Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TartışmaEditöre Mektup 14 temel hastahakk 1970lerle birlikte Avrupa'da hasta haklan alanında önemli gelişmeler kaydedildi. Birçok ü'lkede bu konuda tartışmalar yapıldı ve nihayet yaklaşık 20 yıllık bir tartışmanın sonucunda 1992 de Finlandîya'da "Hasta Haklan Kanunu" kabul edildi. . nsan haklarının sağlık alanındaki I uygulaması olarak da adlandmlan X. "hasta haklan" kavramı, esasen 1970'lerin başında gündeme geldi. Bu tarihten önce hastahekim veya hastasağlık hizmeti sunucusu ilişkisi, geleneksel tıp etiği ilkelerine göre sürdürülüyordu. Yetmişler öncesinde de mevzuat metinleri içinde, bugün hasta haklan olarak adlandırdığınuz haklar demetine ilişkin kimi hususlar elbette bulunuyordu. Hatta bir çok uluslararası sözleşmede hasta haklarının önciilü diyebileceğimiz unsurlar da yer alıyordu. Bu sözleşmeler arasında şunları saymak mümkündür: • İnsan Hakları Evrensel Bildir gesi (1948) • Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (1966) • Uluslararası Ek<> ..^mik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi (1966) • İnsan Haklan ve Temel Hakların Korunması İçin Avrupa Konvansiyonu (1950) • Avrupa Sosyal Şarlı (1961) Ancak, 1970'lerle birlikte Avrupa'da hasta haklan alanında önemli gelişmeler kaydedildi. Bir çok ülkede bu konuda tartışmalar yapıldı ve nihayet yaklaşık 20 yıllık bir tartışmanın sonucunda 1992'de Finlandiya'da "Hasta Haklan Kanunu" kabul edildi. Bu eğilim sonraki yıllarda da devam etti ve bir çok ülke bu alanda kanuni düzenlemeler yaptı. Bunlar arasında, İsrail (1996), Litvanya (1996), İzlanda (1997), Danimarka (1998), Norveç (2000), Gürcistan (2000), Fransa (2002), Belçika (2002), Kstonya (2002) ve İsviçre (2003) sayılabilir. Ülkemizde "hasta haklan" ilk kez 1998 yılında çıkarılan Hasta Hakları Yönetmeliği ile düzenlendi. Ancak, Avrupa'daki eğilimin aksiııe, hasta hakalarının bir yönelmelikle düzenlenmiş olması; bu hakların gerçek anlamda işlerlik kazanmasını da engellemiştir. Bunun en önemli nedeni de cezaların kanuniliği ilkesidir. Hasta haklan alanında yaşanan önemli gelişmelerden birisı de Kasıın 2002'de Roma'da yayınlanan Avrupa Hasta Hakları Şartı'dır. Active Citizenship Netvvork adlı gönüllü kuruluşun çabalarıyla yayınlanan bu metnin resmi bir hüviyeti bulunmuyor olsa da bir çok sivil toplum örgiitü burada yer alan hasta haklarına ilişkin 14 temel hakkın, Avrupa'da lanınması çalışmalarını yürütüyor. Bu belgede yer alan temel hasta haklan şunlardır: 14 temel hasta hakkı 1 Koruyucu Hekimlik Hizmetlerinden Yararlanma Hakkı Herkesin, hastalıklardan korunmak için, durumuna uygun bir koruyucu sağlık hizmeti alma hakkı vardır. 2 Erişim Hakkı rip göstermeme hakkına sahiptir. 5 Serbest Seçim Hakkı Herkes, yeterince bilgilendirildikten sonra, uygulanacak tıbbi işlemi ve bunu uygulayacak kişiyi serbestçe seçme hakkına sahiptir. 6 Mahremiyet Hakkı Herkes, sağlık durumuyla ilgili bilgilerin mahremiyetine özen gösterilmesini isteme hakkına sakkına sahiptir. 7 Zamanına Saygı Gösterilmesini isteme Hakkı Herkes, önceden belirlenmiş bir zaman diliminde (randevu) sağlık hizmeti alma hakkına sahiptir. Bu lıak, tedavi sürecinin bütün aşamalarında geçerlidir. 8 Kalite Standarlanna Riayet Gösterilmesini İsteme Hakkı Herkes, hizmet standarlanna riayet gösterilmesi esasına dayanarak yiiksek kalitede sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir. 9 Güvenlik Hakkı Herkes, iyi işlemeyen sağlık hizmeleri, tıbbi malpraktis ve tıbbi hataların sebep olacağı zararlardan korunmasını isteme hakkına sahiptir. Herkes, sağlık hizmetlerinin yüksek güvenlik standartlarına uygun bir şekilde sunulmasını isteme hakkına sahiptir. 10 Yeniliklerden Yararlanma Hakkı Herkes, ekono0 mik mülahazalardan bağımsız olarak, tanısal girişimler dahil, tıbbi yeniliklerden yararlanma hakkına sahiptir. 11 Gereksiz Acı ve Eziyete Maruz Kalmama Hakkı Herkes, hastalığımn bütün evrelerinde, mümkün olduğu ölçüde acı ve eziyete maruz kalmamama hakkına sahiptir. 12 Kişisel Tedavi Hakkı Herkes, mümkün olduğu ölçüde ihtiyaçlarına göre programlanmış sağlık hizmeti alma hakkına sahiptir. 13 Şikâyet Hakkı Herkes, bir zarara uğradığında bunu şikayet etme ve şikayetin akıbetiyle ilgili bilgi alma hakkına sahiptir. 14 Tazminat Hakkı Herkes, sağlık hizmeti alırken uğradığı fıziksel, moral ve psikolojik zararların en kısa sürede ve tatminkar bir ölçüde giderilmesini isteme hakkına sahiptir. Erkin Göçmen Herkes, ihtiyacına uygun bir şekilde sağlık hizmetlerine erişme hakkına sahiptir. Sağlık hizmetlerine erişimde mali durumu, ikameti, hastalığın durumu ya da hizmetlere erişme zamanı bakımından, ayrım gözelmeksizin herkes eşit haklara sahiptir. 3 Bilgilendirilme Hakkı Herkes, sağlık durumu, sağlık hizmetleri ve bu hizmetlerden nasıl yararlanacağı ve bilimselteknolojik yenilikler hakkmda bilgi edinme hakkına sahiptir. 4RızaHakkı Herkes, sağlık durumu hakkmda bilgilendirildikten sonra, uygulanacak işlem veya verilecek tedaviye rıza göste Tıp DoktoruHııkukçu, erkın.gocmen(%>isbank.net. tr limpik yanşmalarda amaç en iyisi olduğumuzu göstermektir. Güreşte en iyi derecemiz serbest stilde bir üçüncülük, grekoromen stilde de bir gümüş ve bir bronz madalya oldu. Ata sporu olarak kabul ettiğimiz bu daldaki başarısızlık hepimizi üzüyor. Son olimpiyatta, güreş karşılaşmalarında gözlemlediklerimiz, güreşçiierimizin çoğunlukla güçsüz, yavaş oldukları ve çabuk yorulmalarıydı. Güreşçilerin hakemlerle iletişimlerinde bir acemilik göze çarpıyordu. Kaide uygulamalarındaki yetersizlik bilhassa salto bağlama başarılarını engelledi. Sık sağlık yardımı almak zorunda kaldılar, yani vucut yapılarının zayıflığı göze çaptı. Bu nedenlerle, bazı tedbirler almak gerekiyor. Alınacak önlemlerin başında, antreman sisteminin kesinlikle yenilenmesi ve değiştirilmesi geliyor. Kondisyon geliştirme proğramları yeniden ele alınmalı. Proğram, ağırlıklı olarak çabukluk ve güç arttırıcı ekzersizler yönüne kaydırılmalı. Canlı antremanlar bir üst siklet ile ve ağırlıklar ile yapılmalı. Antremanlar uzun ve tekrarlıyıcı olduğundan, sporun en zor kısmı kabul edilebilir. Bu nedenle, psikolojik yardım devreye girmeli, kişinin kendisiyle yarışmasının önemi sporcuya öğretilmeli ve sporcuların belli sürelerde gösterdiği gelişmeler kontrol edilmelidir. Standard zorunlu bazı hareketlerin yapılmasının yanmda, sporcuya uygun bazı ekzersizler ayrıca pldnlanınalıdır. Salto bağlamada, kollarını, kol altlarından bağlayan sporcu, üstten bağlayandan daha avantajlıdır. Fakat üstten bağlayanın geliştirebileceği bir savunma modeli biyomekanik bir incelemeylestandard olarak geliştirilebilir. Türk güreş hakemlerinin, uluslarası karşılaşma öncesi hazırlıklar esnasında, sporcuları güreş kaideleri üzerinde ve iletişim konusunda bilgilendirmeleri sağlanmalıdır. Yeni uygulanan usullerle güreş, klasik kalıplardan çıkarılarak çabuklaştırılmış olduğundan yeni şekle uyum için gerekli önlemler alınmalıdır. Netice olarak modern bir öğretim, eğitim uygulaması ve bunda ısrarlı edilmesi bu olumsuz gidişi önce yavaşlatacak, sonra durduracak daha sonrada gelişmeyi sağlayacaktır. Gelen başarı birçok gencimizi bu spora yönlendirecektir. Ayrıca; Türklerin en önemli sporunun güreş olduğunu dünyaya hatırlatmak boynumuzun borcu ve görevimizdir. Dr.Taşkın Ceyhan Güreşteki başarısızlığın üstesinden gelmek için O 916/20 9 Ekim 2004