24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ARAŞTIRMA DÜNYASINDAN Yıldızlara mikpo uzay aracı rtık uzaya mikro uzay araçları gönderme dönemi başlayabilir. Minnesota Ünıversıtesi'den Edvvard Belbruno New York'ta yapılan uzay araçları kongresinde, geliştirdiği yeni uzay aracı fikrini açıkladı.. Yeni araçiOO gram ağırlığında tekerlek biçiminde minik bir uydu olacak ve mikroskopik büyüklükte ölçüm sensörleriyle donatılacaktı. Böyle mini ölçüm araçlannı üretmek, nano teknoloji sayesinde mümkün. Amerikalı bilimci, 10 yıl içinde böyle blr mini aracın yapılabileceğini ve örneğin dünyamızdan 4.4 ışık yılı uzaklıktaki Centaurus yıldızlar topluluğundaki Alfa Centaurus yıldızına gönderilebileceğıni ve oradan yeni bilgilerin edinebıleceğini belirtiyor. Bilimcimizin bunun nasıl yapılacağı konusunda da fikri var: Aracı gönderme aşama aşama gerçekleştirilecek. Önce bir uzay aracı, bu mikro uzay uydusu ile birlikte bir parçacık hızlandırıcısını dünyanın yörüngesine taşıyacak... Yörüngede üretilecek parçacık ışını, 4 saat boyunca yıldıza doğru yönlendirilecek. Bu enerji sayesinde mini uzay uydumuz da ışığın üçte biri hızında bir hız kazanarak (saniyede yaklaşık 70 bın km) bizim güneş sıstemımiz dışına çıkacak ve 13 yılda Alfa Cantaurus'a varacak!.... Sonra mı? Mını sensörleri (algılacıyıları) sayesinde çevreyi gözetleyecek ve orada olan bitenleri dünyaya bildırecek. Fantazinin sonu yok. özellikle bılimsel fantazinin. Ancak bilimin de çoğu kez bu fantazilerin ayak izlerınden koşuyor olduğu gerçeğini de unutmamak gerekir... "Turbo inek" hormonu Biyoteknologlar, domuz yavrularını fil kadar büyütecek yöntemler geliştirler... A F otoğrafta gördüğünüz süt dolu memeler, biyoteknolojik yöntemlerle geliştirilen BST hormonlu ıneklere ait. Bu inekler turbo inek hormonu ile "tedavi" gördüler. BST diye bilinen hormon, ineklerin süt verimini yüzde 20 arttırıyor. Hormon ABD'de kullanılırken, Avrupa'da henüz kullanılmasına izin verilmemekte. Avrupa Topluluğu tarım bakanları bu hormonun Avrupa'da kullanılmasına izin verilip verilmemesini bu günlerde görüşecekler. ABD de üretilen ve satılan sütlerin beşte birınin BST hormonlu ineklerden elde edildiği belirtilmekte. Ancak bir kısım tüketici ve bir çok süpermarket zinciri de bu sütlere karşı direnıyor. Çünkü bazı araştırmalarda, hormonlu bazı hayvanların memelerınde iltihaplar ve doğumlarında sakatlıklar görüldü. Acaba BST hormonu, ıneklerde şimdilik saptanamayan bazı olumsuz değişikliklere mi yol açmaktaydı? Bu sorunun yanıtı henüz bilinmıyor. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar da bu konuda herhangı bir olumsuz işarete rastlanmadı. Gen mühendisleri bu konuda oldukça ileri gitmış durumdalar. BST hormonu ile yetinecek gıbı değılller. BST hormonuna sadece sütü biraz arttırıcı hap olarak bakıyorlar. Programlarında çok daha değişik gen teknolojik ürünler var. Ellerinde uygulamaya koymayı düşündüklerı daha onlarca gen teknik yöntemlerle gelıştirilmiş yeni ürünler var ve piyasaya çıkarmadan önce bunlarınr patentlerıni almak ıçın çalışıyorlar. Münıh'teki patent ofisine, yeni ürünlerin patentlerini almak için yapılan başvurular arasında, genetik özellikleri değiştirilmiş "suni" hayvanlar ve kimyasal olarak hayvan semizletme yöntemleri var. örneğin Merck ilaç şirketi, kendi ürettiği büyüme hormonunu kullandığı inekler ıçin patent başvurusunda bulunmuş durumda. Amerikan Cyanamid şirketi ise, hayvanlardaki doğal olarak bulunan aşırı büyümeyi engelleyen mekanizmalan tamamen ortadan kaldıracak yöntemler geliştirdiği iddıasında. Bu yöntemi kullanması na izin verildiği taktırde, domuz yavrularından çok kısa zamanda fil boyutlarında hayvanlar üreteceğı belirtiliyor. Japon gen mühendisleri de hormonlu balıklar içın başvurdular. Ancak birçok insan bu gelişmelerin ne kadar insanlığa yararlı olduğu konusunda şüphelerini dile getiriyorlar. Çünkü geliştirilen gen teknik büyüme hormonları henüz çok kısa süredir kullanılmakta, henüz deneme aşamalarında bulunmakta ve orta ve uzun vadeli olarak canlılar ve sonraki kuşaklar üzerinde ne gibi etkilerde bulunacağı ise henüz bılinmemekte. nından elde ettiği ve virüse karşı savaşan antikor bakımından zengin olan kanları, plazma halinde kol damarından ayda bir kez ağır AİOS hastalarına şırınga edıyor. "Pasif bağışıklık tedavisı" (PBT) denılen bu yöntemle, Avrupa'dan birçok zengın AIDS hastasının da ayda bir Amerika'ya uçarak tedavi gördüğü belirtilmekte. Yöntem ABD dışında şimdilik sadece Fransa'da klinik olarak test edildi. Paris'te iki klinik, bilimsel yöntemler kullanarak, bu tedavi yönteminin ne kadar geçerli olduğunu anlamaya çalıştılar. "Bloods" isimli bilim dergisinın ekim sayısında yayımlanan ve ayrıca Londra'da bir sempozyumda da açıklanan araştırma sonuçlarına göre, Parisli araştırmacılar, iki ayrı AIDS'Iİ hasta gurubu oluşturdular. Bir gurup hastaya ayda bir kez söz konusu kan plazmasını verdiler. Kan plazması verilen 21 kişılik hasta gurubundan bir yıl içinde 1 kişi ölürken, kan plazması verilmeyen 30 kişilik hasta gurubundan ise 6 kişi öldüğü açıklandı. Yöntemi ilk keşfeden Karpas "Yöntem uzun vadeli olarak hastaları iyileştırmez, ancak şimdilik en iyi tedavi bu", diyor. Bu yolla tedavi edilen hastalar daha uzun yaşıyor ve şikayetleri de daha az oluyor. Uzmanlar, bu yöntemin en azından sıfır yan etkisi bakımından diğer tedavılerden üstün olduğunu kabul ediyorlar. AIDS'e yeni tedavi geliştirildi AIDS hastaları için şimdı klasik olmayan bir tedavi yöntemi deneniyor ve bilımcilerin bildirdiklerine göre de bu yöntem kısmen başarılı oluyor. Yöntemi önce Cambridge'de çalışan kan araştırmacısı Abraham Karpas 1985"te keşfetti. Karpas, AIDS virüsü HlV'in yeni bulaştığı insanlarda, bu virüse karşı mücadele eden vücut antikorlarının bol miktarda oluştuğunu farketmişti. Bu antikorlar deney tüpünde AİS virüsünü öldürüyorlardı. lleıiemiş AİDS hastalarında ise tam da bu antikorlar eksıkti. Antikorlar olmayınca vucüt kendini virüse karşı savunamıyordu. Ingiliz bilim adamı, eğer ilerlemiş hastalara bu antikorlar verilirse, hastaların kurtulma şanslarının olabileceğini düşünüyordu. Ancak Ingiliz araştırmacı, keşfini gerçekleştirmek için gerekli ve yeterli parayı bulemamıştı. Şimdi Amerıka'da Connecticut eyaletinde doktorluk yapan Gary Blick bu yeni tedavi yöntemini hayata geçirdi ve zengın AIDS'Iİ hastaların da umut kaynağı durumuna geldi. Doktor, virüsün yeni bulaştığı hastalartn ka Ultrason ve kırık tespiti K üçük çocuklarda kol veya bacak kırıklarını saptamak içln bugüne kadar klasik yöntem olarak röntgen kullanılırdı ve hala da öyle. Ooktorlar röntgen filmine bakarak kırık konusunda kesin emin olabilmekteler, Şimdi Alman doktorlar ultrason cihazlarla da kırıklart tespit etmeye ve böylece küçük çocukların gereksiz yere röntgen ışını almalarını önlemeye başladılar. Aachen'daki kaza cerrahisi kliniğinde görevli arştırmaclar, röntgen ve ultrasonla yapılan değerlandirmelerin aynı olduğu konusunda karar verdiler. Buna rağmen, emin olunamayan durumlarda da ultrason cihazı kırığın kesin nerede olabileceğl konusunda doktorlara ipucu vermekte ve böylece doktorlar röntgeni tam o bölgede çekip sonucu hemen görebılmekteler. 3975
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle