Katalog

Donmuş besinler ve tazelik Gıda ve Ilaç Idaresi (FDA), bazı konserve ve dondurulmuş besinlerin tazeleri kadar 1yi oldugunu açıkladı, FDA, Jıatta^tpazı donmuş konserve sebzelerin tazelermden de daha besleyıcı olabilecegini çünku vitaminlerın taze sebze ve meyvelerde za manla kaybolmaya başladıgını soy yor. Yapılan bır ar tırma, taze yeşil fasulyelerin uç gün saüldıgı dükkânda, üç gün de buzdolabında bekletildigmde C Vıtamınının % 36'sını kaybettıgını, bunun yanmda hemen dondurulanlann bunun üa katı daha fazla vıtamın içerdıgini gösterıyor. Fakat aynı şey; yagda, şekerli şuruplarda ve tuzda saklanan sebze ve meyveler için geçerli degil. Bu durumlarda kalıtede belırgın bir duşüş görülüyor. FDA'ya göre, bır besinın "saglıkh" olarak adlandınlabılmesi ıçın; taze, yag oranı az, belli sodyum ve kolesterol limitlerinde olması ve gunluk A,C vitaminlen, kalsıyum, demir ve protein ihtiyacının %10'unu içermesi gerekiyor.(sdhttp://www.cnn.com) nuçlanabiliyor Dirie, kadın sünnetinın dinsel baglanülan olmadıgını söyluyor ve ekliyor, "Bu erkeklerın yarattıgı bir kural." Bırçok ulkenın bu işlemi durdurma çabalanna ragmen halen 28 ulkede uygulanıyor. Geçen yıl Mısır'da, uç kız sünnet sonucu oldu. (sdhtp:llwww. cıin. com) Konuşma yeteneğini genler belirliyor Bılım adamları ınsanda dılın gelışıminden sorumlu bir genin varlıgı konusunda somut karııtlara ilk kez bu denli yaklaştılar. Söz konusu genin bulunması, konuşma ve dil ile ilgılı bozukluklara neden sık sık tanık olunduguna da ışık tutacak. lnsanın iletişim kurma yeteneginin kalıtımla yakından ılintüi oldugu bilim çevrelerınce bılınen bır gerçek. Örnegin, tek yumurta üazlerı dü üe ilgilı yetenek ya da bozukluklar konusunda benzer bir egilım sergiliyorlar. Genbüim uzmanlan uzun suredir, kekemelık gıbı, kalıtım yoluyla geçebilen bozuklukları ınceleyerek düsel yetenekleri etkileyen genleri saptamaya çalışıyorlar. Ne var ki, bu tur rahatsızlıklar çok sayıda genin sorunüu oldugunu ortaya koyan karmaşık bır kalıtım ornegi sergıliyor. Uzmanların şımdıye dek bu konuda tek bir somut kanıt elde edemedıklerı belırtiliyor. Gelgelelim, lngiliz bilim adamları şimdi hedefe çok yaklaştıklannı ve SPCH1 adını verdiklerı gerun belıı lenmesinın an meselesi oldugunu ılerı süruyorlar. Bu noktaya ulaşmalannda, bilim adamlannın KE adıyla andıklan sıradışı bir ailenın önemli bır payı var. Ilginç bır aüe on yıl once Londra'daki Çocuk Saglıgı Enstitüsü'ne başvuran bu aüenin uyeleri kimi akrabalarında garip bır konuşma bozuklugu oldugundan yakınıyorlardı. Enstitü yetkililerinden Faraneh Vargha/ Khadem, "Bu insanlarda ilk göze çarpan şey konuşrnalarından hiçbir şey anlaşümaması", diyor. Soz konusu aüenin bireylerinden her yönden konuşma bozukluklarına tanık olundugu gibi, bu bıreylerın konuşma ıçın gereklı kımi yüz kaslannı da guçlukle denetlediklerı görüldu. Bu tur bozuklüklan olan çocuklar okuma ve yazma konusunda da zorlanıyorlardı. Ne var ki, KE ailesini farklı küan tek belirgın ozellik onun basit kalıtım dizgesiydi. Genetik çozümlemeler bu durumun buyukanneleıden birinden gelen tek bir baskın genin degişımınden kavnakjandıO ru ortaya koyuyordu. İşyerinde diş hekimliği Çalışanlann dış saglıgı sorunlarının hem erken hem de işgucu kaybını en aza indirerek çözmek amacıyla Beko Elektronık'de yenı bir uygulama başlatıldı. Aynı zamanda ışçi saglıgı konusunda işyerlerıne verdigı hizmetlerle tanınarı Globa Sağlık Hizmetleri Beko ile yaptıgı bir anlaşma çerçevesmde, işyerinde modern Kadın sünnetine karşı kampanya bir diş saglıgı merkezi kurdu. Klinikte modern diş hekimliginin gerektırdıgı koşullarda, cerrahi protez ve diş eti hastalıkları tedavısı surduruluyor. işyerinde açüan klinikte de, işçiler koruyucu diş saglıgı bakışı çerçevesinde bu hizmetlerden yararlanabilecekler. Dış hastalıkları ve dış koruma, gunumuzun önemli sağlık sorunlanndan biri olarak kabul ediliyor. Beko 'daki uygulama ile hem ışveren işgucu kaybının önüne geçmeyi amaçlıyor, hem de ışçı zamanında dış saglıgı hizmetlerınden yararlanma ursatını buluyor Nesli tükenen türler Chicago Universitesi'nden paleontolog David : Jablonski, nesli toplu halde tükenen canhların bir cografı bolgeden digerine çok fazla degişiklik gösterdigıra söyluyor. Çalışmasının sonuçlan Science dergisi'de yayımlanan Prof. Jablonski, "bu tamamen beklenmedik bir sonuç," diyor. Cografık bölgeler, sadece degişik rürlerin evrimi ve yok olmalanyla degil, aynı zamanda bu olaylann ne kadar hızh oluşuyla ve hayatta kalan yerel rürlerin yabancı ıstılacı turlere orarunda da farkldık gösteriyor. "Tüm nesil tukenmeleri eşit şartlarda gerçekleşmiyor," saptamasını yapan Jablonskı'nın bulgulan modern koruma stratejilerinin geliştinlmesini saglayacak. Jablonski, rürlerin yok oluş ve yok olma tehlikesini atlatış şeklinin bir cografı bolgeden digerine degişim gösterdigıni inceleyen ilk araştırmacı. 65 milyon yü önce dinozorların toplu yokoluş dönemini inceleyen Jablonski, tehlikeyi atlatabilen türlerin oranınm Kuzey Amerika ve Avmpa'da aynı enlemlerde olmalarma ragmen çok farklı oldugunu buldu. "Her büyük ekolojik degişim sonrası ortamdaki bir türün aşırı çogalması beklenir. Kuzey Amerika'da ekolojik degişim ile birlikte çok fazla artan bir bitkı türune Avrupa'da da rasüamayı umuyorduk. Fakat, beklentimizin aksine Avrupa'da Kuzey Amerıka'dan farklı bir durumla karşılaştık. Bu bitkinin Avrupa'da da çogaldıgını gösteren hiçbir kanıt bulamadık," diyor. Birleşmiş Milletier (UN), Mart aymda kadın sünnetini durduracak bir kampanya başlattı. 120 milyon kadınm bu işleme maruz kaldıgı tahmin ediliyor. Afrıka ve Asya'da her yıl 2 müyon genç kız sünnet rıskı taşıyor. Ciddı saglık sorunlanna sebep olan bu işlemi dunya çapında hergün tahmıni 6000 kadın yaşıyor. Bu kampanyanın sözcüsu olan ve 5 yaşında ıken sunnet olmuş olan Somalılı Waxis Dirie, "Bu işlemi durdurmak ıçin kadınların hiçbir gücü yok. Sünnet sonucu çok acı çeken ve olen yüzlerce kadın gördüm. Bu konu hakkında konuşabilırım çünkü tüm acıları ben de yaşadım. Ben hayatta kalacak kadar kuvvetliydim ve şimdı birşeylerı degıştırmek istiyorum," diyor. Kadın sünnetinın kökleri dın ve kültürel mitlere uzanıyor. Genelde, 5 yaş civarındaki kızlara uygulanan bu işlemde klıtorısin tamarra ya da bir kasmı kazınıyor ve vajina agzı dikılıyor. Bu olay, çok şıddetli acı, kanama, kısırlık, seksuel problemler, enfeksiyonlar ve ölümle so578/6 Hayatta kalan üç tür Toplu yok oluşlann sonrasında bu bölgelerde hayatta kalan bitkı ve hayvanlaıın tumu 3 gruba aynlabüir: 1) Yeni oluşan türler, 2) Hayatta kalan yerel türler (olaydan önce bu bölgede yaşayanlar), 3) Bu bölgeye sonradan gelen istilacı türler Daha önceki çahşmalar, yok olan türlerin sayısıyla istilacı türlerin sayısı arasında bir korelasyon oldugunu göstermişti. Jablonski'nin çalışmasının sonuçları böyle bir korelasyon göstermiyor. Ornegin, Kuzey Amerika'da istilacı türlerin oranı diger bölgelerdekinden çok daha fazla bulundu. Jablonski'nin ortaya koydugu sonuçlar, günümüz ekosisteminde türlerin korunmasında yeni yöntemlerin geüştirilmesini saglayabilir. Sevil Duvarcı http://www.sciencedaüy. com