24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

UZAY BİLİMKÜLTÜR Samanyolunun Bing Bang'ı 15 milyon yıl önce galaksimizin merkezinde meydana gelen devasa bir patlama, bugün astronomların uzayda gördükleri birçok şeklin yaratıcısı olarak kabul edilir. Galaktik merkez çevresindeki, genişleyen kabuk ve halka şeklindeki maddeler, galaktik çekirdekten itilen gaz kütleleri de bu patlamanın sonuçları. Tokyo Üniversitesi'nden Yoshiaki Sofue'ye göre, her on yılda bir tane olmak üzere 100.000 süpemova patlamış olabilir. Başka bir açıklama da tek bir patlamanın güneşimizın bütün ömrü boyunca yaydığı enerjinin on bin katı bir enerji yaymış olabileceği yolunda. Galaksinin merkezindeki patlamalar hakkında yaklaşık yirmi yıldır sayısız veri elde edilmekte. Sofue, kendi gözlemleriyle birlikte birçok araştırma sonucunu bu kargaşanın düzenli bir modelini hazırlayabilmek için bir araya getirdi. Orta Zekâ kalıtsal mı? Üstün zekâlıların çocukları babalarınm üstünlüğüne erişemiyorlar bir türlü. Öyle olmasa idi Einstein'ler, Newton'lar Edison'lar birbirini kovalardı. Vehbi Belgil I ir kez daha yineliyorum: Uygarlık, kdoğanın olumsuz güçlüklerini kal'dırmak veya olumluya çevirmektir. Bunu da üstün zekâlılar yapmış tarih boyunca: Adları bilinmesin veya bilinsin. Ama, sadece bilimsel, teknik alanda değil, her alanda: Edebiyatta, askerlikte, yönetimde...de. Durum önemli bir sorun çıkarıyor ortaya: Üstün zekâ üretimini arttırmak, böyle olmayanların çoğalmasını önlemek, hiç olmazsa kösteklemek. Uygulama ülkelere göre değişmiş. Eski Isparta'da topluma yük olacakların yok edilmesi, Nazi Almanya'sında kısırlaştırma şeklini almış. Hatta, Hitler, üstün zekâlının tanımını bile vermiş: Uzun boylu, sağlıklı, sarışın, uzun kafalı, mavi gözlü... Alman bu tiptenmiş. Uygarlıkları bunlar yaratmış. Ancak, bunların aşağı ırktan olanlarla karışması uygarlıkları köreltmiş. Zenci doğuştan geri zekâlı imiş. Bunlarla karışan Fransızlar artık gerılemeye başlamış. Eski uygarlıklar da bu yüzden yok olmuş... Bu nedenle, üstün zekâ üretimine hız verilmeli, geri zekâlının önü alınmalı imiş. fakat gayrı meşru çok çocuk sahlbi oluyormuş. Bu yüzden, en çok suçlu bunlardan çıkıyormuş. Bu kadar çocuk (ve büyük) Amerikan halkının vergileri ile yaşıyormuş. Işe yaramayan bu bir sürü asalak, Amerikan kültür mirasını kemıriyormuş. Bu yüzden de bunlara yardım kesilmeli imiş. Yani, çoğalmasınlar, ölsünler. Amerikalı da zenci derdinden bir önümüze sürülüyor. Bunlara karşı düşünceler de, çok daha güçlü kanıtlar öne sürdü son bir buçuk yüzyıl içinde. Biz burada fikrin yanlışlığını ortaya koyacak fikirleri özetlemeyecek, yalnız ilk ağızda akla gelenleri belirtmekle yetıneceğiz: Yüksek ırklar nasıl bir mekanizma ile bir araya toplanıp üstün uygarlıklar ortaya çıkarıyor? Sümer'de, Mısır'da, Yunanıstan'da... uygarlıklar kuruluyor, sonra, bozuluyor. Acaba onlardan bir grup başka ülkelere sığınıp orada da uygarlık mı yaratıyor? Nedim, sevgilisine, "Kim yetiştirdi bu guna serv'den bâlâ seni?" diye seslenmişti. Biz de Gobineau gibi düşünenlere aynı şeyi soralım: "Zerdüşt dinindeki gibi bir iyilik tanrısı mı bu seçimi yapıyordu?" Yunanistan'daki uygarlığı yaratanların torunları neden bugün aynı yaratıcılığı gösteremiyor? Gobineau gibi düşünenlere göre yanıt hazır: "Aşağı ırktan Türkler Yunanlı'nın üstün ırkını bozdu." Ama öyle mi? Yunan uygarlığını biz yıkmadık. Dahası, Yunanjı dediğimiz bilim adamları acaba gerçekten Yunanlı mıydılar? Aynı dili kullanmak ırka gösterge sayılamaz. Zekânın gelişmesinde en önemli rolü oynayan sosyal yapı hiç dikkate alınmıyor. Bunu, Israil'in bugünkü oluşumunda görüyoruz. Hemen her ülkeden göç eden Yahudi toplulukları ayrı özellikler gösteriyor burada: En ilkelinden en ilerisine kadar? Yönetim Almanya kökenlilerde imiş daha çok. En talihsizler de Etiyopya'dan gelenler imiş. Bir şey söylemiyor mu bu olay bize? Doğru mu bunlar? ya çıkan modelde, galaksimizin kalbinden dışarıya doğru uzanan, halter şeklinde dev bir sarsıntı alanı görülüyor. Sarsıntının hızı, Sofue'nun patlamanın olduğu zamanı hesaplamasını sağlıyor, bu sarsıntı tarafından taşınan enerji de patlamanın büyüklüğünü ortaya çıkarıyor. Yayılan toplam enerji, 3x1049 joul kadar olmalı. Güneşin saniyede yaydığı 1026 joullük enerjiyle ya da galaksimizdeki bütün yıldızların saniyede 1037 joullük enerjisiyle karşılaştırıldığında oldukça büyük bir rakam. Bu patlama sonucu ortaya çıkan enerjiyi, yıldız ışığı olarak yaymak bütün galaksi için yüzlerce yıl alırdı. Eğer patlama tek bir olaysa bunun galaksinin merkezindeki büyük kara delıkle bir bağlantısı olması gerekir. Sarsıntı alanı genişlerken galaksiyi oluşturan maddeleri ısıtıp birbirine karıştıracak ve bu da yıldızların içlerinde üretilen ağır elementlerin yıldızlararası boşluktaki hidrojen gazı bulutlarıyla karışmalarına yol açacak ve galaksinin evrimini tamamen etkileyecek. Başka galaksiler üzerinde yapılan çalışmalar, bu tür patlamaların sık rastlanan bir durum olduğunu gösteriyor. Birçok galakside böyle patlamalar meydana geliyor, büyük olasılıkla da tek bir galakside birkaç defa... New Scientist, 3 September 1994, s. 17 Çeviri: Zehra Gülbahar Geçen yüzyılın başında yaşayan Malthus, işi nüfus olayı şeklinde ele almıştı. Ricardo, aynı doğrultuda, Març'ın "Tunç kanunu" dediği bir fikir ortaya atmıştı: "Işçi sınıfı, çok çocuk yapmakla, kendi kendisini frenliyor, sürekli sefalet içinde yaşıyor. Bu yüzden de kendi bindigi dalı kesiyor. Ekonomi için iyi oluyor bu..." Kısaca degindiğimiz konularda sapla saman karıştırılıyor, fazla nüfus ve zekâ ayıklanması aynı kaba konuyor. Durup dururken nereden çıktı bu konu, denecek. Iki Amerikalı'mn 1994 sonbaharında da yayımladıkları "The Bell Curve" (Çan Biçıminde Eğriler) adlı 800 küsur sayfalık kitabından. Çan biçiminde eğriden maksat istatistik rakamlarındaki çıkan ve inen eğriler. Fikır şu: Amerika'daki zenginler geri zekâlı imişler beyazlara kıyasla. Zekâ test sayıları (IQ) bunu gösteriyormuş: 100'e karşı 85... Çoğu evlenmiyormuş, Malthus'un, Ricardo'nun önerileri Nereden çıktı konu? kalemde kurtulsun. Ve bu fikirler, çan biçimindeki istatistik çizgileri ile kanıtlanmaya çalışılıyor: önce yükselen, sonra bayır aşağı inen çizgilerle. Tabiî, zekâ test sayılarından da pek çok ömekler veriliyor. Bu yolla, araştırmanın bilimselliği pekiştirilmeye çalışılıyor. Fransız Athur de Gobineau'nun fikirleri, kimbilir kaçıncı kez, hortlatılıyor, 142 yıl sonra. Gobbiheau (18161882), 1853'te yayımladığı "Insan Irklarının Eşitsizliği"nde insan ırklarının "aşağı" ve "yüksek" diye başlıca ikiye ayrıidığını, ileri sürmemiş miydi? Fikir, temcit pilavı gibi yeniden bankası Üstün zekâlılar Üstün zekâlıların çocukları babalarınm üstünlüğüne erişemiyorlar bir türlü. öyle olmasa idi Einstein'lar, Nevvton'lar, Edison'lar birbirini kovalardı. Büyük komutanlar, kendilerini yücelten olaylar olmasaydı, sıradan insanlar gibi silinip giderdi. Kanuni'ye kadarki Osmanlı padişahları, ondan sonraki başarıyı neden sürdüremediler dersiniz? Amerikan zencilerinin nasıl aşağı koşullarda bırakıldığını bütün dünya biliyor. Onlar da el bebek, gül bebek yetiştirilse idiler belki söz konusu kitabı, beyazlar aleyhine ikı zencinin yazdığını görürdük. 428 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle