Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dil geni bulundu ^H ^ H ılbılımcı Choınsky'rıın ^M ^ K ülkemizi zıyaretı nedem^^mm^^^m niyle, dil üzerine bazı ^^^^^^^^ tatışmalara dergımızde yer verdik. Dil geni konusunda daha önce yayımladıgımız bır yazıdan sonra şımdi bır başka yazıyı bilgilerinizc sunuyoruz. K.E. ailesi uyelennde bırkaç kuşaktır dil üe ılgılı sorunlara tanık olunuyor. Bir araştırmacıya göre, aılenın üyeleri "agızlarından çıkan her bır sesle sankı canlarından oluyorlar mış gıbı" konuşuyorlar. Dudak ve dillerıni denetlemekte, sözcük oluşturmak ve dübilgisi kurallarını uygulamakta epey zorlaruyorlar. Oxford Unıversıtesı genbüımcılerinden Anthony Monaco, "deneyimden yoksun dinleyidnin bu konuşmadan hemen hemen hiç bir şey anlamadığına" dik kat çekıyor. Günümüzde araştırmacüar, herhangi bir terslik olduğunda konuşma bozukluklarına yol açan tek bir geni ortaya çıkaıttılar. Dil ile kesın ilintisi ilk kez kanıtlanan bu gen, başka genleri devreye sokup çıkartabildiginden, dil ögrenimi ve kullanımıyla ilgili genetık bır ag oluşturabilir. Bir genin bulunması bir araba parçasının bulunmasından farksızdır. Bunun çok daha kapsamlı bir düzenegin parçasıymış gibi yararlı oldugurıa ınanılır, ama kesınlıkle ne işe yaradıgı, başka hangi parçalarla etküeşim içinde oldugu, ya da aracın tumden neye benzedigi bilinmez. Max Planck Evrirrısol Insanbilim Enstitusu ruhbilimcilermden Michael Tomasello, "Bu akılalmaz ölçüde karmaşık bır sistem ve biz bunu yalnızca ucundan yakalamış durumdayız," diyor Düzenegin öteki bölümlerinın de gün yuzuııe çıkartüması çok uzun bır zaman almasa gerek. Genbilimcüer beynin gelişimini denetleyen ve bir dizi ruhsal bozukluğa yol açan genlerın ızini sürüyorlar. Insan genomu dızgesi tenıel işlemlerın buyük ölçude bılgısayar üzerinden yapılmasrna olanak tanıdığından, bir zamanlar aylarca suren araştırmalar artık bır çırpıda tamamlanabiliyor. Dilin bir genle HintİH olduğu yönündeki ilk kanıtlar insanoğlunun bu eşsiz ve son derece tartışmalı yeteneğinin kavranması sürecini hızlandırabilir sahip oldukları, dilin yapısıyla ügüı bir kurallar dizgesiyle dünyaya geldikleri sorıu cuna vardı. Chomsky'nin bu görüşü, aradan kırk yü geçrmş olmasına karşın, tartışmab nıteligini sürdürüyor. Konuşma yetısinin genetık yapısını araştıran Iowa Üniversitesi büim adamlarından Bruce Tomblin,"Hangı safta yer aldıgınıza karar vermek zorundasmız. Rasinin ortasını bulmaruz söz konusu degü," diyor, Örnegin, Tomasello ınsanoğlunu öteki hay vanlardan ayıran özellıgın soyut simgelerden yararlanma yetenegimiz olduguna, bunun da bir biçimde genetik yapımızdan kaynaklandığına ınanıyor. Dılbügısinin ise zamanla ortaya çıktığına ve bunun genetik değil, toplumsal bir sürecin ürü nu olduguna dikkat çekiyor. Geliştirilmış Araştırma Enstitüsü'nde dilin evrimıni ınceleyen Martin N o w a k , Chomsky gibi, özel dü genleri oldugunu düşünmemek gerektigıne dikkat çekerek,"Bana kalırsa, düden sorumlu ozel genler dıye bır şey söz konusu degü, yalnızca genler çocuklan beklentüer dogrultusunda yonlendırecek beyınsel yapılar oluşturuyorlar. Böylesi tanımlayıcı bir yapı olmaksızın bireyin dil ögrenmesi olanaksız,"diyor. dugunu gözler önüne seriyor ve bu buluş ük onceleri "gramer geni" olarak kamuya duyuruluyordu. Gelgelelım, aüedekı bu bozuklugun gerçek boyutu açıklığa kavuştugunda bu savdan vazgeçüdi. K.E. aüesinde görülen belirtilerin bireylerin agızlarını denetleyememeleriyle mi, yoksa, dil merkezlerinden çok, beyin dekı genel bır sorunla mı ilintili oldugu konusundaki tartışmalar günümüzde de süruyor. Ailedekı bozuklugun daha çok dilsel bir kaynagı oldugunu savunanlar üyelerin sındakı kıyaslamalar sonucunda araştırmacüar 7. kromozom üzerindeki araştırmalanna son vererek gene odaklandılar. FOXP2 adı verüen bu genin gerek yeni hastada, gerekse K..E uyelerinde hasarlı oldugu görüldü, Söz konusu gen DNA'ya üışen bır proteuı uıeterek oteki genleri denetleyen bir öbegin parçası. KE aüesı ve C.S. adlı hastadakı değışinimler proteinin DNA'ya ilişmesini engelliyor. Rutgers Üniversitesi ruhbiliırıcUerinden Karin Stromswold FOXP2'nın "dil bulmacasınm can aücı bir parçası" olduguna dıkkat çekıyor. Ne var ka, dil üe ilgili bozukluklann çogu KE'lerdeki denli ciddi olmadığı gibi, dü bozuklukları olan ailelerdeki kalıtımsal dizgeler de çok daha karmaşık bır yapı sergüıyor. Stromsvvold genin "son kerte karmaşık" etküerinden otürü daha sınırlı bozuklukları olan aılelerin daha aynntüı bir biçimde incelenmelerin gerektigıne parrnak basıyor. Ekibiyle birlikte şımdilerde bu tur bozuklukları olan aüeleri irıceden ınceye araştıran Monaco, "FOXP2 genınin çok da ha farkh dü bozukluklarının da belirleyicisi olması durumunda şaşırmamam elde degü," diyor. FOXP2 yalnızca ınsarüara özgü bir gen degü. Bu gene farelerin beyin ve akciğerlerinde de tanık olunuyor. Ancak bunun düzen ve işlevindeki kimi ince farklüıklar neden insarüarın konuşup hayvanların konuşamadıklan ve bizlerde bu yetenegin nasü gelıştiğı konusuna ışık tutabüır. Genlerın beyınde kımi yapüarı nasü oluşturdukları ve bu yapıların dü yetenegıni nasü gelıştirdigi konusunun kavranması gerektigıne dikkat çeken Novrak, araştırma sürecinin henüz başladıgmı, ancak 50 100 yü içinde kesın bir sonuca varüabüecegını belirtiyor. Ağacı sallamak Dü genlerinin oluşturdugu ağ bir agacı andırabilır. FOXP2 rüru gerüer bu agacın gövdesinde yer alabüir ve gövde nin biçilmesi dü Ue ügüı çok sayıda ozelliği yok edebüır. Başka genler de dilbilgisi gibi özelliklerin uyumunu saglarlar; bunların yok edümesi agacın bır dalının kesümesi gibi bir şeydir. Londra University College ruhbılimcüerinden Heather Van der Lely bu görüşü savunanlar arasında yer alıyor. Van der Lely konuşma sorunu olmayan ve sözcükleri iyi kavrayabüen, ancak tıpkı normal erişkinler gibi, yabancı dil ögrenirlerken dilbügisine egemen olamayan çocukları ınceliyor. Bu çocuklar zaman kiplerini karıstırarak, söz gelimi,"Dun çitten atlarım," türü tümceler kuruyorlar ve soru tümceleri kurmada zorlanıyorlar. Van der Lely bu çocuklara dil kurallarının açık seçik bir biçimde ögretümesi gerektigine, bu konuda doğuştan kaynaklanan, sezgısel bir bügiden yoksun olduk lanna dikkat çekıyor. Bu tur bozukluklar Stromsvvold'un genlere bağlamak istedigi türde "katiksız" dü bozuklukları. Bu bozuklukları goz onunde futtugunda, Van der Lely beyinde özel dilbilgisi devrelerinin olduguna ve genlerin bu devrelerin gelişimini denetlediğine inanıyor. Bu goruşe herkesin katümaması hıç de şaşırtıcı degü. Tomblin beyni yalnızca dil uzerinde etkili olacak biçimde denetle Çatallı Dil Dil ile ügüı çalışmalar araştırmacılar arasında, en az dılın kendisi denli çarpıcı bölünmelere neden oluyor. Uzmanlar dil ile ügüı yetüerın doğuştan ve insanın dırımsel yapısından mı, yoksa toplumsal etkileşımlerden mı kaynaklandıgı konusunda görüş aynlıgı içindeler. Beynin dil üe ilgili merkezlerirun yalnızca bu görevden mi sorumlu oldugu, yoksa genel anlaksal düzenegin parçalan mı oldukları konusunda da farkh görüşler ortaya atıyorlar. Bu çekişmenin odak noktasını ilk kez 1959 yılında Noam Chomsky tarafından ortaya atılan kuramlar oluşturuyor. Çocuklarrn konuşmayı herhangi bir egitim gör mederı oğıerırnelen ve erışktnlerın sırurlı sayıda sözcükten sınırsız sayıda tümce oluşturmalarından yola çıkan Chomsky insanlann doğuştan bır "evrensel gramere" Aile kodu K.E. aüesinin özellikleri ilk kez 1990 yüında gün yüzüne çü<arüldı. Aüede gorulen bozuklugun kuşaklar boyu sürmesi bundan yalnızca tek bır gerun sorumlu ol 10 düzeylerinin ortalamarun altında olmakla birlikte, yine de normal düzeyde olduguna dikkat çekıyorlar. Monaco'nun ekibi yülardır K.E. geninin izini sürmekteydi. 1998 yüında genin 7.ci kromozomda yer aldıgını saptadüar. Insan Genomu Projesi'nden gelen verüer bu bölgede yaklaşık 70 gen oldugunu ortaya koyuyordu. Söz konusu kromozom üzerinde incelemelenni sürdüren ekıp, iki yıl önce "C.S." adında, KE'lerle benzer bozukluklan olan ancak bu aüeyle herhangi bır bagı olmayan, bir hastanın çıkagelmesiyle birlikte çalışmalannı hızlandırdı. Ikisi ara 782/10