01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ledıgmden bazı durumlaıda lezyon metodu defalarca uygulanmak zorunda kalınıyor Bogazıcı Unıveısıtesı'nde gelıştınlmekte olan bır bügısayar programı sayesınde, Vım Noktaa'nın yok edüebılmesı ıçın Lezyon Yontemmm bırkaç kez uygulanmasma gerek kalmayacak Bu program beyın atlaslarının amelıyat edıleeek bşılenn beyınlerıne tam olarak uyarlanabılmelerıru saglıyor Boylece doktor amehyat suasında hastanın beynı ıle bırebır uyumlu bır harıtd kullandbılecek Sistem hastanın beynının bılgısayar ortamında tam olarak canlandınlabılmesını saglıyor. Bogaaçı Unıveısıtesı'nde sistem uzennde kı çalışmalarına devam eden araşürma gorevlısı Bnrçetin Akscl kafatasının yuvarlaklıgıyla beymdekı anterıor' ve postenor' noktalan arasındakı uzaklıgı elde ettıklennde gelışürmış olduklan program yardırruyla beyın hantalannı hastalann beyınlerıne uyarlayabüdıklerını belırtıyor Sadece bırkaç verı yardımıyla harıtaları tam olarak beyıne uyarlayabılen bu algorıtma beyın ameüyatlarmda doktorlann en onemlı yardımcısı olacak Tolgahan Özkan, Pelin Paltun, Ünsal Çığ, Çiğdem Sağdıç tstanbul Unıversıtesı Iletışım Fak Büım ve Teknolop Gazetecıhğı oğrencılen Zümrütten akisler A. M. C. Şengör Kullukla bireylik arasında yaratıcılık "Tann niçin yaratadır?" sorusuna verilebilecek en doyurucu cevap belkı de "tannnın tanrısı olmadığı için"dir. Yaratıcılık daha önce olmayan bır şeyi var etmektır. Bu yenı varoluş tyi olabilir, kotu olabilir, güzel olabilir, çırkin olabilir, faydalı olabilir, zararlı olabilir. Fakat dıkkat edersenız tum bu sıfatlar "birilerıne gore"dir. lyikımin için? Kötükimin için? Güzelkimin gozunde? Çirkinkimın gözünde? Faydalhkime? Zararlıkime? Efesfi büyük Heraklitos bakın bu goreceliği nasıl dile getıriyor: "Deniz hem en temiz hem dr en pis sudur: Balıklar onu Içeblllr ve onda yaşam bulur; insanlar içemez ve onda ölümü bulur." "Efekler çöpü altına terclh ederler." "Maymunlann en güzeii insan ırkıyla karfilaştırılınca çlrklndlr; Isanların en akıllısı, blr tannyta mukayese edllince aptal gözükür." Yaratılan birşeyi "birilerine" beğendirmesevdası, yaratandan çok, beğenenin zevkini, bilgisini, gorgusunu yansıtır. Yaratan beğendirme kaygısı içndeyse yaratıalığı sınırlı demektir; en kotüsu, beğenecek ohna bır şeyler oğretmesi çok güç olur. Dikkat edilirse, çocuğun yaratıcılığının çevre baskısını anlamağa başlamasından itibaren azaldığı görülür. Dehâ, çoğu zaman bu baskıyı gormezden gelebılme becehsinin derecesidir. Yaratıcılığın iki turolduğu söylenirbazan: bilimsel ve san'atsal. Cuya bilimsel yaratıcılık keşfe, san'atsal yaratıcılık ise icada yönelik olandır Birincisi, olan bır seyı bulup ortaya çıkarma, ikincisı ıse olmayanı var etme becerısı olarak gorulur. Halbuki, olanı bulup ortaya çıkartmak pek çok zamanbele "olan" nitelikleri ve/veya boyutları yuzunden bireyin tek basına gözleyebileceğinin ötesindeyse ancak onu bireyin kafasında baştan yaratmakla mümkundur. Kimse ne bir atomu, ne de kâinatın tamamını görmüştür, ancak herikisinin de yapısı ve diğerpek çok ozellıklen hakkmda detaylı bilgilere sahibiz. Bu bilgiler, onları keşfeden Elnstein, Bohr, Helsenberg, Schrödinger gıbı bılımcılerin kafalarında kelimenin tam anlamıyla baştan yaratılmıslar, sonra bunbrdan yapılan gozlenebilir çıkarımlar eldeki verilerle kontrol edilmiştir. Heisenberg, Coethe'nin Nev/ton'a matematiğı işin içine fazla kanştırdığı, daha doğrusu doğayı somuüan soyuta "ındırgediğı" için kızmasını, san'atçının, bilimin de yaratıcılığının aynı san'atınki gibi çalıştığını anlayamaması şeklinde yorumlamıştır. Heisenberg, yaratıcı aklın ürünü olan soyut bılgının gozlem sonucu biriken somut bilgiye olan oranının artmasını bilimsel gelişmenin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu vurgulmıştır. Ancak bu suretle, "gormediğimizı de bilmek" mümkun olmaktadır. Bilimsel yaratıalıkta tek hakem doğanın kendisidir. Ya san'atta? Orada san'atçının kendisinden başka bir yargıç düşünemiyonjm. Doğanın hakemlıği bilimi ne derece nesnel yapıyorsa, san'atçının kendi eseri uzerindekı paylasılamaz yargısı da san'atı o derece öznel yapar. Bundan kurtularak bır tur evrensellik kazanabilmek için san'atçı Schlller'in dediğigibi yukan doğru, kendi haysiyetine ve kendini yonlendiren yasaya bakmalıdır, asağıya doğru, kendi kişisel gereksınımine ve mutluluğuna değil. Ancak kendini tatmın edeni, kendi beğendığıni, kendi arzuladığını, kendi içinden geleni yaratmalıdır. Onaan sonra bu yaratılan, tum aklî ve duygusalşekiller içinde "mumkun" ve "elzem"ile yoğurularak bunlardan nıhayet ideal yaratılmağa çalışılmalıdır. Bu yaratılan çevre tarafından beğenılır veya beğenılmez. Bu yaratan san'atçı için onemlı değildir. Cene Schiller'ın sozune donelim: O, yaptığını sessizce sonsuz zamanın içine atarve bu suretle nesnelleştirir, Popper'in III. Dünya'sının parçası yapar. Bugun beğenılmeyen, ıse yaramayan bir eser yarın zevkleri fethedip, hayatîbir mekanizmanın parçasını oluşturabilir. 18. yiızyıl kâşiflerini dehşete düşuren dekolte yerli kıyafetlerı, ikı yuzyıl sonra uygar dünyada da egemen olmadılar mı? Peki, zevkin mutlak bazı olçuleri olamaz mı? Ağıza anılması bile bazı san'atçılan dehşete duşuren boyle bir nesnelleşmenin mumkun olabileceğinin ilk işaretleri muziğin bazı turlerinin fraktal bır yapıya sahip olduklannın bulunmasıyla ortaya çıkmaya başladı. Ama bu konuda henüz alınacak çok yol var hem san'atlann incelenmesinde, hem de bunlara tepki gösteren insan biyolojisinde. Burada aklı hür, ilmi hür, vicdanı hür (bir de "zevki hur" ekleyelim mil) bir birey olmanın önemi karşımıza çıkıyor. Kaygı, doğanın veya kendi zevkımizin hakemliğini değil de bir başka bireyinkini kabullenmekse yapılan iş belki ticaret olur, belkiSinan gibimuhteşem bir yaratıalığı dahi içerebilir, ama genellikle dostlar alışverişte gorsun türünden bir iş olur. Tek bir üniversitesi bile olmadan yetmiş kusur universite müsveddesiyle ovünen Türkiye gibi gorkemli fakat işe yaramaz kopyalar yaratılır, mutevâzı, fakat işlevsel ve orijinal şeyler yapmak yerine. Bu acı gözlem, kulluktan bireyliğe geçememişkrkrden oluşan toplumun tipik bir ürunü olarak bana sürekli en onemlı hedefimizin bu aşamayı gerçekleştirmek olduğunu söyluyor. Yoksa işte en çok Osmanlı'nın olduğu kadar yaratıcı oluruz ve kendi yarattığımız bataklıkta boğulur gideriz. ve beyin analizi... Tamer Demiralp ve Ahmet Ademoğlu'nun ortak projeleri beynin elektriksel işaretleri yoluyla beynin analizini yapıyorlar. istanbul Tıp Fakultesı Fizyolojı Anabılım Dalı'ndan Prof Dr Demiralp ıle Bogazıçı Unrversıtesı Bıyomedıkal Muhendıslıgı Ensntusunden Doç Dr Ahmat Ademoğlu, beyın elektrofizyolopsı alanında yaptıklan araştırmalarla beyınde gerçekleşen paralel sureçlen aynstırmaya çalışıyorlar Amaçlan beynin elektriksel ışaretler yoluyla anahzmm yapüması Bu çalışmalar sırasında kafa derısı uzerinden olçulen beyın elektriksel ış^retlennın gelısmıs, guncel ışaret ışleme teknıklerıyle analızıyle, beynin duyusal ve bılışsel sureçlen hakkmda daha fazla bılgı edırulmeye çalışılryor Bu araştırmalarda geliştinlen elektrofizyolojık olçum yontemlerınin hastalıklann tanısında ve ızlenmesmde kullanımına yonehk çalışmalar da Norolojı ve Psıtoyatn kiı nüdenyle ışbırlığı ıçınde yurutuluyor. Grubun klıruklerle ışbırlıgı ıçınde devam eden çalışmalarında şızofienı, Alzheımer hastalıgı ve epıleptik odaldarın yerlerinin saptanmasına yonehk uç proje surduruluyor. Bugun teknolojıde akülı olma Müzlğln beynln çeşltll bölgelerlndekl Izleri MRI Ile ıddıasındakı butun sıstemlerın te görüntülenip modellenmesl. melınde beyın modelı var Bılgısadegerlendırme araçlannın en az oldugu bıyarlann temelınde ükel noron modellerı bulışsel faalıyetlenn bozuldugu durumlan delunuyor. Ama bugun kullanılan bılgısayarlar gerlendırmek kolaylaşacak ınsan beynının yapabıldıgı pek çok şeyı yaDemıralp, bu çalışmalarla beynin degıpamryor Ornegın yuz veya yazı tanıma gıbı şık yapüarıyla fonksıyon arasındakı baglanusorular gundeme geldıgmde bılgısayarlann lann ortaya çıkanlmaya çalısıldıgını belırtıperformanslan çok duşuk kalıyor yor Boylehkle fonksıyonel olarak belırlı bır Oysa beyın bunlan çok kolay çozebilıpatolojık durum ortaya çıktığında, ornegın yor. Bu noktada beyın bılgısayarlardan farklı bellekle ügüı sorunlar ortaya çıktığında hanolarak sadece aşamalı degü paralel bır takım gı beyın yapısındakı bozukluklar veya fonksıişler yapıyor Prof Dr Tamer Demıralp'e goyonel degışımlerlş bu tablonun ortaya çıktre, yapılan bu araşürmalarla beyınde paralel gını ızlemenın de kolaylaşacagını ıfade edıbilçp i$leme sureçlenyle ılgılı yenı bırtakım yor venler elde edılecek Hastalıklann tanısı ve Prof Dr Tamer Demiralp çalışmalarla ızlenmesmde onemlı açılımlar ortaya çıkacak Klınıkte norolojı ve psıkıyatnnın nesnel Yazının devamı 21. sayfada 713/5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle