22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylak Bilgi 9 biyolojiiletişim "ahirM. Ceylan +*Tah Şahsen kendimi insanlaıa kötülük yapabilecek kadar bilgili hissetmediğim için, insana düşmanlık yapmaya güdülenmiş intihar bombacısını anlamaktan da uzağım. Ben insanlann gözleri bakıp dururken onlara, gözlerini geride bırakıp allahaısmarladık diyemeyenlerdenim, benden sonra gözleri acaba yuvasına mı kaçar diye merak ederim; nasıl aynı insanlan öldürenleri anlayabilirim, ama deneyeceğim. Bir zamanlar televizyonda üç yaşında bir çocuk "biz çok fakiriz" demişti de yas yasa ün üne ağlamıştım. Ağladığımız insanı öldürmek yapılabılecek bir şey midir? Bir serçenin yemlen gagalamasındaki basitliği anlar gibi anlamaya çalışalım. Az sayıda da olsa bir grup bombacının düşünerek değil, konuşarak karar verenlerden olduğıınu düşünüyorum. Hani ortada bir konuşma vardır, sizi de içine alır ve sözleriniz sizi sürükler, ağzınızdan çıkan yemininiz olurgider ve kendiniziyemininizi gerçekleştirirken buluverirsiniz. Köksüz sözler arasında dolaşırken, acı çekmenin sizi haklı yaptığını söylersiniz. Sözleriniz sizi bağlar ve önünüze eylemi koyar. İşte o an! Bazı eylemcilerinse, buz çatlaklanndan fırlayan, sonra da havasızlıktan ölüp kalan balıklar gibi, kendini gösterebildiği tek alan, intihar bombacılığı gibi yokedici alanlardır. "0 an bombalamasanız, ömiir boyu susmalısıruz", sanki esen hava odur ortalıkta Bomba patlar ve insanlar dudaklarını yere bırakır, parmaklarını uzağa; insan Tanrı'ya değil insana kurban sunulduğunda kanı o kadar duru, ölümü o kadar kutsal olmuyor. Yenilgisi sürekli olanlarda, yenilgilerin oluşturduğu acıyı duymaya karşı özel bir duyarlılık vardır. Bu acıların sonlanması, dönüşmesi, afletmesi yoktur. Yürekte artık bir kavis oluşturmuş bu duygu tarafından atfedilmek, ancak başkalannın acılarını hayal ederek milmkün olur. İntihar bombasıyla kendilerini özel biçimde affettiklerinde, toptan hesap kesmiş ve önceki yenilgilerin de üzerini çizen bir son "galip" olmuşlardır! Bazen bizi şaşırtan olaylar, basit kararlar, tek ve yalın adımlarla gerçekleşiyor. Şefkati boyun eğerek almaya çalışan, mutluluğun uzun bir dayanma olduğunu, başarının arzulara karşı perhiz yapabilme gücüne bağlı bulunduğunu farketmemiş birgenç, bir örgüte giriyor. Örgütiin verdıklerinin kendini yok etmeye dönük olduğunu fark etmiyor. intlhara programlı Örgüt onu ne kadar işe yaramaz görürse, onu o kadar riskli eylernlerin içine sokuyor, mesela intihar bombacılığı yaptırıyor Bir insana altı milyar insanın birleşip yalan söylediğini düşünelim. Burada artık yalan doğru olmuştur. Bir eylemciye de örgütlü bir grup insanın hep bir ağızdan yalan söylediğini varsayarsak, yaiana inanmak kolaylaşır. Ûte yandan yaşamın, gücünü kaybedenlere kendilerini öldürtme programı nisbeten yeni bir bilinendir. Örneğin insan hücreleri kendi kendilerini programlı biçimde öldürürler (apoplozis). Söyle söylemek çokyanlış olmayacaktır: işe yaramadığını bilen hücreler kendini öldürmeye programlıdır. Hatta bazen hücreler kendilerinin ölümü için kiralık katil bile tutarlar (naturel killer=doğal öldürücü hücreler). Yaşam etrafa kendini öldürmeye programlı hücreler kadar insanlar da salmıştır. Hücreler de, insanlar da yaşamı değil, ancak ölümü avuçlarında tutarlar. intihar bombacılarında farklı olan nokta bu kişilerin programlı ölümler yaparken başkalarını da öldürmeleridir. Ya da klasik intiharın aksine, hala başkasını öldürecek güçleri varken, intihar edebilmeleridir. Çünkü intihar sadece kendini öldürecek gücü kalmışların işidir. 0 kadar melankolikseniz, sorulan sorulara veremediğiniz cevaplar olarak bile intihar edersiniz. İntihar eden kişi aslında toplumun yenip geri düşürdüğü kişidir. Toplum bazen insanı pek hızlıyener, heryenilgi sonrakini hazırlar, heryüz çeviriş, sonraki terslenişi hızlandırır ve kişi mecburen yere çakılır. Soyunmayı beceremeyenler, nasıl kumsalları görmeye layık değillerse, yenilgilerini üzerinde tutanlar da, ancak çıplanarak yaşanacak yıkayıcı yağmurlara layık olamazlar. Bir de başka açıdan bakalım; dünyada diyelim her saniye altmış yetmiş kişi ölüyor, bombalama nedeniyle o saniyede birden yüz kişi öldü. Bu durumda ölüm istatistiklerisapıyor ve birden ölümlere Tanrı'yla beraber bombacılarda hükmetmeye başlıyor. Bombacıyı çeken tarafta bu olmasın sakın: sözumona Tanrı 'ya eş bir hükmetmeyi kuşanabilme sevdası. Tanrı 'nın dünyanın dışında bıraktıkları, dünyadan birparça kopartarak buna razılanmaları... son bombalamalar başka şey değil. tmceylan@superonline.com Bombalayarak intihar Bakterilerin de dili var Kim demiş konuşabilen ilk ve tek canlı insan diye? Ne büyük bir yanılgı. Bakteriler arasında iletişimi araştıran Amerikalı biyokimyacı Bonnie Bassler, mikropların iki farklı sinyale göre hareket ettiklerini buldu. Sonuçlar, antibiyotiklere karşı direnç kazanmış bakterilerle mücadelede önemli bir adım sayılmakta. eryüzündeki canlılar arasındaki iletişim evrim tarihinde ilk kez tek hücreliler tarafından gerçekleştirilmişti. Neden mi? Çünkü bilgi alışverişi mikroplar için de büyük yararlar sağlıyor. Birlik halindeyken daha güçlü olan bakteriler, kendilerini daha iyi koruyarak bir anda katil mikropları dönüşebiliyorlar. Bu bilgi bile hücreler arası iletişimi araştırmak için pekala yeterli bir neden. Kaldı ki bakteriler kendi türleri dışındaki canlılar bile iletişim kurabiliyorlar. "Dilsiz" sesleri Bonnie Bassler, Princeton'daki laboratuvarında milyonlarca deniz bakterisinin ne şekilde iletişim kurduğunu araştırıyor. Mavi renkte ışıldayan iki ayaklı mikroplar sayesinde gece karanlığında avlanan mürekkepbalıkları düşmanlarını aldatırlar. Mürekkepbalığı, tuzağa düşürmek istediği ürkek canlıları, karartısıyla kaçırmamak için gövdesinin alt kısmını aydınlatır. İşte bu anıaçta da karın bölgesinde biriken mikropların ışıltısından yararlanır. Fakat mikroplar sayamadıkları için bir sinyalle uyarılmaları gerekiyor. Peki ama hangi sinyalle? Geçtiğimiz on yıllarda bakteriler arasındaki iletişimi yakından inceleyen mikrobiyologlar, "dilsiz" oldukları sanılan tekhücrelilerin seslerini kaydettiler. Üstelik iletişim halinde olanlar sadece mavi renkte ışıyanlar da değil. Diş minesinde yuvalananlar, mide bulantısına yol açanlar ya da gemilerin gövdesinde biyolojik bir fılm tabakası oluşturan Y Bonnie Bassler Princeton'daki laboratuvannda milyonlarca deniz bakterisinin ne şekilde iletişim kurduğunu araştırıyor bakteriler olsun tümü gruplar halinde hareket ediyor. Bakteriler genelde belli başlı bir molekül birikiminden sonra bir sinyal aldıklarında grubun yeterince büyüdüğünü anlayarak saldırıya geçiyorlar. Fısılblan dinliyorlar Bassler'in on üç kişilik ekibi işte bu fısıltıları dinlemeye çalışıyor. Bakteri iletişiminin çözülmesi ilaç endüstrisi tarafından büyük bir umutla beklenmekte. Çünkü birçok antibiyotik basillere karşı dirençli hale geldi. Araştırmacılar bakteriler arasındaki iletişimi engelleyerek zayıflatabileceklerini sanıyorlar. Bassler 15 yıl önce La Jolla'da konferans veren genetikçi Mike Silverman'dan Vibrio fıscheri mürekkepbalığının, bakteri yoğunluğunu bildiren bir sinyal molekülü ürettiğini öğrenmişti. Bakteriler yeterli miktarda toplandıklarında hepsi parlamaya başlıyorlar. Bu mekanizma laboratuar dilinde "Quorum Sensing" yani "yeterliliği hissetme" olarak adlandırılır. *%™ Silverman'ın bakterlsP ; araştırmasından etkilenerek ışıyan bakteriler üzerinde çalışmaya başlayan Bassler, genetik değişim sayesinde yeterli mikrop sayısının ne şekilde uyarıldığını ve belli bir birikimden sonra mavi ışığı yakan genin ne şekilde etkinleştiğini bulmuş. Yaptığı işin bakterilerdeki davranış biçimlerinin araştırılması olduğu Yenllmlşlıtsaa 883/6 21 Şubat 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle