25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sinirbilim lerdir. Yani sizin nasıl hissettiğiniz ile ilgili değildir. Plasebo tepkisi iyileşme sürecinin bir parçasıdır" diyor. Bu bulgulara göre eğer çevrenize verdiğiniz tepki herhangi bir beklenti içermiyorsa plasebo etkisini hissetmezsiniz. Dolayısıyla daha yüksek dozda ilaca ihtiyaç duyarsınız. Turin Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Fabrizio Benedetti, beklentileri doğuran frontal bölgeleri hasar gören Alzheimer hastalarının ağrı ile ilgili plasebo tepkisi göstermediklerini saptadı. Benedetti bu konuda şöyle konuşuyor: "Akıl hastalarının beklenti mekanizmalarındaki bu kayıpları telafı edecek şekilde tedavi yönteralerini yeniden gözden geçirmeliyiz." GönüldenBilime Ahmetlnam IçAhlâkÜstüne... Ahlâk kamu alanındadır; birlikteliklerin, ortaklıkların, koinostik olanın (koinos, Eski Yunanca'da ortaklaşa yapılanı, paylaşılanı gösteriyor, idios sözcüğünün zıttı olarak) alanıdır diye bilinir. Toplum içinde, göz önünde olup biter. Gözaltında olmayan alanların ahlâkı olur mu? Ahlâk alanı toplum içinde ortaya çıkan, herkese açık, herkesçe görülebilir herkesçe paylaşılır bir ö'zellik taşımıyor mu? Bu göz önünde olan, herkesin insan olarak dahil olduğu, "eşit" olduğu ahlâk, dış ya da ortak ahlâk olarak adlandırılabilir. Genel olarak günlük dilde ahlâk, bu dış ahlâk ortak ahlâktır. Böyle anlaşılmayan bir ahlâk olabilir mi? İç ahlâk adını verebileceğim ahlâk, alışılagelen ahlâk anlayışının dışına düşüyor. Nedir iç? "iç'i, paylaşma kavramının yardımıyla kabaca tanımlayabiliriz. İç, bilinçli bir bütünün yalnızca kendisinin yaşayabileceği yaşantılar alanıdır. Bu tanım, çeşitli zorluklar taşısa da, "iç" hakkında, paylaşım açısından yol gösterici olduğu için dikkat çekicidir. bir protein olan BDNF'nin azaldığını, ancak egzersiz ile yükseldiğini kaydediyor. "Egzersiz büyük bir olasılıkla enerji metabolizmasını değiştirerek beyni etkiliyor olmalı" diye konuşan Gomez Pinilla, "Beslenme şekli ile egzersiz arasında nasıl bir bağlantı kurulması gerektiği yönünde bu çok belirgin bir örnektir" diyor. Oxford Üniversitesi'nden sinir bilimci Colin Blakemore, toplantının kapanış konuşmasında görüşlerini özetle şöyle dile getirdi: "İnsan genomu projesinin yarattığı heyecan" yavaş yavaş yerini beyindeki sinirsel bağlantıların nasıl oluştuğu yönündeki keşiflere bırakıyor. Şimdi daha karmaşık bir süreci çözmeye çabalıyoruz." Reyhan Oksay Kaynak: Nevv Scientist, 26 Kasım 2005 BEYİN FONKSİYONLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Deneyimlere dayanan beyin değişikliklerinin beyin fonksiyonlarının pek çoğunu etkilediği de görülüyor. New Jersey, New Brunsvvick'teki Rutgers Üniversitesi'nden Helen Fisher, sevgilisi tarafından terk edilmiş insanlarda, fıziksel acıyı kontrol eden beyin bölgelerinde faaliyetin arttığını saptadı. Bu da duyguların, gerçek acılar yarattığını kanıtlayan bir örnektir. Beslenme şekli ve egzersiz vücudumuzu etkilediği gibi beynimizi de etkiler. Dolayısıyla kötü beslenme şekli belleği olumsuz etkilerken, doğru beslenme pozitif sonuçlar doğurur. Los Angeles'teki Kaliforniya Üniversitesi'nden Fernando Gomez Pinilla, hazır gıdalarla (fastfood) beslenen sıçanlarda belleği güçlendiren önemli İÇİMİZDEKİ ÜÇ 'İÇ' Duyurular Türkiye Bilişim Vakfı 10 yaşında Türkiye Bilişim Vakfı 10. yılını İstanbul'da düzenlenen bir gece ile kutladı. TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı'nm ev sahipliğini yaptığı geceye Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Doç. Dr. Abdüllatif Şener'in yanı sıra sektörün önde gelen temsilcileri katıldı. Faruk Eczacıbaşı, Tiirkiye'de 10 yıl içinde yaşanan olumlu değişimleri vurguladı: "Türkiye bizim istediğimiz hızda olmasa bile, çağdaş dünya ile entegre olmaya, yani bir bilgı toplumu olma yönünde ilerliyor. Bizim bütün derdimiz bunun hızlanması çünkü vakit az ve ileri bilgi toplumları arayı açıyor. Hep gerideyiz ve yetişmek için zorlanıyoruz. Hız bunun için şart" dedi. Türkiye'nin 2000'li yıllarının, bilgi teknolojilerini ekonomi başta olmak üzere yaşamın her alanında verimliliği artırmak için kullanıldığı yıllar olarak hatırlanması gerektiğini vurgulayan Faruk Eczacıbaşı, bu konuda hükümetlere büyük görev düştüğünü belirtti. TBV olarak 'zihniyet mimarlığı' yapıyoruz diyen Faruk Eczacıbaşı, "Zihniyet mimarlığı bina mimarlığı gibi değildir. Bugün birinci katını yarın ikinci katını yapıp biliremezsiniz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde de geçen 10 yıldaki gibi zor bir görev bizi bekliyor. Biz Türkiye'nin bilgi toplumuna dönüşmesi için yapılması gerekenleri sıralamaya devam edeceğiz. Ülkemizin refahını artırmak için bilgi toplumuna giden yolda atılımları alkışlayacağız, duraklamaları eleştireceğiz."dedi. Türkiye Bilişim Vakfı'na 10 yıl içinde sponsorluk yapıp projelerini gerçekleştirmesinde katkıda bulunan IBM, HP, Turkcell, Eczacıbaşı, Cebit, Cisco, KoçSistem, Microsoft, Borusan, Tekofaks, Arçelik, Vestel, Yapı Kredi, Ericsson'a kurumsa! sponsorlukları için birer teşekkür plaketi verildi. Tıbbi biyoloji toplantısı İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümü mezunlarının kurduğu Tıbbi Biyologlar Derneği, İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji AD ile bırlikte 2627 Mayıs 2006 tarihlerinde İstanbul'da "II. Tıbbi Biyolojik Bilimler Kongresi" ve "V. Tıbbi Biyolojik Bilimler Öğrenci Sempozyumu"nu düzenleyecek. Kongremiz tünı Temel Tıp Bilimlerini kapsamakta ve başta Tıbbi Biyologlar olmak üzere Temel Tıp Bilimleri ile ilgili, tıp ve diğer dallardan tüm araştırmacıları biraraya getirmeyi amaçlamaktadır. Öğrenci Sempozyumumuz da İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümu dğrencıleriyle bırlikte ilgili dallardan tüm öğrencilerin katılımına açıktır. Bilgi için; İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji AD. Tel: 0 212 414 30 34 Tıb. Bio. İlhan Onaran ilonaran@istanbul.edu.tr; Tıb. Bio. Dilhan Kuru dılhank@istanbul.edu.tr Dernek web adresi: www.tibbibiyologlardernegi.org.tr Bu, betimlemeye göre, üçayrı "iç" ayırt edebiliriz. a) Bireysel iç b) Çoğul iç (Mahrem yaşam içi) c) iç varlık (L' Etre interieur) a) Bireysel iç, yalnızca bireyin yaşayabildiği alandır. Kimse bir ötekinin içini yaşayamaz. Bireysel içi, ancak o içi taşıyan birey yaşayabilir. b) Çoğul iç, birden fazla bireyin yaşayabildiği içtir. Ayşe ile Mehmet'in birlikteliğinin (koinos!) oluşturduğu iç, Mehmet'in Ayşe dışında, karşılıklı etkileşim içinde bir başkası ile yaşayamayacağı (Ayşe'nin de Mehmet'in dışında!) yaşantılar alanıdır. Mahrem bir alandır. Saklanan anlamında, gizli anlamında değildir burada "mahrem"; üçüncü kişilerin yaşayamayacağı, salt bu ikisine özgü yaşantılar alanıdır. ikisi, bu ortaklaşa içiyaşarlar. (Eski Yunanca 'da bu kavramı belki koinou entos sözüyle karşılayabilirdik! Paylaşılan iç anlamında!) c) iç varlık, bireysel ya da paylaşılan içlerin yer aldığı, bulunduğu iç dünya, iç âlem ya da derunîâlem. Bu iç varlık, yalnız iç yaşayabilenlerin paylaşabileceği bir dünyadır. Ne demek iç yaşayabilmek? Her insanın iç dünyası vardır, birey olarak ya da öteki insanlarla iç yaşayabilirler. Ancak insan iç yaşayabilir. İçyaşayan, iç varlığı yaşayabilir. Bu, nasıl olanaklıdır? Hiç kimse bir başkasının iç dünyasını yaşayamaz. iç dünyalar, bu anlamda birbirlerine kapalıdır. Ancak, dışa, bedene ulaşılarak, bedenin işâretiya da imâsıyla iç dünyalarda olup bitenleri anlama, kavrama, dolaylı bir yaşam olarak gerçekleşebilir. Ötekinin iç dünyası ancak bedeni aracılığıyla "dışarıdan" yaşanabilir. Ötekinin ve benim iç dünyalarımız bireysel içler olarak iç varlıkta bulunur. Kendiiç dünyamı yaşayabilirim, ama iç varlığı yaşayabilir miyim? Elbette. Nasıl? İç varlık, dışarıdaki içtir; ben onun içindeyimdir ama o da benim içimdedir, içimdeki dıştır. Öyleyse iç varlık, dışımdakiiç, içimdeki dıştır. içimdeki dışı "görebilmem", yaşayabilmem için, dışımdaki içi yaşamam gerekir. işte, ancak içimdeki dışımı, dışımdaki içimi yaşayabilirsem, içinde bulunduğum iç varlığın bilincine varabilir, onu yaşayabilirim. İÇ VARLIĞIN YAŞAYANLARI "İçimdeki dışım" ne demek? içimin tümüyle bana ait olmadığını, içimde tümüyle "keyfl", "dilediğimce" hareket edemeyeceğimin anlamı, "içimdeki dıştan"gelir. İç dünyam: Düşüncelerim, hayallerim, duygularım, ağrılarım, hazlarım, benim denetimimde, yönetimimde değil tümüyle; içimde bir dış var, bir "yabancı" var, içimin gücü tümüyle benden kaynaklanmıyor. içime herzaman söz geçiremem; "dış" olan, birölçüde "bilip", birölçüde "bilemeyeceğim" bir "dış" var içimde. Bundan dolayı, içim bir ego değil, "ben" değil. İçimde Yvar. kaynaklanır. Algılarım bana tümüyle gerçekliği vermez. Gerçekliğe, "dış" gerçekiiğe ben "anlam" katarım. Onu anlamlarla yoğururum. içimle yoğururum. Örneğinbirayrıkotu, "salt fiziksel"yanıyla ayrık otu değildir, onunla ilgili yaşantılarımda "özel" bir anlam kazanabilir, bende bir "anısı" olabilir, içimin bir izi olabilir! Dıştaki içim anlam dünyamdır, mânâ âlemimdir. işte, içteki dışı, dıştaki içi yaşayabilen iç varlığın yaşayanlan olurlar. İç ahlâk alanının eyleyicileri olurlar. "Dışımdaki iç] dışımın bana "göründüğü" gibi olamayabileceğinden 977/T110 Afalık 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle