24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PSİ K l Y A T R İ Çocukluk yaşantıları ile depresyonun ilişkisi Psikiyatrlstlerin, hastaların çocukluk dönemlerlne olan "merakları" nereden ileri geliyor? Çocukluk yaşantıları nörobıyolojik yapımızda hangi izleri bırakıyor? Yankı Yazgan D epresyonunuz var Bır doktora gıttınız Şıkâyetlerınızı dınledı Nasıl başladı, ne zamandan berı vs Gundelık hayatınızla ılgılı bırkaç soru Sonra da annenız, babanız hakkında bırkaç soru Çocukluk yaşantılarınız hakkında, annenızle ılışkılerınız hakkında sorular Butun bunları doktorun garıp meraklılığı olarak yorumlama olasılığınız az Hıç olmazsafılmlerden, romanlardan bılıyorsunuz kı, bu tıp doktorlar böyle sorular sorarlar Hatta, boyle sorular sorulmadığı zaman bır şeyler eksık kalmış gıbı ya da baştan savılmış gıbı dahı hıssedebılırsınız Dikkat çeken özellıklerın başında, kayıp sonrasında çocuğun buyutülmesl yükümluluğunu alan anne ya da baba ile ılışkının kalıtesı geliyor Anne ya da baba ile yeterll kalltede ılışkı surdurmuş çocuklar depresyona çok daha az yatkın grupta oluyorlar Kayıp sonrasındakı ev hayatı ve çocuğun uyum duzeyını ölçen bazı yaklaşımlar, kaybın anne ya da baba ile ılışkıdekı anlamlılıkla telafı edılebıldığını gösterıyor Kayıpların tumunun boşanma ile olmadığını hatırlamakta yarar var Daha önce de belırtmıştım, boşanma sonucunda ev hayatındakı ve anne babadakı gerılım düzeyınde genel bır duşüş ve rahatlama ortaya çıkması, bır kaybın her zaman olumsuz değışıklıklere yol açmadığını duşunduruyordu Oysa ölum, gerıde kalan eş ustunde, boşanmadan farklı bır etkı bırakabılır Yas dönemını bır turlu atlatamayan ve ruh sağlığı bozulan anne ya da baba, çocuğuyla ılışkısınde zorlanabılır ve yetersızleşebılır Dığer yanda, depresyona gıren kışılerın aıle öykulerı ıncelendığınde benzer ruhsal bozukluklara rastlanabılıyor Genetlk olarak kuşaktan kusağa aktarılan bır yatkınlıktan söz etmek mumkun Genlerınde depresyona yatkınlığı belırleyen özellıkler taşıyan bır çocuk, hayatının erken evrelerınde kayıpla karşılaştığında ve bu kayıp patolojı yaratacak şekıIJe seyrettığmde depresyon rıskı yukselıyor başka bir bılinen patolojı bulunamaması, çocuklukta yaşanan kayıpların bu tıp bır nörobıyolojık "ız" bıraktıklannı, depresyona yatkınlığa maddı bır temel yarattıklarını duşunduruyor Çocuklukta kayıp yaşamış olanlarda ortaya çıkan nörobıyolojık değışıklıklere ılışkın ılk bıldırım bu değıl Oığer pek çok çalışmacı da erken dönem kayıplarının nörobıyolojıyı kalıcı olarak değıştırdığını, böylece kışının ılerıkı depresyonuna aday hale geldığını öne suruyor başında insanın deneyımden öğrenmesı gelır Bır açıdan, öğrendıklerımız kışıhğımızın yapısını oluşturur Pek çok ruhsal problemln öğrenme yoluyla edlnlldiğl, yanı deneyımle "kazanıldığı" kabul edılır Psıkoterapılerin de ılk öğrenme deneyımine alternatıf başka bır yaşantı yaratarak tedavı edıcı etkı gösterdığı savlanıyor Burada, öğrenme ılkelerını temel alan davranışçı psıkoterapıyı kastetmıyorum sadece Analltik teoriden kaynaklanan göruşlerı temel alan dlnamik psikoterapi ıçın de aynı öğrenme surecı geçerlı Hatta, en fazla onun ıçın geçerlı Deneyim ve davranış etkileşimi Ruhsal bozukluklann moleküler blyolojlslnl ınceleyen Amerıkalı psıkıyatrıst Eıic Kandell, bıyolojı ile psıkohojı arasındakı köpruyu oluşturan çalışmalarıyla bu alanda tam bır "star" Anksiyetenin gerek bazı dış etkenlere karşı normal bır yanıt, gerekse ruhsal bozukluklann çok önemlı bır bıleşenı olarak yapısını araştıran Kandell, anksıyete durumlarında olanbıtenlerın moleküler yapısını anlamak ıçın enfes hayvan modellerı oluşturmuş Oenlz salyangozlarını deney hayvanı olarak kullanıyor Başka bır yazı kapsamında ayrıntıyla söz edılmesı gereken deneyler sonucunda Kandell, bazı ruhsal bozukluklann (psıkozlar) özgül gen yapısında değislkliklere, bazılarının (nevrozlar) ıse genlerln dışavurumunun düzenlenlşindeki degişikllklere bağlı olduğunu söyler Nevrotık denen grupta, öğrenmenın ve yaşantıların belırleyıcı olduğunu belırtırken, bu hastalıklarda çevresel etkenlerın genlerın ışleyışını değıştırdığı sonucuna varır Beynımızdekı sınır hucrelerı arasındakı bağlantıların yapısı ve ışlerlığı, genetık ve gelışımsel etkenlerce belırlenırken, bu bağlantıların ışleyışının nıtelıklerı her beynın sahıbının geçırdığı yaşantılara bağlı olur İşleyış, yaşantılara göre değışıklıklere uğrar Çocukluk dönemındekı yaşantılar, yatağında akan ırmağın akış tarzında değışıkhkler yaratan etkenler gıbı, yatağı değıştırmeksızın, etkı göstenrler Kandell1 ın bakış açısı kabaca böyle Annebabanıza, sıze nasıl analıkbabalık ettıklerıne daır soruların cevapları, sızı dınleyen doktora bu bakış açısı çerçevesınde bır bılgı yığını getırecek Gunumuzun tıbbı, hangı yaşantının hangı sınır hucrelerı arasındakı bağlantılarla ılışkılı olduğunu henuz kesınhkle ortaya koyabılmış değıl Dolayısıyla, ruhsal bozukluklarda aksayan hucrenın ya da hucre grubunun adı şu an ıçın bılınemıyor Ama hastayı doktora getıren, hucrelerındekı aksakhk ya da buna neden olan sıstematık hastalık de ğıl, ona ıstırap veren durumdur, "şıkâyetlerıdır" O "şıkâyetler"ın gıderılmesı ısteğıyle doktora gelen kışının "şıkâyetlerının" hangi koşullarda, nasıl ve neden ortaya çıktığını araştırmak, buna nasıl ve ne ölçude bır glderme/değlstlrme yapılabıleceğını tartışmak ıçın "çocukluk dönemC'ne aıt bılgılere ıhtıyaç var Bu yoldan, sınır hucrelerının düzenlenış ve bağlamş tarzları hakkında dolaylı kestırme olanağı olur Anlayacağınız, sorular bır katta ıkı kışı arasındakı ıletişımı oluştururken, bır alt katta zıhınsel faalıyetın örgütlenışıne ayna tutar Çocukluk yaşantıları İle erişkln yaşta ortaya çıkan ruhsal bozukluklar arasında ne gibi bir ilişkl var? Nıçın bu yaşantıların ustunde bu denlı duruluyor ve bazıları altı çızıle çızıle kaydedılıyor? Bır öncekı yazıda, çocuklukla yaşanan, ölüm ya da aynlığa bağlı kayıplardan söz etmıştım Bu kayıplar ile ılerıkı yaşlarda ortaya çıkan (başta depresyon olmak uzere) baz\ ruhsal bozukluklar arasında çeşıtlı ılışkıler varsayılagelmıştı Gunumuzde, özellıkle ayrılık ve sonucunda gelışen anne/babaçocuk ılışkısındekı bozulmanın, erışkın yaşlarda pslkopatolojl nedenl olduğunu destekleyen araştırma sonuçları yayımlanıyor Bır grup araştırmacı da gözlemsel ve ıstatıksel olarak varlığı bılınen bu ılışkının hangı sureçler ustunden, nasıl varolduğunu araştırıyorlar Ayrılık, kayıp ya da yeterslz annebabalık kışıyı nasıl depresyona daha yatkın kılabılıyor? Bu sorunun cevabını aramaya başlayan araştırmacı psıkıyatrıstlerden bırı, yazar Gertrude SteIn'ın ölum döşeğındekı sözlerını aktanyor "Peki, cevap ne?" Çevreden hıç ses çıkmaması uzerıne GS tekrar soruyor "Hmm, öyleyse, soru ne?" yıne hıç cevap çıkmaması beklenır Çunku gunumuz psıkıyatrısının karşı karşıya olduğu (belkı de) en temel soru Yaşantı ile bıyolojı arasındakı bağdaşma yuzeyını arayan herkesın karşı karşıya kaldığı bır soru Soruya cevap arayan kapsamlı çalışmalardan bırısınde (Archıves of Gen Physıologıe, Kasım 88) çocukluk dönemlerınde travmatık kayıp yaşamış kışılerden ruhsal bozukluk ortaya çıkan ve çıkmayanlar ıkı ayrı grupta degerlendırılmışler. Biyolojik yapıdaki etkisi Pekı, çocukluktakı bır yaşantı (örn kayıp) bıreyın bıyolojık yapısında nasıl bır değışmeye yol açıyor kı erışkın yaşlarda bır depresyon rıskı yukselıyor? Aynı araştırma ekıbı, kayba uğramış ve erışkın yaşta depresyon geçırmış kışılerın "HPA eksenı" adı verılen nöroendokrın sıstemını değerlendırmışler HPA, beynın hıpotalamus bölgesınde başlayan pıtuıter (hıpofız) bezınden geçerek böbrekustu (adrenal) bezde sonlanan bır sıstem Beyın aktıvıtesını yansıtması ve özellıkle depresıf hastalıklarda değışıklıklere uğraması, aksaklıklar gostermesı, psıkıyatrık araştırmacıların ılgısını öteden berı çekıyor HPA faalıyetı ölçumlerınde, kayıp ve depresyon geçırmış kışılerın HPA faalıyetınde belırgın artış olduğu gözlemlenmış Bu artışı açıklayacak Çocuklukta geçirılen çeşıtlı yoksunluk dönemlerının beyın yapısı ustüne etkisi araştırılırken, özellıkle şempanzeler kullanılmış örneğın, gorsel uyaranlardan yoksun bırakıiarak buyutulen şempanzelerın görme merkezlennde hem ışlev, hem de yapı duzeyınde değışıkhkler ortaya çıkmış Halbukı, şempanzelerın potansıyel olarak görme yeteneklerı mevcut, ancak bu yeteneğın, (gorme algısının) tam olarak gelışmesı ıçın görsel uyaranla defalarca karşılaşmaya ıhtıyacı var Yaşantının eksıklıgı, beyınde yapısal duzeyde ve kalıcı değışıkhğe yol açarak görsel uyarandan yoksun büyüyen şempanzede görmeyı bozuyor Aynı durum psikotosyal yaşantılar Içln de geçerll olamaz mı? insan davranışının ayırıcı özellıklerınin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle