Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TartışmaEditöre Mektup "r..r Depreme karşı performans nasıl artar? Bizde 100 bin yapı yıkılıp, 10 bin insan yaşamını yitirirken, onlarda bu rakam 1000 ve 100 olarak kendini göstermekte. Yapmamız gereken: Mühendisin, yer seçimimizin, projelerimizin, yapı elemanları ve malzemenin, uygulamanın performansını artırmaktır Y azılarda ve konuşmalarda genellikle iilkemiz "Doğu ile Batı eksenli fay köprüsü" şeklinde betimlenir. Ülkemizin geometrik şeklini biliyorsunuz. Dünyanın en yakışıklı dörtgeni. Yakışıklı olduğu kadar da tehlikeli. Bu nedenledir ki, saygın bir hocamızın dediği gibi dünyanın en yakışıklı (acımasız) depremlerini yaşıyoruz. Çünkü coğrafi dörtgcnin tüm kenarları dağlarla kaplıdır. Özellikle uzun kenarlarında dağlara koşııt fay hattı mevcut. Ve bu uzun fay hattını, bir uçtan bir uca yüzlerce küçük fay hatları paralel olarak izlemektedir. Adeta büyük gemilere yol gösteren kılavuz gemiler gibi. Böylesi bir deprem hinterlandı'na sahip ülkemizde sanayi ve dolayısıyla nüfus bu hinterland üzerinde yoğunlaşmıştır. Aynı jeolojik ve tektonik karakterlere sahip bazı ülkelerde depremin yarattığı yıkım. ülkemiz yıkımları ile karşılaştırıldığında %90ü gibi bir oransal farklılıkla karşılaşıyoruz. Yani bizde 100 bin yapı yıkılıp, 10 bin insan yaşamını yitirirken, onlarda bu rakam 1000 ve 100 olarak kendini göstermektedir. Görüldüğü gibi depremin ülkemizdeki yok edici performans çok yüksek. Bu performansını kırmak için öncelikle ülkemizin proje perlorrnansından tutun da, mühfiıdisimiziıı performansını, kullandığımız yapı elemanları ve malzemeleri, zemin ve uygulanıa performanslarını gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. O halde deprem teknolojisini ğeliştirmiş ülkelerin iıışa kimliğini yakalayabilmemiz için bunların normlarına ulaşnıamız gerekmektedir. 13u normları yukarıda belirlediğim şeklıyle şöyle sıralayabiliriz: A Mühendisin performansı (kimliği) B Zemin performansı (kimliği). Buna yer seçimi performansı (kimliği) da diyebiliriz. C Proje performansı (kimliği) D Yapı elemanları ve malzemeleri performansı (kimliği) E Uygulanıa performansı (kimliği). Kısaca, bu bağlamdaki eğitim kurumlannın nitel ve nicel yapısı yetersiz. Nicel (sayı) olarak bu disiplinlerin ülke gereksinimin üstunde olduklarını gorüyoruz. Örneğin ülkemizin inşaat mühendisine olan gereksinimi %2025 fazlalık göstermektedir. Mimarlık, ziraat ve benzer disiplinlerde de aynılık yaşanmaktadır. Disiplinlerdeki yetmezlik nedeniyle ilk ve son duyarlılığı TMMOBTMO (İnşaat Müh. Odası) gösterdi. Niçin son duyarlılık?! Çünkü bazı devrim katsayısı yüksek duyarsızlar, IMO'nun sertifikalı mühendis/yetkin mühendislık tasarısına (duyarlılığına) karşı çıkarak öğretim sonrası evrensel i eğitim sürecinin önünü kestiler. Düşünün. ülkemiz mühendislik ve mimar lık fakültesini bitirmiş bir genç (bırakın bına projesini) üstün teknoloji isteyen baraj ve benzer sanayi projelerine ve v hakedişlerine • i imza atma yet kisine sahiptir. Batı'da, özellikle ABD'de öğretim sonrası "profesyonel mühendis'lık eğitimi sürecinden geçse bile uyğulamada ustun teknoloji isteyen projelere imza atamaz. (Baraj. okul, hastane vb. projeler) "profesyonel mühendis" yetkinliğini aldıktaıı soııra bile eğitim sürecinden geçmesi gerekmektedir. Yeni mezun mühendis önce genel mühendıslik bilgisinın olçüldüğü sınavdan geçiyor ve üç yıl bir proje departmanında bilgi ve deneyim elde ediyor. Bir deneyimli mühendis grubundan yetkinlik referansı alıyor ve sınav sonunda başarılı olursa "profesyonel mühendis" vetkinliğine kavuşabilıyor. Eğer kişı, yukarıda değindiğim uygulamalı sonrasında üstün teknoloji isteyen yapıların sorumlusu ola bilmesi ve denetimini yapabilmesi için benzer bir eğitim sürecinden geçmesi gerekmektedir. Ancak o zaman "y&Pi mühendisi (Structural Enginer)" unvanı alabiliyor. İşte tüm bu olgular bütününde İMO "Yetkin mühendislik tasansı"nı ülkemiz eğitim özgürlüğünde yaşama geçirmeye çalışmıştır. 17 Ağustos 12 Kasım 1999 yılmdaki 100 yılın Marmara deprem felaketi sonrası gündeme gelen Yapı Denetimi Yasası bütününde benzer bir eğitim süreci İMO 37. dönem yönetimince başlatılmış, fakat TMMOB bünyesindeki bu süreç merkezi yönetimce odaların dışlanmasıyla ve de dışlatılmasıyla engellenmiştir. zi ve yerel yönetimlerle birlikte ilgili meslek odası ve üniversite temsilcilerinin katılımında oluşturulacak "Ulusal zemin konseyi" aracılığıyla arsa üretim süreci başlatılmalıdır. Burada kesinlikle deprem teknolojisi yüksek ülkelerin normları kullanılmalıdır. İnşaat planlama aşamasında, yapının konuşlanacağı alanda sondaj yapılarak numunelerin laboratuvarlarda inceleme süreci kesinlikle zemin mühendisi ve jeologlarca yapılarak zemin ve jeoloji raporu hazırlanmalıdır. Bu rapor sorumlu yapı mühendisince incelendikten sonra proje mühendisinin onayı ile inşaat izni verilmelidir. YAPI MALZEMELERİ VE YAPI ELEMANLARI PERFORMANSI Mükemmel bir proje, güvenilir yapı için yeterli bir koşul değildir. Yapı malzemeleri yapı elemanlarının ve ışçilığin büyük önemi vardır. Örneğin yapı malzemesi çelik, kum, çakıl su ile yapı elemanı betonarmenin şartname ve yönetmeliklere uygunluğu temel koşul olarak dikkate alırımalıdır. Yüklenici firma tarafından tunı donatı detayları hazırlanmalıdır. Yani betonarmeyi oluşturan betonun içindeki çelik detayları... Runun yani sıra çelik laboratuvar deney belgesi denetim mühendisine sunulmalıdır. Donatı detayları proje mühendisi tarafından onaylandıktan sonra. Çeliker atölyede kesilip bükülüp isimlendirilerek şantiyeye gönderilir. Donatılar (Çeliker) kalıplara konur ve proje mühendisi tarafından incelendikten sonra betoıı dökümüne izin verilir. Yapı elemanı betonun; proje şartname ve deprem yönetmenliğine uygun olarak hazırlanması gerekir. Özellikle kum, çakıl, çimento ve su gibi yapı malzemeleri oranlarının hesabı titizlikle yapılarak proje mühendislerine sunulmalıdır. Böylesi bir beton günümüzde hazır beton fabrikalarında yapılmaktadır. Bu nedenle anlaşmaların yapıldığı be ton fabrıkalarının kullandıkları yapı malzemeleri ve katışım oranları bütünündeki denetimi zaman zaman kontrol teknisyenleri tarafından yapılarak proje yetkililerine rapor olarak sunulnıası gerekmektedir. Özellikle denetim ve kontrol teknisyenlerinin beton dökümünü sürekli izlemeleri gerekmektedir. Gerek donatıların yerinden oynamaması, gerek betonun vibratörle sıkıştırılması ve kalıpların deforme olmamasına özen gösterilmelıdir. Şantiyeye gelen betonun ayrıca numuneleri alınarak 7 ve 21 günlük basınç dayanımlan saptanmalıdır. İklim koşullarında özel önlemler (hassasiyetler) alınmalıdır. MÜHENDİSİN PERFORMANSI Ülkemizin özgüıılüğünde bu performansın yeterli olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü eğitim politikamız hem temel mühendislik bilgileri hem uygulama pratikleri konusunda doyurucu eğitim progranıından yoksundur. Elitlerin ve seçkınlerin eğitim kurumları dışındaki mühendislik okullarında bunu somut olarak görebiliriz. Yapı sistemının teknolojik boyutıı arttıkça projesi ve uygulaması da o denli güçleşir. Bu gücü arttıracak bilgi özen ve deneyim çok önem kazanıyor. çünkü ülkemiz bütününde basit çerçeveli betonarme yapının denetimini yapacak yetkinlikte mühendis sayısınm yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Yani mühendisin nicel yapısında büyük bir nitel dengesizlik mevcut. Bunu giderecek öğretim süreci. odaların katılımında ve yetkisinde ve üniversitelerin katkısıyla acilen başlatılmalıdır. YER SEÇİMİ PERFORMANSI Özellikle deprem bölgesinde merke PROJE PERFORMANSI Zorda olsa 1998'de yürürlüğe giren 906/20 31 Temmuz 2004