Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ögrenme ve Bevin miştir. Yumuşak, doğal ışık öğrenme ortamı için en iyisidir. Araştırmacı D. Harmon (1991) çalışmasında ışığın öğrencilerin sağlığı ve öğrenmesindeki başlıca etken olduğunu belirlemiştir. Nörofızyolojist Dee Coulter'in bulgularıysa televizyon veya bilgisayar ekranına uzun süre bakmanın stres yarattığı yönündedir. BEYİN VE MEVSİMLER: Mevsimlerin de güneş ışığının süresi, parlaklığı bakımmda melatonin ve hormon seviyeleriyle nörotransmiterler üzerinde etkili olduğu bilinmekÖğrenenlere beslenme ve proteinlerin tedir. Hipotalamusun SCN denen bir böliimü etkisi anlalılarak dengeli beslenmeleri ve sabu bilgiyi doğrudan gözlerden alarak vücudbah kahvaltısı etmeleri özendirilmelidir. Bir umuzun zaman saatini ayarlar. Bu, konsantkan şekeri olan glikoz beyin hücrelerinin yarasyonu, enerjimizi, ruh halimizi etkilemekkıt kaynağıdır. Kahvaltı gece azalan glikozu tedir. Bunlar da öğrenmeyi etkileyen unsuryenilemek, yendien yüklemek için bir fırsatlardır. tır. BEYİN VE VİTAMİNLER: de beyin gelişiMevsimsel Duyuşsal Bozukluk (SAD) mi ve beyin metabolizması için gereklidir. Ha1987 yılında Amerikan Psikiyatrik Kuruluşu fıza, atiklik, dikkat, görseluzamsal beceriler, tarafından kabul edilmiştir. Bu daha çok kış planlama ve organize etme becerileri doğruaylarda güneşin azlığıyla ortaya çıkaıı biodan vitaminlerle (A, C, E, B'lerin çoğu) ve ay medikal bir problemdir. Ayrıca, kadınların bu rıca magnezyum, sodyum, potasyum, lesitin, durumdan daha çok etkilendikleri ve öğrenmelerini olumsuz etkilediği düşünülmektedir. Liberman'a göre (1991) en iyi öğrenme günlerin en uzun olduğu (kuzey yarıkure için) haziran temmuz aylarmda gerçekleşir (güney yarıkure için aralık şubat). BEYİN VE SICAKUK: Amerikan Savun ma Teşkilaünın çalışmalarında Taylor ve Orlansky (1993) sıcaklık artışının entelektüel ve fıziksel faaliyetlerde test sonuçlarını büyük ölçüde düşürdüğü tespit edilmiştir. Stanford üniversitesinden Ornstein çalışmaları sonucunda insanın evrimleşmesinde ayağa kalkarak yürümeye başlamasının beynin sıcaklığıyla ilgili gereksinimlerle ilgili olduğunu ileri sürmektedir. Hayatta kalabilmemiz normal beyin sıcaklığını sürdürmemize bağlıdır. Ornstein'a göre beyin sıcaklığını üç derece bile artırmak beyin faaliyetdemir, çinko, selenyum ile ilgilidir. lerini bozmaktadır. BEYİN VE ÇEVRE: Görsel Ortam : Bey nimizin absorbladığı bilgilerin yüzde seksen doksanı görseldir. Bu çok büyük kapasite d o layısıyla, nasıl gördüğümüzü ve bilgiyi nasıl işlediğimizi etkileyen faktörlerin farkında olmak önemlidir. Renk, ışık, dalga boyu, derinliği vb. öğrenenlerin dikkatini çekmede tetnel oluşturur. BEYİN VE RENKLER: Rengin endişe, nabız, kanın akışı üzerindeki etkilerini araştıran Robert C.erard renklerin beyin ve vücudu farklı biçimlerde etkilediğini ileri sürmektedir. Örneğin, çok endişeli ve stresli bir insanı kırmızı renk daha da gerginleştirmektedir; tersine rahat ve sakinken, kırmızı, olumlu duygular ve harekete geçme ihtiyacı yaratmaktadır. Mavi ve yeşil sakinlik veren renklerdir. Parlak renkler yaratıcılığı tetikler (Morton VValker, 1991). Renkler görsel etkiler içinde bizi çok etkileyen unsurdur. Bir kişiyi tarif edeceğimiz zaman, en önce, kıyafetinin, saçının, gözünün renginden bahsederiz. Her ne kadar doğuştan gelen renk tercihlerimizin olduğu da gerçekse, öğrenme ortamını düzenlerken genel olarak renklerin anlamlarım bilerek renkli posterler, slaytlar, resimler kullanılması öğrenenin dikkatini çekmek ve iyi öğrenmesini sağlamak için önemlidir. BEYİN VE IŞIK: VVayne London'ın 1988'de yaptığı araştırmada floresan ışığın kanda kortisol seviyesini artırarak (stres göstergesi) sinir sistemimizi etkilediğini gösterTabii ki her bireyin rahat hissettiği sıcaklık farklıdır; ancak aradaki farklar çok büyük değildir. Buna göre, öğrenme ortamları ne çok sıcak ne de çok soğuk olmalıdır. İhtiyaca göre zaman zaman sıcaklığı düzenlemek için ayarlanabilir bir klimaya sahip olmak iyidir. BEYİN VE MÜZİK: Müziğin öğrenmeye etkisine ilişkin sayısız çalışma mevcuttur. "Mozart Etkisi" adıyla bilinen araştırmasında Gordon Shaw kolej öğrencilerini üç gruba ayırmış; bir gruba Mozart, ikinci gruba minimalist müzik dinletmiş ve üçüncü gruba hiç bir müzik dinletmemiştir. On dakika sonra uzamsal temporal muhakeme ile ilgili (uzayda hareket eden nesnelerle ilgili bir test vermiştir. Mozart'ın sonataları dinlemiş olan öğrencilerin tümü teste daha iyi sonuçlar almışlardır. Shavv araştırmasına devam etmiş, piyano çalma dcrsi alan çocuklarla İngilizce dersi alan çocuklara aynı uzamsal testi vermiş ve piyano çalma dersi alanların daha iyi sonuçlar aldığını görmüştür. Shavv'ın araştırması için (//mindinstitute.ucdmc.ucdavis.edu) adresine bakınız (Wolfe, 2001). Bu konuyu, beynedayalı öğrenmeyi yönlendiren 12 ana ilke, beyne dayali öğrenmeyle ilişkilendirilen öğretim teknikleri ve eğitimcilere mesajlarla sürdüreceğiz.. (*) Yıldız Teknik Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Eğitim Fakültesi 920/18 6 Kasım 2004 glikoz ve sudur. Su ve oksijenin yanı sıra amino asitler öğrenmeyi olutnlu veya olumsuz etkilemektedirler (J.VVurtman 1986). Proteinlerin içindeki maddeler özellikle tirozin ve triptofan beyin için kritiktir. Birincisi düşünmeyi artırır, ikitıcisi sakinlik verir. Beyninıiz tirozini, nörotransmiterlerin dopamin ve norepinefrin yapmaları için kullanır. Bu iki elektrik yüklü kimyasal haberci, atiklik, hızlı düşünme, hızlı reaksiyon verme için önemlidir. Astrofizik İlk patlama sonrası 'cehennem' İlk patlamadan hemen sonraki koşulları yaratmayı başaran fizikçiler, yeni araştırmalar sayesinde karanlık enerji problemine bir çözüm getirebileceklerine inanıyorlar. i l k patlamadan sonraki "cehenneI mi" yeniden yarattığını söyleyen J . Hrookhaven Ulusal Laboratuvarı (BNL) fızikçileri, çok kısa bir an için kuark gluon plazmasını üretebildiler. Bu ilk patlamadan kısa bir süre sonra evrenimizi dolduran egzotik bir madde durumudur. İlk patlamadan hemen sonraki ilk anda (saniyenin on milyonda biri kadar bir süre içinde) evrende ne atom, ne proton ne de nötron bulunuyordu. Bir bilyon santigrat derecelik sıcaklıkta atom parçacıklan sadece "erimiş" yani kuarkgluon plazma durumundaydı. Evrende günümüzde hakim olan sıcaklıklarda kuarklar ayrı ayrı parçacıklar olarak varolamazlar. Bildik madde içinde üçü bir arada bulunurlar ve bu şekilde protonları ve nötronları oluştururlar. Bu durum güçlü karşılıklı etkiyi açıklayan kutermekte. VAKUM ENERJİSİ Fizikçiler bu amaçta Standart Model Ötesi İyon Çarpıştırıcısı'nda (Relativistic Heavy Ion Collider / RH1C) altın atom çekirdeklerini ışık hızına yakın bir süratte çarpıştırdılar. Çarpışma sırasında serbest kalan yüksek enerjilerde iki kuarkın doğrudan doğruya üst üste gelmesiyle parçacık jeti oluşabilir ve kuarkların enerjisi yeni oluşan parçacık yığınına dönüştürülmekte. Ama ne var ki bazı çarpıştırma deneylerinde beklenen parçacık jetlerinden birisi eksikti. Bunun halihazırdaki tek açıklaması altın atom çekirdekleriyle meydana gelen çarpışmanın parçacık jet üretimini engellediği olabilir. Fizikçiler böyle bir şeyi beklemiyorlardı. Kuarkgluon plazması tahmin edinilenden otuz ila elli kat yoğun. Kuark gluon plazma s ı n ı n oluşumu, aynı anda değişen vakuma bağlıdır. Kuark gluon plazma gerçekten de düşiinülenden daha yoğun ise fıziksel va antum kromodinamik kurallarıyla ilgilidir. Çünkü kuarkları birbirinden ayırmaya çalıştıkça, gluonlardan aktarılan ve onları bir arada tutan kuvvetler büyür. Bu durum ancak bir bilyon santigrat dereceden itibaren değişmekte. Şimdiye dek değerlendirilen tüm deneyler, BNL fızikçilerinin saniyenin trilyarda biri gibi (10 üzeri eksi 23 s) kısa bir anda serbest kuark ve gluonlardan oluşan bir bulamaç olan kuark gluon plazmasını gerçekten de üretebildiklerini gös kumun da yüksek sıcaklıklarda tahmin edilenden daha farklı olması gerekir. Bu nokta bir olasılıkla, evrenin genleşmesinden sorumlu tutulan karanlık enerji sorununa çözüm getirebilir. Parçacık fızikçileri için bu enerjiııin kökeni en iyi açıklayabilecek aday vakum enerjisi. Fakat ne var ki araştırmacılar, evrenin genleşmesini vakum enerjisiyle açıklamaya çalıştıklarında hatalı sonuca ulaşıyorlar, ustelik bu birkaç yüzdelik değil 120 sıfırlık bir sayı hatası.