Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ARAŞTIRMA DÜNYASINDAN Dünyada yaşamı göktaşları mı başlattı? Yeni bir teze göre, göktaşları ilk dönem dünyasındaki donmuş okyanusları eriterek, canlıların yaşayabilecekleri ortamı yarattı... azı Amerikalı araştırmacılar, bundan milyarlarca yıl önce gezegenimize çarpan asteroidler ve kuyruklu yıldızların, donmuş okyanusları çeşitli zaman aralıklarıyla eriterek, canlı organizmaların ortaya çıkmaları için gereken ortamin oluşmasını sağlamış olabilirler. Böyle bir senaryo, dünyanın ilk atmosferinin karbon dioksit yönünden zengin olduğunu savunan ve büyük ölçüde de kabul gören kuramla çelişiyor. Burada şu hatırlatılmalıdır ki karbon dioksit, bir ısı tutucudur ve okyanusların donmasını engeller. Bu fikri ortaya çıkaran, California Üniversitesi'nden Jeffrey Bada ve Stanley Miller geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir toplantıda araştırmalarını ayrıntılı olarak açıklama fırsatı buldular. Bilim adamları yıllardır, dünyanın ilk dönemlerinde neden devamlı olarak buzlarla kaplı olmadığını anlamaya ça B lışıyorlar. Iklim modellerine atmosferin dünyanın ilk dönemlerinde de bugünküyle aynı yapıda olduğunu tanımlayan veriler girdiğinizde, güneş ışığındaki küçük bir azalmarjın bile okyanusların donmasına neden olabileceği, global sıcaklığın 40 dereceye kadar düşebileceği sonucu ortaya çıkıyor. Güneş araştırmaları da dünyanın ilk dönemlerinde güneşin şimdikinden %20%30 daha az etkin olduğunu gösteriyor. Bu çelişkili duruma bir çözüm olarak araştırmacılar, atmosferin o zamanlarda yüksek yoğunlukta karbon dioksit içermiş olması gerektiğini belırterek, bunun da okyanusların donmasının önüne geçtiğini ileri sürmüşlerdi. Fakat karbon dioksit yönünden zengin bir atmosfer, organik maddelerin oluşmasını engeller. Bada, Miller ve bir başka araştırmacı, Charles Bigham, o dönemde okyanusların 300 metrelik yüzey kısmının donmuş olması gerektiğini söylüyorlar. Bu araştırmacılar, uzaydan gelen ve çapı 96 kilometreden büyük olan cisimlerin okyanuslann yüzeyindeki bu buz tabakasını eritmeye yetecek kadar enerjiye sahip olabileceklerini belirtiyorlar. Yine bu araştırmacılara göre okyanusların yüzeyi bu etkilere bağlı olarak defalarca dondu ve eridi. Bu donma ve erime çevrimleri ise yeryüzündeki yaşamın başlangıcında önemli rol oynamış olabilir, meteorlann dünyâya taşıdığı maddelerin önemi de gözardı edilmemelidir. (reuVs.ö) Yepyeni ve pratik bir arıtma sistemi Suyu çok daha iyi filtre ediyor ve üzerinde bitki de yetiştiriliyor Cornell Ünıversitesi'nden VVİINam Jewel ve arkadaşları, kimyasal madde kullanmayan, metan gazı üreten, bitki yetiştirebilen ve suyu şu anda kullanımda olan arıtıcılardan çok daha iyi temizleyen yeni bir sistem gelıştırdiler. Bu arıtıcı sıstemde atıklar ilk olarak, küçük, kirli tanecikleri yakalayan anaerobik (havasız yerde yaşayabılen) bakterilerin bulunduğu bir fıltreden geçırıliyorlar. Bu filtre, şu sıralar yaygın olarak kullanılan ve çok yer kaplayan katı madde esaslı filtrelerden yaklaşık 10 bin kat daha fazla yüzey alanı sağlıyor. Bakteriler organik maddeyi karbon diokside ve metana çeviriyorlar; bu metan ayrı bir yerde depolanıyor ve daha sonra da satılıyor. Arıtma işleminin ikinci aşamasında su, çok ince bir tabaka halinde, topraksız ortamda büyütülen bıtkilerin köklerinin üzerinden geçiriliyor. Bitkilerin kökleri, ilk aşamada süzülemeyen atıkları yakalıyor. Jewell, bu sistemın içinde her türlu bitkınin büyüyebileceğıni söyluyor. Yapılan deneylerde bitki olarak güller bile kullanılmış. Jewel ve arkadaşları, bu sıstemin bir prototipinı New York'ta sergiliyorlar; sistemde bir günde yaklaşık olarak 100 kişi tarafından üretilen atık arıtıhyor Belki de yakm bir gelecekte butün arıtma sıstemlerı aynı zamanda birer çiçek bahçesi haline gelecek. (pop.sci/febr.94/s.ö) Metan ve karbondioksit O Kısmen temizlenmiş su Arrtılmış su Asılı haldek bakteriler Atık su Su, bitkilerin köklerinin üzerinden geçiriliyor 36314