22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARTIŞMA EDİTÖRE MEKTUP YÖK ve enstitüler ıilım ve Teknık'te Sn Metın BalkCi'nın "Yuksek Lısans ve Doktora 'Eğıtımı" (S 408) hakkındakı yazı ıçın bazı değınmelere yanıt vermek ıstıyorum Sayın yazara göre "YÖK'un getırdığı en buyuk yenılık Fen, Sağlık ve Sosyal Bılımlerı Enstıtulerıdır" Aslında bu enstıtuler Sn Doğramacı'nın ABD'dekı sıradan bır taşra unıversıtesı şemasını 12 Eylul darbe donemınde yarım yamalak, darbecıler aracılığı ve ısteğı ıle Turk unıversıtelerıne uygulaması sonucu oluşturulmuş ve kuruluşundan berı uygulanması ıle gereksız bır kadrolaşmadan başka bır şey değıldır Yazarın da belırttığı gıbı ABD'de yalnız unıversıtelerın % 25'ınde doktora yapılırken, kurulduktan 23 yıl sonra hangı unıversıtemızde doktora ve yuksek lısans yapılmamaktadır? Bu durum bıle her şeyın YÖK'çe bılerek veya bılmeyerek nasıl yozlaştırıldığını gösterır Doktora yapılabılmesı ıçın önce böyle bır araştırmayı yurutecek bır öğretım uyesıne gereksınım vardır Bır yılda 60 mılyonluk "gelışmekte olan" Turkıye'de 2400 kadar profesör unvanı dağılarak ABD, SSCB, Çın ve Avrupa, yanı dunya rekorları kıran YÖK unıversıtelerınde her dalda kaç kışı doktora çalışması yurutebılecek duzeydedır? Bu duzeyde olan, yanı araştırma yapmış ve yapan, doktora çalışmasını yurutebılecek öğretım uyelennın "yeterlı" laboratuvarları ve bunları çalıştıracak, bakımını, onanmını yapacak olanakların da (butçelere bakarsanız ne gıbı "olanak" sağlandığını gorursunuz) olduğunu da kabul edelım Ya dunyada olup bıtenlerı ızlemek Içın yayınlar ve kıtaplar? Bugun hangı unıversıte araştırmaya yeterlı dergı ve kıtapları alabıldığını söyleyebılır? YÖK buna da el atmış ve unıversıtelerın yayın satın alma olanağını YÖK "dokumantasyon" merkezınde (özel Bılkent'e devredılmekten şımdılık kurtarılmış) toplamıştır Bugun bu merkezden faydalanmanın YÖK'e bır ıkı km uzaktakı unıversıteler ıçın bıle çok guç olduğu duşunulurse Ankara dışındakı kırkelh kusur ünıversıtenın faydalanması nasıl olur? Dıyellm tüm yayınları ızleyebıldiler Araştırma ıçın universltelerın ayırabıldıklerı parasal olanaklar ne kadardır? Bunlar nasıl dağıtılmaktadır? Gelelım bu "enstıtulerın" durumuna Bu bırımler bırer kadrolaşma ve ek görev, ek gelır, ek unvan kurumlarından başka bır gorevlerı yoktur Eğrtım ve araştırma yıne bolunmelerde yapılır Ellerıne verılen ıkı yıl surelı kadroları, yıne YÖK sıstemıne göre atanmışların arasında goruşme yoluyla (çoğu kez kendı deyımlerı ıle res'en) atama yaparlar ve sınav tarıhlerını belırlerter Ayrıca "şu kışının veya kışılerın adına şu bankaya mılyon TL (eskı yıllara aıt rakam) yatırmazsanız kayıt yapmayız" dıyen yıne enstıtulerdır Ayrıca bunlar doktora tezlerının kapakları ve planları vs gıbı standartlar gıbı çok önemlı ışlerı de yaparlar Kısaca yazarın "YÖK"un getırdığı en buyuk yenılık" olarak kabul ettığı bu kurumlar unlu Parkınson Kanunu'nu (2+1=2) ıspatlamak ıçın kurulmuş kurumlardır Acaba yazar YÖK duzenı ıçınde B Tuncer Güvenç kendı unıversıtesındekı araştırma olanaklarını ne derece standart bır Batı unıversıtesı ıle karşılaştırabılır? Anlayamadığım bır nokta YÖK kadrosunda görev alanların, YÖK'un yerleşmesı ve surmesı ıçın kendı kışılıklerınden oldukça vazgeçenlerın bu gorevlerı suresınce özel goruşmelerde (rektor ve dekan sevıyesındekıler) YÖK'ten dert yanmaları ve resmı konuşmalarda da YÖK'u övmelerı ıdı Artık göruluyor kı bu eleştırıler belırli yerlere ve unvanlara gehndıkten sonra oldukça ustu kapalı olmakla bırlıkte yazılı olarak da yapılabılıyor Bu da ayn bır çelışkı, fakat olumlu bır aşamadır Yazarın da bır parça değındığı "Batı kompleksı" adını verdığı ve açıkça söylemek gerekırse aşağılık duygusunun gerçekte gunumuz Turkıye'sınde en ust yönetımden başlayarak yaygın olduğunu kabul etmelıyız Turkıye'de bır eğıtım, yuksek eğıtım ve unıversıte polıtıkası olmadığı gıbı bılım polıtıkası da yoktur Yapılan ışler Turkıye gerçeklerı ıncelenıp, gereksınımlerı saptanmadan bu ABD'de boyle denılıp, ABD gerçeklerı ıle Turkıye gerçeklerı karşılaştırılmadan sıradan bır ABD kurum duzenı (ne yazık kı lyılen, ornek alabılecekler değıl de sıradan taşra duzenı) Turkıye'de bazı yetkılıler şu veya bu şekılde yetkılılerı ellerıne geçırenler tarafından, eğıtım kuyusuna ABD'msı bır taş atmaktadır On uç yıldır YÖK duzenı partı ve hukumet programlarına gırmesıne, hukumetın başında bır YÖK profesöru olmasından dolayı, polıtıkacıların halkı, seçmenı ve unıversıtelılerı aldatmasından dolayı, değıştırılememiştır Lıselere getırılen, yıne Turkıye gerçeklerı ve olanakları ıncelenmeden, kredı duzensızlığı ve karmaşası veya bu kuyuya atılan taş, surmektedır öğrencılere bılım tarıhınden fotoğrafçılığa kadar seçmelı ders sunacağını ılerı suren Atlantık otesı şekıllenmış kafalar, zorunlu derslen ya oğretmen veya derslık yokluğundan açamamaktadır Bu kargaşa ve verdığı duzey duşukluğu daha yıllarca surecek ve önümuzdekı yıllardın kadroları sıradan dıplomalı yarı cahıller olarak yetışecektır Aşağılık duygusunun sonucu bu köru körune taklıtçılık daha uzun yıllar sureceğe benzer Turkıye'nın Mondros'u dört yılda ve Sevr'ı ıkı buçuk yılda yırtabıldığı duşunulurse, on uç yıldır ne durumda olduğumuzu anlamak da guç değıldır Ne zaman ulke gerçeklerını duşunen, bılım ve teknolojıye kendı gerçeklerıne uygun bır eğıtım, yuksek eğıtım ve unıversıte duşunen polıtıkacılar söz sahıbı olursa, o zaman bır bılım, teknoloıı ve araştırmagelıştırmeuygulama polıtıkası, eğıtım ve unıversıtede uygun yonetım oluşturulur Fakat ne yazık kı yakın gelecekte boyle bır umut da artık gorulmemektedır Yok olan referans kiitüphanelepi Bilgi sahibi olunmadan yeni fikirler üretilemeyeceğine göre, kütüphaneler düştükleri darboğazdan kurtanlmalı koşullan ivedilikle düzeltilmelidir. Cem Sungur* sağlık bılımlerı konusundakı en önemlı ve yeterlı kutuphanelerınden bırı olan Hacettepe Unıversıtesi Tıp Fakultesı Kütüphanesi'nde de çok daha çarpıcı bır darboğaz yaşanmaya başladı Ellı yılı aşkın suredır duzenlı bır şekılde okuruna ulaşan geleneksel dergıler de, çağdaş tıptakı yenılıklerı yansıtan yenı ve son derece gereklı dergıler de bu kısıtlamadan nasıbını alıyor Sözu geçen kutuphanelerde boş ve tozlu raflar okuru karşılıyor Yazarlardan reprınt Istenmesı, CDROM olanaklarının devreye sokulması, kışısel bılgısayarlarla Internet'e ulaşmak, bazt dergılere abone olmak gıbı "kışısel" çözumler, kaynak kısıtlılığının yarattığı sorunların aşılmasında akademısyenlere yardımcı olabılır Ama bu çözumlerın hiçbırı bır kutuphanenın ışlevını yerıne getıremedıklerı gıbı, yatırım gerektıren bıreysel çozumlerdır Bırıncı sınıf oğrencısınden profesöre kadar geniş bır yelpazede yer alan okurlara, basıt bır çızımden bır deneyın gerçekleştırılmesı ıçın gereklı olan formule kadar farklılık gösteren kaynakları sunabılen tek yer referans kutuphanelerıdır Yukarıda özetlenen çağdaş ıletışim araçları gelışmış ulkelerde, kütüphaneler ın yerıne geçen yontemler olarak değıl, okura daha lyı hızmet sunabılmek amacıyla "kütüphaneler ıçın" uygulanan yontemler olarak kullanılmaktadır Kaldı kı bu gelışmış ulkelerde ınsanlığın 20 yuzyıl sonunda bılgı uretme hızındakı artışa paralel olarak, kutuphanelerındekl surelı yayın sayısı hızla artmaktadır Kutuphanelerdekı bu son derece tehlıkelı ve uzuntu verıcı yoksullaşmanın arkasındakı ekonomık sıkıntıları aşmak ıçın ne gıbı önlemler alınacağı ve gereklı kaynakların nasıl yaratılacağı bu yazının kapsamı dışındadır öte yandan konu, çağdaş bılgı toplamı olmaya ve uluslararası bılımsel platformda kendıne daha iyi blr yer bulmak uzere hamle yapmaya çalışan Turkıye Cumhurıyetı ıçın her zamankinden önemlıdır ve öncelıklı bır devlet sorunu olarak ele alınmalıdır Çağdaş bılımı ızleyemeyen ve bu gelışmelere katkısı olmayan bır toplumun varlığını surdurmesı olası değıldır Bılgı sahıbı olunmadan yenı fıkır ve bılgı üretilemeyeceğine göre, kütüphaneler duştuklerı darboğazdan kurtanlmalı ve koşullan ivedilikle düzeltilmelidir * Doç. Dr., Iç Hastahkları Departmanı Bayındır Tıp Merkezı TR06520 Soğutozu ANKARA T urkıye'de az veya çok akademık çaba gostermış, en azından araştırma görevlılığı veya öğrencılık yapmış bırçok kışı, tezlerını, bılımsel araştırmalarını veya eğıteceklerı yenı kuşaklar ıçın derslerını hazırlarken gereklı kaynaklara ulaşmak ıçın eskıden belırlı merkez kutuphanelerıne başvururlardı Bunun ıçın bır hafta sonu yolculuğunu goze alıp bu merkezlere gelen ve sabahlara kadar referanslannı elde etmeye çalışan özverılı akademisyenlerı gormek mumkundu Referans kutuphanelerı bırbırlerını yıllardır gormeyen ve Turkıye'nın tarklı yörelerınde gorev yapan araştırmacıların bırbırlerıyle buluşma yerlerıydı Dersten çıkan oğrencıler, öğretım uyesının anlattıklarının daha fazlasını, daha ayrıntılısını kutuphanelerde bulur, "Dınledığım öğretım uyesının kendı alanında uluslararası katkıları neler?" dıye merak eder, oğrencıler bu sorularının yanıtlarını yıne kutuphanelerden ahrlardı Uluslararası nıtelıkte bır yayının hazırlık aşamasında en çok zaman geçırılen yer kütuphane olurdu Gırış paragrafında hep "geçmış zaman" kullanmam boşuna değıl, çunkü bu referans kutuphanelerı hızla yok oluyorlar Yuksek öğrenım Kurumu kutuphanesınde, yaşanan ekonomık sıkıntılar nedenıyle 1993'ten berı gözlenen süreli yayın sayısındaki azalma 1994 ve 1995 yıllarında artarak devam ettı Bu yetmıyormuş gibı Turkıye'nın tıp ve 4284
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle