Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ooof off line Tanol Türkoğlu (TanolJ@yahoo.com) INTERNET'in GİRİŞ KAPISI Sorun da burada. Internet'in ne yazık ki bir giris kapısı yok. 0 nedenle de Internet'ten istifade etmek isteyip de nereden baslayacağını bilemeyenler, böyle bir giri} kapısı bulamadtklanndan dolayı Internet ile tanışmayı biraz daha öteliyor. Bu ise aslında büyük bir kayıp, faturasının sonradan çıkacağı! Özellikle eticaret kavramları ile ilgili yazılar yazarken kullandığım bir yaklaşımı burada yinelemek istiyorum. Bildiğimiz gündelik hayat ile analoji yapmak! Konu internet değil de, örneğin uzaktan kumandalı televizyon kullanmak ya da vergi dairesine gidip beyanname doldurmak olsaydı ne yapardınız? Genelde insanlann yaklaşımı sanırım şöyle oluyor: Eğer otuzlu yaşlardan gençseniz, yeni şeyleri deneyerek öğrenmeye ve eğer onu kullanmanın yaşamınıza katkısını sağdan soldan görmüşseniz o faydalardan hemen istifade etmeye çalışırsınız. Eğer otuzlu ya da daha ileri yaşlardaysanız, o yeni şeyi öğrenmek artık yaşamınız için zorunlu duruma gelmişse gidip öğrenirsiniz. Zaruret teskil etmediği sürece ertelersini? Ceçten yıllarda bu ikinci model, bankaların ATM kullanımlanyla ilgili yaşandı. Emekli maaslarım her ay banka şubelerinde saatlerce kuyrukta bekleyerek alan emeklilerin büyük bir çoğunluğu, banka kartı ile ATM kullanarak maaşını alma alternatifine karşı direndi. Ta ki bankalar bunu zorunlu hale getirene dek. Bu durumda da istemeye istemeye banka kartı ve ATM kullanmayı öğrendiler. Tarihin Görgü Tanıkları Afişten heykele minyatürden fotoğrafa Peter Burka Kitap Yayınevi, Tarih ve Coğrafya dizisinde Zeynep Yelçe'nin çevırısiyle yayımladıgı bu ügınç kıtapta yazar, ımgeler, fotograflar ve resımlerden yola çıkarak tarıhe tanüdıketme iddasıru taşıyor. Imgelerın tarihsel karut olarak kıülanümasını araştınyor. "Bir resim bin sözcukten daha fazlasını soyler". Taı\hçilerın sıyası ve ekonomik olaylar ve eğüimlerin ötesıne taşarak, gunumuzde gunlukyasamın, zıhniyetlerin, maddı kulturun, bedenın tarihi gibi alanlara yoneldıklerini, ede bi metinlenn ve sözlu tanıklıklann yara sıra imgelerin de tanhçinin mutfağında brr yeri oldugunu belirtiyor yazar. Peter Burka, tanhçinin bu yeni kaynağının doğuracağı sonmlara, bütünün içındekı yerine ilışkin tartışmalara giriyor ve imgelerin degerlendirilmesinde kullanılacak yontemler ve lastaslar hakkında duşuncelennı belirtiyor. Bu açıdan da ımge tarihçiliği konusunda bir temel yaratmaya çabşıyor. Cambridge Üniversitesi'nde kültür tarihi profesöru olan yazar, giriş yazısından sonra konuyu başhklar altnda ele ahyor: Fotoğraflar ve portreler; Ikonografive Ikonoloji;Kutsalvedogaustu; Iktıdar ve direniş; Imgeler aracılıgıyla maddı kültür; Tbplumdan manzaralar; Ötekiler için kalıp yargüar; Görsel anlahlar; Görgu tanıgından tarıhçıye; Ikonografinin ötesi mi?; imgelerin kulfurel tarihi... Internet istisna değil Yasamınızın zaruri bir gereksinimine cevap vermiyorsa, interneti öğrenmeyi, kullanmayı öncelik listenize ne yazık ki almıyorsunuz. Zaman zaman sizi öğrenmek için dürten kısmi motivasyonlar olmuyor değil. Internet Haftası gibi etkinlikler, ya da yakın çevrenizdeki bir ilkokul öğrencisinin internet ile ilgili tek bir kelimesini bile anlamadığınız açıklamalar yapması gibi.. (ya da son zamanlann en popüler dizilerinden Çocuklar Duymasın'da olduğu gibi bir gün çocuğunuzun internet konusunda daha küçük çocukların °devlerine yardımcı olur hale Bizim gibi ülkelerde teknolojinin eğlence dışındaki amaçlar için kullanılması nispeten daha yavas ilerlediğinden, ulke geneli açısından baktığınızda pek de bir kaybınızın olduğu söylenemez henüz internet öğrenmemiş olmakla. Sadece topluca geri kalmış durumdayız; o ayrı! Bir de kendinizi kiminle kıyasladığmız ya da kıyaslayacağınız da önemli: Eğer Afrika ülkeleri ile kıyaslıyorsanız, sorun yok. Daha bir 1015 yıl sizin şu an bulunduğunuz düzeye gelemezler. Ama batıya doğru bakıyorsanız; görülen resim biraz farklı. 1015 yıl geride olan taraf bu kez siz oluyorsunuz. Diyelim ki her türlü demotivasyon engellerini aştınız ve kendinizi interneti öğrenmeye hazır ettiniz. Ne yapacaksınız? Nereden başlayacaksınız? Bu işin giriş kapısı nerede? Böylece baştaki soruya döndük. Unutmayın ki internet öğrenme arzunuz çok güçlü olmalı. Cep telefonu kullanmayı öğrenme sürecinizi anımsayarak motivasyonunuzu yüksek tutabilirsiniz ("Alem ne der?"). Deprem ve Sosyal Hizmetler Hacettepe Universitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu, her yıl duzenledıgı sempozyumlann yedincisini 57 Aralık 2002 tanhlerı arasında Deprem ve Sosyal Hizmet konusu üzerinde yapmışt. Bu sempozyum onemliydi çunkü Kocaeli depreminin ardından yapılan bilimsel çahşmalann ve depremzedelere yönelık hizmetlerin toplu değerlendirilmiştı. Bu çahşmalardan çıkan sonuçlara üişkin bıldırüer şimdi bir kitapta toplandı ve "Sosyal Hizmet Sempozyumu'2001 Deprem ve Sosyal Hizmetler" başlıgıyla yayımlandı. Gonul Erkan, Filiz Demıroz ve Seval Ozkurt Çetin'm yayına hazırladıgı kıtapta bıldırüerın yanı sıra Sakarya ve Kocaeli ülennde yapılan çahşmalann toplu de9erlendırmeleri ı 1 e Depremler veTurkıye ve Deprem Yönetımı ve Depreme karşı hazulık ve orgutlenme üzerıne konferanslar da yer aldı. Çok sayıda büdırı arasında "Krız durumlannda sosyal hizmet mudahalesi", "Dogal afetler ve sosyal hizmetler", Travma ve çocuk", "Göç, dogal afetler, suç" başlıklan goze çarpıyor. Bildirüerden, sempozyumun deprerrun yarattığı hemen her tuılu soruna bilimsel yaklaşımlarda bulundugu goruluyor. (0312355 40 00, faks: 355 57 71) 2. Ulusal Sinirbilim Kongresi Üzerine Uludağ Universitesi'nin evsahipbginde ve genç norobilimcilere TUBITAK'ın sağladığı maddi destekle, 10 uyesı çeşitli dallarda lısans oğrencısı olmak uzere yaklaşık 370 nörobılımcının katıümıyla 1620 Nisanda II. Kongre geıçekleştı Yabancı iki bilim adamırun katkasıyla duzenlenmiş olan Deneysel Epüepsi Kursu ile başlayan Kongrenin açıhş torenınde, 2002 TUBITAKBAD Beyın Araştırmalan Buıs ve Odüllerı dagıtıldı. Ardından Prof Dr Turgay Dalkara "Akü'a BaJaşta Degışen Perspektıfler" başbkb ve bir sonraki akşam, Prof. Dr. Yücel Kanpolat ın "Yaratıcılık ve Bilimde bir Doruk: Leonardo da Vinci" konferanslan büyuk ılgıyle ızlendı. Kongrede; "Klinik araşürmalarda kognitif elektroüzyoloji", "Baş agnlan ve nöromuskuler üetı bozuklugu", "Çevre kirliligı ve noroendokrin sistem", "Işitsel illuzyonlaı ve olaya üişkin potansiyeller", "FJektrodermal aktivite", "Noroımmun haberleşme", "Sinır dokusunun manyetik uyanmı" ve "Duygudurum bozuklukları" konulu panellenn yanı sıra 25 konferans yer aldı. Genç norobıümcüer 35 sozlü, 120 poster üe çalışmalannı sergiledüer. Bu bıldırılerin ozetleri Neuroanatomy Dergısi'nde (vol: 2, suppl. 1, 2003) yayınlandı. edebiyat gruplan da yer almaktaydı. Diğer onemlı ozellik, gerek panel gerekse konferans sunulannda, konuşmacı ve grubu tarafından uretilen bılgüerin varolan bügı bınkımıne eklenerek tartışılmasıydı En onemlı nokta ıçin ıse geruşce bir parantez açmak gerekıyor: "Akdenız'e bir kısrak başı gibi uzanan", dunyanın bu en guzel cografyasının zengın florası ve faunası bizim elimizde yazık kı gıderek yoksullaşmakta; artık "Anadolu kaplanı"nın soyu tükendi. Ama Anadolu da yeni bir kaplan turu yetışmekte; "Anadolu büim kaplanları"! Ilk kez. TUBAS Kurucu Başkanı Prof. Dr. Nuran I. Hann'nın, 2000 yüındakı Ulusal Fızyolojik Bilımler Kongresi sonrasında, CBT'te yayınladığı "methiye"de yakıştırdığı gibi... Işte Kongrenin en hoş yanı, "Anadolu büim kaplanlan'nın inanümaz büımsel yetkinlüderini ve coşkulannı izlemek oldu. Bizler, Büim Kurumlan'nm temel gorevinin ülkemızın büim insanlan için uygun büımsel ıklımı saglamak oldugunu duşunuyoruz. Gelecek yü Pamukkale Üniversitesi'nde ve her yü ülkemızın değışü< unıversıtelennde yapüacak olan Suıırbüimleri Kongrelerınde genç norobüımcüenn, niteliği gıderek artan başarüı araştınnalannı ızleyecegımizden eminiz. tsmail H. Ulus II. Sinırbılımlen Kongre Kongrenin üç özelliği Başkanı Bızce Kongrenin çok önemli üç özelliği vardı: Turgay Dalkara TUBtTAK Beyın Arastırmalan Bunlardan üki, bilim alanlanna gore katüımcı dagüımıPlanlama ve Koordınasyon Komisyonu Başkanı nın çok genış bir yelpazeyi kapsaması idi. Ilk sırada Gönül Ö. Peker Turkıye Beyın Araştıımalan fizyolojı, ardından anatomı ve nöroloji bilim dallan ge ve Sinırbüımlerı Dernegı (TUBAS) Baskaru len bu dagılımda, hıstolojiembriyoloji, farmakolojı, bıLütfiye Eroglu Beyın Arastırmalan Derneği yolojı, immunoloji, moleküler biyolojı, genenk, psü<o(BAD) Başkanı loji, biyokımya, nöroşirurji, psikiyatri, felsefe ve fen Neler yapılabilir? Internetten verimli olarak istifade edebilmeniz için, öncelikle yapabilmeniz gereken birkaç temel şey var. Bunlar bilgisayar klavyesi ile mouse denilen cihazları kullanabilmek. Klavye kullanmak derken iki parmak ile saniyede bir harf yazabilseniz bile bu önemli değil. Bilin ki her bilgisayar kullanıası başlangıçta sizin hızınızda kullanabiliyordu klavyeyi. Mouse denilen zamazingoyu kullanmak daha kolay. Yeter ki mantığını anlamaya istekli olun. Bunu da temel bir bilgisayar kullanma eğitimi alarak öğrenebilirsiniz. Inanın ki araba kullanmaktan daha kolaydır bilgisayar kullanmak. Hiç değllse, canınızdan olma riskiniz yok! İnterneti zihninizde şöyle tasvir edebilirsiniz. Bilgi depolan ve insanlar. Insanlar birbiri ile telefonda konuşur gibi ya da mektupla yazısır gibi iletişim kurabilir. Öte yandan insanlar mevcut bilgi depolanna ulaşabilir (yeter ki deponun adını bilsin) hatta hatta kendi bilgi depolarını hazırlayıp, diğer insanlann kullanımına sunabilir. Telefonda konuşur gibi konuşmaya chat (çet), mektupla yazısır gibi iletişim kurmaya eposta (email), bilgi depolanna ulaşmaya webde sörf yapmak, bilgi depolannın adreslerine web site adresi (www ile başlayan isimler) diyoruz. Cördüğünüz gibi internet ile ilgili her türlü kavramı, bildiğimiz yasamdan bir olgu ile eşleştirebiliriz. 0 nedenle de Internet Yasamdır derken fazla abcrtmış olmuyoruz. 843/14