15 Haziran 2024 Cumartesi English
İzmir Ekonomi Üniversitesi

Katalog

Bulaşıcı hastahkların artışından iklim sorumlu B ulaşıcı hastalıklar yeniden tırmanışa geçti. Ateşli humma, Japon ansefaliti, sarı humma ve bir zamanlar denelim altına alınmış olan öteki hastalıklar şimdilerde giderek yaygınlaşıyor. Batı Nil ve Rift Vadisi virüsü gibi kimi hastahkların etkili olduğu alanlar da genişliyor. Dahası, sabia virüsü gibi hastalıklara ilk kez insanlarda tanık olunuyor. Tüm bunların altında yatan başlıca nedenin iklim değişimi olduğuna inanılıyor. İnsanlarda görülen üç yüzü aşkın hastalık türünün incelendiği bir araştırma şimdi hastalıklara yol açan patojenlerin dünya üzerindeki dağılımının iklimle yakından bağlantılı olduğunu, iklimdeki değişimlerin insanların taşıyıcı oldukları hastalıklarda çarpıcı artışlara yol açabileceğini ortaya koyuyor. GönüldenBilime Dümbelekçiler Ahmet Inam Orneğin, Batı Nil virüsünün giderek yayılmasının iklim değişimiyle yakından ilintili olduğu görülüyor. Hastalık 1999'da ilk olarak New York'ta patlak vermesinden önce vırüsün taşıyan Culex pipiens türü sivrisineğin çoğalmasına son derece elverişli bir ortamın oluşmasına yol açan üç haftalık bir kuraklık döneminin yaşandığına dikkat çekiliyor. Virilsün 44 A.B.D eyaleti ve Kanada'ya yayılmasının da özellikle 2002'deki kuraklık sırasında meydana geldiği, Romanya ve Israil'deki salgınla rın da kuraklık dönemlerini izlediği belirtiliyor. Çok sayıda başka salgınların da iklimle bağlantılı olduğu görülüyor. A.B.D ve Güney Amerika'da hanta virüsü salgınları kuraklık dönemini izleyen yoğun yağışlarla birlikte baş gösteriyor Kuraklık dönemlerinde baykuş ve yılan gibi yırtıcı hayvanların çoğu öldüğünden, yagışlar başladıında hanta virüsünü taşıyan kemirgenlerin sayısında bir patlama meydana geliyor. Aynı biçımde, kışların daha sıcak geçmesi virüsü taşıyan kenelerin daha uzun süre yaşamalarına olanak tanıdığından Lyme hastalığının da Kuzey Amerika'daki etki alanı giderek genişliyor. Harvard Tıp Fakultesı Saglık ve Küresel Çevre Merkezi'nden Paul Epstein bu tür salgınlara iklimdeki aşırı değişimlerin yol açtığını, tüm dünyada iklim ısındıkça bu tür aşırı değişimlere çok daha sık tanık olunacağını dile getiriyor. Montpellier Gelişim Araştırma Enstitüsü'nden JeanFrançois Gu6gan önderliğindeki bir ekip, 224 ülkede 332 insan patojeniyle ilgili verileri inceledi. Bakteri, virüs, mantar, tek hücreliler ve bağırsak solucanlarının incelendiği araştırmada belli patojenlerin neden kımi ülkelerde barınırken kimilerinde barınmadığı sorusuna bir yanıt getirilmeye çalışıldı Araştırmada toprağın kullanımı gibi coğrafik özellikler, insan nufusunun boyut ve dağılımı gibi demografık unsurlar üzerinde duruldu. Sonuçta, patojenlerin varlığı açısından iklim ve enlemin en başta gelen etmenler olduğu ve patojenlerde çeşitliliğın tropik bölgelerde doruğuna ulaştığı gorüldü. Yağışlardaki değişkenlik patojenlerin çeşitliliğiyle özellikle ilintili bir etmen olarak karşımıza çıkmaktaydı. Bu da, yağışlı dönemleri izleyen kuraklık dönemlerinın hastahkların yayılmasında etkili olduğu görüşünü doğrulamaktaydı. Hava ulaşımındaki artışlar, kentleşme, yoğun tarım ve denetim amaçlı önlemlere gösterilen direnç gibi unsurlar da patojenlerin yayılmasında etkili olmaktaydı. Araştırmayı "ustalıklı bir çalışma" olarak nitelendiren Epstein bulguların tarımsal böcek ve çiftlik hayvanlarında görülen hastalıklar için de geçerli olması durumunda, küresel ısınmanın ekonomı üzerindeki olumsuz etkilerinin sanıldıgından çok daha ciddi sorunlar yaratabileceğine dikkat çekiyor. (NmScientist, 19Haziran) 906/7 31 Temmuz 2004 Dümbelek, Farsça bir sözcük. Kımi sözlüklerde "kudüm veya nekkâre de dinelen davulumsu çalgı" diye geçıyor. Tekke çalgısıdn Bakudan ya da ağaçtan bir tas biçimındedir, bu tasın ağzına deri gerilir, elle ya da sopalarla vurularak çalınır. Darbuka da benzeri bir çalgıdır: Deri gerili kısmı geniş dip tarafı dar, silindırımsi yapıdadır Görvdesı ımdenden ya da pişmış topraktan olabılır. "Dümbelek" aynı zamanda bırazargo olmakla birlikte, anlayışsız, sersem anlamına da gelir. Türkçemızde bilır bılmez her konuda ileri geri konuşan "zevzeklere de "ukalâ dümbeleği" denır Çocukluğumdan berı, özellikle Türk Sanat Milsikisi saz hayetındekı darbukacılar dikkatımı çekmıştır. Çalarken, bedenleriyle, yüzmimiklerıyle, "ben buradayım" demek ısterler çoğunlukla. Acaba sazları onları mutlu etmediğı ıçin mi? Darbukacı ya da dümbelekçı olmak, darbukacılar ya da dümbelekçiler tarafından nasıl algılanır? Bir saz topluluğunda olmak, onun olmazsa olmaz bir parçası olduğunu duyarak sazıyla mutlu olmak, yetmez mı onlara? Örneğın bir klarnet çalıyor olmakla, darbuka çalmak arasında bir tark var mıdır? Belkı bir keman, çalgıcılar topluluğunun lıderlığı için önemlı bir ayrıcalığı olan saz mıdır? TRAJİK BİR SAZ: DÜMBELEK Galıba, sazların çeşıtlıliğıne gereksinim var Her birinin yerı ayrı, önemı ayrı. Elbette saz beyetinin hangi amaçla kurulduğu, hangı eserlerı çalacağına bağlı olarak, topluluktaki sazların sayıları, konumları belli oluyor Dümbelek bir açıdan "trajik" bir saz. Herkes çalabileceğinı sanır. (Benzeri bir saz da örneğın, teftir! "Tefe almak" sözünden yorumlanacağı gibi, tet de pek ciddıye alınmayıp, "tefe alınan" bir sazdır') Oysa, eserın ritmini "vurduğu"için, eserin ruhuna varamamış ritm duygusu eksik, eserle "bemhSI" olamayanların çalamayacağı zor bir sazdır. Dümbelek ya da darbuka gerektiği bıçimde çalınmazsa eser hemen çöker, dığer sazlar ritm tutamaz olup, darmadağınık olurlar! Dümbeleğın değerinı anlamadıkça çalgılar, çalgıcılar topluluğunun eserı hakkıyla çalabilmck, birçok eser ıçın, çok zordur. Dümbelek bir anlamda diğer sazların akışını etkiler, görünmeyen bu şeltır! ("Sef'mi "tef" mi tartışması vardır, Türk Sanat Musikisinde) Buna karşın neden kimı dümbelekçiler, dümbelekçı olmaktan dolayı mutlu görünmezleu Neden kendılennı, sahneden dümbeleklerıni havaya kaldırarak, gereğinden çok çoşkulu hareket ederek, belli etmek ısterler? Seyırcının neden kendılerıni dümbelekçi oldukları ıçın önemseyemeyeceğini düşünürler? Yoksa, seyırcılerın bir bölüğü de böyle mı düşünür? Dümbelekçinin oğlu, örneğin, babasından utanır mı? Babam dümbelekçı diyemez mP (Belki "ritm saz" çalıyor, dıyebılır, belki de "perküsyon"?) Dümbelekçinin dümbelekçi oluşundan utanması elbette büyük bir dümbeleklıktır. Sazlar arasında belli bir kültür, belli bir yaşam bıçımı ıçınde bir sıra düzenı oluşmuş olabilir. Dümbelek bu sıralamada alta düşmüş gibi görünebılır. (Kaldı kı, salt darbukalardan oluşan müzik toplulukları vardır. Diğer sazlar arasında da darbuka, dümbelek soloları yapılır!) İNSANLARVE SAZLAR insanlar da sazlara benzetılebılır. Kımısı keman, kimisi klarnet, kimısi kanu kimisi viyolensel, kemançe, ud, tanbur...dur. (Türk Sanat Müziği sazlarından söz ediyorum') Bana bangi saz olmak istiyorsun derseniz "darbuka" derim. (Eskıden hem Batı Müzığinde hem balk müziğınde hem de sanat musikimızde olduğu için "klarnet"derdim!) Darbuka, gergın bir "deridir", birçukurun, "oyuğun"üzerinde. Üstüne vurulur. Darbuka ınler. Bılmem, inleyişini duyabilir misiniz? Ney, keman, kemençenın... inlemesı çok belırgindir Ney, örneğin, üflenebildiğinde, sizi melodinin akışıyla ruhunuzun gizemli köşelerine götürüp, öteye açılan pencerelerinızdeki perdelerı dalgalandırabilir. Ney "konuşur", "inler", "ağlar", "söyler". Peki, darbuka7Darbuka, dığer sazları çağırır. "Haydi arkadaşlar, buyrun" der. Aralarında bulunmanın coşkusuyla, onlarla bütünleşerek onları el ele tutuşturarak, sevinir, üzülür, inler, ağlar! Darbuka, "birlikte kotarma, birlikte devşirme, birlikte yaratma için gereklidır' Hele bizım gibi, birarada ış yapmayı çoğu kez başaramayan, birlıktelıklerin verdiğı aşkla yaratmayı bılmeyen insanların bol olduğu toplumlarda, darbukanın gucü gereklidir Hatia, benlıöımızın farklı yanları arasında, duygulanmızın çatışan uğelerı için de darbukacılık becerımıze dayanmak zorundayız. Darbukacılık bilgeliğini anlamak gerekl Basıt, kolay sanılan, küçümsenen darbuka nice, ruhsal, düşünsel yolculuklarda tuttuğu ritmle bize güç verebilir Uzun süren bılimsel, kavramsal araştırmalarda, yılgınlığımızı gideren, bize ileri gitmemizi söyleyen coşkusuyla kıymetinin bilinmesı gereken bir sazdır. insanlarla zaman zaman bozulan ilışkılerimızde de gönlümüzdeki darbuka, onlarla aramızdaki boşluklar arasında köprü olur, uzakları yakın eder
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle