24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

örtköşe Türk Aynştaynı veyaAlbert Einstein ve Oktay Sinanoğlu vet, bir çok çevrede, çok akıllı ve zekı çocuklar "Einstein" ola rak nitelenir, çünkü F.instein butun dunyada ve her çevrede tanınan biricik bılim ınsanıdır (son yıllarda Steven Hawkmg de çok tanınır oldu ama bu biraz onun kozmolojiye ilişkin çok başanlı ama spekulatif çalısmalarının azı cık gizemlı görünmesı, ama daha çok da saglık durumunun özellıgmden ılerı gelmekte). Bu benzetme, geçtiğimiz yıl ıçinde ulkemızin önde gelen kurumlarından birisinin yayınladıgı bır kıtapta da Turk Aynştaym (Iş Bankası Yayınları) kullanılmakta. Ancak, bu kullanrm epeyce yersiz çünku: Matematik ve bilim adına suç işlemek Karekok (1) nolu MGM (Mdtematık Guvenlik Mahkemesi) son zamanlarda tezahur eden çeşitü bılim suçları iddialarıyla yargılanan sahte bilimcileri ömür boyu agır "bilim eriği" ogrenme cezasına çarptırdı. Taraflar, cezanın çok agır olması nedenıyle temmıze gıdeceklerini soylediler. Tkmamı ?.x24 sayfadan oluşan gerekçelı kararda, "Sanıkların birçoğu, eylemıni, içinde matematik süsü verilmış teorem ve kanıtlanamaz kanıtlarla ifa etmişlerdir" denildi. "Bir ülke biliminin ve matematigınin numaracüara, ezbercilere, falcılar ve/veya kumar bazlara emanet edilmesını, bunlardan medet umulmasını, afîedilmez ve kabul edilmez bir davranış olarak" nıteleyen gerekçelı kararda, ıs bu nedenlerle sanıkların, bılım ve matematik adına hareket ettiklen şeklındekı savunmalarının samımı bulunmadıgı belirtildi. Kararda aynca, "Genelde bılım, ozelde matematik adına suç ışlenmez Çarpma yerine çıkarma, toplama yerine bölme yapılmaz. Aşırma yazarların kendi eserlerinden dahi olsa hiçbir şeküde yapüamaz. Yapılırsa hoş gorulemez. Hele hele başlığı başka dil, metni bambaşka dılde bıldırı ve makale yazılmaz, Yazarların ısımlerı nabza gore şerbet verircesıne degıştırüemez. E gundan çok kuşkuluyum. Boğazıçı Unıversıtesi "Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü" öğretım üyelerinın hemen hepsi ilgili tcmcl ve guncel literarürde Sinanoglu'nun adına rastlamadıklarmı belirrtiler Sırf kitabın reklamındaki sozler "moleküler biyolojinin kurucusu"? büe Sinanoglu'nun erışmiş oldugu gerçekten yüksek bılımsel duzeyi, sahte savlarla destekleme egilımımize bır örnek, Anlaşılan mılletçe uluslararası une o denli açız ki, kişilerin gerçek unlerini bile, bilerek ya da bümeyerek sahteleriyle süslemekten kaçınamıyoruz. Bu sav kırnden çıktı? (IIginçtir, yülar önce, Milliyet gazetesinde çıkan bir yazı dızısınde TÜBlTAK'ın kuruluşunda da etkili bir rolu olduğuna ilişkin savları karşısmda Erdal tnönü bu iddıanın dogru olmadıgını söylemıştr) Iş Bankası gibi bir kuruluş, gerçekten başarılı bu büırn ınsanını keşkı dogru rutelemelerle tanıtsaydı. Keşki bu saygın kurum ülkemizin yetiştirdigi en büyük bılım kışısi ve dunyaran onde gelen kuramsal fizikçileri arasmda sayümış olan (rahmetli) Feza Gürsey'i taratan bir kıtap da hazırlatsaydı, Ote yandan, Smanoglu'nun Nobel ödülüne aday olup olmadıgını bilemem Ancak, ılke bakımından kendısı de biliyoı olamamalı, Nobel Komitesi, adayların adlannı açıklamadıgı gibi, aday göstermelerı ıçın danışılan kımselerden de bunu gizlı tutmalanru istedigi de çok iyi bilinir (1950'ye dek verilen ödüllerin dosyalan yenılerde açıklandı.) Ama Nobel odulu almış bırden çok fizikçinin, "falan konuyu, fılân kuramı Feza olmasaydı anlayamazdım" dedigini de çok iyi bilıyorum Fizik ve matematik bilgisi ve yaratıcılığı yanında felsefe ve edebıyatta da yetkın ve deıın bılgıye sahıp ve pek çok Türk fizikçinin yetişmesine ciddî katkılan olmuş olan bu bilge ve olgun kışıden ve gene dunyanın sayılı fizikçileri arasında yer almış olan (rahmetli) Asım Orhan Bazuf tan aşaöplayıoı bir tavrrla "Arap ve Kurt fizikçileri" nitelemesiyle söz ettigini ise çok iyi hatırlıyorum Ömür Akyüz NOT: CBT sayı 817 de yayımlanan "Kelimelere ne oluyor?" başlıklı yazımda adı geçen S VVeinberg'ün "Atomaltı Parçacıklar" kitabının adı şehven "Elementer parçacıklar" şeklınde geçmiştır, duzeltir ozür dilerim Hangi eller egitimde kalıtesızliİKjı bızlere 9 dayatmaktadır 1999 yılında yıirürlüge giren yenı tarım egıtımi yapılanması 4 yıllık egitim süresi tamamlanmadan yeniden genel Temel Ziraat Muhendisligi programını istenmesi planlı ve programlı ülkelerde gorulür bir durum degü, Sormazlar mı ne oldu 7 da hemen vazgeçtiniz bu programdan Program yetersiz ise bunca fakulte dekanı gunubıılık nıi duşunuyordu7 Tabü tarım eÇjıtimini derınlemesine bilimsel gelişmeden koparıp azgelişmişlik muamelesi yaparak daha genel anlamda bır tarım egıtımırun onerılmesi, ancak artık Afrika ulkelerine uygulanabilir. Bizlere kredi veren ülkelerde Tarım eğitımıniıı nasü yapüdığı biliniyor. Bütün batı ülkelerinde temel dersler, ve bir takım genel meslek derslen ilk iki yılda alınır; daha sonraki yıl larda ögrenciler temel çalışma disıplinlerine yönelır ve kendi alanmda teorik ve pratik dersler alır. Bizde ise 'ftrım Ldsesi müfredatı şekünde üniversiteliligin çeşitlilik ilkesinin tersine tek tıp egitim öngörulmektediı, Şimdi 6 Milyarlık insan nufusunun içinde 70 milyonluk Türkıye nüfüsunun besin kaynaklarının gelistirilmesinin sorumlulugunu üstlen miş olan tarım egitimi yeniden çagının gereklerıne gore duzenlenmelidii". Prof. Dr. Ibrahim Ortaf Albert Einsteiıı'ın kemikleri ne denli sızladı bilemem, ama sağken kendı adını AYNŞTAYN olarak yazma olasılığı ne denli çoksa, Oktay Sinanoglu'nun 'Türk Aynştaynı" olarak tanıtüması da ancak o denli yerındedır. Einstein klasık fiziğin hiç bu zaman içeremeyecoği özel ve genel görelüıkkütleçekimi kuramlannı, bızlere yepyenı bir dogaya bakış tarzı da ogreterek ortaya koydugu gibi, sonraları pek benimsemedıgı kuantum fizigıne ilk cıddî adımları attırdı ve bunlar deneyler le tekrar tekrar gerçeklenerek dogayı kavrayışımıza ve bunlarla gunumuzdekı erı modeın uygulamaları gerçekleştirmemize belki de en önemli katküarı yaptı. Oysa Sınanoğlu'nun başansı, HeisenbergSchrödınger Dirac vd.nin 20 yüzyılın ilk uçtebirınde gelıştırdıgi kuantum kuramının karmaşık atomlaıa uygulanma düzenine getirdigi çarpıcı bır hesaplama kolaylıgıdır. Yani Einstein daha once hiç büinmeyen uç kuramın yaratıcısı iken, Sinanoğlu temelleri çok iyi bılınen bir kuramın, evet, üstün başanlı bir uygu layıcısıdır. Genç bir fiziksel kimyacı olarak, 1960'h yılların başlarında elektronların karmaşık atomlardaki davranışlarının hesaplanabilırligıne getirdigi bu olağanüstü kolaylaştırıcı bakış açısı Sinanoğlu'ya buyük un getirdi. Henüz 26 yaşında, ABDdekı Yale Unıversıtesine profesör olarak atandı ve Yale'in en genç profesoru oluşu TIME dergisine konu oldu. Bu tabü ki hepımızın gururunu oksayarı çok önemli bir olaydı. Daha sonraları, atom çarpışmalarının hesaplanmalarına getirdigi yenı matemaüksel yöntemler de oldukça çarpıcıydı. Ama doğrusu moleküler biyolojinın "kuruculan" arasında bulundu ve yeni yapılanma gelere adapte olmuş yerel bitlri tohumları bırakılmış, yerine bir defaya mahsus urün verebilen "terminatör" tohumlar dışardan sağlanıyor Bu tohumların büyük çogunluğunun gen kaynakları ülkemizden gizlice yurtdışına kaçırıldı ve oradan ıslah edilerek altından daha pahalı fıyatlarla tekrar bize saülıyor. Sebze tohumculugunda tamamen dışa bağımlüıgımız yanında, tarım ışletmelerinin batılı biyoteknoloji laboraruvarlarının transgemk bıtkilerınin test alanı haline getirilmesi işin bir digeı boyutudur. Amerikan, lsrail ve Avrupalılann son yıllarda GAP'a ilgileri ile IMF dayatması arasında bir ilişki var mı? Eğitimdeki farklılık Şımdı daha iyi anlıyorum ki neden gelişmiş batı üniversitelerinde eğitim programlan dınamik, ihtıyaca gore ve soruıı çözmeye yönelik şekillenirken, bizde ise ilgili ögretim üyelerını ve onlarm kurullarını dirılemeyen, ihtiyacı tanmın doğası olan bölgesel farklıhgı dikkate almayan ve 'YOK boyle ıstiyor" deyıp oldu bıttıye getirilen lise müfredatı benzeri tek tip ziraat egirimı yürürlüğe konulmaktadır. Benzer durumun egıtim fakultelerin de uygulandıgı dikkate alındıgında insan soramadan edemıyor: Butun bunlar tek tek veya toplu halde yapüdıgında cürüm işlenmış olur. Curüm işlemek ıçın oluşturulan bu tür teşekkullerin en tehlikelisi de kendilerine verilen yetkıyi kullanan, resmı sıfatı aıastırmacı, uzman, doktor, yardımcı doçent, doçent veya profesör olan kişilerin iştırak edıp yönettigi çetelerdir" ifadesi kullanüdı. Sahte bılımcüer ve numaracı matematıkçıler ise, MGM'nin kararına itıraz ederken, I.Ö. 5. yüzyılda yaşamış olan Hıristiyan din adamı St Augustinus'a gonderme yaptılar. St, Augustınus'un "iyi bir Hıristiyan, matematıkçılerden ve boş kehanetlerde bulunan herkesten sakınmalıdır. Matematikçılerın ruhu karartmak, insanı cehennemin demir parmakları arasına kapamak için şeytanla bır anlaşma yapmaları tehlıkesı her zaman vardır" deyişinin dogru oldugunun bır kez daha saptandıcjını, araştırmalarında bundan böyle kesinlikle matematik kullanmayacaklarını, dunyevı sorunlaruıı metafiziksel yontemlerle çözeceklerini ifade ettiler. Çünkü matematıkçının en buyuk süahının kanıt, en önemli avının da teorem oldugunu artık ıdrak ettıklerını; kanıt gıbı zor bır dorıanırrun ise kendilerinde ne yazık ki bulunmadıgıru belırttip durumlarını kurtarmaya çalıştıklanru savundular Çukurova Unıversıtesi, asportas@cu,edu.tr 820/13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle