Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
rastladığı ıçın bılım adamları ıkıye katlanan genın maymun dolayısıyla da ınsan beynının gelışımınde önemlı bırrol ustlendığını duşunuyorlar Iğne yerine jel versıyonu bırçok dokuda uretıl mekte ve organızasyona dayalı gorevler ustlenmekte Ancak çıftleşmış Glutamatdehydrogenase genı sadece beyınde, ağtabakada ve erbezınde etkın Enzım beyındekı etkınlığını genın çıftleşmesınden sonra surdurmeye başlamış Glutamatdehydrogenase enzımının yenı turunun oluşumu ve gelışımı buyuk maymun beyınlerının guçlendığı bır doneme Içınde ılaç taşıyan bır jelın gelecek te ığnenın yerını ala bıleceğı bıldırıldı ModeHer uzerınde başarıyla test edılen polımer, etkı maddesını mıde asıdınden koruyacak Etkı maddesını bağırsakta serbest bırakan jelı gelıştıren Hındıstan'dakı Polımer Araştırmaları Laboratuarı bılım adamları konuyla ılgılı araştırma yazılarını Polymer In ternatıonal dergısınde yayımla Araştırmacılar Sunil Bajpai ve Seema Dubey deneylerı sırasında hıdrojele B2 vıtamını aşılayarak, ınsan bedenındekı koşulları tasarlamışlar Orneğın beden sıcaklığı ve mıde ve bağırsaktakı farklı pH değerlerı gıbı Modelde mıde asıdınden etkılenmeyen terpolımer ıçındekı vıtamın bagırsakta ayrılmış Bu şekılde etkı maddesının %56'sı hedef bölgeye ulaştığını soyleyen Bajpaı ve Dubey, jelın gelecekte ığnenın yerını alabıleceğıne ınanıyorlar Gelışme en çok da gunde bırden fazla ığne olmak zorunda kalan dıyabet hastalarının yararına olacak dılar GönüldenBilime Ahmet Inam Yabancı Dil Öğrenimi, Türkiye'de Öğrenim ve Kulluk Mentalltesi Üzerine... Kendımı bıldım bılelı Türkiye'de yabancı dıl oğrenmenın zorluklarından hattS ımkânsızlığından bahsedıldığını duyarım Denır kı "Türkıyede yabancı dıl öğrenmenın tek yolu, yabancı okullardan bırıne gırıp okumaktır Turk okullarında yabancı dıl ögrenılemez" Gerçekten de sözumona yabancı dıl ıle öğretım yapan Turk unıversıtelerınde bıle adam gıbı yabancı dıl ögrenılemez Hıç unutmam TUBITAK'ın Bılım Adamı Yetıştırme Grubuna yıllar once yabancı dılle oğretım yapan pek anlı şanlı unıversıtelerımızden bırının bır oğrencısını göturduydüm Grup başkanı sordu "Ingılızce bılıyor musun?" öğrencı bu soruya cevap vermek yerine ünıversıtesının adını hatırlatınca başkan sorusunu ısrarla yıneledı "Onu sormuyorum Ingılızce bılıyor musun dıye soruyorum Oradan gelenlerın ekserıyetı kendilerine has bır dıl konuşurlar, ona da pek Ingılızce denmez1" İTU kısmı Ingılızce'ye geçınce aynı sorun bızde de baş gösterdı Öğrencı Ingılızce'yı öğrenemıyor Onu öğrenmedığı ıçın, Ingılızce verılen derslerı de öğrenemıyor Adam gıbı bır Ingılızceyle ders verebılen hoca sayısı da tabıîayrı bır sorun ZOR OLAN DİL DEĞİL, OĞRENMEKTİR Gramer yetisi doğuştan var Nikaragualı sağır çocukların kendi kendilerine geliştirmiş oldukları bir işaret dilinin kuralları, konuşulmakta olan dilin kurallanna çok benzemekte. Insanların konuşmayı nasıl oğrendıklerı konusunda bılım adamları arasında hep tartışmalar yaşanır Bazı uzmanlar, gramer yetısının buyuk olçude beyınde yerleşık olduğuna ınanırken, kımılerı de neredeyse tamamen kulturel etkenlerle edınıldığını savunurlar Ancak sorunun çozulmesı, konuşulmakta olan dıllerın çok eskı olması ve gelışımlerının ayrıntılı bır şekılde ızlenememesı yuzunden zordur Son araştırmalar bu durumun sağırların işaret dılınde farklı Yokuş aşağı yuvarlanan kedl: A resmindeki olduğunu gösterdı Columbıa UnıverIspanyolca konuşan çocuk, yuvarlanan kedlyi sıtesı'nden Ann Senghas yonetımınde tek işaretle, B resmindeki kız ise iki ayrı çalışan uluslararası bır araştırma ekıbı, işaretle tarif ediyor. Nıkaragua'dakı sağırlar okulunda bır araştırma gerçekleştırdı Ozellıkle de Nıkaragua nın seçılmesı bu ulkede sağırlar okulunun sadece 30 yıldan bu yana bulunmasına dayanıyor Araştırmacılar okulların kısa geçmışı sayesınde dılın gelışımını yakından ızleyebıleceklerme ınanıyorlardı Ve sonuçlar gerçekten de konuşma yetısının doğuştan var olduğunu gostermekte 1981 yılında kurulan bır okulda çocuklar dış etkenlerden bağımsız olarak bır işaret dılı gelıştırmışler ve bu işaret dılı yenı oğrencılerın gelmesıyle gerçek bır ıletışım sıstemıne donuşmuş Senghas ve dıger araştırmacılar şımdı Scıence dergısınde işaret dılının neredeyse tum dıllerde ortaya çıkan benzer çızgıler taşıdıgını açıkladılar Ogrencılere araştırma sırasında bır bovvlıng topu yuttuktan sonra yokuştan top gıbı yuvarlanan bır kedıyle ılgılı bır çızgı fılm ızletılmış Yaşları daha buyuk olan gruptakıler aşağı doğru yuvarlanan kedıyı genelde tek bır hareketle tarıf ederken genç oğrencılpr tıpkı seslı konuşma sırasında oldugu gıbı "aşağı" ve "yııvarlanmayı" ıkı tarklı işaretle tarıf etmışler "Gençlerın yaptıkları işaret dılınden çok konuşmaya benzıyor" dıye açıkhyoı Senghas Bılım adamalarının gomşune gore çocuklar konuşmayı oğrenırken otomatık olarak kuraüir buluyorlar Çocuklar hemen hemen hepsı "aşağı" ve "yuvarlan mak" sozcuğunun bır araya aıt c'rluklarını soylemışler Çoruklar daha zahmetlı bır yol tercıh edıyorlar kı bu da konuşmayı oğrenrmde ızlenen yolu hatırlatmakta Kuçuk çocuklar bılgılerı ıçgudusel olarak once kuçuk bolumlere ayıııyor daha sonra ıse yemdeıı bırleştırıyorlar Kısalar Nilgün u Dede 916/79 Ekım 2004 Bırmuddettır öğrencı nın Turkçe okuduğu derslerı de öğrenmedığını duşünmeğe başladım Gene bu sutunda bırkaç hafta önce sevgılı meslekdaşım Profesor Okan Tuysuz'un başından geçen bır olayı anlatmıştım Bunları duşununce bırden kafamda bır şımşek çaktı Zor olan Türkiye'de yabancı dıl öğrenmek değıl, herhangı bır şeyı öğrenmektır Çunku öğrencı oğreneceğı şeyı öğrenmek ıçın değıl, not almak ıçın öğrenmeğe çalışmaktadır Bır dığer ıfade ıle aslında ogrenmeğe nıyetı olmayan öğrencı, ya öğretmenının, ya ebeveynının ya genelde toplumun, ya da hepsının bırden gözünu boyamak ıçın okula gıdıp derse gırmektedır Amaç oğrenmek değıl, öğrendığını gösteren bır belgeyı oyle veya böyle kapmaktır, zıra o belge ış kapılarını onlar da sözumona rahat bır yaşamın kapılarını açacaktır Osmanlı Imparatorluğu zamanında da bıreyın amacı enınde sonunda sultana yaranmaktı, çunku toplumda tek deger belırleyıcı sul tandı Herhangı bır şeyı lyı yapmak, kışı onu yapmayı sevdığı ıçın yapmak, yaptığı ışle ıftıhar etmek ıstedığı ıçın yapmak, mevzubahıs degıldı lyı yaşamak, rahat yaşamak, saygın yaşamak ancak sultana veya onun hempasına yaranmakla mumkundu Muhterem Hocam, Turk tarıhçılerının duayenı Halıl Inalcıkın Osmanlılar'da patron ve san'atkSr ılışkısını ınceleyen küçuk fakat kanımca pek onemlı kıtabı (Şaır ve Patron) bu durumu çok guzel belgelemektedır Türk toplumu yuzlerce yıldır bılerek ve yaparak değıl aldatarak ve goz boyayarak yaşamayı kendısıne yol olarak çızmıştır "Bız uyanık mılletız" gıbı lâfların altında bu fecî alışkanlık yatıyor Bunun da nedenı yuzyıllardır onu ınım ınım ınleten kcyfî, temellerı dıne dayalı (yanı tartışılması yalnız "yasak" değıl aynı zamanda "gunah"da olan, yanı bıreyı yalnız bu dunyada değıl, olumunden sonra bıle rahat bırakmayan) totalıter yönetım şekıllerıdır Avrupa bunu yalnız son yuzyılda oğrendığı demokrasıyle değıl, aynı zamanda merkezı otorıteyı zayıflatan feodalyapısı ve devletdın ayırımıyla yenmıştır Avrupa'da Orta Çağ'da bıle bır kralın şemnden, bır barona veya bır manastıra sığınarak kurtulmak mumkundu Unıversıteler Orta Çağ'ın sonuna kadar Vatıkan'ın (veya Avıg non 'un) koruması altındaydı Papa ya kata tutmak ısteyen ıse guçlu bır krala veya ımparatora sığınarak bu ışı yapıyordu (Luther'ın yaptığı gıbı) özetle Avrupa'da her zaman bır kuvvetler ayırımı ışlemıştır Muhteşem kulturlerıne rağmen uygarlaşamayan Çın veya Osmanlı gıbı toplumlarda ıse böyle bır kuvvetler ayırımı hıçbır zaman olamadı Kuvvetler ayırımını gerçekleştıremeyen Sovyetler Bırlığı, Rus kultur ve medenıyetının tum ıhtışamına rağmen bu nedenle çöktü Kul, tyı bır öğrencı olamaz Turkıye'de eğıtımın temel soru nu, oğrencıye önce kulluktan kurtulmasını oğrendıgını herşeyden önce kendı keyfı ve zevkı kendı tutkusu ıçın oğrenmesını oğretmektır Eskıden padışahın kulu olan şımdı de patronunun veya âmırının kulu olmuştur Amacı daracık hayâlındekı "1yı yaşamı" yakalamaktır (kı Türkıyede o da yalnızca bol paralı yaşam demektır) yoksa bır ışı adam gıbı yapmak hattS daha once hıç yapılmamışı başarmak, yaratıcı olmak falan degıl Insanı yucriten, kanımca ınsanı aslında ınsdn yapan yııhek ıdralızm Ataturkun vatandaşlarına ögretmek ıstedığı bır beydı Ondan sonra Hasan Âlı Yucel bu ugurda omrunu tukettı Onlardan sonra Turk toplumunu yonetenler ve sözumona egıtınıınden sorumlu olanlar, topluma ıhanet ettıler Bugun oncelıkle bu ıhanet yolundan tekrar Ataturk un akıl ve uygarlık yoluna donmenın kulluktan çıkarak uygar ınsan olmanın yollarını aramalıyız KULKÖTÜÖĞRENCİDİR DİLLERE BENZİYOR