Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Genlerinizi bize verin DNA Bilimler şirketleri yaklaşık 100 bin gönüllü denek üzerinde araştırmalar yapıyor. Zümrütten akisler A. M. C. Şengör "De\\ " Petro 'nun şehrine yolculuk Aydınlanmanın büyük savajçısı Çar Büyük Piyotr Alekseyeviç'in azîz anısına I nsanları hastalıklara duyarlı kılan genleri arama sureci giderek soyutlanmış toplumlardan uzaklaşıyor Araştırmacılar arök ABD ve Ingütere'deki g±ıi karışık ınsan topluluklannı inceliyorlar Kdlıfornıya'dakı DNA Bılımler şırketı yaklaşık 100 bm gonullu d«rıekten yola çıkarak sağlık ve genomlarla ilgili bilgi toplamaya çahşıyor. Ingilteredekı Tıbbi Araştırma Kurulu ile VVellcome Trust yaklaşık yarım milyon orta yaşhya genler, yaşam bıçemı ve hastalıklar arasındakı baglantılan saptamaya çalışan bır araştırmaya katılmaları çagrısında bulunuyor. Bugune dek insanlan hastalıklara karşı duyarlı kılan genetik farklılıklan saptamanın Izlanda gibi nüfusu bir bakıma benzeşik (ho mojen) olan ülkelerde çok daha kolay olacagı duşunuluyordu Ne var ki, Izlanda Umversetıse'nden Einar Arnason tarafından gerçekleştırılen bır araştırma Izlandalıların gerçekte Avrupa'run genetik açıdan en çok çeşitlüik gosteren toplumlanndan biri olduğunu ortaya koydu. Başka araştırmacılar da hastalıga neden olan bır gerun, söz gelımı Estonya'da bulurımasının gozlerıni Amerikan pazanna dıkrnış olan ilaç şirketlerine bir katkısı olup olmayacagını araştırdılar. Boylece, DNA Bılımleri benzeşik bir topluluğu incelemek yerine, web sitosi aracılıgıyla tıbbi özgeçmışleriyle ilgili bır anketı yanıtlayan gonullulerden yararlanıyor. Şirket daha sonra bu gonullulerin evlerine gonderilen gorevliler aracılıgıyla kan orneklerı alacak. Araştırmaya ilk haftada bini aşkın kişinin katıldıgı belirtüiyor. Gelgelelim, kimı bireylerin ne verdiklerinin tam olarak bilincınde olmadan araştırmaya katü malarından, bu kişilerin özel yaşamlanna el konacagından kaygı duyuluyor. 02 41 53 2IGMT) Mw=6Ü 40 6S Kuzey 32 92 Doflru 8kra 6 aanıye 1 25 x 10*18 Newtonmelre 2 / 46 / 29 113/70/ 132 Kıchter Kaynâk Cene Arif Çağlar bizdeydi. Berlin'den geldiği zaman, sağolsun, arar, kendisinin ve bizim durumumuz müsaitse gelir, bize tatlı bir ak}am geçirtir. Tatlı bir ak}am geçirtmekle kalmaz, mutlaka yeni bir şey öğretir. Hayatımda Arif'ten öğrendiğim kadar çok şeyi pek az insandan öğrenmişimdir. Bu gece de, birden "Yahu bizimkiler Atatürk Devriminin köklerini ha babam Fransa'da arar dururlar da kimsenin aklına Rusya'ya bakmak geimez. Halbuki asıl kökler, asıl ilham oradadır" deyiverdi. Önce bir ara komünist ihtilölinden bahsediyor sandım: "Ne alâkası var eanım?" diye tersledi, "Adam 1699'da kıyafet devrimi yapıyor, 'ruhban sınıfı ve köylüler hariç, herkes ceket pantalon giyecek, sakallarmı fraj edecek' diyor. Bak Rusya'dan gelen resimlere, 18. yüzyılda birdenbire Rusya 'Avrupa'oluveriyor. Alsana gardrop devrimi." Bu konuşmanın nedeni, benim Arif'e Ekim'in ilk haftasını jeolojik bir toplantı nedeniyle St. Petersburg'da geçireceğimi söyiememdi. "Ah!" dedi Arif, "Atatürk'ün elinde Petro'nun elindeki muazzam para gücü olaydı. Düşün, 6000 adadan oluşan bir bataklığın üzerine bir şehir inşa etti bir emirle. Sonra da bunu Moskova'ya dümdüz bir hat üzerinde bir yolla bağladı." Arif'in sözleri, bana yakında ziyaret edeceğim şehrin temsil ettiği kültür devrimini hatırlaüı. Bütün dünya tarihlerinde adı Büyük Petro olan Çar Piyotr Alekseyeviç, benim bildiğim bir tek bizim tarihlerimizde "Deli" lâkabıyla anılır! Bakın bu "deli" neler yapmıştır: 1699'dan itibaren devlet yönetiminin rasyonel bir temele oturtulmasmı temin etmi}, tüm saray ve hükumet protokol ve etiketinde batı Avrupa }ekillerinin kullanılmasını emretmitfir. Çarken, kendisini bir astsubay rütbesi altında saklayarak başkanhğmı danışmanı f. Lefort'un yaptığı bir elçilik heyetine dahil edip, Avrupa'yı tanımaya, öğrenmeye çıkmıştır. Hollânda'da ve Londra'da bizzat gemi yapım atölyelerinde çalışarak Rusya'da nasıl gemi sanayiinin geliştirileceğini öğrenmi}, Rusya'ya muazzam bir donanma kazandırmıştır. Ulaşabildiği tüm bilim adamlanyla ahbaplık etmi}, onların dostluklarını edinmiş, hem onların konuları hakkında fıkir sahibi olmuş, hem bazılarını Rusya'ya çekmiştir. 1703'de St. Petersburg'u kurarak Moskova'nın temsil ettiği tüm eski Rusya değerlerinden uzaklasılmasını sağlamıstır. 1721 'de kılise hizaya getirilmis, papazlara yeni kurallar konmuştur. 1710'da yazı devrimi yapılmış, "rakam okulları" adı verilen ve matematiğe özel önem vehlen devlet ilkokullan olusturulmustur; 1711'de senato açılmış, 1710'lu yıllarda ve 20'li yılların basında devletin finans yapısı büyük bir detayla modernleştirilmistir. Aynı yıllarda yüksekokulların idaresi düzene sokulmuş, ve Petro'nun ölümünden hemen önce Rus Bilimler Akademisi açılmıştır. Kuruluş fermanı 28 Ocak 1724'te çıkan Akademi 1725'te çann vefatından sonra faaliyete geçmistir. Buraya kadar tanıdık geldi mi? Bunlara bakınca Arif'e hak vermeden edemedim. "Şu Rusya'ya 'düsman' deyip gözümüzü kulağımızı kapatmasak neler öğreneceğiz. Bir memleket düşun ki etrafı Slaviarla çevrili olsun ve Slavistikte hiçbir varlığı olmasın!" Arif'in bu sözleri Sayın Basbakanımızın Ermeni tasansınm Amerika'daki başarısı üzerine "bilimselçalısmagerekli" demesinigetirdiaklıma. Günaydın! Yalnız ErmeniTürk ilişkilerinde mi bilimsel çalısma gerekli? Ya deprem? Ya erozyon? Ya enerji? Ya Arabistik? Ya Iranistik? Ya Arkeoloji? Sırf bu sorularla sütunlar doldurulur. Ama simdi o sorulan bir yana bırakıp su Rus Bilimler Akademisi'ne bakalım. Kurulusunda tek bir Rus yok! Çar Petro ve halefleri Akademi'ye bir kalite sınırı çekmisler, sırf onun üstundekileri alıyorlar. O kalitede adam ise koca Rusya'da tek bir tane bile yok o zaman. Ne zamana kadar? Akademi'nin kurulusunun 75. yılına kadar. Yani uç çeyrek yüzyıl (tüm Cumhuriyet tarihi kadar!) Rus Bilimler Akademisi'ni Rus olmayan ithal bilim adamları dolduruyor. Ama ne adamlar: Euler'ler, Bernoulll'ler, Lehmann'lar...; dünyanın en ileri gelen beyinleri. Rusyaparayı bastırıp bunları St. Petersburg'da oturtuyor, kendi insanlarını da yanlanna asistan vererek. Messerschmidt gibi, Cmelln gibi Almanlar, Chappe d'Autroche gibi Fransızlar, Bering gibi Danimarkalılar (adı tanıdık geldi mi?) Rus parasıyla, Rusya adına Sibirya'yı, Kuzey Pasifik'i keşfe yollanıyor. Kâsiflerin pek çoğu Çar Petro'nun kisisel dostu. Rus Asya'sı hakkında ilk bilimsel kitabı (1698) yazan Amsterdam Belediye Başkanı Nikolaas Witsen, Çar tebdili kıyafet ile Hollânda'da iken evinde onu misafir eden adam. Poltava Savasında (8 Temmuz 1709) esir düsen okumus Isveçliler bile yıllarca Sibirya'da bilimsel danısman ve kâsif olarak kullanılıyorlar! Bunlardan johann Philipp Tabbert von Strahlenberg, Ebulgazi Bahadır Han'ın Şecerei Türkî'sini kesfedip ilk tercüme ettiren, ilk karsılastırmalı Türk dilleri sözlüğünü yapan ve Tanrı Dağlannın (TiyenŞan) Karanlık Dağlardan (KünLun) ayrı bir silsile olduğunu söyleyen zat değil mi? Çar Petro'nun yaptıkları anlatmakla bitmez. Iste ben bu büyük adamın yarattığı şehre, O'nun yarattığı, son 70 yıllık barbarlık sonunda zedelenmis ama yıkılmamıs olan kültürün ihtişamını görmeğe, O'nun yarattığı milletin geriye kalmıs bilim adamlanyla tartısmağa, fikir alısverisi yapmağa gidiyorum. Ah! diyorum, bizim Atatürk'ümüzün de Arif'in dediği gibi Petro'nun elindeki kadar imkânları olsaydı. O da Petro kadar "delirebilseydi." Petro'nun ve Mustafa Kemât'in dünyalannda "deli" olmak, Petro'ya o lökabı lâyık gören Osmanlı'nın bilimsiz ülkesinde ökil olmaktan bin kat evlâ değil midir? Prut'a rağmen! Tablo 1: 6 Haziran 2000 OrtaÇankın depremlnin sismolojlk parametreleri Uluş zamanı (to) Depremm Büyüklügu Mevkıı (Epısantır) Odak (KaynaklDerinliÇîı Oluş suresı Sıamık Moment P e r e c e Olarak) I. Düzlem (Fay Düzlemi) II Düzlem FavUnma MAWanİ7ması Dortnıhıı / Dalım / Kavmn Vnktriii) yd 13 03 0 06 08.1951 09 196Ş 10 1977 06 000 (Kuzey) 40 95 40 65 üoyıam (Dogu) 32 57 ray uuzıemı rarametreıen Doıjrultu TTsT •4TÖ2 32 39 33 57 32 92 n 26 7Ö~ Ea Eaim (0) 70 40 65" 46 Kayma Vekioru (o) Î7T 75 155 29 Ms 67 Ms 6 6 M?2" T96 TT M72 O96 :Tan(1996) : Taymaz (2000 bu çalışma) McKenzıe (1972) Ozay (1996) Tablo 2: OrtaÇankın ve çevresinin depremselllğl ve fay düzlemi çözUmleri (Kuzey Anadolu Fayı'nın deprem potamiyeli) Özür ve Düzeltme 7 Ekım 2000 tarihli Bilım Teknık ekının 2021. sayfalannda yer alan Tuncay Taymaz'ın "Çankırı depremini Gölcük depremi etkiledi" adlı yazıda tablo 1 art arda iki kez yayınlanmıştır. Tkblolann birincisini ve ikmcısini tekrar yayıınlıyoruz. Tlıncay Taymaz ve okurlarımızdan ozur dileriz. ınet traoo 911 Kasım j TÜRKİYE'DE İNTERNET KONFERANSI 9 1 1 Kasım 2000 Harbiye Kültür Sitesi Istanbul www.inettr.org.tr bilgi@inettr.org.tr 708/5