Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CinsellikToplum Şimdi İngiltere'deki okullarda da benzer sıkı eğitime geçilmesi için tutucu ve dini çevrelerden baskı geliyor. Sözgelimi Kuzey İrlanda'daki okulların yüzde 60'ında "Love for LifeYaşam için Aşk" adı verilen bir program uygulanıyor. Bu programda bekâreti korumaya öncelik verilirken, az miktarda da korunma yöntemleri öğretiliyor. Bu programın kurucularından milletvekili Richard Barr, "Doğum kontrol yöntemleri üzerine odaklanmak, insan cinselliğinin bütününü görmemek demektir. Bütüne yönelik bir yaklaşıma ihtiyaç duyuyoruz, yalnızca zararı azaltmaya yönelik girişimler yetersiz kalıyor" diyor. İngiltere'de de az sayıda ancak sayıca hızla artan bir grup, perhiz yaklaşımını benimsiyor. Bunların ortak yönleri Hıristiyan kökenli olmaları. Bu kişiler için bekâret ABD'deki kadar katı bir anlam taşımıyor. Burada önemli olan ilişki sağlam bir temele oturtuluncaya kadar cinsel ilişkiden uzak durmak. PolitikBilim AyMGöker Son BTYK Kararları 10 Mart'ta BTYK toplandı ve bir dizi karar aldı. "Türkiye Araştırma Alanı'na [TAHAL] dahil tüm kuruluşlarca, • Vizyon 2023 Pmjesi çerçevesinde belirlenmiş olan uncelikli teknolojik laaliyet konuları ile öncelikli teknoloji alanlarında odaklanmayı temel alan bir strateji izlenmesi; • TARAL içinde yer alan tüm kamu kuruluşlarında ARGE için aynlacak finansman kaynaklarının kullanılmasında önceliğin bu alanlara ve bu alanları destekleyecek araştırmalara verilmesi; • kamuya ait araştırma kurumlarının da bu alanlarda araştırma yapmaya özendirilmeleri... • beyin gücümuzun geliştirilmesine ilişkin plânlamanın, özellikle de, üniversitelerdeki öğretim ve araştırma programları ile doktora ve doktora sonrası burs programlarının bu teknolojiler gözetilerek yapılması", alınan kararlar arasında ve en önemlisi de bu 4 sayılı karar. Vizyon 2023'e emek vermiş yüzlerce bilim insanı, uzman ve sanayici için gerçekten sevindirici bir sonuç. Ama, kararlara bir bütün olarak bakıldığında, ne yazık ki, aynı sevinci duymak mümkün olmuyor; çünkü, 4 sayılı karar sanki boşlukta kalmış gibi bir izlenim doğuyor. Nedeni şu: 5 sayılı karara bakalım; şöyle deniyor: "Kamu kuruluşlarımızın ARGE'ye dayalı ihtiyaçlarının karşılanması ve toplumsal düzeyde ARGE talebi oluşturmak için, ihtiyaçlara bağlı araştırma programlarını oluşturmalarına; bu programları... en geç 30 Mayıs 2005'e kadar TÜBİTAK'a göndermelerine karar verilmiştir." Öncelikler bu kararda da hatırlatılsaydı, iyi olmaz mıydı? Gelelim, asıl, TÜBİTAK'ın 2005 bütçesine konan 446 milyon YTL lik ek ödeneğin dağıtımıyla ilgili 6 sayılı karara. Bu kararda, "ARGE desteklerinde öncelik verilecek projelere" ilişkin kriterler sayılıyor; ama, bunlar arasında, 4 sayılı kararla kabul edilen "öncelikli teknoloji alanları" yok! '.••«.' •* Kararlara göz atmayı sürdürelim: 8ve9 sayılı, "Ulusal Savunma Araştırmaları Programı" ile Ulusal Uzay Araştırmaları Programı" konularındaki kararlar önemli. Vizyon 2023'ün öncelikleri arasında olan bu iki alanın, askerîaçıdan da stratejik önemde olduğu için, özel olarak ele alınmaları doğal. Ne var ki, 9 sayılı kararın gerekçesinde geçen şu ifadeyi anlamak biraz zor: "BTYK, 8 Eylul 2004'te yapılan toplantısında ülkemizde yeni alanların açılması veyüksek kalkınmanın yakalanması hedefiyle önemli biratılım kararı almıştır. Bu toplantıda, ulkemizdeki ARGE harcamalarının GSYİH içindeki payının 20Wyılına kadar %2'ye yükseltilmesi için gerekli ek kamu kaynaklarının 2005 yılı bütçesi ile başlamak üzere tahsis edilmesine karar verilmiştir. Bu hedef doğrultusunda Sayın Başbakanın himayeleri altında gerçekleştirilecek temel öncelikli alanlar belirlenmiştir. Bu öncelikli alanlardan birisi de VzayAraştırmalarıdır....." Gerekçedeki iladenin, 8 Eylül 2004'teki BTYK kararlarına ilişkin 2004/24 sayılı genelgeye bakıldığında şöyle anlaşılması gerekir, diye düşünüyorum: 'Başbakanın himayeleri altında gerçekleştirilmek' üzere belirlenmiş olan 'temel öncelikli alan programları' uzay ve savunma araştırmaları programlarıdır; yani, 4 sayılı karara konu olan öncelikler arasından yalnızca "Uzay ve Savunma Teknolojileri Geliştirmede Yetkinleşme" konusundaki programlar Başbakanın himayesindedir. Yoksa, bu ifade, 'temel öncelikli alanlar BTYK'nın 8 Eylül 2004'te belirledikleridir ve bunlar da savunma ve uzay araştırmalanndan ibarettir" biçiminde anlaşılmamalı. Aksi, aynı toplantıda hem 4 sayılı kararı almak hem de bunu yok saymak anlamına gelirdi. Yine de insanı tereddüde düşüren 10 sayılı bir karar var. Bu kararda "TÜBİTAK (arafmc/an toır/anan '20052010 yıllmnı topsayacak 'Bilim ve Teknoloji Politikalan Uygulama Planı'nın onaylandığı' belirtiliyor ve bu plinda, ne Vizyon 2023'e biratıf var, ne de onun önceliklerine. Ama, plânm "Sonuç Odaklı ve Kaliteli Araştırmaların Desteklenmesi" eylem başlığı altında, birinci eylem olarak şu yer alıyor: 'Bilim ve teknoloji önceliklerinin saptanması.' Niye? 4 sayılı kararda geçen öncelikler 20052010 arasında geçerli değil miydi? BTYK kararlarına TÜBİTAK web sitesinden erişilebiliyor. jsterseniz, bunları bir de siz inceleyin. http://www.inovasyon.org KARARLARA BÜTÛN OLARAK BAKALIM şı gelmeleriydi. 1996 yılından sonra bu eğitime daha fazla fon ayrıldı yılda 50 milyon dolar. Perhiz yaklaşımının en büyük avantajı d o ğum kontrolü konusunda önerilerde bulunmaya gerek kalmamasıdır. Hester bu konuda şöyle konuşuyor: "Bunun altında yatan mantık şudur: Doğum kontrolü konusunda bilgi verilmesi, cinsel ilişkiye girmenin sakıncalı olmadığı yönünde bir izlenim doğurmasıdır. Bunu yaptığımız anda, gençler kendilerini dizginlemeye gerek kalmadığını düşünebilir." PERHİZ YARARLI OLACAK MI? Cinsel ilişkiden uzak durma modası yarar sağlayacak mı? Ergenler yetişkinlerin tavsiyelerine kulak asacaklar mı? Bekâretin korunmasına sıcak bakanlara göre araştırmalar bu stratejiyi destekliyor. Ancak bu konuda yapılan araştırmalar hem dar kapsamlı hem de kontrol grupları olmadan yapıldığı için doğruluğu sorgulanıyor. 1997 yılında yayımlanan bir araştırmada 10.600 ergen 17 ay boyunca izlendi. Sonuçta perhiz yapmanın cinsel davranışlarda ve hamile kalma sıklığında hiçbir etkisi olmadığı anlaşıldı. Diğer iki araştırmadan da benzer sonuçlar alındı. American Journal of Sociology (vol 106, p 859) isimli dergide sonuçları yayımlana bir başka araştırmada 12.000 Amerikalı genç izlendi. Bu araştırmada bekâretin korunacağına dair verilen sözlerin ilk cinsel ilişkinin yaşı üzet rinde bir etkisinin olup olmadığı gğ araştırıldı. Verilen sözlerin ortalama 18 aylık bir gecikme ile tutulduğu görüldü. Söz verenlerin ayrıca daha erken evlendiği ve daha az sayıda eş değiştirdiği belirtildi. Ne var ki aynı grup 6 yıl sonra yeniden incelendiğinde 18 ile 24 yaş aralığında cinsel yolla geçen hastalıklar konusunda hiçbir iyileşmenin söz konusu olmadığı gözlendi. Toplumsal güçlerin karmaşık bir etkileşim ağı içinde bulunduğu bir ortamda, ergenlerin davranışlarını etkilemeye çalışmak göründüğü kadar kolay değildir. Büyük bir olasılıkla tek bir çözüm sonuç vermeyecektir. "Nasıl bir cinsel eğitim verilmeli?" konusunda ileri araştırmalar yapılmadan, bu çözümün şekillenmesi şımdilik mümkün görünmüyor. Reyhan Oksay BEKARETİ KORUMA SÖZÜ ABD'de bazı eyaletler cinsel ilişkiden uzak durmanın yanı sıra, korunma yöntemleri konusunda da gençlerin eğitilmesini savunurken, jgfj yalnızca perhiz yaklaşımını benimse^ yen tutucu kesim giderek güçleniyor. ^BD'deki okulların üçte birinde bekâreti koruma yönünde tutucu bir eğitim verilirken, yaklaşık 3 milyon genç, kamuya açık ortamlarda evleninceye %~Am <adar bekâretlerini koruma yemin etTiiş bulunuyor. Ve bu moda giderek yayılıyor. 3eçen haziran ayında Amerikalı bir |rup İngiltere'ye gelerek Silver Ring Thing adını verdikleri bir hareketin .anıtımını yaptılar. Bu dini kökenli hareket çerçe;esinde, gençler evleninceye kadar cinsel ilişkiye lirmeyeceklerine herkesin duyacağı bir ortamda /emin ediyorlar. Bunun için 12 dolarlık bir yüiükten yararlanıyorlar. Bu arada True Love Wats örgütü de Avustralya'da kampanyalar düzeniyor. Bu trendi destekleyen gelişmeler de yok de£il. Sözgelimi İngiltere'de daha liberal bir yaklaiimın fayda sağlamadığı, hâttâ ters etki yarattığı ddia ediliyor. Geçen yıl İngiltere'nin önde gelen Jazetelerinden The Times "Ücretsiz doğum kont'ol hapları ve kondomlar önüne gelenle yatıp calkma eğilimini körükledi" diye başlık atü. BOŞLUKTA KALANÖNCELİKLER Kaynak: New Scientist, 5 Mart 2005 943/1116 Nisan 2005