Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HABERLER Şişmanlık geni bulun e iddi bilim dergisi "Nature"da çıkan bir yazı, şişmanlık geninin bulunduğunu müjdeliyor. Bu buluş şlşmanlığa genlerin ve hormonlann yol açtığını, fazla kilolann yemek ile ilgisi olmadığını gösteriyor. New York'ta bulunan Rockefeller Üniversitesl öğretim görevlilerinden Jeffrey Frisdman ve ekiblnin yıllar süren çalışmalannın sonucunda bulunan obesite (şişmanlık) geni tüm perhiz reçetelerinln pabucunu dama atıyor. Genin sahneye çıkmastyla ilaç sanayli kllo kaybına yol açan ilacı üretmek için kollan sıvadı. ABD'de yetişkinlerin yüzde 20'si şlşman sınıfına giriyor. Batılı ülkelerde ise obesite, yaygın sağlık sorunlannın başında geliyor. Şişmanlığa bağlı şeker hastalığı ve kanser bu ülkelerin sağlık bütçelerlnl sarsacak boyutlara ulaşıyor. Şişmanlık geninin keşfiyle vücuttaki yağ hücreleıinin salgıladığı hormonlann biyokimyasal oluşumu ve dolayısıyla vücut ağıtiığının dengelenmesinde bu hormonun rolü gün ışığına çıkıyor: Yağ hücreleri çoğaldıkça daha fazla homnon saigılanır. Homnon arttıkça ıştah kesilir veya enerji tüketimi artar. Böylece kilo düşer. Şişmanlık geni durgun ilaç piyasasını canlandıracak. Yağ hücreleıinin salgıladığı hormonun işleyişine ilişkin bilgiler arttıkça, ilaç şirketleri bu hormonu yapay olarak üretmey! hedefliyor. Bu ilacın piya saya çıkması ile insanlar kllolannı denetim altında tutabilecek. Kalifomiya'da Amylin Pharmaceuticals adındaki biyoteknoloji firmasının başkanı Dr.Timothy Rink genin bulunmasından önce piyasadaki kilo kaybını sağlayan ilaçlan "ensülinin bulunuşundan önce şeker hastalığını tedavi etmeye çalışan" ilaçlara benzetiyor. Insanlarda obesite genler tarafından değil, hormonal regülatör sistemindeki dengesizlik nedeniyle ortaya çıkıyor. Dr. Rink şişmanlığın tıbbi sorunlardan çok davranış bozukluklanndan kaynaklandığını ileri sürerek şöyle konuşuyor "Şişman insanlar perhiz yaparak kilo vermeye çabalariar. Ancak temel denetim mekanizması bozuk olduğu için bu çabaları bir işe yaramaz. Kilo denetiminde obesite geni anahtar faktör olmasına karşın, başka faktörler de etkili oluyor. örneğin çok fazla şeker yiyerek dengeyi bozabilirsiniz. Genin ortaya çıkışı şişmanlık sorununa evrensel bir çözüm getirmeyecek." Yumurta hırsızı dinozop masum Çok ender rastlanan bir yumurta fosilinin bulunması ile, adı "yumurta hırsızfna çıkan dinozor da aklandı. Başka bir tür dinozorun yumurtalarıyla beslenen "Oviraptor"un yalnızca kendi türünü üretmeye çalıştığı anlaşıldı. New York Doğal Tarih Müzesi'nin 1923 yılında gerçekleştirdiği araştırma sonucunda, Moğolistan çölünde yumurtaların üstüne çökmüş ilk Oviraptor iskeleti bulunmuştu. Bilim adamları boyları uzamış yumurtaların bitkiyle beslenen Protoceratops türü bir dinozor a ait olduğunu sanmış, bunları yediğine inandığı için de buldukları dinozora da Oviraptor adını vermişti. Science dergisinin son sayısında ise, Moğolistan ve Amerikan Müzesi'nden bir ekibin içınde henüz doğmamış minik bir Oviraptor iskeleti bulunan bir yumurtayı ortaya çıkarttığı bildiriliyor. 80 milyon yıllık cenınin kuşlara daha yakın olan dinozor türüne ait olduğu, bu tür dinozorların da kuşlar gibi üretikleri belirtiliyor. Beyinde oluşan gorsel haritalar Şlmdl bir adaya yabancı gözlerle bakın! Saçılan ışığın keşfettiğini keyifI0 Izleyin... Ünlü ozan Auden'in dizelerinden de açıkça anlaşıldığı gibi, gözlerinizi açar, olup bitenleri izlerseniz görsel dünyanın önünüze serildiğini görürsünüz. Biçim, renk, devinim ve derinlik hiçbir çaba harcamadan gözlerinizin önüne serilecektir. Ancak görsel dünyanın yaratılması beynin en akılalmaz başarılarından biridir. Geçen 20 yıl içinde bu olayın gerçekleşmesini sağlayan süreçle ilgili görüşlerimiz usuica değışmiştir. Londra Üniversitesi Nörobiyoloji profesörü Semir Zeki lanır. Gözün arka bölümünü kaplayan ağ tabakada imge, görme sinirini oluşturan milyonlarca lif tarafından beynin en arka ucundaki buruşuk bölüme iletilir. Burada, görsel dünyanın bir "haritası" çizilir. Buraya kadar verilen açıklama II. Dünya Savaşı'ndan beri bilinmektedir. Ancak bu kuram görsel izienimlerin tek bir alıcısı olduğunu, burada görme ışleminin gerçekleştiğini, çevredeki ilintili kortekste ise görtjlenlerin yorumlandığını savunur. Prof. Zeki'nin sunduğu tablo ise son derece şaşırtıcı. Elde edilen son bulgular, beyinde tek bir "harita" yerine yaklaşık 30 haritanın olduğunu, bu nedenle, beyinden geçen görsel bilgi akışının da tek olmadığını ortaya koyuyor. Bu görüşe göre, birden çok harita ve birbirine koşut bilgi akışı görsel imgenin farklı yönleriyle ilintili. örPozltron emlsyon tomografisl, baylndekl aktff bb'lneğin V4 bölgesine akan singelerde kan akifinın daha fazla olması llkeslne dayanıyor. Yukanda, Isia levlant'ın yarattığı "enlgma" yaller renk çözümlemesiyle ilgitigürünü görüyorsunuz. Merkeze baktığımızda çev liyken, V5 devinimle ilgili. redekl çemberterl dönüyorlarmif gibi görürsunüz. Böylesi bir iş bölümünden Pozltron emlsyon tomografisl çalısmaları (solda), beynln bu hareketln algılandığı anda en çok hangl tek bir imgenin nasıl yaratıldığıbölgelertnln aktUlestlğlnl gösteriyor. nı, renk, biçim ve devinimin nasıl bir araya geldiği sorusu bu değişimde etkili bir rol oynamıştır. nöProf. Zeki'nin 20 yıldır, sürdürdüğü araşrobilime bir tanhçi titizliğiyle yaklaşan tırmanın konusunu oluşturuyor. Zeki'ye Prof. Zeki, bilimdeki devrimi kavrayabilgöre, görsel bölümler arasındaki kaımamek amacıyla eski görüşlere incelikli bir şık bağlantı, farklı alanlardaki sinir gözebiçimde eğilmiştir. lerinin aynı nesneye karşı eşzamanlı bir Çevremizdeki görüntüler gözdeki tepkisine neden oluyor. Böylece farklı mercek aracılığıyla gözün arka bölümünü özellikler bir araya gelerek tek bir imge kaplayan ağ tabakada ters olarak odakoluşturuyor. 4045