Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 9 3 94 BİLİM Yeni bir tür yıldız ölümü Yılın haberını, amator bır gokbılımcı olduğunu belırten Francısco Garcıa aracılığıyla uçuncu elden aldım,' dıyen, Alex*i Flllppenko, yenı bır supernovanın bulunduğunu mujdelıyordu llk anda buluşu cıddıye almadığını belırten Fılıppenko, M81 olarak bılınen yakın bır galaksıde patlayan yıldızın kendı galaksımızdekı parlak bır yıldızla aynı noktada yer aldığını, bu nedenle Garda'nın buyuk bır olasılıkla yanılmış olabıleceğını dıle getırıyordu Ancak, amatorlerden oluşan Garcıa ekıbının gonderdığı yuksek nıtelıklı dıjıtal göruntuler Flllppenko'nun kuşkularının yersız olduğunu açıkça ortaya koydu Fılıppenko ve sayısız bılım adamı yıllardır çalışmalarının buyuk bır bolumunu super noktalara odaklamışlardı 1987 yılında bulunan supernova çok daha parlak olmakla birlıkte yalnızca Gulınay yarı kureden görulebılıyordu Kuzey yarımkure gokbılımcılen ıçın 1993J adı verılen supernova 1937 den bu yana elde edılen en lyı patlayan yıldız goruntusunu oluşturuyordu Aylar sonra yeryuzu ve yorungedekı tekeskoplar bu yıldızın ışığında farklılıklar olduğunu ortaya koyunca bılım adamları supernova sınıflandırmalarını yenıden gozden geçırmek zorunda kaldılar Bır zamanlar basıt bır soyağacına sahıp olan supernovalar hıdro|en tçeren II tlp ve ıçermeyen I tıp olmak uzere ıkı sınıfa ayrılıyordu Bu ıkı sınıfın tarıhçeıerını bılım adamları kesın çızgılerle ayırmışlardı II tıpten bır supernovanın, çapı guneşten yuzlerce kat buyuk bır hıdrojen alanıyla çevrelenmış eskı bır dev yıldız olduğu sanılıyor Bu hidrojen boşluğunun derınlıklerınde yıldızın enerjı ureten katmanında, hıdroıenle başlayıp gıderek daha ağır elementler kaynaşarak (fuzyon) donuştuğunde sureç tamamlanır Buna karşılık, I tıpte bır supernova, guneş gıbı, kuçuk bır yıldızın ölumudur Helyumdan daha ağır bır maddeyı erıtecek denlı masıf değıldır Bu nedenle boylesı bır yıldız gıderek kuçulerek yok olur ve "beyaz cuce' denen yıldıza donuşur Ancak beyaz cucelerdekı bozunmuş maddenın yoğun olması, bunların yakınlarındakı maddelerı emerek karbon çekırdeklerını ergıtmesıne ve sonunda buyuk bır termonukleer patlamayla yok olmalarına yol açar Zamanla bu ıkı tur arasında kesın bir sınır çızmek guçleştı Zıra tum parlak supernovalarda kuraldışı özellıkler görulmeye başlandı örneğin, oncelerı hidroıen çızgılerıyle II tıpın gerçek bır orneğı olarak görulen 1993J şımdı daha çok Tıp Ib yı andırıyor Bu değışımı ınceleyen Fılıppenko ekıbı zamanla hıdrojenın yerını yerını helyumun aldığını ve gıderek Ib tıpıne donuştuğunu belırtıyor Buna dayanarak Fılıppenko, 80 lı yılların ortalarından berı bılım adamlarının savunmaya çalıştıkları Ib tıpı supernovaların beyaz cucelerın patlamasından oluşmadığı, bu duzeneğın daha çok II tıpe uyduğu göruşunu dogruluyor (Dlac)R.U. Gokte keşfedilen nehirler' "Su buharı" taşıyan atmosfer nehirleri, kilometrelerce uzunlukta ve genişlikle dünyayı dolaşıyor Yıldızların "makine Dairesi"ne bir bakış Alexel Fılıppenko ve ekıbı çııplak bır devın olumu olarak nıteledıklerı supernovaları araştıran dursunlar, ıkı Italyan gokbılımcı de canlı ve çıplak cuce yıldızların peşıne duşerek, teleskoplarını Pegasus un takımyıldızı ıçınde yer alan kuresel yıldızlar kumesı MI5e odakladılar Guido de Marchi ve Francesco Pareaca kumenın tam ortasında, ateşı henuz sonmuş kuçuk ve yaşlı yıldızdan arda kalan beyaz cucemsı 15 yıldız olduğunu gorduler Bılım adamları kuçucuk bir yerde onca yenı sonmuş yıldızın bırarada olmasına bır turlu anlam veremedı Zıra gokbılımcıler, evrımın çeşıtlı aşamalarında yıldızların daha duzenlı bır bıçımde dağılmalarını beklerdı Bu nedenle De Marchı ve Paresce, M15tekı yıldızların gorunduklerı denlı eskı olmadıkları ve geleneksel beyaz cuceler dışında kıtleler olduklarına kendılerını ınandırdılar Amerıkan Gökbılım Derneğı'ne araştırma s o nuçlarının bır raporunu sunan De Marchi, "Sanırım llk kez olarak çıplak yıldız kltlelerı ıncelenıyor Incel9dıklerımız yepyenı bır yıldız turu glbı gorunuyor Samanyolu merkezının çevresınde tembel tembel dolanan kure bıçımındekı lekeler bırbtrlerlne kenetlenmış bınlerce yıldız içerır Kuresel bır kumenin yoğun kıtlesı ıçınde yıldızlar arasındaki ortalama uzaklık, guneş çevresındekı alana kıyasla 2000 kat daha azdır Bu yuzden yıldızların sık sık bırblrlerıne çarpmaları olağandır" D* MaraN ve P ı m c i çıplak yıldız kıtlelerlnın boylesı çarpmalar sonucu ortaya çıktığına ınanıyor Guneş boyutunda bır yıldız yaslılık do3576 tmosfer bılımcıler geçen yıl, daha once hıç gorulmeyen bazıları bınlerce mıl boyunca akan ve Amazon kadar su taşıyan nehirler keşfettıklerını açıkladılar Bu nehirleri sozgelımı Amazon gıbı yerustu nehırlerden farklı kılan özellikler, ondan yaklaşık altı mıl yuksekte gokyuzunde olmaları ve taşıdıkları suyun ıse buhar şeklındeoluşu1 A nemıne ulaştığında gazlardan oluşan dış katmanları kabarmaya başlar Sonunda, ergıme tamamlanıp kıtle bır beyaz cuceye donuşunce gaz katmanları suratle uzaya dağılır Ancak, M15'ın ortasındakı 15 yıldızda bu sureç oldukça hızlandırılmışa benzıyor Yıldızın çekımıyle bağlı duran dış katman gazları çarpışma sonucu tumuyle yırtılarak gerıye çıplak yıldız kalmış De Marchi ve Paresce'nın savının doğru olduğu varsayılırsa, zamanla bu çıplak yıldızlar evrımden geçerek beyaz cucelere donuşecek Eğer Italyan gokbılımcılerın savı doğru çıkarsa, bugurte dek yalnızca kestırımlerde bulunulan yıldızların "makine daıresi ne ınılmış ve bır başka gızın perdası aralarv mışolacak (MacR.U.) Atmosferın su ıçerığı, yıllardan berı uzerınde çalışılan bır konu llk tespit edılen şey, Ekvatorda buharlaşan çok buyuk mıktardakı suyun kutuplara yoneldığıydı, tabıı bu arada basınç değışımlerıne bağlı olarak doğuya ve batıya sapmalar oluyordu "Atmosfer nehırlerını" keşfeden MIT'den ıklım bılımcı Reginald Nevvell'ın asıl araştırma konusu karbon monoksıdın ve bazı başka kımyasalların atmosferdekı dolanımlarıydı ve su buharıyla ılgılenmeye 1985'te, çok buyuk mıktarda karbon monoksıdın Hınt Okyanusu'nun guneydoğu köşesınde (Avustralya'nın batı kıyısı açıklarında) tespıt edılmesıyle başladı Karbon monoksıdın buraya Avustralyadakı fabrıka bacalarından gelmış olması ımkânsızdı, zıra buradakı hâkım ruzgârlar doğuya doğru eserler Nevvell ve arkadaşları, bu durumun başka bır yerde hareket halinde olan su buharıyla ılışkılı olabıleceğı fikrınden hareket ettiler llk olarak bır "buhar akışı harttaaı" hazırlandı, harıtanın hazırlanmasında hem balonlardan hem de uydulardan yararlanıldı Harita uzerinde yurütulen çalışma sonunda karbon monoksıdın Afrıka'da yanan ağaç lardan ve çalılardan kaynaklandığı anlaşıldı, fakat şsıl dıkkat çekıcı olan nokta bu taşınımın su buharıyla olmasıydı Taşınım boyunca yapılan daha ayrıntılı ıncelemeler, oldukça dar hatların varlığını ortaya çıkardı, bunlar bazı noktalarda bpkı nehirler glbl bırbırlerıne katıhyorlardı Nevvell ve arkadaşları bu tur nehırlerın dunya atmosferının bırçok yerınde bulunduğunu açıkladılar Tespit edılen en uzun atmosfer nehrı 4000 mıl uzunluğunda Nehirler genelhkle 150 mıl genışlığınde ve sadece bır mıl derınlığındeler, sanıyede yaklaşık 160 mılyon kılogram su taşıyorlar Bu nehirler geçıcı oluyorlar ama herhangı bır anda, bır yarımkurede en azından beş tanesı gorulebılıyor Genel olarak kutuplara yonelen nehırlerde dunyanın donuşunden dolayı da sapmalar oluyor orneğın Afrıka'dan Avustralya'ya akabılıyorlar Atmosfer nehirleri, ıkı ayrı hava kutlesı çarpıştığında oluşuyor, burada okyanustan buharlaşan suyun ıçırılmesı gerekıyor Bu olayın sonucunda sınırdakı havada yukarı doğru bır hareket oluşuyor, yukseldıkçe soğuyan havanın su tutma kapasıtesı azalıyor ve hava suya doyuyor Ust lımıte ulaşıldığında soğuma yeterlı olabılıyor bulutlar oluşabılıyor Nehırlerın alçak basınç sıstemlerı tarafından emılebıldıgını de tespit ettıklerını söyleyen Newell, bu bulgularının fırtınalardakı yağış sıstemleriyle ilgilı kuramlara da yenılıkler katabıleceğinı soylüyor (Dısc , ocak94) Sinan özeren