24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Filler asla unutmazlar, en azından, dostiarıni unutmazlar. Kenya'da gerçekleştirilen bir araştırma, fillerin yüzü aşkın bireyın çağrısını (bagnşını) aradan yıllar geçse de anımsadıklannı ortaya koyuyor Dişi Afrika füleri karmaşık toplumsal aglara sahiptirler ve düşük perdeli "iletişim çagnlan" aracüığıyla iletişim kurarlar. Sussex Üniveısitesi davranışsal çefvrebilim uzmanı Karen McComb, bu tür bir çagnyla filln kimligini belirttigine dikkat çekiyor, McComb ve meslektaşlan Kenya Amboseli Ulusal Parkı'ndaki fillerin iletişım çagnlarını kaydettüer. Hangi fillerin daha çok bir araya geldiklerini, hangilerinin birbirlerine yabancı olduklannı not ettıkten sonra, ekip kaydedilen çagnlan 27 aileye yeniden dinleterek tepkilenni ölçmeye çalıştı. Filler çagnnın sahibini tanıdıklarında, çağnya yanıt verdiler. Çağrı sahıbını a/, buçuk tanıtiıklannda, çagnya kulak verdiler ama hiçbir Fillerin çağrısı şey yapmadüar. Gelgelelım, çagn sahibine tumden yabancı olduklannda, filler huzursuz olup savunmaya geçtiler. Araştırmada fillerin en az 14 başka ailenin üyelerini çağnlanndan tanıdıklanna tanık olundu. Bu da her filin yaklaşık 100 kadar başka erişkmi anımsayabildığini ortaya koyuyor. Tknıma surecının oldukça uzun erimli oldugu da sanılryor. Da yıl once olen bir filın çagnsı aile uyelerıne dinletüdiginde, fillerin çagnya yanıt verdüderi ve sese yaklaştıklan belirtiliyor. (ns, 15.7) Yogun bir günün ardfından yemek daha keyifli lş etigine" sahip olan tek canlılar ınsanlar degil. Araşürmacüara göre, güvercinler de alın teriyle kazanılan yiyecege emeksiz elde edilenden çok daha fazla deger veriyorlar. Kentuckyde gerçekleştirilen araşurma, emeğin meyveleriru toplama keyfinin yalnızca insanlara ozgü bir davranış olmadıgını ortaya koyuyor Kentucky Universıtesı'nden Thomas Zentall ve Tricia Cleznent guvercinleri yiyecek almak için bir dügmeye basmalan yonunde egittiler. Güvercinler dugmeye kimi zaman bir kez basmak zorunda kalıyorlar, sonuçta yanan kırmızı ışıgın ardından ödülleri olan yiyeceği alıyorlardı. Kimi zaman da, dügmeye 20 kez basmak zorunda kalıyorlar ve sonunda yanan yeşil ışıgın ardından odullerinı alıyorlardı. Bu aşamadan sonra araştırmacüar güvercinlere bir seçim yapma olanagı tanıdı: Seçime göre ya yeşil, ya da kırmızı ışıgı gagalayacaklardı. Zentall geleneksel kura mın guvercının boylesi bir ayırım yapmadıgı yönünde olduguna dikkat çekerek, bu durumda güvercinlerden en azından kırmızı ışıgın daha az emek gerektirdigini kav"^^^~""~"^^^~~""""""""~"~"™11" radıklan yönünde bir davranış biçimi beklendigini, ancak deneyde güvercinlerin 20 kez basılan yeşil dügmeye kırmızıya kıyasla iki kat daha fazla bastıklannı belirtiyor. Ruhbilim uzmanları çaba sonucunda elde edilen şeylere daha çok değer verme egiliminin külturel bir olgu olduğuna inanıyorlar. Gelgelelım, güvercinlerde de benzer bir egilim görüldügünden, Zentall bunun külturel bir olgu olmaktan çok, daha basit temellere dayanan bir egilim oldugAınu savunuyor ve tum hayvanlann koşullarda meydana gelebüecek degişikliklere karşı aşın duyarlı olduklanna inanıyor. Güvercinler için tek bir vuruşla lokmayı almak durumlannda pek fazla bir gelişme saglamıyor. Ne var ki, aynı şeyi 20 vuruştan sonra elde ettiklerinde çok daha büyük bir doyuma ulaşıyorlar. Bu açıdan baküdıgında, guvercinlerle insanlann oldukça benzer ozelliklere sahip olduklan soylenebilir. On kilometre yürüyerek elde edeceginiz bir parça kek size köşebaşındaki pastaneden alacagınızdan çok daha lezzetli gelecektir. Oysa ki, kek aynı kekür. (ns, 22 7) David Wairimu sonunda ev odevinı yapabilecek Yerbilim ve mikrobiyoloji uzmanlarından oluşan uluslararası bir ekibe göre, toprakta barınan mikropların birkaç Güneş enerjisiyle çaüşan yenı bir fener karanlık çöktıiay içinde değerli panzehir taşları, ya da opaller üretmeleri işten değil. Yerbilimcilerin büyük bir bölümü, bugüne dek, de günde David'ın çalışmasını surdurmesıne olanak tanıyor. ğerli taşların binlerce yıllık fıziksel süreçler sonucunda üretildiklerine inanıyorlardı. Kenya'da duvarlan balçıkla sıvanmış bir evde annesiyle Ekip New South Wales, Lightning Ridge yöresindeki madenlerden toplanan taş ve opalleri incelemek amacıyla tabirlikte yaşamını surdüren 14 yaşındaki David fener sarayıa bir elektronik mikroskoptan yararlandı. Seksen mikrograf opaller içeren her taş örneğinin, aynı zamanda, yirmiyi yesinde derslerinde daha başarılı olduğunu belirtiyor aşkın farklı türde bakteri ve mantar fosillerini de içerdiğini ortaya koydu. Incelenen ömeklerin, taş oluşumuna yol açan Kenya'da kentler ışıl ışıl olmakla birlikte, kent dışınbir grup aluminosilikat olan feldispat mineralleri içerdiklerine tanık olundu. Ekibin üyelerinden yerbilimci john Watkins daki evlerin yüzde doksanına elektnk verılemıyor, Gekimi zaman bir feldispat tanesinin bakterilerin saldınsına uğradığının açıkça görülebildiğine, bakteri fosillerinin en az çen ocak ayına dek, VVairimu ailesinin tek ışık kaynagıdokuzunun günümüzün toprakta barınan bakterilerini andırdığına dikkat çekiyor. gaz lambasıydı. Gaz lambalannın yeterli ışık vermediDünyanın en nitelikli opallerinin büyük bir bölümü, yaklaşık yüz milyon yıl önce oluştukları yer olan, Lightning ginden ve bu yuzden derslerini çalışmakta zorlandıgınRidge'den geliyor. Yakalardaki boşluklarda birikip katılaşan mikroskobik silis jel küreleri ikinci derecede değerli bu taşla yakınan David, yeni fenerini elinde tutarak evin sazdan ra yanardöner birparlaklık verirler. Kürelerin tümü aynı boyutta olduklan ve bunlar düzenli bir biçimde yerleştiklerinde larla örtülü damına yerleşurilen güneş panelini gostenrışık farklı dalga boyutlarında kırılarak farklı yoğunlukta renkler yaratırlar. ken, "Gündüzlen şarj edilen fener tüm gece boyunca biAraştırmacıların çoğunluğu Avustralya kökenli opallerin kayaların havanın zi aydınlatabiliyor," diyor. etkisiyle silise dönüşmeleri sonucunda oluştuklanna inanırlar. Silis toprakGlovvstar adıyla bilinen fener kâr amacı gütmeyen taki suda eriyip suyun kayaya ulaşmasını engelleyen killi bir katmanda bu bir Ingiliz danışmanlık şirketinin ürünü. Fener, Kenya'daharlaşır. Bu süreç opal taşların neden genellikle kumtaşı yüzeyi ile kil ara ki kimi evlerde denendikten sonra, iki ay önce piyasaya sında kalan katmanda bulunduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Gelgelesürüldü. Afrika halkına büyük bir kolaylık saglayacagı lim, ortada bir sorun var: Silis çok düşük bir erime yeteneğine sahip olduümit edilen fenenn elektrik gücü gerektirmeyen, ucuz, ğundan, kürelerin düzenli dizilere dönüşmeleri için koşulların binlerce yıl guvenlı ve çevre dostu bir ürun oldugu belirtiliyor. boyunca aynı kalması gerekir. Guneş enerjisiyle çalışan fener kendi şarj bataryaCöttingen Üniversitesi'nden yerbilimci Hans Behr, mikrobiyoloji uzmanı sını içinde banndıran kapalı bir birimden oluşuyor. FemKaren Behr VJatkins ile birlikte gerçekleştirdikleri araştırmada silis kürelerinin farklı katmanlarında geliştiği sanılan bakteri fosillerine tanık oldular. Bakterilerin kısa ömürlü olmaları, kürelerin aynı dönemde yerleştiklerinin bir göstergesiydi. Ekip bakteriler tarafından salgılanan organik asitlerin kayaların içlerindeki aluminosilikatlardan hızla silis ürettiklerini, asit koşullarının silis kürelerin hızla yerleşmelerine olanak tanıdığını öne sürüyor. Pan maden şirketleri grubundan Simon Pecover de bakterilerin mineral oluşumuna yol açan çeşitli süreçlerde önemli bir payı olduğuna dikkat çekiyor. Ancak Pecover Avustralya opallerinin kısa sürede oluştukları görüşüne katıimakla birlikte, farklı bir süreç öne sürüyor. Pecover'e göre, Büyük Artezyen Çukuru'ndaki basınçlı sıcak su kayalardaki çatlak ve boşluklara akınca basınç ve sıcaklık düşerek içeride eriyen silisin hızla dibe çökerek opale dönüşmesine neden oluyor. (ns., 15.7) ANINDA OLUŞAN DEGERU TAŞLAR Geceyarısı güneşi 707/6 Sayfa haberleri: Rita Urgan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle