17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

P S İ K O L O J İ VE KANSER Ruhsal baskı kanser yapıyor mu? "Kanser kişiliği" var mı? İnsan, ilişkilerindeki çelişkilerin altındaezilirveherşeyi "içeatarsa" kansere yakalanma olasılığı artar mı? B azı araştırmacılar, klslllk yapılannın da kanser riaklnl arttırdığı kanıaında. Buaraştırmacılartianblrl olan Ronald GrossarthMaticek de asağıdakl yazıstnda, nıhsal baskıkansar arasında lllşklyl Incellyor. Bay M., Heidelberg cıvarında yaşayan, üzerinde inceleme yapacağım 2 bin kişiden bıriydı. Araştırmanın amacı, kişılik yapılarının ya da ruhsal sorunların, Örneğin kanser gibi bir hastalığın ortaya çıkmasına neden Bu davranış biçiminin karakteristik özellikleri şöyle: Kişi belli objelere bunlar kişiler, amaçlar ya da belli durumlar olabilir olduğundan daha büyük değer biçıyor ve bunu rahata kavuşmasının en önemli ön koşulu olarak göruyor. Kişi sürekli bu objelerin yakınlığını arıyor. Burada kışının kendısinı ıkınci plana itme ve uyumlu blr ilişki kurma eğilimi göze çarpıyor. Bu çok değer verilen ob|elerın yitırilmesinden sonra da kişi umutsuzluğa düşüyor, dep saat çalışır, bir dış görevde olduğunda ise çalışma saatleri daha da uzardı. Bay M. bu durumdan hoşnut olmadığı halde, şefının ısteklerıni geri çevirecek ve hak ettiği iznı talep edecek cesarete sahip değildi. Üyesi bulunduğu satranç kulübündekı arkadaşları ıse önceden planlanmış bir turnuvaya ış nedenıyle gelemedığınde çok kızıyorlardı. Karısının ve çocuklarının da kuşkusuz ondan taleplerı vardır. Bay M. bunları yerıne getirmek istıyor, ama yapamıyordu. Üç yıl Önce eşini kaybeden ve Heıdelberg'de artık tek başına yaşayan babası da bunu söylemese de en azından haftada bir oğlunun kendisıni ziyaret etmesini beklıyordu. Bay M. herkesı memnun etmeye çalışıyordu. Ancak kendısınden çok fazla şey talep ediliyordu. Uzun süre bunları yerine getıremezdi. Ailesı, babası, şefi ya da satranç kulübündeki arkadaşlarıyla çelıskıler ortaya çıktığında, Bay M. her seferinde diğerlerine hak veriyor, tüm suçu kendı üstune alıyor ve değişeceğıne ılişkin vaatlerde bulunuyordu. Bay M. uyumlu "sadakat çelışkisi" ıçin iyi bir örnekti! Kendi kişiliğini ikinci plana ata ığını arttırıyorlar Tıpkı sigara tüketiminin de bu olasılığı arttırdığı gibi Başka bir ifadeyle, sigara ıçmek, tıpkı kışinın ruhsal durumu gibi kanser için bir risk faktörü. Üslelik bu faktörlerden biri ötekisının etkiniiğinı de arttırabilir. Bu durumda başka bir soru gündeme gelmişti. Eğer kişinin ruhsal durumu kanser olayını etkileyebiliyorsa, psıkoterapilerle kanser hastalığına yardımcı olunamaz mıydı? Bu sorunun, ampırık ıncelenmesı için ilerlemiş göğüs kanserine sahıp hastalar üzerinde bir araştırma yaptım. Metastaslar, ilaçlarla engellenemediği takdirde, bu kadınların ortalama ömürleri bir yılı geçmeyecektı. 1978 yılında gerçekleştirdiğim araştırmaya 100 kadın gönüllü olarak katıldı. Bunlar rastlantısal olarak dört ana gruba ayrıldı. Bunlardan, • 25 hastaya yalnızca kemoterapi yapıldı. • 25 hastaya kemoterapi ve psikoterapi yapıldı. • 25 hastaya yalnızca psikoterapi yapıldı. • 25 hastaya tedavilerden hiçbiri uygulanmadı. Deneyın sonuçları şaşırtıcıydı: Kemoterapi yapılan hastalar ortalama 18,2 ay yaşadı, hiçbır tedavi uygulanmayan hastalar ıse, 13,1 ay. Yalnızca psikoterapi görüp, kemoterapi görmeyen hastalar ortalama 18,7 ay yaşadı, hem psikoterapi hem kemoterapi yapılan hastalar ise ortalama 22,9 ay. Böylece gerek kemoterapının, gerek psikoterapinin kanser hastalarında Ömru uzatan etkisi saptanmıştı. ikisi bırlıkte daha etkilıydı, ancak önemli olan ilk kez psikoterapinin de ağır kanserli hastanın ömrünü uzatmaya yönelik çabalar üzerinde olumlu etkı yaptığının ortaya çıkmasıydı. Ruhsal durum ve kanser olup olmadığını saptamaklı Böylesine bir araştırmanın, uzun süreli olacağının ve yöntemsel bazı sorunlar yaratacağının bılincindeyım. Ancak geçmışte yaptığım psikolojik danışmanlıklarımda, böylesine bir ilışkınin varlığına işaret eden pek çok ipucuna rastlamıştım. Ancak açıktır kı tek tek olaylardan genelleme yapılamaz. Bu nedenle bu ilışkiyi amprik bir araştırmayla ortaya çıkarmak istiyordum. Kanımca, ruhsal bunalımlar ve sarsıntılar, kişinin tavırları ve değerlendirmelerı sonucunda ihtiyaçlarının tatmin edemediği ve hoşnut olmadığı ya da belli uyarılar otomatik olarak olumsuz reaksiyonlara neden olduğu şartlarda ortaya çıkıyor. Farklı hastalıklarla bağlantılı, altı temel davranış örneğı saptadım. Burada bu davranış biçımlerinden ılkı anlatılacak. Çünkü elde ettiğım sonuçlara göre, bu davranış biçiminin kanser hastalıklarıyla ilişkisi var. resyon başgösteriyor, içi kararıyor, sarsıntı geçirıyor ve her şey anlamsızlaşıyor. Ancak kışı bu duygularını dışa yansıtmadan iyimser gözüküp, ayakları üzerinde durmaya çalışıyor. "Kanser kişiliği" var mı? Bu davranış biçiminin bir başka özellığı de uyumlu "sadakat çellşkisl". Pek çok kanser hastasında sık sık bu özelliğe rastlandığını sanıyorum. Söz konusu kavramlar Bay M.'nın içinde bulunduğu durumu da çok iyi açıklıyordu. Bay M. 42 yaşındaydı ve elektro teknisyeni olarak Heidelberg'deki küçük bir fırmada çalışıyordu. Bay M., sık sık fazla mesaı yapafdı. Firmanın pek çok müşterisi vardı ve Bay M. gibi uzmanların sayısı o zamanlar çok sınırlıydı. Şefleri de yanında çalışanlardan, fazla iş olduğu zamanlar mesai saatlerinin dışında da çalışmalannı beklerdi. Böyle olunca da Bay M. sık sık günde dokuz ya da on rak, bunu, kendi kendini ınkâr etmek noktasına kadar götürüyordu. Ayrıca çelışkilerden kaçıyordu. Bay M. benim için tipik bir "kanser klşiliğiydl". Yanı, taşıdığı ruhsal yükten ötürü kansere yakalanma riski, ortalama bir ınsandan daha yüksekti. 1976 yılında Bayan M. kocasından boşandı. Bay M. karısını kalması için ikna etmeye çalışmışsa da bunu başaramamıştı. Ayrılıktan kendisinı sorumlu tutan Bay M., yalnızlığın üstesınden gelemedı. Ruhsal sorunları gıderek artıyordu. Sonunda geçırdığı bunalımlardan ötürü psikıyatrik tedavı gördü. iki yıl sonra da mide kanserinden öldü. Bay M. hiç kuşkusuz özel vaka. Ben onun öyküsünü, yalnızca ne tür ilişkılerden söz ettıgimi kavratmak için anlattım. Yanlış anlaşılmalara neden olmamak için, Bay M.'nin kaderi "önceden programlanmış" değildi. Her iki olayda da aynı şey geçerli: Belli ruhsal sorunlar kansere yakalanma olasılı Öte yandan son zamanlarda, kişinin ruhsal durumunun, kanserin gelışmesı üzerinde etkıli olduğu yolundakı tıbbı bulgular gıderek yaygınlaşıyor. Örneğin Amerıka'dakı Pittsburgh Kanser Enstitüsü'nden S.M.Levy ve arkadaşları ılgi çekıci bir keşif yaptılar. Doktorlar, 75 göğus kanserı hastasının katıl hücre aktivıtesını, göğüs amelıyatından bir hafta sonra ve üç ay sonra ıncelediler. Akyuvar hücrelerinden oluşan katıl hücreler, kanser hucrelerınin yayılmasını engelliyorlar. Bu nedenle göğüs kanserinin üstesınden gelinmesınde onlara buyuk önem bıçılıyor. Bu bıyotıbbi araştırmaya paralel, doktorlar bir anket formu hazırlayarak, söz konusu kadınların, hastalıklarına karşı aktif bir tavır alıp almadıklarını, ailelerınden hangi oranda sosyal destek gördüklerini ve umutsuzluk içinde hatta depresyona eğilimli olup olmadıklarını ortaya çıkarmaya çalıştılar Bu araştırmanın sonucu: Pasifizm, depresyon ve ailenin sosyal desteğımn yoksunluğu, katıl hücrelerinın faalıyetlerinı engelliyor ve böylece vücudun kansere karşı savunma isteğinı kırıyordu. Ameliyatlan sonraki üçüncü ayda durum böyleydi. Hayvanlar üzerinde yapılan yeni deneylerden de merkezi sinir sıstemi ile tümör gelişimi arasında yakın bir ilişkinin varlığı ortaya çıktı. örneğin uyarıcı psikoilaçlar, tümörün büyümesini ve tümörlerın oluşumunu engelliyorlar, sedatif etkili psikoilâçlar ise tümör ün gelişımini hızlandırıyorlar. Kanser uzmanları bundan sonra psikoterapi yöntemleri ve uyarıcı psiko ilaçları, geleneksel kanser tedavisi ile kombine etmelidirler. Hücreden başlayan tedavi yöntemlerinin yani ışınlama ve kemoterapi merkezi sinir sistemini uyaran önlemlerle birleştirildiğinde, kanserin yenilmesıne bir adım daha yaklaşmış olacağız kanaatindeyim. (sn. bdw)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle