24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARTIŞMA EDİTÖRE MEKTUP Bilimsel saygınlık akademik unvanlardan bağımsız olmalı? Şakire Pöğün S ayın Selçuk Alsan'ın 29 Nısan 1995 tarıhlı CBT'de çıkan "Unıversıte Dışındakı Doçentler Tartışması" adlı yazısı doğrudan benım bır yazımı, ancak çok yanlış yorumlarla, refere ettığı ve bana sorular yonelttığı ıçın yanıt vermeyı bır görev sayıyorum Sayın Alsan sanırım hedefını yanlış seçmıştır 1 ve 2 sorularda YÖK'te görevlı öğretım uyelerinın titrlerını kullanmalarına ve "önemlı kışılere" ucuz, fahrı profesorluk dağıtılmasına nıçın karşı çıkmadığım soruluyor ve boyle bır karşı çıkışın benı zor durumda bırakacağı ıçın karşı çıkmamış olabıleceğım tahmın edılıyor Benım bu konuda göruşüm söz konusu yazımda açıkça ıfade edılmektedır Akademik unvanlar sadece unıversıte oğretım uyelerı ıçındır (1) Universıte ıle ılişkılerını kesmışlerse YOK uyelerı de elbette bu kapsamın dışında kalacaktır Idarecılerın bilimsel olmayan bazı kaygılar ıle dağıtmış olduğu "fahrı profesorluk" unvanlarını kullananlar da doğal olarak oğretım uyesı gıbı algılanamaz Kendımı zor durumlara koymaktan çekınen bır yapıda olmadığımı benı tanıyanlar bılırler Ayrıca bilimsel duşunce tarzını benımseyen ve akademik özgurluğe ınanmış bır kışı olarak sıze daha önce yayımlanmış bır yazımdan alıntı yapmak ısterım Otorıte sorgulanabılmelıdır Bu sındırılmesı değıl, pekıştırılmesı ve ozendırılmesı gereken bır tavırdır Osmanlı donemınde ve medrese eğıtımı çerçevesınde temelde dının şekıllendırdığı blr eğıtım/öğretım tarzı benımsendığınden, bilimsel duşunme geleneğımızde en buyuk eksıklık, kanımca otorıtenin sorgulanmasındakı eksıklıktir (2) Yıne Izmır Unıversıtelerı Elemanları Derneğı tarafından duzenlenen bır toplantıda bu konuya ılışkın goruşlerımı belırtmış demokrasıye ve fıkırlerın özgurce dile getırılmesıne olan ınancımı orneklerle vurgulamıştım Bılım ıle demokrası arasında vazgeçılmez bır bağ vardır Bilimsel yöntem ve duşuncenın temelını oluşturan olçu ve değerler demokratık duzenın de temelınde bulunacaktır Unıversıteler aklın ve ozgur duşuncenın uygulama alanlarıdır Bılımde ve dolayısı ıle unıversıtelerde dogmalara yer yoktur Dogmalar bılım alanına değıl ınanç alanına gırer Inançla bılımı bağdaştırma çabaları ışte bu nedenle anlamsızdır Bilimsel duşunceyı ılke edınen bllımın hayatta tek yol gosterıcı olduğunu sık sık vurgulayan Mustafa Kemal Ataturk de "Ulusal kulturumuz uygar ılkelerle ve ozgur duşuncelerle beslenıp guçlendırılmektedır Bu çok onemlıdır, ozellıkle dıkkatınızı çekerım Korkutma temelıne dayalı ahlak, bır erdem olmadığı gıbı guvenılebılır de değıldir" demektır Geleneksel ınançlar, dogmalar cesaretle eleştırılebılmelı değıştırılebılmelıdır Kolay olan uzlaşmacı tutum benımsenmemelı, karşı çıkılmalıdır (3) Sayın Alsan'ın 3 sorusu 1402'lıkler uygulaması ıle ılgılıdır Bu konudakı duşuncelerımı de yıne aynı toplantıda dıle getırmıştım Geleneksel olarak "Akademik Özgurluk" kavramı unıversıtede ve benzerı kurumlarda gorevlı ve akademik duzeylerı olan oğretım elemanlarının eğıtım/oğretım, yayın ve araştırma etkınlıklerını başkalarının mudahalesı olmaksızın surdurme ozgurlu ğunu ıfade eder Buna karşılık akademik ozgurlukten yararlananlar da araştırmalarında durust davranmak, sonuçlarını doğru bıldırmek ve yansız bır tavırla oğretım yapmakla yukumludurler Demokratık toplumlarda akademik ozgurluk bır hak olarak kabul edılır ve saygı gorur Eğıtımın kısmen ındoktrtnasyona doğru yonlendırıldığı totalıter toplum duzenlerınde ıse akademik ozgurluk reddedılır Akademik ozgurluğun korunmasında onemlı bır faktör oğretım uyelerinın görevlerının/memurıyetlerının sureklılığının garantı altında bulunmasıdır Teorık olarak bu garantı akademik yetkınjığını kanıtlamış bılım adamlarına sağlanan bır haktır Amacı da akademısyenlerı akademik ozgurluk ıle çelışebılecek herhangı bır baskıdan korumaktır Akademısyenın "ışten atıl lendırıleceğı, her aşama ıçın bellıdır, bellı olmalıdır (3) Ben duzenın yanlışlıklarına, bozukluklarına Indekslı, uyumlu ve uzlaşmacı bir tavır takınarak bu yanlışlıklar ıçınde "durumu ıdare etme"nın kabul edılemeyecek bır tutum olduğunu duşunuyorum Bızler yenı bır "1402"lıkler uygulaması yaşanmaması ıçın gayret göstermelıyız 1402 ıle gorevlennden alınan oğretım uyelerinın akademik unvanları nedenıyle ış bulmuş olmaları ıse durumu kabul edılır hale getlremez Nasreddın Hoca'nın "Ye kurkum ye 1 " fıkrasındakı tarzı benımseyemeyız "öğretım uyesı ışınden atılırsa unvanını kullanarak ış bulabılsın" goruşu yanlış uygulamaları kabullenmış olmak anlamını taşır, oysa bızler haksız olarak öğretım uyelerinın ışten atılmalarına karşı çıkmalıyız Kışının ne yapmış olduğu özgeçmışınden bellıdır Unvanının ne olduğu ıse saygınlığının belırlenmesınde pay sahıbı olmamalıdır Eğer bır unıversıte oğretım uyesı duzenle, kurumla veya ıdarecıler ıle ters duştuğu ıçın şereflı bır davranış sergı ma" kaygısı olmamalıdır kı özgur davranabılsın Bu hakkın gen alınması ve yetkınlığı kanıtlanarak daımı kadroya atanmış bır oğretım uyesının ışıne son verılmesı sadece bilimsel yetersizlığı çok cıddı olarak ve spesıfık olarak tanımlanmış krıterlere göre ve bellı bır prosedur çerçevesınde kanıtlanırsa mumkündur Ancak maalesef akademik geçmışımızde bu temel kuralla çelışen uygulamalara şahıt olduk En son "1402"lıkler uygulamasını çok yakından ızledık Bu kanunla ışlerıne son verılen öğretım uyelerinın buyuk çoğunluğu bilimsel yetkınlıklerını çok somut krıterlene kanıtlamış kışılerdı Prof Dr Rona Aybay'ın da belırttığı gıbı, bu saygırr bılım adamları "sakıncalı" bulunarak, sıkıyönetım komutanının ıstemı doğrultusunda bır yönetsel işlemle ışlerıne son venlmıştır Söz konusu oğretım uyelerinın bazılarının kanunı yollara başvurarak yıllar sonra gorevlerıne donmuş olmaları bu utancı hafıfletemez Bu uygulamanın ardından, pek çok oğretlm uyesı gelecek ve bır olçude "ekmek parası" kaygısı ıle her ne pahasına olursa olsun ıdare ıle uyum ıçınde olmak gıbı bır davranışı benımsedı öğretım uyelerinın suskunluğunda sanırım bu boyut çok onemlı bır yer tutmaktadır Pek çok oğretım elemanının ıstıkbalı ıdare ıle uyumlu davranışına endekslı olarak belırlenebılmektedır Bu durumda ışıne son verılen bır oğretım elemanının kanun onunde hakkını arayabılme, gorevıne son verılmesındekı krıterlerı oğrenme şansı olmalıdır Eğer karar objektıf krıterlere gore verılmemışse kararı verenler sorgulanmalı ve kışının mağdurıyetı onlenmelıdır Bilimsel yukseltmeler ve atamalarda tek belırleyıcı faktor bilimsel yetkınlık olmalıdır ve bunun da nasıl değer lemış ve kurumundan ayrıtmayı seçmlş ıse sanırım o duzenın, o kurumun ve o ıdarecllerın kendısıne verdığı akademik unvana da pek saygı duyamayacaktır 4 soru benım bılım adamlarının akademik tıtrlerinı gen aldıracak bır yasa çıkarılmasını onerdığım varsayımına dayanıyor ve bu uygulamanın antıdemokratık olacağını dıle getırıyor Sayın Alsan'ın nasıl böyle bır saptaması olduğunu anlayamadım Demokrasıbıllmsel duşunce bağlantısını yukarıda belırtmıştım Akademik unvanların gen alınmasına ılışkın bır yasa çıkarılsın gıbı bır goruşe de sahıp değllım Söz konusu yazımda, özellikle unıversıte deneyımlerı olmayan kışılerın akademik unvanlar ıçın aday olmalarmın gereksızlığı ve kadro olmaksızın akademik unvan alınmasının gerçekçı olmadığı vurgulanmakta ıdı Unıversltede öğretım uyelığı yaptıkian sonra unvanların kullanılıp kullanılmayacağı ıse çok daha sekonder bır konumdadır Ancak, unıversıte oğretım uyelığı, unıversıte ıle ılışkılı bır konumdur ve bilimsel saygınlık ıle de hıç bağlantılı değıldır Eğer kışıler saygınlıklarını akademik unvanlar ıle sağlayabıleceklerı kaygısında ıseler, bu yukarıdakı "Ye kürkum ye1" oykusunu anımsatır Yapılması gereken unvanları değıl de etkınlıklerı, kışının gerçek değerını dıkkate alacak goruşlerı egemen kılmak yonunde savaşım vermektır Hepımızın malumu olduğu uzere akademik unvanların alınması, ozel durumlar dışında, genelde pek de zor olmamaktadır Bu konudakı kaygılarımı da daha once dıle getırmıştım Akademik unvanlar ve görevler, kışının "lyı" ve ' uyumlu" olması koşulu ıle "bol keseden" dağıtıldı ve de dağıtılmaya devam edılmekte Boyle bır ortamda oğretım uyelerıne saygı duyulmasını beklemek bıraz fazla lyı nıyetlı bır yaklaşım olmuyor mu? Ulkemız oğretım uyelerinın maalesef gıderek kaybolmakta olan saygınlıklarının tekrar kazandırılmasında en onemlı husus, bilimsel krıterlerın ışletılmesıdır (4) 5 sorunun llk bölumunde, uluslararası uygulamalardan haberlm olmadığı göruşu ıle bazı açıklamalar yapılmaktadır Benım bu uygulamalar hakkında bılgım olduğunun yanı sıra deneyımım de vardır Ömeğın, Sayın Alsan'ın sozunu ettığı NIH'de, Prof unvanını almış olduğum bır dönemde çalışmış, ancak bu kuruluşta Prof unvanımı kullanmamıştım Aynı kuruluşta, ömeğın, sınırbılımlerı Bölumu'nun başkanı olan Dr Mıchael J Kuhar da, Johns Hopkıns Unıversıtesı'nde Prof olduktan sonra bu goreve geldığı ve unıversıtede "parttıme" statude gorevı surduğu halde Prof unvanını kullanmamaktadır Örnekler çoğaltılabılır, ancak onemlı olan saygınlığın unvanlar ıle değıl kışının gerçek değerı ıle belırlendığıdlr Ikıncı bölumde "Unıversıte dışında var olan bılımı yok saymakla neyı kanıtlamak Istiyorsunuz" dıye sorulmaktadır Işte bu soru benı gerçekten şaşkınlığa duşurdu Yanıt aynı yazıda mevcut Ancak, bılımsel saygınlık ıçın bır akademik unvana sahıp olmak ön koşul değıldır Uluslararası platformda konuyu ırdelersek, pek çok Nobel odulunun araştırma laboratuvarlarında çalışan Doç veya Prof gıbı unvanları olmayan, ancak yuzlerce yayını ve bınlerce sıtasyonu olan bılım adamlarına verıldığını göruruz, bılım akademılennde Prof unvanı olmayan pek çok bilım ınsanı bulunabılmektedır Bu bılım ınsanlarının bılımsel yetkınliklerınden hıç kımse kuşku duymaz Adının onunde sadece Dr unvanı olan bır kışı hlçbır zaman bır unıversıte profesorunden daha az saygın olarak değerlendırılmez Bılım ınsanının maaşı veya ucretı de sadece performansı ıle bağlantılı olup unvanlarından bağımsız olmalıdır Unıversıte dışındakı bır araştırma kurumunda çalışan bır araştırmacı ıçın sadece doktora veya ıhtısas koşulu ön şart olmalı, deneyım ve yayınları statüsunu belırlemelıdır (1) 6 soruya gelınce, TUBİTAK ve belırtılen dlğer araştırma kurumlarında çalışan ve akademik unvanlarını kullanmakta olan bılım adamlarını yok saymak bır yana, akademik unvanları olmayanlara da buyuk saygı duyduğumu belırtmek ısterım Bu kurumlarda gorevlı bazı bılım ınsanlarının, unlversıtelerde görev yapmakta olan bazı öğretım uyelerınden çok daha verımlı ve saygın kışıler olduğuna da hıç şuphem yok, doğal olarak aksı örnekler de bulunabılır Göruşumu tekrar vurgulayarak belırtmekte yarar goruyorum Akademik unvanlar unıversıte oğretım uyeleri ıçındır Ancak akademik unvanlar kışılerın bılımsel saygınlıklarında ve kışıye sağlanacak olanakların belırlenmesınde krıter olamaz, olmamalıdır Uygulamada bu goruşun aksını duşunduren durumlar yaşanıyorsa, bununla mucadele edılmelıdır Akademik unvanlara tutunup saygınlık kazanmayı veya sağlanan olanakları arttırmayı planlıyorsak, bu çarpık bır duzenle uzlaşmacı bır tutum ıçınde olduğumuzun belırtısıdır Bu sozlerım sadece unıversıte dışındakı değıl, unıversıte ıçındekı oğretım uyelerını de kapsamaktadır 1) Ş Poğun, Akademik unvanlar ve unıversıtelerde kadro sorunu, CBT 18 Mart 1995 2) Ş Pöğun, Akademik ozgurluk, Cumhurıyet 6 Mart 1995 3) Ş Poğun Bılımsel ve akademik ozgurluk İZUNDER Kultur ve Bılım Soyleşılerı 14 Nısan 1995 4) Ş Poğun, Akademik yukseltmelerde çıfte standartlarla son, CBT 10 Aralık 1995 4264
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle