24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yeni ürünler Dijital fotoğraf makineleri hareketlendi Dijital fotoğraf makineleri ile hugüne dek çekilen hareketli ğöruntüler video tutkunlarını tatmin edecek duzeyde değildi (saniyede 15 kare ve 240 çözünürlük çizgileri). Şimdi daha hızlı ve daha ucuz çipler sayesinde djital kaıneralar, VGA tam hareketli videoların kalitesini (480 çözünürlük çizgileri ve saniyede 30 kare) teknolojinin elverdiği en yüksek düzeye çıkartabilıyor. Bıı cihazlar ile DVD kalitesınde video çekemiyorsunuz (çünku pek çogunda goruntü stabilizatörü, ışık desteği ve zoom özelliği yoktur; ayrıca kullanılan MPEC4 sıkıştırma yöntemi görüntüyü biraz bozar) ancak görüntü küçüksenmeyecek kadar kalitelidir. Ayrıca 1 GB'lık flash bellek kartı üzerine çekilen bir saatlik video oldukça doyurucudur. Yalnızca ÜVD çeken kameralar daha iyi sonuç verse de, aşağıdaki hibrit cihazlar, hem fotoğraf hem de video çekiminı tek bir gövde altında birleştırdiği için pratik ve ekonomiktir. ÖNCE (320240 teknoloji gündemi ZümrüttenAkisler A.M. Celal Şengör Hürriyet Gazetesi başyazarı ve sevgili dostum Oktay Ekşi Bey, güzel bir gazetecilik örneği vererek Başbakanlık Sayın Müsteşan Prol. Dr. Ömer Dinçer Bey'in bir eserinde pek çok ıntihal (aşırma) örneği bulunduğunu belgeledi ve bunu 11 Şubat (arihli başyazısında irdelerken, Sayın Müsteşarın uluslararası atıf sayısının sılır olduğunu, dolayısıyla Sayın Başbakanımızın "değerli bir bilim adamı" diye nılelendirdiği Sayın Müsteşarın en temel bilim ahlâkından nasibini almamış olduğunu vurgulamakla kalmadı, kendisinin uluslararası bilim dünyasınca bilinmediğini de gösterdi. intihale değil, ama atıf konusuna Sayın Müsteşarın gene Prol. Dr. ünvanlı bir danışmanından derhal iliraz gelmiş: Sayın danışman Sayın Müsteşarın eserlerine 4 adet atıf bulmuş! Ama bulunan atıflar, uluslararası atıf endeksince taranmayan Türk dergilerinde. Oktay Ekşi Bey pek kibar, sabırlı, bilhassa tahammüllü bir insandır. Ancak 12 Şubat 2004 tarihli cevabî başyazısını okuyan tanıdıklan, bu yazıyı yazarken Oktay Bey'in herhalde sabrının son kertelerini kullandığını hissetmişlerdir. Hakkında yazı yazılan zat Prof. Dr.; buyazıda maddî hata bulunduğunu iddia ederek itiraz eden de Prol. Dr! Oktay Bey, 11 Şubat tarihli "Bu da bilimsel yüzü" başlıklı başyazısında açıkça uluslararası bilimsel yayınlardaki atıfların sıfırlığından bahsediyor. Yani Sayın Müsteşarın uluslararası bilimsel namevcudiyetini vurguluyor. Buna rağmen, bir diğer Prof. Dr., Oktay Bey'e yanıldığını söyleyerek on yılda alınmış dört adet ulusal atıfı ispat olarak yolluyor. Oktay Bey'in sabır ve nezâketinin, 12 Şubat tarihli "Gerçeğı konuşacaksak" başlıklı başyazısında da yazmadığı için, şunları haykırmasına engel olduğuna eminim: 'Bu zat, TÛBİTAK ellerine teslim edilecek kadar bilimsel behresine ve seciyesine itimad olunabilecek bir zattır da, Türk dergilerinde bile, on yılda ala ala sadece dört atıf mı almıştır? Elâlemin saygın yabancı dergilerde yılda yüzün, hattâ ikiyüzün üzerinde atıflar aldığı azîz milletimin içerısinde, TÜBİTAK'ın idarecilerini bulmak, kanunuyla oynamak kala kala bilimsel aşırmacılık yaptığı da iddia edilen ve fen ve mühendislik bilimleriyle ilgisi olmayan bu zâta mı kalmıştır? Bu mudur AKP'nin 'her işi ehline teslim etmek' sözünün gereğı? Bu mudur 'kadrolaşmıyoruz' lâkırdılarının belgesi? Milleti bu kadar mı aptalyerine koymaktasınız" Mâlum, Sayın Müsteşar, kabahati, içerisinde aşırma olduğu belgelenen kitabı birlikte yazdığı meslekdaşına atarak aradan sıyrılmak istiyor. insana sormazlarmı, üzerinde imzanızın olduğu kitabı lutfedip bir kez bile okumadınız mı? Üstelik aşırmanın yapıldığı kitap da Sayın Müsteşarın kendi ifadesiyle hocasının kitabı. Herhalde Sayın Müsteşar hocasının kitabının yabancısı olmasa gerek. Kendi kitabında hocasının sözlerini aynen (hem de defaatla!) bulunca hiç şaşırmadı mı? Bütün burada yazdıklarımın bir amacı var: 0 da Sayın Müsteşar Prof. Dr. Ömer Dinçer Bey'in, bırakın Sayın Başbakan'ın ifadesiyle "değerli bir bilim adamı" olmasını, aslında bilimden ne denli uzak olduğunu vurgulamaktır. 0 kadar ki, bizzat kendisinin birinci yazar olduğu bir esere bile lutfedip bir kez bile bakmamıştır! Yok eğer baktım diyorsa, o zaman kendi konusunda Türkçe yazılan, hattâ hocası olduğunu iddia ettiği bir akademisyenin eserlehni bile okumamış demektir. Sıfırdan nâkısa ŞİMDİ (640480 Dört adet atıf! Fisher FVDC1 Cameracorder, piyasanın en becerikli (ve en pahalı) cihazlarından biri. FVDC1 tek bir gövde altında 3.2 MP dijital kamera ve VC.A kaydediciyi birleştiriyor. Ta.sarım açısından fotoğraf makinesiııden çok video kamerasına benzeyen Cameracorder, fotoğraf karesi çekerken 5.8x optik zoom'dan yararlanıyor. Fiyatı 900 dolar. Bilgi için: fisherav.com 1Tek elle çekim 3Küçük eller için kamera Fujifilm Finepix S7000, 6.3MP sensor ve 6x optik zoom mercekleri ile en müşkülpesenl fotoğrafçıyı dahi tatmin edebilecek yetenekte. Üreticiler genellikle ozel yetenekleri olan bir cihaza, farklı özellikler kazandırmaya pek sıcak bakmasalar da Finepix S7000, video kalitesi açısından durağan karelerden aşağı kalmıyor. Fiyatı 800 dolar, Bilgi için: fujifilm.com 2Cİddi bir görüntü kaydedici Panasonic'in SVAV50 kamerası yalnızca bir iskambil destesı boyutlarında. Ozellikle elleri kuçük olanlar için lasarlanan cihaz, bu kadar küçük olmasının bedelini fotoğraf kalitesinden odün vererek öduyor. Bu günlerde dijital fotoğrafçılıkta 2MP çözünürlük kabul edilebilir bir sınırın altında kalsa da, SVAV50 seksi tasarımı ve taşıma kolaylığı nedeniyle piyasanın aranılan kameralarından bırı. Fiyatı 400 dolar. Bilgi için: panasonic.com Kodak Easyshare Easysnar LS743 kamerası Kodak markasmın güvenilirliğini ve Schneider merceklerinin hassaslığını bıraraya getiriyor. Bir de buııa kullanma kolaylığını ve fıyat avantajını ilave edince ortaya cazip bir paket çıkıyor. Video çekimlerinde ÜVD kalitesine oldukça yaklaşan kamera, 4 MP sensorları ile dijital fotoğrafçılıkta da iddialı. Fiyatı 400 dolar. Bilği için. kodak.com Hazırlayan: Reyhan Oksay 883/5 21 Şubat 2004 4 Kodak ve Schneider işbirliği Zaten kendisinin yoka yakın cılız bilimsel üretimi ve ürünlerinin bilim dünyasındakietkileri, benim bu sütunda, Orhan Bursalı'nın kendisütununda daha önce yazdığımız ve Oktay Ekşi Bey'in de gene vurguladığı gibi, artık herkesçe mâlumdur. Sayın Müsteşarın uluslararası bir sıfır olan bilimsel konumu, Oktay Ekşi Bey'in belgelediği intihal nedeniyle eski tSbirle "nSkısa", yani eksiye düşmüştür. Bu bilimsellik profilindeki bir Başbakanlık Müsteşan daha ne kadar Türk bilimi üzerinde söz sahibi olmaya devam edecektir? 59. hükumetin üniversitelerin kendi kazandıkları araştırma paralarına el koyduğu, üniversite vakıflannı kapattığı, kültür kuruluşlarını kadrosuz bıraktığı bir ortamda TÜBİTAK'ı AKP misyonuna göre şekillendirmek görevini yüklenmiş olduğu rivayet olunan Sayın Müsteşar ülkemizin bekâsı ve geleceği üzerine düşen gölgeleri daha da karanlıklaştırmaktdır. işler böyle sürdüğü takdirde Türk biliminin son on yıldaki önemli kazanımlarının birkaç yılda sıfırlanacağı, hattâ daha gerilere düşülebileceği muhakkaktır. Ve biz böyle çökertilmiş bir bilim düzeyiyle Avrupa Birliğine alınacağız, öyle mi? Bekleyip görelim isterseniz. Eksiyeduşüş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle