24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SOFRASAGLIGI Soğan ve sarmısağın sof ramızdaki yeri Prof. Dr. Ayşe Baysal Ikemizde soğansız bir yemek düşünülmez. Soğan, özel aroması ile yemeğin lezzetini arttırır. özellikle zeytinyağlı sarma, dolma, mercimekli köfte gibi yemeklerde bol soğan kullanılır. Ayrıca, soğan çorbası, soğan dolması, mıhlama, soğan öldürmesi gibi soğandan yapılan yemeklerimiz de vardır. Soğan salataların içinde de yer alır. Sarmısak da aroma artırıcı olarak daha az miktarlarda kullanılır Sarmısaklı yoğurt sık kullanılan soslarımızdan biridir. Birçok sebze yemeği, mantı, bazı makarna yemekleri, bazı bulgurla köfteler sarmısaklı yoğurtla yenir. Soğan ve sarmısak fazla tüketllmediğinden beslenmeye katkıları da sınırlıdır. Bunun yanında vitamln ve mineral içerikleri diğer sebzeler düzeyindedir. Soğan ve sarmısak özellikle potasyum açısından zengindirler. C vitamini değerleri ise yeşillenme durumuna bağlıdır. Yeşil soğan iyi bir C vitamini olduğu kadar A vitamininin öncüsü karotenoidler ve kalsiyum yönünden de zengindir. Patatesin çimlenmesi sağlık açısından sakıncalı olmasına karşın, soğanın çimlenip yeşillenmesi besleyici değerini arttırır. Soğan ve sarmısak eski çağlardan beri yemeklere aroma sağlama yanında, ilaç olarak da kullanılagelmiştir. Soğan ve sarmısağın aromaları, içerdikleri kükürtlü bileşiklerden ileri gelir. Allion adı verilen bu bileşimin damarlarda kanın akıcılığını arttırdığı, tansiyonu ve kan kolesterolünü düşürücü etki yaptığı bildirilmiştir. Sarmısaktan ayrılan kükürtlü bileşik mikrop öldürücu etkisinden dolayı kokusu giderilerek ilaçlarda kullanılmaktadır. Yoğurtla birlikte yenilen sarmısağın tansiyon düşürücü etkisi daha belirgindir. Yoğurt en iyi kalsiyum kaynağıdır. Son yıllardaki araştırma verileri, kalsiyumun, tansiyonun düzelmesinde etkisi olduğu işaretlemektedlr. Ancak haflf yüksek tansiyon durumunda ve tansiyonun yükselmesinin önlenmesinde sarmısaklı yoğurt yarar sağlamakla birlikte, tansiyonu çok yüksek olanların doktorun önerdlği ilaçları almaları gerekir. Sarmısak ve soğanda bulunan kükürtlü bileşiklerin kanserden koruyucu olduğu görüşü de vardır. özellikle yeşil soğan ve sarmısak kükürtlü bileşikler kadar C vitamini ve karotenoidlerden zengin olmaları nedeniyle de sağlık üzerine olumlu etkide bulunurlar. Soğan ve sarmısak özel aromaları ile iştahı arttırırlar. Bu etkinin pankreastan insulin salgılanmasını da arttırdığı, dola yısıyla kan şekerinin düzenlenmesinde yardımcı olduğu belirtilmiştir. Insuline bağlı olmayan Tıp II şeker hastalarının soğan ve sarmısağı bol yemeleri önerilebilir Ancak, sarmısağın kokusundan hoşlanmayanlarda ters yönden etkisi olabileceğı de düşünülmelidir. Sarmısağın kokusunu önlemek için midede çözünen şekilleri kullanılabilmektedir. Soğan her mevsimde her yörede bulunabilen dayanıklı bir sebzedir. Taze sebzelerin az bulunduğu yöre ve mevsimlerde C vitamini gereksinmelerinin karşılanmasınada yardımcı olur. Soğan, serin, orta nemli ortamda uzun süre bozulmadan saklanabilir. Soğukta bekleyen soğanın acımsı tadı azalır. Çoğu yemek tarifinde soğanın yağla pembeleştirilmesi istenir. Bu uygulama bir yandan soğanın yanarak vitamin değerinin azalmasına, diğer yandan yağın sağlık bozucu duruma gelmesine neden olur. Ayrıca hoşa gitmeyen kokunun etrafa yayılması da istenmeyen bir durumdur Yapılacak yemeğin türüne göre ince veya yarımay şeklinde doğranan soğan yağla birlikte kapalı tencerede hafif sıcaklıkta öldürülebilir. Bu uygulamada buhar dışarı çıkmadığı için yanma söz konusu olmaz. Yahnilerde, çorbalarda, bazı etli ve kurubaklagil yemeklerinde yağla öldürülmeden doğrudan yemeklere katılır. Yaralı dokularımızın tamircileri ibroblast, gövdenin tamircilerinden Fibroblastlar özellikle dokuların korunması ve tamirinde önemli bir rol oynarlar. Bu tamirciler, vücudun hemen bütün doku zarlarında bulunur ve orada yumuşak kaplayıcı ve yapıştırıcı bir madde salgılarlar, doku bu madde sayesinde bir arada bulunur. Ooku yaralanmalarında ise fibroblastlar,"olay yerine" koşarlar. Orada çeşitli büyüme faktörleri tarafından motive edilirler, bölünürler ve içlerlndeki maddeyi salgılarlar. Yaralı bölge de böylece tamir edillr. Fibroblastlar bir kültür ortamında yetiştirilirlerse tabana tutunurlar ve taban bir hücre tabakası ile kaplanıncaya kadar bölünmeyi sürdürürler. Sonra bu hücreler büyümeyi durdurur. Bu olay, temas engeli olarak adlandırılır. Fibroblast hücrelerinin bu davranışları, onların sınır'larını bildiklerini ve kaplayacakları alanı tandıklarını gösteriyor. Doku kültürlerinde de hücreler vücut dokularındaki gibi davranıyor. Birlik içinde hareket ediyor ve görevleri ne ise yerine getiriyorlar. Fibroblastları gösteren bu fotoğraf 1700 kez büyütülmüştür. F 3042
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle