02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAĞLIK H A F T A N I N G Ü N D E M İ Gıdalara katılan boyalarda denetim yok Ruhsatlı gıdalarda bile yasal boya katkı sınırı 3 kat aşılıyor. Boyalı şekerleme, çiklet vb. özellikle çocuklar için ciddi sağlık tehlikesi taşıyor. Prof. Dr. Kasım C.Güven eğişik sanayi kollarında kullanılan boyalar farklı organik ve anorganik yapıda maddelerdir. Bu maddeler başlıca sağlığı ilgilendiren konularda; gıda, ilaç ve kozmetik sanayiinde kullanılırlar. Sayı ve cins bakımından gıda ve ilaçta kullanılanlar ile kozmetikte kullanılan ayrı grupta toplanırlar. Gıda ve ilaçta kullanılanlar üzerinde, 1959'dan bugüne kadar birçok kararlar ile değişiklikler yapılmış ve getirilensınırlamalar ile denetime alınmıştır. Gıda Tarım Organizasyonu ile Dünya Sağlık Organizasyonu'nun (FAO/VVHO) birlikte aldıkları kararlar ile bu konu devamlı kontrol altında tutulmaktadır. Burada Gıda İlmi Komisyonu (SCF) ve Müşterek Gıda Katkı Maddeleri İhtisas Komitesi (JECPA) gibi organizasyonların yardımcı olarak devreye girerek konunun devamlı kontrol altında tutulması sağlanmıştır. Bugün bu konuda 1977'de SCF'nin octaya koyduğu 100 misli emniyet faktörü, hayvan deneylerinde etkisiz değer olarak bulunan miktarı ıla ADI değeri (Acceptable daily intake) = (günde ahnabilecek azami miktar) gibi tanımlamalar bu maddelere ait sınırlamaları belirler. Türklye'de, gıda katkı maddelerine ait 7 Haziran 1990 tarihli yönetmelikte ise gıdalarda kullanılabilecek boyaların adları ve yenilecek içllecek şeylere konabllecek mlktarları belirtilmiştir. Bu miktarlar boyanın cınsıne göre 30 mg200 mg/kg arasında değişir. Adı geçen yönetmelikte (*) renklendirici başlığı organik madde grubundan 20 adet, anorganik gruptan 3 madde kayıtlıdır. Biz laboratuvarımızda araştırma grubumuz ile boya içeren bazı şekeriemetor v» çlkletler üzerinde analızler yaptık. Bu tayinde yönetmelikte kayıtlı sınırı 3 defa aşan ömeklere rastladık. Ayrıca AOI değeri hesabı ile ise bazılarında, 7 tane alınırsa bu değeri aşanların plyasada satıldığını saptadık. Bunun dışında analize alınmayan, açıkta, ruhsatsız ve gelişigüzel satılan şekerleme ve cikletlerdeki durumun ruhsatlı olanlarındaki sonuçlar dikkate alınarak çok daha vahim olduğuna dair kanaatimizi belirtmek isteriz. D emel bilim araştırmalarının ve buralardan kazanılan bulgulan ve sonuçlan uygalamaya koyan ileri teknolojilerin, toplumlan nasıl yeniden biçimlendirdiklerine en çarpıcı güncel örnek, hızlı trenler sayılabilir. Bugün ray üzerinde denemelerde 513 km/saat hıza ulaşabilen hızlı trenler için bilim, kuramsal olarak 3 bin km hız öngörmektedir. Böylesine korkunç hızlara ulaşmanm maliyeti de büyüktür. Büyük teknolojjk yatırımlar, araştırmalar, paralar gerektirir. Bugün 3 bin km'lik hızın pratik bir yarârı görülmüyor. Ancak 1000 km'lik hız olabilirlik sınırları içinde hesaplanıyor ve uygun teknolojiler geliştiriliyor. Ülkemizde en yetkili ağızlardan dinlediğimiz "Avrupa'da trenler dönemi çoktan kapandı. Tren zaten komünizmin simgesidir, çağdaş araç otomobildir, bu nedenle geniş otoyollar yapıyoruz" şeklindeki açıklamaların günün gerçeği ile bir ilişkisi yok ve bu eski görüşler Avrupa'da yepyeni bir gelişmeyi de göz ardı ediyor. Tek pazara dönüşmekte olan Avrupa için hızlı trenler bir sistem olarak ortaya çıkmakta ve siyasi birliğin de bir simgesi olarak görülmektedir. Yunanistan'dan Portekiz'e bütün Avrupa'yı saracak olan süper trenler ağı, A vrupa birliğinin yeni ruhu olarak değerlendiriliyor. Milyonlarca Avrupalının bir uçtan diğer uca bütün Avrupa'yı hızlı, kolay ve ucuza dolaşabilmesi ve bütün Avrupa ülkelerini ve başkentlerini çok kolay "kullanabilmesi" bu sistem sayesinde mümkün olacaktır. Uçaklar, hem taşıdıkları riskler hem de pahalı olmaları nedeniyle kısa ve orta mesafelerde üstünlüklerini kaybetmeye başladılar. Yarının kitle taşıma aracı; hızlı trenlerdir. Orta sayfamızdaki haritaya bakınız: Türkiye süper, demiryolu ağınm dışındadır. Tabii bu ağın içine girebilmek için önce olan biteni görmek ve daha önemlisi düşünceleri değiştirmek gerekir. • .* • Gelecek cumartesiye kadar, sağlıklı bir hafta dileriz... T. Buna ilaveten bunlarda yönetmelik dışı boya kullanılması veya saf olmayan boya kullanılmasının (buna bir tanesinde rastladık) tehlikesi ise daha da büyüktür. Boyalı bu tip şekerleme vb.'nin özellikle çocuklar tarafından tüketilmesi büyük tehllkelerl beraberinde getirır. Bu tehlikeler nelerdir? Boyaların bazıları kanser yapar. Yönetmelik dışı kanser yapan veya diğer sanayide kullanılan boyalar kullanılabilir. Boyalar, kanser dışında yönetmelikte yazılı olanlar bile mutajen etki, astım, nörotoksik etki, karaciğer, böbrek bozukluğu, allerji, deri döküntüsü, astım yapabilir. Bu sebepten boyalı gıdalarda çok dikkatli olmak gerekir. Yaptığımız analizler, gıdalarla kullanılan boyaların üzerinde denetim olmadığını gootermiştir. Halk sağlığını bilhassa çocukların geleceğinı (**) emniyete almak için bu konuya devletin önemle eğilmesi gereklidir, (*) Türkiye'de resmi dll Turkcedir kuralına uymayarak her konu altına Ingilizce karşıhklan yazılmıştır. Bu başka yönetmeliklerde de görülmektedir. (") Alman gıda yasasmda çikletlere boya ilavesl yasaktır. O K U R D A N BİZE Bilim adamını eleştirmek 176. sayıda Sayın Prof. Dr. Üner Tan'm "bilim, bilim adamı ve toplum" baslıklı yazısmda umduöumu bulamadım. Sayın Tan'm, 1962yde Thomas Kuhn'un "Bilimsel Devrimlerin Yapısı" yapıfında ortaya koyduğu ve pozitivist bilim anlayışına köklü eleştiriler getiren ve aünümüzde de geliştirip tarfışılan bilim on/oyış/nın tamamen aörmezlikten gelmesi beni faşırttı. llstelik pozitivist anlayışa uygun olarak kendi yöntemlerini ve bilim anlayışını benimsemeyenleri "bilimsel yöntemi reddetmekle" suçluyor. Hocam haksızlık ediyor... Her şey sorgulanıp eleştirilirken bilim ve bilimin kendi metafizik temelleri de sorgulanmaktadır... Çevre sorunları, kirlenme ve dünyayı bir nükleer silah deposu haline getirmede bilimin ve bilim adamlarının rolü ortadayken, bu sorgulamanın geç kaldığı bile söylenebilir. Bu sorgulamayı bilim düşmanlığı olarak şörmek mümkün değildir. Bu nedenle Sayın Tan'm bu eleştirileri yapanlan" taslak bilim adamları, sansaiyon yaratan gazete yazarları..." şeklindeki iuçlamalarına katılmak mümkün değil. Sinema, tiyatro vb her konunun eleştirmesi varken neden bilimir. eleştirmeni o/mosın? Bilim de bir irtfan emeği ve ürünü olduğuna göre... Bu, bilim düşmanlığı değil, bilimin ne olduğunun ve ne olması gerektiğinin anıaşılmasıdır... Ibrahim özdcmlr ODTÜ F*ls«f« Bölümü Cumhurlyet BillmTeknik • Sahibi Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketı adına Nadir Nadi • Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal • Muessese Müdurü: Emlne Usaklıgll • Yazı işlerı MüdürutOkay Göncnsln • Yayın Yönetmenı Orhan BurMlı • Grafik Yönetmen. Tüles Hasdemir •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle