Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ARA ŞTIRMA Bitkilerden geçmiş depremler saptanıyor Likenlerin boyları ile depremlerin tarihleri arasında doğrudan bir ilişki bulununca, çok eski depremleri az bir yanılgı payıyla saptamak mümkün oluyor azı bilim adamları, yıllar önce mey.dana gelmiş olan depremlerin za'manını daha kesin olarak saptamak için yeni bir yöntem kullanmaya başladılar. Bu yeni yöntem, deprem nedeniyle "sallanarak" değişiklik geçiren kayalann üzerinde büyüyen likenlerin incelenmesine dayanıyor. Aslında bitkilerden bu şekilde yararlanma fikri o kadar yeni değil; iklimbilimciler uzun zamandan beri bazı bitkileri geçmiş dönem iklimlerinin birer göstergesi olarak inceliyorlardı. Yeni teknik, Yeni Zelanda'da yapılan araştırmalar sonucunda geliştırildi. Arizona Üniversitesi'nde jeolog VVİIHam B. Bult, "sarı mizokarponlar" diye adlandırılan liken türü üzerinde çalıştı. Bu bitkiler, Yeni Zelanda'nın güneyindeki adasında depremler sonucunda dağlardan aşağı yuvarlanan kayalann üzerinde yetişiyor. Yaklaşık 33000 bitkinin boyunu ölçen Bull, likenlerin boylarıyla depremlerin tarihleri arasında doğrudan ilişki olduğunu buldu. Daha uzun likenler, daha eski depremleri tanımlıyorlar. Eski depremlerin tarihlerinin kesin olarak saptanması oldukça önemli, zira bu sayede gelecekte oluşması muhtemel olan depremlerin öngörüsü kolaylaşıyor. Bull, benzer ölçümleri ABD'de Sierra NeYeni Zelanda'nın güneyindeki adası Kaikoura'da dimdlk yükselen karlı dağlar. burası dünyanın sismik yönden en aktif <*ölgeleri arasında. Depremler dağlan Alp fayı boyunca devamlı yukan itlyor. vada'da da yaptı. Sierra Nevada'da sısmık yönden aktif dağlarda ve Yeni Zelanda Alpleri'nde meydana gelen depremlerin kaynağı aynı olduğu için liken yönteminin karşılaştırmalı bir çözümleme olanağı doğ Apaçık belll bir fay yüzeyl. Jeolog Jarg Pettinga ve öğrenclsi Peter Lamb, depremlerin yukan Iticl özelllğini inceliyorlar. du. Iki ülkede yapılan ölçumler, liken yönteminin çok kesin sonuçlar verdiğini ortaya çıkardı. Bull'a göre bu yöntemle eski depremlerin tarihleri on yıllık bir hata payı içinde tespit edilebiliyor. Deprem tarihlendirmede kullanılan eski yöntem, kömür haline gelmiş ağaçların yaşını radyokarbon metoduyla beliriemeye dayalı ve hata payı yaklaşık 40 yıl. Bull, "Likenlerin boylannın noımal o/arak belli bir zaman içinde ne kadar uzadığını biliyoruz; uzama miktan yükseklik veya iklim gibi faktörlerden etkilenmediği Için likenlerle çahşmak oldukça kolay" diyor. "Likenometri" diye adlandırılan bu yönteme kuşkulu yaklaşan jeologlar da var. VVellington Üniversitesi'nden bir jeomorfolog olan Maurice McSaverey, " Bull'un sonuçları gereğinden fazla iyi; bu kadar kesin sonuçların alınması bana pek mumkün gözükmüyor; büyük olasılıkla şu anda fark edemediğimiz bir terslik var" diyor. Bull ve ekibi şimdi de likenometri sonuçlarını, aynı bölgede prehistorik zamanlarda gerçekleşmiş olan depremlerin tarıhlerinı belirlemede kullanılan "ağaç halkaları" yöntemiyle karşılaştınyor. Birçok jeoloğa göre Bull'un bu çalışması da sağlam temellere oturmuyor, çünkü liken yöntemiyle karşılaştınlmaya çalışılan ağaç halkası yöntemi de kesin lıkten uzak. McSaverey, ağaç hatkası yönteminin, bazı ağaçların yaş halkalarının büyüme patemlerıni çözümlemeye dayandığını, bunun da pek güvenilir olmadığını belirtiyor ve "Ağaçlar bazı yıllarda birden çok halka oluştururiar, eğer bir yöntem sınanacaksa, en azından karşılaştınldığı yöntemin sağlam dayanaklan olmalıdır" diyor. Bull, her şeye rağmen, Yeni Zelanda'nın bu bölgesini sık sık sarsan depremlerin bir yenisinin ne zaman olacağı konusunda spekülasyon yapmaktan çekiniyor. Bu bölgeyi sarsan en son 'büyük" deprem 1885 yılında olmuştu ve Richter ölçeğine göre 8 büyüklüğündeydi. Yeni Zelandalı jeologlar, burada meydana gelmesi olasılı depremin 1885 depreminden daha şiddetli olabileceğini söylüyorlar. Jeolog Jarg Petttinga'ya göre bunun nedeni 1840 yılından beri yırtılmamış olan Hope fayının her an yırtılabilecek olması. Çalışmalan National Geographic tarafından desteklenen Bull, Yeni Zelanda'daki depremlerin mekanizmasıyla bağlantılı olan California depremlerini de likenometri yöntemiyle inceledi. Yöntem,1852, 1857 ve en son olarak 1906'daki ünlü San Fransisco depremiyle ilgili doğru tarihlendirmeler yaptı. Liken yönteminin sağlıklı olduğunu ispatlamak için Bull'un daha birçok depremi analiz etmesi gerekecek.(sö) 38016