Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TOZ ÇÖLÜNDEKİ VAHALAR Ay'd yapılan ılk uçuşlardan ıtıbaren dunyanın uydusunda su olmadıgı tespıt edıl mıştı Ancak son zamdnlardd gokbılımcüeı, ozellıkle guney kutbu denılen bolgede su olabılecegını açıkladdar Burada guneş ışmlarmm erışernedıgı, sıcaklıgın sureklı 190 derecelerde oldugu çok derın kraterler bulunmdktd Ay'ı oluştuıan materyal kupkuru olsa bıle gezegene çarpan ve çoğunlukla buzdan oluşan gok taşlarının zamanla bura ya 100 bilyon ton kadar su dunyaıun su rezervlerinden çok daha fazla getırmış oldukları tahmın edüıyor Ay yuzeyınde sıcaklık gunduzlen 200 dereceye kadar çıktıgı guneş goren bolgelcrdo suyun varlıgmdaıı soz etmek imkansız. Bu nedenle sadece gurıey kutbundakı bu dev dogal buzdolaplarında buzullann olabüecegı duşunuluyor 96 yılının sonunda Amerıkan askerı uzay araştırrnacılan, "Clementme" adındakı kuçuk uydunun guney kutup bolgesınde suya bpnzeı sınyalleı aldıgını açıklamışlardı Ancak bırçok astrofizıkçı, Clemenüne'm boyle hassas bır olçum ıçın yeterh olmadığını ıddıa edcrek bu açıklamayı kabul etmemışlerdı 98 yılında NASA'run ay yuzeyım laramak uzoro gonderecegı "Lunar Prospecto" sondasmm bu tartışmayı sorıuçlarıdırması beklenıyor Yuzeyden yuz kılometre yukseklıkten uçarak hassas tarayıcıldnyla ayda su rezervlerı arayacak Fger su bulunursa, NASA yetküılerıne goıe Ay'a yerleşme tahmın edılenden çok daha once geıçekleşcbüecek, çunku bu buzullardan roketlerc yakıt, hava ve ıçme suyu eldo edılebılecek lar çarpma sonucunda çoğunlukld bırden fazla uydu oluşuyordu Sınır degerlerının degıştırılmesınden sorıra ıse, patlamada puskuren materyal bulutunun uçte üası ateş yagmurları halınde dunyaya duşuyor ve genye yeterlı parça kalmıyordu. Ay'ı oluşturmak için gereklı hammaddeyı elde edebilmek ıçın bılım adamları çarpan goktaşmı buyuttuler ve sonuçta Mars'ın uç katı agırlıÇfinda bır gezegenle bunu başardılar Ancak bu kez farklı bir problem çıktı, eger bu buyuklukte bıı goktaşı dunyaya çarpmış olsaydı dunyanın donme hızı şım dıkının ıkı kat artar, gunler 24 degıl 12 saat olurdu Araştırmacılar şımdı bu puruzu gıdermek için çalışmalanna devam etmekteler, Alev Kırım Kaynak' Spıegel,4797 Aylak Bilgi M. Emin Ceylan Biyolojiden arınma Artık hepımiz eskidik, bunu biliyoruz. Bugün makınelerin ve kompüterlerin yaptığı ışleri yaparak geçirdik asırlan. Taş taşıdık, saban arkasmda çift sürduk. Kafasından hızlı matematik işlemleri yapanlar, en iyilerimiz olarak tanındıiar her zaman ve insanın en makbulü, en iyi uygulayıa olarak belirdi. lyi çivi çakanlar, en becerikli marangoz; düzgün taş kesenler iyi duvara; eli iğne iplikte becenkliler, iyi terzi olarak belirlendi. Ve bir dönemin iyi kazanıp, rahat yaşayan ınsanlan olarak kaldılar. Buna karşılık farklı düşünenler, sıradan olmak konusunda iyi olmayanlar, hep dışarıda kaldılar. Kimse onları dınlemedi. Ama şimdi, terzilerin yerinı konfeksiyon, duvaralann yerini beton kalıplar, marangozlann yerini de plastik kapı ve pencereleri yapan fabrikalar aldı. Makinelerin yaptığını yapanlar, herkesin bildiğini söyleyenler gerçek anlamıyla işsiz kaldı. Şirndilerde, eski değerleri savunmanın erdemiyle yaşıyorlar. Uygulama, makinelere; yaratma, şimdilik insana ait kaldı. Bırkaç onyıl sonra onu da makinelere bırakmaya hazırlanalım. Özgün olan ne varsa, enşılemeyecek olan ne kaldıysa hepsıne büyuk paralar veriyoruz. Bir resim özgünlüğüyle ve hele ressamı da öldüyse bir daha aynı nitelikte başka bir resim ortaya çıkarılamayacağı için yüzbinlerce dolar ediyor. Ama artık en hızlı matematik işlemleri bir çırpıda yapıveren muhasebeciye kimse para ödemek ıstemiyor. Insanın işsiz kalması kaçınılmaz. Korkum, giderek anlamsız da kalması. işsiz ve işlevsız hangi insanı bu zamana kadar anlamlı bulduk ki kendi aramızda. O halde yaşamında işlevsiz kalmış insana, yasamın kendisinin de saygısını uzak tutması kaçınılmazdır. O halde bizi nasıl bir son beklemektedir? Bu değerlendirmeyi bilghayardan ve teknolojiden vazgeçemeyeceğimiz temeli uzerinde yapıyorum (Tabii ki teknolo/iden vazgeçme ihtimali % 0 değildir. Matematiksel olarak çok küçük bir ihtimal vardır. Ama bunu pratik olarak yok farzedebiliriz). Olasılıklar şoyle sıralanabilir: 1. Insanların toptan ortak kararla intihan. 2. Makineleri eline geçırmiş birgrup insanın ya da tek bir kişinin diğerlerini yok etmesi. 3. "Seçkin" bir grup insanın Dünya'yı çöplük halınde bırakıp uzayda başka bir yaşam ortamı kurmaları. 4. Yine "seçkin" bir grup ınsanın uzayda daha kötü koşullan bulunan yenı bır yaşam ortamına insanların geri kalanını surmeleri ve yeni teknoloji ile Dünya'yı yalnızca kendileri için daha yaşanır bir ortam haline suratle döndürmeleri. 5. Teknolo/ıyı eline geçirmiş bir grubun diğer insanları, Dunya'nın bir bölgesine hapsetmeleri ve kendi bolgeleriyle aralarına sınır çekmelerı. 6. Bılgısayarlann insan kontrolünden çıkması, insanı yok etmesi ya da köleleştırmesi. 6. olasılığın dışındaki bütün olasılıklar da sonunda yine 6. olasılığa dönüşerek biterler kanaatindeyim. Çünkü bütün diğer olasılıklar, insanın ustun teknolojiyle kendi aleyhine geçici olarak ittifak yapmasından başka bir şey değildir. Bu itifak da, sonuçta teknolojinin üstunlüğü ile sonuçlanacaktır. Bu zamana kadar Dünya'ya egemen olan hiçbir canlı bu egemenliğini sürekli kılamamış ve kendi gelişiminin sonucunda, kendi yarattığı sonuçlara yenilmiştir. Şu an insanın da, kendisini besleyecek yaşam kaynaklannı aşırı "buyümesi" sonucunda tuketmek uzere oldugunu söyleyebilihz. İnsan, biyolojık bir yapıdır. Ama kendi biyolojisini destekleyecek başka biyolojık kaynakları büyük bir ıştahla tuketmiştir. Kendi altından biyolojik yastığı çeken bir biyolojik yapının ayakta durması mümkün değildir. İnsan bir sürprız yapabilir mı ve yaşamda ilk kez bir canlı, bu kadar büyüdükten sonra acaba bılınçli olarak kendi kendinin büyümesini durdurabilır mi? Bunun olanaksız oldugunu bile bile bir fantazi kuralım ve bunun nasıl olabıleceği uzerinde kafa yoralım. Insanların belki ilk aşamada tekrar köy yaşantısına dönmesi hedeflenebilir. Bunun için yeni doğacak kuşaklar giderek ilerleyen biçimde tıp dışı teknolojiden daha az yararlanır duruma getirilebilir. Tıbbi teknolojiden vazgeçilmesi insani bulunmayacağı için ondan vazgeçilmesi çok büyük bir direnç oluşturacaktır. Onun dışındaki teknolojinin gelişimi belli bir program dahilinde önce durdurulmalı, sonra da geriletilmelidir. Çok buyuklerınden başlayarak, şehirlerin buyümesı önce durdurulmalı ve sonunda dağıtılması ve koy yaşantısına geri dönmek hedeflenmelidir. Köylülük özenle korunmalı, teknolo/ı kullanmayan tarım desteklenmelıdır. Doğal hayata verilen zarar, kesinlikle en büyuk suç sayılmalı ve böyle bir olasılık insanlığın gündeminden çıkartılmalıdır. Şu an insanın kendine ihaneti anlaşılır gibi değildir. Her birimiz bu Dünya'ya birmilyonda bir şansla geliyoruz. Anne ve babanın cinsel birleşmesi anında var olan yumurtayı döllemek için etrafta bir milyon sperm dolaşmakladır. Buntardan ancak birisi yumurtayı döllemekte diğerleri ölmektedir. Dolleme dışı kalan onca sperm, bizden başka bir canlı yaratmak için hazır bekleyip, kendine o şans tanınmayınca ö'lüp gitmiştir. Bu kadar büyük bir şansla bu Dünya'ya geldikten ve kendi genlerimizi kuşaklar boyu taşıyacak oğullar yaratma şansına eriştikten sonra, butun geleceği kendi temellerimizden yani biyolojiden anndırma yolundaki gidişe destek vermek benim için anlaşılmazlığını koruyor. Biz yokolmaya gidiyoruz. Bugüne kadar yaşamış her insan, bugün yaşayan herkese bir şey kattı. Yani biz şu an, bugüne kadar yaşamış bütün canlıların "özetlenmiş" bir toplamıyız. Böyle bir toplamın, bütün tarihini ve varlığını yok edecek tutum içinde bulunması kuşkusuz ki yanlış, ama insanın bu tutumundan vazgeçmesi de bana olanaksız görünüyor. Bırkaç yüzyıl sonrası için hepimizin başı sağolsun. 578/9 Vahşi avköpeklerinin yaşam savaşı A fnkalı jvcı kopekler (Lycaan Pıctus) bır zamanlar alt Sahara Afrıkası'nda yaşa maktaydı Gunumuzde ıse soyları cıddı bıçımdp tukenmekie Vahşı yasamda yalnızcd 5000 teıne kaldılar Hastalıklarla, ınsanların ve evcıl kopeklerın hışmma uğramış olan bu hdyvanldi ozellıkle beneklı sırtlanlardan (Crocuta crocuta) hıç hoşlan mıyotlaı Bu sııtlanların çok oldugu bolgelerde bu kopekler ozellıkle çok az bulunmakta Sııtlanlaı, kopeklerın avlanamayarak açlıktan olmeleııne neden oluyor Profesor Speakman ve aıkadaşları,(Natura, 29 Ocak) bu hayvanların bır gun boyunca ne mıktdida enerjıye gereksmdıklerı ve avlanmak için harcadıkları mıktarı saptdrnaya çalıştüar Varüan sonuçlar oldukçd aydınlatıcı oldu Or talama agırlıgı 25 kılogram olan (kı orta boylu bır evcıl kopegınkme eşıttır) bır avcı kopeÇfin ortalama gunluk enerjı harcaması 15 3 megajoule (Mj) olarak belırlendı Bu kendı başına bır şey ıfadc etmemekle bırlıkte, ayru boyuttah evcıl bır kopegın yaklaşık GMJ ve spoı ya pan bır ınsanın (ornegın kopegını yuruten) G7MJ a ıhtıyacı oldugu duşunuldugunde bır anlam kazanır Çalışan kopekler ıse ev kopegıne oranla daha çok enerjı harcar Ornegın çoban kopegj, gnnde ortalama 6 saat koyunları guttugu sırada 8 2 MJ, Alaska kızak kope ğı ıse, Kanada'nın kutuplara yakm bolgesınde, gunde, 70 saat 490 kılometıe kızak çektı gınde 47MJ yakar Bu karşıldştırma, Afrıkalı avcı kopeklerın oldukça zorlu bır yaşamı oldugunu anlârridrni'za yardım eder Bu hayvanların butun gun dınlerap yalnızca uç saat avlandıgı duşunulurse tum bunlar tuhaf gelebüır Bu 153 M] oı talama bır deger olduguna gore, avlandıkları sırada, saatte 8.14 m3'luk bır enerjı gereksınımlerı vardır Bu da temel metabolık hızlarının 25 katı olup, hıç bır hayvanın uzun sureyle, temel metabolık hızının 67 katı bır enerjı harcamasının dayanamadıgı duşunulurse, bu hayvanların nasıl buyuk bır guç harcadıgı anlaşılır Araştırmacüdnn hesaplarma gore, eger sırtlanlar bu kopeklerın uç saatlık avlan ma sırasında avlddıklannın yalnızca dortte bırını çalsalar kopekler, gunluk enerjı gereksınımlermı karşıldrnak ıçın fazladan 12 saat avlanmak zorunda kalırlar Bu kopekJerm uç saat ıçınde kendı sınırlannı zorladıgı da goz onune alındıgında onıkı saatın ne denlı yuksek bu suıe oldugu gorulebılır (FA , Nns)