22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cerrahi Teknohaber Atomun MR'ı çekildi IBM, araştırmacıları tek bir molekülü görüntülemeyi başardılar. Atomları görüntüleme araştırnıalarında dev bir ilerleme anlamına gelen gelişme, IBM'in Almadon Araştırma Merkezi'ndeki araştırmacılar tarafından gerçekles.lırildi. Tekil bir molekülü görüntülemeyi başaran manyetik re/uııans güç mikroskobu (magnetic resonance force microscobe/MRFM), tıpta insan vücudunun görüntülenmesinde kullanılan mnnyetik rezonans görüntüleme (MR) ciha/larından 10 milyon kai daha güçlü. IBM araştırmacılarının bir sonraki hedefi ise, mult'küllerden 600 kat daha küçük olan protonların hareketini tespit etıııek. Bir metrenin milyarda biri olarak kabul edilen ve yaklaşık 5 alom boyutunu temsil eden nanometre ölçeğindeki atomların göriintülenmesinin, başta tıp, ilaç, gen ve elektronik endüstrilerı nlmak üzere bütüıı bilimsel araştırmalarda devrim niteliğinde sonuçlar doğurması bekleniyor, Proteinlerin molekül düzeyinde yörüntülenebilmesi kişiye özel ilaçların geliştirilmesini ve gen araştırmalarının çeşitlendirilmesini sağlayacak. Elektronik devrnlüiin atom düzeyinde değiştirilebilmesi ise, kuantum bilgi işlem teknolojisinin geliştirilmesini hızlandıracak. Yağ aldırmanın sınırları Yağ aldırma ameliyatları (liposuction) insanlan inceltiyor, ancak daha sağlıklı yaptığı söylenemez. Çünkü... oktorlar uzun süredir ğöbek çevresindeki aşırı yağlanmanın baldır ve kalçalardakinden farklı olarak kalp krizi, yüksek tansiyon ve şeker hastalığı riskini arltırdığından kuşkulaniyor. Açıkça karın bölgesindeki yağlar göründüğü kadar masum değil. Bunlar aktif olarak vücuda iltihaplanmayı tetikleyen proteinleri pompalar ve vücudun insülin kullanım yeteneğine müdahale ederek liastiihkl.ua zemin hazırlar. Bu nedenle bazı doktorlar liposuction yöntemi ilc göbek bölgesindeki yağları ameliyalla almanın hastaya iki yönlü avantaj sağlayacağına inanıyordu. Bu avantajlar daha ince bir vücut ve daha sağlıklı bir metabolik profildi. D Ancak New Enğland Journal of Medicine isinıli sayğm bilim dergisinin son sayısında yer alan bir makaleye göre bu görüş yanlış. Söz kunu.su yazıya göre eski yöntemlerle daha az yiyerek ve daha fazla hareket ederek verilen kilolardan farklı olarak liposuction insanların biyolojik risk faktörlerinde herhaııgi bir fark yaratmıyor. AB1) Missouri. St. louis ve ttalya Roma'daki bilim adatnları 15 aşırı şişman kadıııa liposuction'dan önce ve iiç ay sonra ayrııılılı testler uyguladılar. "Her hastadan ortalanıa 9/10 kilo yağ aldık" diye konuşan St.Louis'teki YVashington Üniversitesi Bcslcnme Merkezi'nden l)r. Samuel Klein, bu ıniklarıu çoğunlukla alınan yağların iki katı olduğunu belirtiyor. Bu arada kadınlardan, deııey sona erinceye kadar diyet ve egzersiz yapmamaları istendi. Kaldı ki kadınlarm hepsi ameliyattan sonra kendilerini daha iyi hissettiklerini ve daha rahat hareket ettiklerini belirtiyordu. Ancak Klein'e göre metabolik risk faktörleri söz konusu olduğunda, "operasyondan sonraki verilerle operasyondan önceki veriler birbirinin eşiydi". Bunun nedeni neydi? Bir kere liposuclion karaciğer veya kaslarda veya iç organları çevreleyen dokularda bulunan yağ luicrelerini yok etmiyor. Ayrıca bu operasyon geride kalaıı yağ hücrelerinin boyutlarını küçültmüyor. Büyük yağ hücrelerinin küçük yağ hücrelerine göre daha fazla sayıda zararlı proteinler ürettiği görülüyor. Bazı doktorlar hastalardaki fazla yağların birkaç kiloyu geçmediği durumlarda sunuçların daha iyi olabileceğine inanıyor. Her durutnda, yağ hücrelerini küçültmenin eıı iyi yolu, yaktığınızdan daha az nıiktarda kalori alarak negatif enerji dengesi yaralmaktır. Bu çalışma, liposuction'a bel bağlayan pek çok insanda düş kırıklığı yarattıysa da, kilo verrnek için çabalayanları gayrete getirici bazı bulğuları gtin ışığına çıkarttı. Artık kesinlikle biliniyor ki en küçük kilo kaybı bile yüzde 5'lik bir oran dahi insan sağlığında öııemli düzelmelere yol açıyor. Ne kadar fazla kilo verirseniz ve verdiğiniz kiloları geri almazsanız kendinizi daha iyi hissedersiniz. İnsansız uçaklarla keşif insansız hava taşıtları (Unmanned aerial vehıcles/UAV) pilotların yaşamını tehlikeye atmadan keşif uçuşları yapabiliyor. Ancak birkaç milyon dolara mal oldukları için yaygın bir biçimde kullanılmıyorlaı. Şimdi havacılık ve uzay şirketi Raytheon, bir ana UAV tarafından fırlatılan, güvenlı olmayan bölgeler üzerinde yakın plan kamera çekimleri yapabilen ve işi bıttiği zaman gözden çıkartılabilen bir UAV geliştirdi. SilentFyes adı verilen minı UAV'lar görece olarak ucuz. 15.000 dolar değerindekı planörde uydu konumlama sistemi bulunuyor. Serbest bırakıldığı zaman 50 cm. uzunluğundaki SilentEyes, kısa ve kalın kanatlarını açıyor ve yere çakılmadan önce, önceden programlanmış hedeflerin üzerinde uçarken çektiği görüntüleri gönderiyor. MP3İÜ cep telefonları Bazı cep telefonları kullanıcının MP3 müzik kanalından kayıt yapmasına olanak tanır. Böylece arayan kişi sıradan bir zil sesi yerine müzik duyar. Ne var ki ses kalitesi çok bozuktur, çünkü cep telefonları konuşma sırasında kelime aralarındaki boşluklarda geri plan seslerini susturmak üzere tasarlandığı için müzik kesik kesik çalar. Şimdi Seoul'dan Young Nam, Seop Park, Tae Ha ve Yun Jeon buna çözüm olarak bir teknoloji geliştirdi. Telefonıın içindeki bir yazılım, MP3 kartındakı müziğin ses kalitesini düzeltmek için sessiz aralıklarda yapay olarak sesi açıyor. Bu durumda telefonunun konuşma devresi, kelimeler arasındaki boşlukları yakalayamadığından sessizleştirme işlemini gerçekleştiremiyor. Dijital Fotoğrafcıiık Fotoğraf kalitesi ve megapiksel Megapiksel sayısı resmin görüntü kalitesinde sanıldığı kadar önemli bir rol oynamaz. ijilal kamera alırken pek çok insan tek bir unsurun üzerinde odaklanır. Bu da megapikseldir. Bu konudaki yaygın görüşe ğöre megapiksel ne kadar büyükse kamera o kadar değer kazanır. Ancak işin aslı böyle değildir. Mercek kalitesi, görüntüişleme kapasitesi ve hatta piksellerin büyüklüğü resim kalitesinde daha büyük rol oynar. HewlettPackard'dan görüntü bilimcisi Bob Sobol, "Megapiksel sayısı görece olarak çok önemli bir unsur değildir" diyor. Megapiksel miktarı (her biri 1 milyon piksele eşittir) fotoğrafları ne kadar büyük basabileceğinizi belirler. Pek çok kullanıcıya göre en düşük 2 megapiksel'lik model, lOcm. x I5cm. baskı için yeterlidir. Eğer 20cm. x 25cm. baskı istiyorsanız 3 veya 4 megapiksellik modelleri seçmelisiniz. Poster boyutlarındaki baskılar için 5 veya 8 megapiksellik modeller uygundur. Dijital kameranızı kırıp içini açarsanız, bir görüntü D sensoru ile karşılaşırsınız. Bu sensor 1.25 cm genişliğinde, içine milyonlarca pikselin sıkıca sıkıştırıldığı minik silikon bir çiptir. Her bir piksel, üzerine ışık çarplığı zaman, resmi oluşturan dijital verilere dönüşen elektrik akımı iiretir. Ancak tüm pikseller eşit yaratılmamışür ve bazı kameralar diğerlerinden daha büyük pikseller kullanır. Sözgelimi HP Photosmart R707 üzerindeki pikseller 2.8 mikron genişliğindedir. Oysa Nikon D70'in piksellerinin genişliği 7.8 mikrondur. Daha büyük mikronun avantajı, görüntü ile ilgili daha fazla bilgi toplayabilmesidir. Resmin kalitesini etkileyen bir diğer unsur da kameranın beynidir. Kameranın ham verileri güzel bir resme dönüştürebilmesi için yeterli işlem gücüne ihtiyacı vardır. Resmin ışık ve netlik açısından güzel bir görüntü vermesi için mercek kalitesi de önemlidir. Fujifılm'den ürün geliştirme ınüdürü Atsushi Tashiro, "Eğer mercekleriniz kötüyse, megapiksel sayısının hiçbir önemi kalmaz" diyor. Size en uygun kamerayı nasıl seçersiniz? İnternetten bilgi edinebileceğiniz bağımsız sitelerden bazıları: cnet.com dpreviw.com dcmag.co.uk Kaynak: Time, 30 Ağustos 911/64 EylOI 2004 Ekşi üzümlerden dezenfektan Kullanılmayan, artık şarap veya ekşi üzümden yapılmış düşük kaliteli şarap doğaya zarar vermeyecek şekilde dezenfektan olarak kullanılacak. Oregon State University'den araştırmacılar içilemeyecek durumdaki şaraba normal tuz ve sülfür dioksit karıştırdılar. Testlerde bu karışımın, mutfak tezgâhı üzerindeki yiyeceklerden kaynaklanan bakterileri amonyak ve hipoklorit içeren konvansiyonel dezenfektanlardan daha iyi yok ettiği görüldü. Araştırmacılara göre bu karışımın daha etkili olmasının nedeni, bakterilerin konvansiyonel dezenfektanlardaki kimyasallara karşı direnç geliştirmesi. Konuşan elektronik postalar Bilgisayarlar hâlihazırda epostaları söze dökebiliyor. Ancak sonuçta ortaya çıkan ses çok fazla mekanik ve ifadesiz olduğu için bu seçenek pek tercih edilmiyor. Şimdi IBM, geliştirdiği bir teknoloji yardımıyla epostaların gönderen kişinin sesi ile okurımasını sağlayacak. Sistemi kurmak için, postayı gönderen kişi bir mikrofona anahtar kelimeleri içeren bir paragraf okuyacak. IBM'in yazılımı daha sonra kullanıcının konuşmasının belirleyici özelliklerini içeren küçük bir dosya oluşturacak. Bu dosya otomatik olarak gönderilen epostaya iliştirilecek. Epostayı aldığınız zaman bilgisayarınız ses profilinden yararlanarak metni söze dönüştürecek. Dolayısıyla patronunuzun epostaları direktif verici, arkadaşlarınızın epostaları sohbet havasında olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle