Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TARTIŞMA OKURDANBİZE "Organ Nakli Yasası Tartışılmah" üzerine Dr Can Polat "Anadolu Gerçeği" üzerine 'Anadolu Gerçeği ve Bugunkü Türk Toplumu" yazısında Sencer Şahın Türk ulusunun Anadolu'dakı tarıhı ve kültürel varlığını, uygarlığa katkısını oldukça basıte ındlrgemekte ve Türk dılinın Yenıçağdan ıtıbaren yazı ve konuşma dılı olarak Yunancanın yennı aldığı gıbı bır yanılgıya ımza atmaktadır Hallkamas Balıkçısı Helen uygariığını "Anadolu uygartığının kötü bır taklıdı" saydığı ıçın reddettığı gıbı (1) Niyasi Borkes de "Anadolu Helenleşmemıştır Bızans zamanına kadar bıle yerlı dlllen kaybolmamış, Grek dılı tüm yayılmamıştr der (2) Doğan Avcıoğlu da Türkmenlenn Anadolu'yu ılk gördüklennde Batı kısmı Helenıze olmuş bır Anadolu bulduklarını belırtır (3) Türkçe'ye gelınce Kuzey'de Uşak, Güneydoğu'da IspartaUlubortu ve Güneybatı'da Monas ıle çevnlı bolgede Bızans adı kalmamış ve XIV yy'da Bızanslı Manuel Paleolog bu duruma "Bana şımdı buralarda Roma donemı adlan söyleyecek kımseyı bulamadım" demıştır (4) Nıtekım Karamanoğlu Mehmet Bey'ın Turkçeyı resrrn dıl ılan etmesl (1277) ve Osmanoğlu Orhan Bey'ın Dıvanında da resmı dılın Turkçe oOlması (5) da yazann Turkçenın Yenıçağdan ıtıbaren yazı ve konuşma dılı olduğu savını doğrulamamaktadır XV yy başında Anadolu, Mınstıyan, Rum ve Ermenıler de dahıl genış ölçüde Turkçe konuşmakla kalmıyor, epık Türk şııri ve edebıyatı onemlı gelışme göstermış bulunuyordu (6) (1) Anadolu nun sesı t 156 157 (2) Cumhurıyet 28 10 1976 (3) Türtlenn Tarıhı C 1 s 144, Tekın Yay (4) a g e s 148 (5) Prof Faruk Sumer Oğuzlar, s 162 (6) Vryonıs The Declıne of Medıeval Hellenism ın Asıa Mınor s 281 Sanlt Bas O rgan naklı yasa tasarısı tartışılmalı denılıyor Tartışılıyor zaten Ancak, bu tartışmalann elle tutulur, toplum ıçın yararlı bır sonuca ulaşması ıçın ıkı koşulun gözetılmesı kaçınılmazdır a) Tartışmalarda etık kurallar çerçevesmde çözum üretmek, kı bu, sortınu tüm ayrıntılarıyla bılmeyı gerektırıyor b) Karşı duşüncelere de, herhangı bır kısıtlama uygulamadan ve anlam bozukluklarına yol açmadan ıfade özgüriüğü tanımak TTB Etık Kurulu'nun "Organ Naklı" üzerine yaptığı açıklama da bu çerçevede yanıtlanacaktır 1) Ulkemızde organ naklı alanında bılımsel, etık ve ınsan haklarını gozetir bır sıstem kurulması yönünde Sağlık Bakanlığı'nın 19921994 donemlen arasında yürüttüğu yoğun çalışmalar sonucunda, * Organ Naklı Merkezlerı Yönetmelığı yayınlanarak bu alandakı yasa] boşluk gıderılmış, merkezlerın gelışımı guvence altına alınmış, suıtstımallere karşı yasal onlem sağlanmış, * Organ Naklı Koordınasyon Slsteml (ONKOS) kurularak ve beyın ölumü krıterlerı konusunda görüş bırlığı sağlanarak oluden organ alımı bır modele bağlanmış, ulkede ölüden organ alımı oranı yüzde 30 oranında artırılmış, * Dıyalız merkezlerı ıle organ nakll merkezlerı arasında organık bır bağ kurularak dıyalız hastalannın doku tıpı belırlenmesı ve organ naklıne tıbbı açıdan hazırlanması ışlemlerıne başlanmış, 'Organ naklı ulusal bekleme lıstesı oluşturulmasını ve merkezler arası ıletıştmı sağlayacak olan ONKOS bılgisayar sıstemının ıhale ışlemlenne başlanmıştır Bu etkınhkler mozayığının bır parçası da organ bağışını ınsan haklarına ve çağdaş hukuk sıstemıne daha uygun düzeye getırecek, etık konumu çok tartışmalı olan canlı verıcı konusunu etık sınırlar ıçıne bıraz daha çekecek yasal duzenlemedır llgılı tasarı bu etkınhkler çerçevesınde değerlendınldığınde bir çözüm nrtelığı taşımaktadır Organ naklı alanında adaletlı ve teknık altyapı açılanndan sağlanan ılerlemelere karşın organ bağışının düşuk duzeyde kalışı ve yalnızca aıle onayına pırım verılmesı bu alanda yasal düzenlemeyı haklı kılmaktadır 2) Söz konusu yasa tasansı, organ bağışı yetersızlığine yasal bır çözüm bulmak amacıyla değıl, şu anda özen gösterilmeyen, kışının şahsıyet hakkına öncelık verılmesı ıçın gereklı yasal çerçeveyı çızmek amacıyla gündeme getırılmıştır 3) Ulkemızdekı organ naklı konusundakı en önemlı sorun organ bağışının yetersızlığıdır Öyle olmasaydı, ulkemızde her yıl organ naklı ıçın lısteye 5000 yenı hasta gırmesıne karşın oluden alınan organ sayısı yılda ortalama 30'da takılmazdı Bu tıkanıklığı aşmak ıçın yasal bır dayanak oluşturmak uzere hazırlanan tasarıda şu noktaya hıçbır kuşkuya yer olmaması temel alınmıştır Organ bağışında kışının nzası esastır Tasandakı llgılı madde de şöyle der "Aksıne bır vasıyet veya beyan yoksa, 6luden, bır başka ınsanın sağlığına kavuşması amacıyla kullanılmak uzere organ veya doku alınabılır Bır kımse, ölumunden sonra, vucudun organ ve dokulannın alınmamasını ıstıyorsa bunu resmı veya yazılı bır vasıyetname ıle belırtmesı veya bu konudakı ısteğını ıkı tanık huzurunda açıklamıs olması gerekır" Bu tasanya göre, kışının organlarını bağışlayıp bağışlamayacağı konusundakı ozgur seçımıne karışılmamakta, yalnızca bu seçırmn sonucunu, eğer sonuç olumsuzsa, beyan etmesı ıstenmektedır O nedenle, kışının ıradesıne zorlama söz konusu degıl, aksıne kışının şahsıyet hakkına saygı söz konusudur Hukuk sıstemımıze göre de, olen kışının kullanmadığı bır hakkı yakınlannın kullanması söz konusu olamadığı gıbı, ölen kışı hukuken mal kapsamında olmadığından üzennde bır mıras hakkı da bulunmamaktadır Yenı tasarı, organ bağış olayını bu sısteme uygun bır korumuna da getırecektlr 4) Kışılen doğal organ bağışlayıcılan olarak kabul etmeyen, aksıne onların şahsıyet haklarını gundeme getıren bu tasarı eğer tepeden ınmecı bır tutumla ortaya konsaydı bu tartışmaların yapılması da soz konusu olamazdı 5) Organ bağış olayını tüm organ naklı olayının bir parçası olarak gören Sağlık Bakanlığı'nın, bu yazının 1 maddesınde belırtılen etkınlıklerı göz onune alındığında bu yasa tasansının konuya önemlı bır katkıda bulunacağı açıktır 67) Organ naklının tıcan eyleme dönüşmesı mevcut organ naklı yasasındakı hükümlerie engellenmıştır Ayrıca, tıcan etkınlık, kıtlık durumlarında gündeme gelen bır olay olduğundan organ alımını destekleyecek bır tasarının potansıyel olarak tıcan etkınlığı onleme nrtelığı de bulunacaktır 8) Beyın ölümünü belırleyecek hekımler kurulunun halen mecut olan 4 kişılık uyesı 3'e ındırılmekte, kardıyolog, olayla bır ılgısı olmadığından kuruldan çıkanlmaktadır Beyın ölumü görulen hastalann bınncı derecede bakımından sorumlu reanımasyon ve beyln cerrahısı uzmanlannın yanı sıra, konsültan olarak norolog da kurulda görev yapacağından uygulamada bır ıhttlafın çıkma olasılığı da ortadan kalkmış olacaktır 910) Organ bağısı konusunda topluma yonelık eğıtımın organ bagışını artırmadıgı yurtıçı ve yurtdışı çalışmalarda gösterılmıştır O nedenle, bu konuda ortaya konulabitecek somut çözüm önenlen de her zaman ıçın tartışmaya açıktır Bu gerçekler doğrultusunda organ naklı yasasında yapılması duşünülen değışıklıkler incelendığınde ınsan haklarına ve çağdaş hukuk sıstemıne uygun bır organ bağış sıstemının amaçlandığı görulecektır Bu yaklaşım sayesınde de Turkıye etık dünyasındakı yenni sağlamlaştırmış olacaktır Çoşkuyla okudum Sayın Sencer Şahın, Cumhunyet BılimTeknık'tekı (sayı 40019 Kasım 1994) "Anadolu Gerçeği ve Bugünkü Türk Toplumu" başlıklı yazınızı şimdı bıtırdım ve sıze hemen yazma gereksınımı duydum Yazınız çok güzel Yalnız beğenıyle degıl, sezgısel olarak savunduğum görüşlenn bılımsel bir savunucusu olduğu ıçın büyük bır çoşkuyla da okudum Şu yağmuıiu, puslu, ıslak Ankara sabahında gunumü güneşlı, aydınlık yaptınız Teşekkür eder, sızı kutlar, çalışmalannızda başanlar dılenm Ahmet Kardam "Rüya" yazısı üzerine 19 Kasım 1994 (sayı 400) tarıhlı dergıde yer alan "rüya araştırmalan" ıle ılgılı "Beynın düzensız bombardımanı ve ruyalann dellllğı" adlı yazıda şu ıfadeler yer almaktadır (Sayfa 8 paragraf 7) "Ruya gören beyın aynı sıstemlenn ve bılgı ağlannın hepsını kullanır, fakat dış dunyadan gelecek gırdıler kesılmıştır, , vücut felçlıdır Ruya gören beynın görduğü, ışıttığı veya hıssettığı her şey ıçinden gelır" Yukandakı ıfadeyle çelışen 12 olay anlatmak ıstıyorum Ortaokul yıllarımda bır gün, babam henüz ben uyanmadan radyoyu açar ve odamda müzık çalmaya başlar Bu olay sırasında ben rüya görmekteydım ve bır dolmuşun ıçensındeydım Rüyada dolmuş şoforünün radyoyu açtığını gordum ve 1 2 dakıka (belkı de daha kısa bır sure) sonra uyandım Bır başka rüyamda hatırlayabıldığım kadanyla tuvaletım gelmlşti ve ben rüyamda tuvaletım geldığı ıçın Kızılay'da umumı bır hela aramaktaydım ve hemen uyandım Dolayısıyla rüyayı çok net hatırlayabılıyorum Bır arkadaşımın anlattığı ıse çok ılgınç Arkadaşım ruyasında gızlı bır ajan olarak onemlı bır telefon beklemektedır O sırada telefonla rahatsız etmek ısteyen bırısı arar ve arkadaşımın tepkısı "lyı kı aradın ben de telefonunu beklıyordum" bıçımınde olur Dığeri "Emin mısın rahatsız etmedığıme" blçımınde bir soru sorsa da, arkadaşım, "Hayır, anlat soyleyeceklennı beklıyorum" turünde bır yanıt verlr ve karşısındakı ınsanın bırkaç sözünden sonra uyanır daha sonra telefonu kapatır Yukarıda anlattığım 3 olayda da dış dünyadan gelen gırdıler algılanmış fakat ruya ıçenstnde farklı bıçımde yorumlanmıştır Beyın açıkça dış dunyadan gelen seslen veya hıslen (tuvalet omeğınde muhtemelen sıdık torbasından gelen bır sınyal söz konusuydu) rüya görülmekte ıken duymuştur Bu durum makaledekı ıfade ıle çelışmektedır Mümkünse açıklanmasını rıca edenm Erdem Tuç Doçentlik smavı ve düzeltme Prof Dr Yorgo Istefanopulos'un, dergınlzın 3 Aralık 1994 tarıhlı 402 sayısında yayımlanan, "Doçentlik Sınavı Yazısına Eleştın" başlıklı yazısındakı bazı hatalan duzettmek ıstıyorum 1. Bu yıl doçentlığe yenıden başvurduğumda geçen yıla kıyasla fazladan sunduğum esetier toplam olarak dört adettır Bunların arasındakı yurtdışı hakemlı bır konferansta sunduğum bır bıldiri yazıdabelırtılmemıştır 2. "Farklı bir bılım alanını ılgılendıren bır eserle başvurmuş olduğum bılım dalında, adaya doçentlik unvanı verılmesının doğru olmayacağı" )urı uyelennden sadece Prof DR Yorgo Istefanopulos'un yazılı raporunda belırtılmıştır 3. Yanlış anlaşılmasını onlemek ıçın "Bazı ulkelerde doktora tezlerının tumu kıtap olarak basılmaktadır" savı konusunda da şu düzeltmeyı yapmak gerekır Doktoramı yaptığım Ingıltere'de böyle bır kural veya gelenek kesınlıkle yoktur Kımı Avrupa ülkelennde ıse, doktora tezının ogrencı tarafından bırkaç kopya olarak çoğaltılması yerıne unıversıte tarafından kıtap formatında basıldığı bılınmektedır Ancak, bu, bılımsel bır çalışmanın tıcaıi amaçla bır yayınevı tarafından kıtap olarak basılmasına eşdeğer değıldır Yazarı olduğum kıtap John VVİIey & Sons Yayınevl'nın Ingıltere'dekı bır kolu olan Research Studıes Press tarafından, alanında son yıllarda yapılmış onemlı bır katkı addedılerek ve telıf hakkı ödenerek dUnya çapında satış amacıyla basılmıştır Yrd Doç Dr Fcza Kerestecıoğlu Boğazıçı U Elektrık Elektronık Müh Böl İ044