyolojı bılımınde daha uzun bır sure parlamaya devam edecektır Dıe Zeıt 7/2005 / Axe! Meyer Nilgun Özbaşaran Dede 944/11 23 Nısan 2005