Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SORUN YANITLAYALIM Jura dönemi nedir ne değildir? Geçen sayıda yayımlanan bir okur mektubuna yanıta eleştiriler. Sevgili Orhan, geçen haftaki Cumhuriyet BilimTeknik'm (No: 351, 11 Aralık 1993) "Sorun Yanitlayalım" sahifesinde (s. 14) özgür Çorbacıoğlu'nun Jura Devri hakkındaki sorusuna istanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü'nden Doç. Dr. Semih Ulakoğlu'nun verdiği cevabı okuyunca hem ülkemizdeki jeologlar adına utandım, hem de Cumhuriyet BilimTeknik"\n bilimsel düzeyine bu şekilde düşürülen gölge nedeniyle üzüldüm. Ulakoğlu'nun cevabı o kadar yanlış ve modası çoktan geçmiş bilgilerle dolu ki, gelişmiş ülkelerde Jurassic Park filmini seyreden afacanların dahî bunların farkında oldukları konusunda seni ve Cumhuriyet BilimTeknik okuyucularını temin ederim. En baştan başlayayım: Jura Devri "günümüzden ikiyüz milyon yıl önce geçmiş" değildir. Jura Devri uzunca bir süreyi kapsar (yani Ulakoğlu'nun yazısından anlaşıldığı gibi bir an değildir!) ve en son yayınlanan kalibrasyonları içeren jeolojik zaman tablosuna göre (Harland ve diğerleri, 1990 (1) yaklaşık 208 milyon yıl önce başlamış ve gene yaklaşık 145 milyon yıl önce son bulmuştur (bu rakkamlardaki yanlış payı ± 10 milyon yıldır). Bu konuda Ekim 1992 'de Türkiye Petrolleri Araştırma Grubu Başkanı Dr. Volkan Ş. Ediger Jeolojik Zaman Tablosu adlı çok faydalı bir broşürle birlikte Harland ve diğerlerinin ve diğer bazı yeni tabloların bir sentezi mahiyetindeki bir tabloyu neşretmiştir(2) Ikincisi, Jura Devrinin adını aldığı dağlar Rusya'da değil, Isviçre'nin kuzeybatısı ile onunla hemsınır Fransa'nın güneydoğusundadır. Jura Devri adını Jura dağlanndaki masif kireçtaşlarından alır. Tabii ki bu kireçtaşlarının Ulakoğlu'nun talihsiz cevabında belirttiği "bu devrin karakteristik görünümü" ile de uzaktan yakından ilgisi yoktur! Jura Dağlarında 1795 yılında bir gezi yapan Baron Alexander von Humboldt, daha önce hocası Abraham Gottlob VVerner tarafından Füchsel'in Muschelkalk'ı (yani Triyas) içinde düşür.ülmüş olan bu kireçtaşlarına JuraKalkstein adını vermiştir (von Humboldt, 1799( 3) Humboldt'un bu isimlemesi. yalnızca bahsi geçen kireçtaşı için geçerlidir. Zaman olarak von Humboldt tâ 1820'lere kadar Jura Kireçtaşını Birinci Zaman'ın sonu ile iklnci Zaman'ın başı arasında bir yaş aralınğıda düşünmüştür! Jura'yı bir dönem için ilk kullanan ise von Humboldt'un yakın arkadaşı büyük Alman jeologu Baron Leopold von Buch'tur (von Buch, 1839 (4) Ulakoğlu'nun kullandığı teknik terimlerin Yunanca ve Lâtince köklerini bilmemekten kaynaklanan yanlış imlâsına bu35274 rada değinmeğe ne yer ne de zaman var. Tek bir örnek vereyim: Dinosauria (ki bugünkü resmi zoolojik sınıflamalarda artık kullanılmayan bir terimdir) zaten çoğul ifade eder. Bunu "dinosaurialar" olarak bir defa daha çoğul yapmanın anlamı nedir, bilemiyorum.. Ancak Ulakoğlu Ikinci Zaman'daki sürüngenler, özellikle de dinozorlar hakkında son zamanlarda (son yirmi yılda) yapılan çalışmalardan habersiz görünüyor teryx"\r\ Solnhofen'de bulunan fosil sayısı iki değil altı! Fosil meraklıları dahil herkesçe iyi bilinen bir öyküyü burada bilmem tekrarlamaya gerek var mı? Kısaca belki de arılatmakta yarar var: 1861'de önce 68 mm. uzunluğunda ve en geniş yerinde 11 mm olan bir tüy bulundu Örijinali hâlen Münih'te Devlet kolleksiyonlarında (Staatssammlungen) saklanan bu tüy fosilini aynı yıl, halen Londra'daki Doğa Tarihi Müzesi'nde [British Museum (Natural History)] saklanan ilk Archaeopteryx iskeleti izledi. Ikinci iskelet 1877 de bulundu ve bilinen fosil sayısını üçe çıkardı (bkz. Swinton, 1965 (7) , s. 18 ve sonrası) Neredeyse bersiz, yanlış yunluş sunan Ulakoğlu bu konuda son yıllarda bilimselden popülere yüzlerce, hatta binlerce yayından tek bir tanesini bile okumamışa benziyor. Dinozorların niçin ortadan kalktığı sorusunu cevaplarken Kretase sonundaki âfetten bahseden Ulakoğlu, Jura Devrinden bahsederken Jura'yı başlattığı sanılan Manicouagan çarpma olayından ise hiç söz etmiyor (ör. Olsen ve diğerleri, 1987 (9) Ülkemizde son kırk yıldır sayıyı kalitenin önünde telakkf eden, kütuphane yerine spor salonu yaptıran, araştırmanın ne olduğundan habersiz talihsiz bir yükseköğretim anlayışı üniversitelerimizi işte burada benim somut bir örnek üzerinde verdiğim ürkütücü düzeylere indirmiştir. Her gün gazete ve televizyonlarda açtıkları üniversitelerle, şişirdikleri öğrenci kontenjanları ile övünen kısa görüşlü politikacılarımız acaba ne zaman kendilerine oy ve vergi veren halkımıza, bu üniversite müsveddelerindeki eğitim düzeyinin pek çok yerde artık batıdaki bir liseye dahi eşit olmadığını söyleyecek dürüstlük ve cesareti kendilerinde bulabileceklerdir? Sevgiler, saygılar. A. M.C Şengör, (TÜ Maden Fakültesi, Jeolojl Bölümu öğretim Üyesi, Avrupa Akademisl ve Türkiye Billtntor Akademlsi Asll Üyesl (1) HARLAND, W. B., 1990, A Geologic Time Scale 1969. Cambrıdge University Press, EDÎGER, V Ş., 1992, Jeolojl k Zaman Tablosu. Türkiye Petrollerı A. O. Araştırma Merkezi Grubu Başkanlığı. Eğılım yayınlan. (3) von HUMBOLDT, A., 1799, Ueber die unterirdıschen Gasarten und dıe mıttel ihren Nachteil zu vermindern. Ein Beytrag zur Physlk der praktischen Bergbaukunde. Mit einer Vorrede VVilhelm von Humboldts Braunschvveıg [41 von BUCH, L 1839, Ueber den Jura ın Deutschland: Abh. k. Akad Wıss. Berlin, Jg. 1837.49135 Bunlar ıçın verilen örneklerdeki pek çok imlâ yanlışından ise (ör. Stegosaurus yerine Spegozaurus, lchtyosaurus yerine lcpyosaurus gibi; veya coprolith yerine caprolıth gibi) Cumhuriyet BilimTeknik'in dızgısıne arzu edilen onemin bir türlü verılememış olmasından öturü Ulakoğlu'nu sorumlu tutmak ıstemıyorum (B) CRİCHTON, M. 1991 Jurassic Park: Ballantine Booka, Random House, New York (ı) SVVINTON, W. E , 1965, Fossll Birds, 2. Baskı: Trustees of the British Museum (Natural.JHistory), London. (8) MAYR, F X., 1973, Ein neuer Archaeop/eryxFurKl: "a/aonto/og/sc/ıe Zeitschritt, 47v1724.. l 9 ) OLSEN. P. E., SHUBIN, N. H. ve ANDERS, M. H . 1987, New early Jurassic tetrapod assemblages constraın TrıassicJurassıc letrapod extinction event: Science, 237, 10251029. Bu konuda ayrıca bkz. ANONİM, 1986, Discovery of earlıest Jurassic roptıle assemblages from Nova Scotıa: Imply catastrophıc end to the Triassıc: Lamont, Spring 1986, N 12, 10. Bu konuda açılan tartışma için bkz.: PADIAN, K., 1988, TriassıcJurassic extinctions: Science, 241, 13581359; OLSEN, P E., SHUBIN, N. H. ve ANDERS, M. H., 1988, Response to TrıassicJurassic extinctions: Science, 241,13591360. (5) özellikle bu hayvanların hacim/kütle ilişkisi. kemik dokusu ve kas mekanizması üzerine yapılan çalışmalar, paleoetolojik (eski davranış bilimi) bazı fikirlerle bırleştirilince de, dinozorların eskiden sanıldığı gibi hiç de öyle hantal ve mülâyim hayvanlar olmadığı görülmektedir. Zaten Jurassic Park filmine temel olan kitabın yazılması da dinozor paleobıyolojisi hakkındaki eski görüşlerimizi kökten etkileyen ve genellikle Yale Üniversitesi'nde John Ostrom ve öğrencileri tarafından başlatılan bir devrim sonucu olmuştur. Ulakoğlu eğer Jurassic Park kitabını okursa, kitabın arkasında bizzat John Ostrom ve Ftobert Bakker gibi bu devrimi başlatan paleontologlara yazar Michael Crichton tarafından yazılmış olan teşekkür yazılarını görecektir (Crichton, 1991, s. 400(6) Dinozorlar hakkında verilen çelişkili bilgileri de hızla geçeceğim. Bir yerde "tümü ot yiyor" deniyor, bir paragraf sonra da Allozor'un etçil olduğu söyleniyor. "Bu sürüngenlerin çoğu Kretase adı verilen Tebeşir döneminde de yaşadılar" cümlesi ise yanıltıcı; sanki bunlar Jura'dan önceki Triyas devrinde yaşamamışlar gibi bir anlam çıkıyor. Ulakoğlu'nun büyük kuş olarak tanıttığı, ancak boyu bir güvercininkini geçmeyen Archaeopteryx"m adı yalnızca "kanat" anlamına gelmediği gibi ("eski kanat" anlamına geliyor!), Archaeop bir yüzyıl sonra gene Solnhofen kireçtaşlan içinde taş ocağı sahibi Xaver Frey 1951 yılında bir üçüncü iskelet bularak bunu Prof. Franz X. Mayr'a göstermiştir (Mayr, 1973 (8) Hâlen Eichstatt Müzesinde bulunan bu üçüncü iskelet, bugüne kadar bilinenlerden biraz daha küçük, fakat çok daha iyi korunmuş Bu üç iskelet dışında, hâlen Solnhofen müzesinde bulunan bir dördüncü iskelet (kötü korunmuş bu fosilin kafatası yoktur; ben Eichstatt müzesindeki enfes fosil ile beraber bunu 1974 ilkbaharında gcrmek fırsatını elde ettiydım) ve Hollanda'da Haarlem müzesinde çok daha önceden bulunmuş. ancak tüyleri korunmamış olduğundan sürüngen zannedilmiş bir beşinci iskelet de bulunmaktadır. Cumhuriyet BilimTeknik'te yayınlanan cevabından Ulakoğlu'nun Archaeopteryx ile ilgili yayınları 1900'lerin başından beri okumamış olduğu anlaşılmaktadır (boyu hakkındaki ifâdeden belki de hiçbirini okumadığı kanaatine varmamız gerekecekl). Ulakoğlu'nun Kretase sonunda görüldüğünü iddia ettiği kuraklığı neye dayanarak söylediğini de anlamak mümkün değil. Dinozorların kuraklıktan öldükleri tezi ise benim popüler yayın dışında ilk defa duyduğum bir tez! Kretase sonundaki meteor (veya komet) çarpması tezini Yucatan'da yakın zaman önce bulunan Çiksulu kraterinden tamamen ha