Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
si'nden Niels Rattenborg ıle Ruth Benca, kafes içinde tuttukları beyaz taçlı serçeleri incelerken bu sonuca vardılar. Serçelerin beyin hareketliliklerini gözlemleyen 2 araştırmacı, bu kuşların, göç dönemlerinde diğer zamanlardan yüzde 63 daha az uyuduklarını saptadı. Uyku yoksunu olmalarına karşın serçeler, hâlâ dikkatli olabiliyor ve davranış testlerinde de diğer zamanlarla aynı başarıyı gösteriyorlardı. Serçeler, diğer birçok hayvan gibi, beyinlerinin yarısını uykuya yatırırken diğer kısmını uyanık tutmuyorlardı. Yunuslar ve bazı foklar, beyinlerinin bir tarafını dinlendirdikleri sırada diğer kısmıyla, nefes almak gibi temel fonksiyonları yerine getirirler. Benzer şekılde ördeklerde de, beynin bir kısmı, diğeri taraf uyurken yırtıcı hayvanları gözler. Rattenborg, "Serçelerdeyse, beynin her iki yarısı da uyanıktı" diyor. Kuşların uyku düzenleri de, REM ve REM dışı uykuları barındıran memelilerinkine benzer. Ancak diğer birçok hayvanda, uyku yok Makak maymunu insan gibi yürümeye başladı yürümeye başlamıştı. Nataş, hastasunluğu sinirsel davranışlarda ve neyi dik yürüyerek terketti fizyolojik fonksiyonlarda bozukluklara neden olur. Bu nedenle serPrimatlar yarı dik ve dört çelerin, bu kadar uzun süre ayık ve ayak üzerinde yürürler Bunu da dikkatli kalabilmeleri gerçek bir bil dönüşümlü yaparlar. Fakat Nataşa mece. Uzmanlarsa, diğer ötücii tam dik yürüyor, iki ayak üzerinde kuşların da benzer bir yeteneğe sa ve tıpkı bizim gibi. Ayrıca gözleriyle hip olduğu yönünde kanıtlar oldude öne doğru odaklanmış bakıyor. ğunu belirtiyorlar. Dr. Horovvitz şöyle diyor: "Daha önce böyle bir olaya tanık olmadım. Üstelik Nataşa'nın bu davranışı geçici de değil. Biraz insan gibi yürüyeyim de onları şaşırtayım de GönüldenBilime Gönül Kiire Ahmetlnam israil Tel Aviv'deki bir parkta çok ilginç bir olay gerçekleşti. Bir makak maymunu (Makaka nigra) insan gibi iki ayak üzerinde, dik yürümeye başladı. Bu olay bir tedavi sonrası gerçekleşti. Nataşa adıyla anılan dişi makak maymunu (beş yaşında), Tel Aviv'deki Safari Parkı'nda, ağır bir midebağırsak gribi teşhisi ile kliniğe yatırıldı. Parktaki bütün diğer makak maymunları da gribe yakalanmıştı. Diğer maymunlar veterinerlerin uyguladığı tedaviye yanıt vererek iyileşmeye başladı, ancak Nataşa iyileşmedı ve durumu giderek kötüleşti. Doktorlar Nataşa'dan umudu kestiler Doktoru veteriner Igal Horowitz şöyle dedi: "Artık öleceğini düşünmüştüm, çok az soluk alıyordu ve kalbi de tekliyordu". Fakat Nataşa doktorunu yanılttı, yoğun bakımdan lyileşerek çıktı. Fakat ç ok ilginç bir olay gerçekleşti ve Nataşa iki ayak üzerinde Gönülleyebilenin, gönüllemekte olanın, birey olarak bir gönülevinde yaşayabildiğini söyleyebiliriz. Gönül sahibi, gönül taşıyıcı, gönül yaşayıcı insanlar bir ortam içinde bulunurlar. Gönül enerjisi yayarlar çevrelerine, gönül dalgaları saçarlar. Onların dalgalarına açıksanız, gönül açıklığınız varsa, gönül evlerine girer, konuk olursunuz. Evlerini paylaşırsınız. (Bir süre!) Gönül evleri; gönül sokağı, gönül mahallesi, gönül semti, gönül kenti, gönül ülkesi, gönül dünyası... meydana getirebilirler. işte bireylerin gönlünü de içine alan gönül küre bu gönül ortamını, gönül çevresini gösteren bir tomurcuk kavramdır. Tek kişinin gönül küresi olamaz. Paylaşmayı bilmeyenin gönül küresi yoktur. Gönül küre, mahrem (privatus) yaşamların olduğu kadar kamusal, (publicus) ortalık yerde, alenîyaşamların da küresidir. iki kişinin, gönülleşebiliyorlarsa, gönül küresi olabilir. Toplulukların, toplumların gönül küreleri, bu küçük gönül kürelerini, deyim yerinde ise gönül küreciklerini kapsar. Birey ve topluluklar gönül küre içinde gönüllerini solurlar. Gönül kürenin sakinleri kimlerdir? a) Gönülleyenler, b) Gönlü açıklar, c) Meraklılar. Gönülleyebilenlerin gönül kürede evleri, arsaları hiç değilse bir, eski deyimle, künci mihen'leri bir mihnet köşeleri vardır! Gönlü açıklar, bu küreyi zaman zaman soluyabilen gönül öğrencileridir. Gönül kürenin geçici yolcuları, konuklarıdır. Meraklılar ise seyirciler ve heveslilerden oluşur. Gönül küre turisti olarak gelir, azıcık ilgilenirler. KHaplardan okurlar, müziğini dinlerler. Seyirciler daha çok entelektüeller arasından çıkar. Hevesliler, gönlü, örneğin semah törenleri ile ritüellerle, kitâbî bilgilerle kazanabileceklerini sananlardan oluşur, çoğu kez. içlerinden gönül çıraklığınayükselebilenleri, gönül oluşumu için bağlanma içine girmiş, gönüle erme çilesine hazır olanları çıkabilir. Gönül kürede yaşamanın mânâ ve lezzetine bir ölçüde kavuşmuşlardır. Gönül küre oluşumunun koşulları, toplulukların gönül oluşumunu belirleyen koşullardır. Uygun bir altyapı (sosyoekonomik koşullar), anlam kürenin durumu, ethos, pathos, ve siyasal düzenin oluşumları gönül küre yapılanmasını etkiler. Gönül küre salt liziksel bir küre değildir, mekâna bağlı değildir. Salt insanların kafalarında olan sanal bir ortamda değildir. Fiziksel desteği de olan, sosyal, psişik kültürel bir hava, ortam, çevredir! (Çevre, fiziksel, tarihsel, kültürel; ortam, düşünsel, anlamsalnoetikdır!) '/.• Çağım gönül kürenin farkında mıdır? Elbette, gönülleyenler, gönül kürede soluk alıyorlar. Kim onlar? Gönül küre coğrafyası nasıl bir coğrafyadır? Gerçek dünya coğrafyasının neresinde duruyor? Dünya haritasını alsak, nerelerinde gönül küre vardır? Kimin evi gönül evidir? örneğin, hangi mahallede gönül sokağı vardır? ', Gönül gizli olandır. Çağımın davranışcı, dışa vurumcu, ekono' mik açıdan atılımcılığı öne çıkarmış insanı dili mahfîyi bilmez. Yaşa• ma telaşındaki yarışma havası, gönül savar bir dünyaya itiyor insanı. Gönül sahibi olmanın onu gençleştireceğini, fiziksel olarak güçlendireceğini düşünse, herhangi bir çıkarı olacağını bilse, bu insan gönül sahibi olmanın teknolojisini kurmaya kalkar. Para tuzağı danışma şirketleri, "10 Derste Gönül Sahibi" olma kursları açar, gönlü dar insanlara danışmanlık yapar. Kolay yoldan, zahmetsiz gönülleme teknikleri öğretilmeye başlanır, örneğin Yüksek Gönülleme Teknolojileri Enstitülerinde. "Hüseyin Bey gönüller de ben nasıl gönülleyemem, benim neyim eksik ondan" diye düşünülür. Gönülleme, yüksek sosyetenin, kaba ve sığ kültürünün oyuncağı olur. "Gönül Evi" diye barlar açılır, enteller içki içer, bir yandan arka planda saz ya da ney sesleri gelirken, uzun saçlı, kulağı küpeli bir fizik profesörü, Einstein'ın da gönlü olduğunu, onu hayranlıkla dinleyen, birazdan yatağa atmayı düşündüğü genç hanıma anlatmaya çalışır. Gönül, iyi ki gizlisin, hep öyle kal. GÖNÜL KÛRESAKİNLERİ miyor! Maymunun beyni hastalık nedeniyle zarar görmüş olabilir, ama davranışlarında başka bir tarklılık yok". Şimdilik yapılan tek açıklama, şempanze ölümle burun buruna gelince davranışını değiştirdi! Hastahklara çözüm getirmenin en hızlı yolu Yeni bir virüs tüm dünyayı etkisi altına almaya başlıyor. Herhangi bir çözüm olmadığından, çok sayıda insan virüse yenik düşüp yaşamını yitiriyor. Ancak birkaç haftaya kalmadan araştırmacılar sağ kalanlardan bağışık hücre örnekleri almak suretiyle virüse karşı etkili antikorları belirliyor. Birkaç ay sonra antikorlar kitle halinde üretilmeye ve risk altında olanlara iğneyle aktarılmaya başlanıyor. Böylelikle, çok sayıda insanın yaşamı kurtarılıyor ve bir salgının önüne geçilmiş oluyor. Bu senaryo Isviçre Biyotıp Araştırma Enstitüsü'nden Antonio Lanzavecchia taratından geliştirilen ve antikorların hızla soyutlanmasına olanak tanıyan bir yöntem sayesinde artık gerçeğe dönüşebilir. Araştırmacılar ufacık bir kan örneğinden birkaç hafta içinde SARS virüsüne karşı etkili antikorlar geliştirmeyi başardılar. Lanzavecchia yöntemin bizlere iyileşen ilk kişinin bağışıklık tepkisinden yararlanmamıza olanak tanıdığına dikkat çekiyor. Söz konusu yöntem Ebola, ya da şarbon gibi henüz etkili bir ilaç ve aşının olmadığı ve ender rastlanıldığından tüm bir nütusun aşılanması durumunda risklerin sağlanacak yarardan daha ağır bastığı türde hastalıkların sağaltımında etkili olacak antikorların üretilmesinde kullanılabilir. Lanzavecchia HIV ve hepatit C gibi sağaltımı güç hastalıklara çözüm getirebilecek antikorları üretme olasılığını da araştırmayı tasarlıyor. 909/7 21 AJustos 2004 , 10DERSTEGÖNÛU ,